Gönderen Konu: Dünya Hayatına Razı mı Oldunuz  (Okunma sayısı 41 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6700
Dünya Hayatına Razı mı Oldunuz
« : Bugün, 08:16:17 ÖÖ »


Dünya Hayatına Razı mı Oldunuz

“Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim ayetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak. İşte bunların kendi elleriyle ettikleri yüzünden varacakları yer cehennemdir.  (Yunus, 7-8)

Şükür ve Küfür; bu iki kelime bizim tüm hayatımızın, söz ve davranışımızın kodlarını oluşturur. İnsan ya Allah’a ve onun koyduğu değerlere inanır ve ona göre söz söyler davranış sergiler; ya da kendini merkeze alır kendi ölçütleri heva ve hevesine göre söz söyler ve hareket eder.

Burada inanan ve inanmayanın tespitinde en önemli kıstas davranış yani ameldir. Ziya Paşa’nın dediği gibi “âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”

İnsanların gönüllerinde olanların ne olduğunu Allah en iyi bilendir. Münafıklar “iman ettik” diye çırpınsalar da yeminler etseler de Allah onların iman sözlerini kabul etmemiştir. Söylenen sözler ve kararlar ya ŞÜKRÂNÎdir; yani Allah’ın ve Rasulünün bize gösterdiği ölçülere uygundur ya da KÜFRÂNÎdir; yani Allah’ın ve Rasulünün bizim sakınmamızı istediği çirkin söz ve amellerdir. Bu küfran hali her zaman inkâr anlamında bir küfran olmayabilir. Bazen nimetin kadrini bilmemek anlamında Allah’ın bütün ihsan ve ikramına rağmen, Ona saygısızlık ve nankörlük de olabilir.

Allah’ın verdiği ilim ve irfanı, malı ve serveti, makam ve şöhreti… yanlış kullanmak da bir küfran halidir. Musa’ya (a.s) eza veren onu öldürmek için üzerine saldıran Firavun da küfran içinde idi. Kur’anî tabirle Tevrat’ın hükümlerini gizleyen, onun emirleri doğrultusunda hareket etmeyen, dünyada âlim vasıflı, Allah katında ise kitap yüklü eşek olanlar da küfran içinde idiler.

Musa (a.s)’ın toprakları yine şekil değiştirmiş Musa(a.s) düşmanları, Davûd (a.s) düşmanları, Süleyman (a.s)  düşmanları ve Muhammed (a.s) düşmanları ile dolmuştur. Topraklar aynı topraklar, dava aynı dava, olaylar aynı ve inşallah sonuç da aynı olacak. “VEL ÂKIBETÜ LİL MUTTEGÎN – Hayırlı sonuç takva sahibi mü’minlerindir.”

Bu topraklar, her karışında Allah’ın elçilerinin terlerinin, emeklerinin, dualarının olduğu ibretlerin alınacağı manevi iklimlerdir. Fakat kalbi hasta olanın gözünün kör olmasına gerek yoktur. Onlar ne topraklarından geçmiş yüce nebi Yusuf’u (a.s.) anlar ne Davud’u (a.s.) ne Süleyman’ı (a.s.), ne de Musa’yı(a.s.) anlar. Onların her şeyleri kör olmuştur. Tıpkı ataları gibi. Yüce rabbimiz Bakara Suresi’nin ilk ayetlerinde bu kalp hastalığına dikkatlerimizi çekerek bizi bu hastalığa yakalanmaktan sakındırır ve yakalanmış olanların neleri yapabilecekleri ile de bizi uyarır:

“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler. Allah'ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar.
Hâlbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.  Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.  İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.  Onlara: "Müslümanların inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece onlarla alay ediyoruz." derler.  (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.  İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar.” (Bakara, 8-16)

 Bugün Musa’nın (a.s) ülkesinde firavunun karşısında Musa’yı (a.s) destekleyen ve yeni mü’min sihirbazlara verilen ölüm cezalarını kabul etmeyen mü’minler gibi mü’minler var. Bu mü’minlere idam fermanını veren mahkeme reislerinin üzerinde ve onların kararlarını İslam adına kabul ya da ret noktasında olan müftüler var. Adı Müslüman adı, görüntüsü Müslüman görüntüsü,  fakat kaleminden Müslüman kanı damlayan zalimler kendini bilmediği gibi Allah’ı ve onun yüce kudretini de anlayamamışlardır. Bunlar kulların zulmünü Allah’ın azabından büyük görmüş ve Cehennem’i tasavvur edememiştir. Yine kulların iyiliklerini Allah’ın ihsanına tercih etmişler âhireti ve cenneti kavrayamamışlardır.

Bu Topraklarda Karun gibi malına mülküne güvenip kibirlenenleri Yüce Rabbimizin yerin dibine geçirdiğini unutmuşlar, Firavun’un peşine takılan Belam’ın köpekleştiğini göremeden Allah’ın nimetlerine nankörlük ederek çağdaş firavunla aynı kuyuya girdiler. Oysa Rabbimiz bu topraklarda susayan mü’minlere kayalardan sular fışkırtmış, kudret helvaları ve bıldırcın etleri ile onları beslemiş, düşmanlarına karşı denizi parça parça bölmüştür.  Firavun’un önünde canı pahasına imanını ve Allah’a sadakatini haykıran mü’minlerle peygamberlerini ve dinini desteklemiştir. 

Hayat; Musa-Firavun, Muhammed-Ebu Cehil, iman - küfür tercihidir. Biz de en azından gönlümüzle bu zalim çeteden uzaklaşmalıyız.

Hatalarımızdan da en kısa sürede tövbe etmeliyiz. Tövbelerimizi firavunlarınki gibi geciktirmeyelim. Zira son anda tövbe kabul olunmaz da firavunlarla birlikte Allah’ın gazabına uğrarız.

“Musa dedi: "Ey Rabbimiz! Sen Firavun'a ve adamlarına şu dünya hayatında göz kamaştırıcı zenginlik ve bol bol servet verdin. Ey Rabbimiz!

Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür ve kalplerine sıkıntı düşür. Çünkü onlar o acıklı azabı görmedikçe iman etmeyecekler."

Allah buyurdu: "Her ikinizin de duası kesinlikle kabul olundu. Siz yine doğru ve dürüst olmaya devam edin. Kendini bilmeyenlerin yoluna sakın uymayın."  Ve sonra İsrailoğulları'nı denizden aşırdık. Firavun, düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına düşürdü. Ta ki, suda boğulmaya başlayınca "İNANDIM, GERÇEKTEN DE İSRAİLOĞULLARI'NIN İMAN ETTİĞİNDEN BAŞKA İLAH YOKTUR. Ben de ona teslim olanlardanım." dedi.  ŞİMDİ Mİ? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin ve fesatçılardan idin. (Yunus, 88-91)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dünya Hayatına Razı mı Oldunuz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:17 ÖÖ]


Yalan ve İnsan Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:03:28 ÖÖ]


İbadetler ve Ameller ile Arınma - Temizlenme Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:52:32 ÖÖ]


İnanç Sağlığımızı Koruyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:31 ÖÖ]


Gıda Zehirlenmesi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:21 ÖÖ]


Anne ve Babanıza Öf Bile Demeyin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:31 ÖÖ]


Allahü Teâlâ Cömertlere Her Güzelliği Vermiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:59:00 ÖÖ]


Din Hayattır Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:10:51 ÖS]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:03:01 ÖS]


Kur'an ve İnsan Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:55:17 ÖS]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:49:17 ÖS]


Allah İçin Buğz Etmek Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:43:20 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:39:20 ÖS]


Nifak Alameti Cehennemi Hastalık Yalan Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:06:34 ÖÖ]


İnsan Denen Muamma Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:53:39 ÖÖ]


Kalplerin Huzuru Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:49:04 ÖÖ]


Eğitimde Amaçlar Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:42:59 ÖÖ]


Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:33:47 ÖÖ]


Gazze Direnişinin Fiilî ve Kavlî Dersi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:21:10 ÖÖ]


Dinin Esası Allah’ı (CC) Bilmek Kesin Bilgi ve Yararlı Akıldır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:11:11 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50