Çocukların Doğaya İhtiyaçları Var
Pek çoğumuz, çocukluğumuzda açık havada saatlerce oynadığımız günleri hatırlarız. Bisiklete biner, ağaçlara tırmanır, arka bahçede çukurlar kazar, bulduğumuz taş, kozalak, çer çöpü biriktirir, onlardan yeni şeyler yapardık. İsimlerini bilmesek de bahçedeki çiçekleri, tomurcukları, yabani otları, böcekleri incelerdik. Sabahtan akşama dek, biri bizi eve çağırana kadar kaygısızca, dertsiz tasasız oynayan çocuklardık. Kısacası doğa günlük hayatımızın bir parçasıydı. Doğayla aramızda bir bağ vardı.
Ne yazık ki bugünün çocuklarına baktığımızda, doğayla ilgili deneyimlerinin olmadığını görüyoruz. Bırakın doğayı, sokakta ya da parkta açık havada oynayamayan çocuklar var. Onların bir etkinlikten diğerine koşturdukları oldukça yoğun bir programları var.
Sebebi ne olursa olsun – ister ailelerin ve çocukların zamansızlıkları, ister oyun alanlarının azalması, sokakların trafik açısından güvenilir yerler olmaması, annelerin çocuklarının terleyip üşütebileceklerine dair endişeleri ya da son senelerde ortaya çıkan hayvanlardan ya da haşerelerden geçen hastalıklar gibi sebepler – çocuklar özgürce açık havada oynayamıyorlar. Her geçen gün çevrelerindeki doğadan biraz daha uzaklaşıyorlar.
Bir eğitimci olarak, çocukları doğayla buluşturmanın ve doğayla bağ kurmalarını sağlamanın, hem eğitimcilerin hem de anne-babaların öncelikli hedefleri arasında yer alması gerektiğine inanıyorum. Ancak o zaman öğrenmekten zevk alan, meraklı, araştırmacı, gözlem yapan, çözümler üretebilen, doğa ve diğer tüm zeka alanlarını aktif bir şekilde kullanabilen, daha sağlıklı, yaratıcı, stressiz, mutlu, çevre ve doğaya önem veren çocuklar yetiştirebiliriz. Tüm bu hedefler için çocuklarımıza uygun gördüğümüz yaşam tarzı, ne yazık ki onların gelişimine hizmet etmiyor. Çocuklarımızın da tıpkı bizim çocukluğumuzda olduğu gibi açık havada oynama hakkı olduğunu bilmek ve bu hakka saygı duymak zorundayız.
İçeride hiç çocuk kalmasın, onları açık havaya çıkarın, hem de bugün, şimdi!
Nereye gideceğinizi, nereden başlayacağınızı ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız, işte size küçük bir rehber. Siz yeter ki meraklı ve istekli olun.
Doğayı Çok Uzakta Aramayın
Her mevsimde, günün her saatinde, kapınızın hemen dışında; arka bahçeniz, yürüdüğünüz sokak, yaşadığınız semtteki küçük bir park gibi çok yakınlarda bir yerlerde, sizi çok şaşırtacak ve hayran bırakacak bir doğa var. Tüm duyu organlarınızı kullanarak keşfetmeye başlayın. Çocuğunuzu çiçeklere daha dikkatli bakması, kuşları dinlemesi, nemli toprağı koklaması, yapraklara ve ağaçların gövdesine dokunarak, yumuşak ve sert dokuları hissetmesi için teşvik edin. Keşfettiğiniz her yeni şeyin tadını çıkarın ki doğaya olan hayranlığınız her seferinde bir kat daha artsın.
Keşfetmeyi Oyun Haline Getirin
Uzman olmanıza gerek yok; isimlerini bilmeseniz, hiçbirini tanımasanız bile, bitkileri, kuşları, böcekleri daha yakından gözlemleyebilir ve anlayabilirsiniz. Eğer canlıları tanımlamak sizin için önemliyse, çocuğunuzla birlikte, kitapçıdan alacağınız bir kaynak kitap ya da dergi, internetten yapacağınız araştırmayla sorularınızın cevaplarını bulabilirsiniz.
Dikkat! Sizi Model Alacaktır
Seneler sonra, çocuğunuz sizinle birlikte yaptığı keşif gezilerini, birlikte topladığınız kozalak, yaprak ve böğürtlenleri ya da paçalarınızı sıvayarak bir derenin serin sularında yaptığınız yürüyüşleri hatırlayacaktır. Doğaya olan yaklaşımınızla onu etkileyecek kişi sizsiniz. Çocuğunuz sizi bir kurbağa ya da yusufçuğu yakından incelemek için peşlerinden koşarken görürse, sizi örnek alacaktır.
Teşvik Edin
Doğayla ilgili çocuğunuzdan daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. Ancak gördüğünüz, incelediğiniz şeylerle ilgili bildiklerinizi ona hemen anlatmayın. Önce onun soru sormasını bekleyin. Onun ilgilendiği şeyleri gözlemleyin, ona sorular sorarak düşünmesini ve daha fazlasını merak ederek araştırmasını sağlayın.
Örnek Sorular
Bu ayak izleri hangi hayvana ait olabilir sence? Büyük bir hayvan mı? Küçük bir hayvan mı?
Sence bu kuş yuvası neden ağacın en üst dallarında? Anne kuş neden o kadar yükseğe yapmış?
Sen de ağaçların arasından gelen sesi duydun mu? Sessizce dinleyelim. Ne olabilir acaba?
Esnek Olun
Her şeye hazır olun. Gittiğiniz yerde karşınıza, o gün için planlamadığınız şeyler çıkabilir. Size ilginç ve cazip geliyorsa onun peşinden gidin. Kozalak toplamaya diye çıkıp o güne kadar görmediğiniz bir kuşla karşılaştıysanız, onu izleyerek duyduğunuz hayranlığı birbirinize anlatın.
Hazırlıklı Olun
Önceden plan yapmak, amacına ulaşmış bir maceraya atılmanın birinci kuralıdır. Özel bir malzemeye ihtiyacınız olmasa da birlikte sırt çantası hazırlamak keyiflidir. Çocuğunuzla birlikte küçük birer çanta hazırlayabilirsiniz.
Hava şartlarına uygun giyinmek önemlidir. Önemli olan bir diğer nokta ise bulunduğunuz semtteki ya da yakın yerlerdeki parkları bilmektir. Çevrenizde doğa dernekleri ya da kulüpleri varsa onları ziyaret edip bilgi edinebilirsiniz.
Haydi, Keşif Çantanızı Hazırlayın!
Çantanıza koymanız gerekenleri, gideceğiniz yere ve o gün için planladığınız etkinliğe göre seçmelisiniz. Aşağıda size fikir verebilecek bir liste yer alıyor. Listeden ihtiyaç duyacağınızı düşündüklerinizi siz seçebilirsiniz.
Büyüteç
Dürbün
Toplayacaklarınızı koymak için torba ya da kap
Gideceğiniz yere ait topladığınız bilgiler
Gördüklerinizi not almak için bir not defteri ve kalem
Fotoğraf makinesi
Yara bandı
Yerde oturmak için ince bir örtü ya da mat
Doğa Günlüğü
Doğada gördüklerinizi, bunlarla ilgili gözlemlerinizi, düşünce duygularınızı not almak ve resimlemek için yanınıza alacağınız küçük çizgisiz bir not defterini doğa günlüğü yapabilirsiniz. Doğa günlüğü tutmak, çocukların gözlem yapma ve inceleme becerilerini geliştirecektir. Böylece çocuklar bilimsel veriler toplamayı öğrenecekler, gerektikçe bu verilerden yararlanarak bilgi ve deneyimlerini tazeleyeceklerdir.
Doğa günlüğünü kullanırken tarih, saat, yer ve o günün hava durumunu belirtmek önemlidir. Gördüklerinize dair düşünce ve duygularınızı doğa günlüğünde belirtmek, ileride bunları hatırlamanız açısında önemlidir.
Nuran Kansu‘nun Çocuğumla Doğadayız kitabından alıntı yapılmıştır.