Gönderen Konu: Zaman ve Ömür İsrafı  (Okunma sayısı 1892 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6603
Zaman ve Ömür İsrafı
« : Temmuz 25, 2024, 07:53:41 ÖÖ »


Zaman ve Ömür İsrafı

“İki günü birbirine eşit olan, ziyandadır. “Veren el, alan elden üstündür.”

“Dünya ekim yurdudur; dünyada eken, ahirette biçer.” (S.A.V.)

“Ömrümüz her an eksiliyor; vakit amel vaktidir, istirahat zamanı değildir. Amel sırasında istirahat, ekini zayi etmektir.” (İmam Rabbanî K.S.)

Zaman ve ömür/hayat, değerini bilemediğimiz, iki büyük nimet. İkisini de ne uzatıp, kısaltabiliyor; ne de ödünç veya satın alıp, saklayabiliyoruz.

Çalışmaya/kazanmaya gönderildiğimiz bu dünya/gurbet gezegeninde; zararlı, faydasız şeylerle, oyun ve eğlencelerle ömrümüzü israf ederek hüsrana uğramak; sılaya/vatana eli boş, hatta borçlu dönmek, akıl işi midir?

Sınırlı ömür sermayemizi; doğru, verimli kullanma sorumluluğumuz var. Bunun için zamanımızı hep hayra kullanmak, harcamak; şerre kullanmaktan, faydasız şeylerle meşgul olmaktan, israf etmekten kaçınmak durumundayız.


Allah Teâlâ; zamana, birçok vakit üzerine yeminle, onları şereflendirerek, değerine, önemine bizim dikkatimizi çekmiştir. (Şems, Leyl, Duha, Asr)

Allah Teâlâ, zaman adına da Resulü’nün ömrüne de değer ve önemle yemin buyurmuş.

İnsanların hüsrandan/ziyandan kurtulmaları için; iman etmeleri, salih amellerde bulunmaları, Hakk’ı ve sabrı tavsiye etmeleri bildirilir. (Asr)

Zamanımızı/vaktimizi verdiğimizde karşılığında neyi alıyoruz? Neyi almalıyız ki, zararda değil, kârda olalım? Bu bilinçte olabilmek de büyük bir nimet/lütuf değil midir?

Neden; yanlışlarla, yalanlarla, yanılgılarla malûl milyonlarca beşeri kitapları okumayı, Kur’an “oku”maya tercih ederiz ki?! O’nda her şeyin beyanı, hükmü, örneği olduğu; ilahi olduğu/çelişkisiz, yanlışsız, eksiksiz, yalansız olduğu/hayat veren, rahmet, şifa ve rehber olduğu halde?!

Zamanımızı israf etmeksizin, yararlı şeylerle doğru kullanmak kolay değil. Hayatımızda birçok görüşmeyi, kavuşmayı, beraberliği arzu eder, önemser, ararız.

Birçok makam sahibinden, kısa da olsa, randevu için çaba gösteririz. Aynı arzuyu; bizi her an huzuruna çağıran, her ihtiyacımızı karşılayacak Melik Allah-u Teala'ya neden gösteremiyor, ihtiyaç duyamıyoruz... Yardımlar/edenler de ancak O'nun (C.C.) ilmi, iradesi, yaratması, izni ile olduğu halde...?!

Kur'an okumak, anmak, namazla birlikte olmak, konuşmak, huzurda olmak nimetini neden görmezden geliyoruz?

Bir günde/24 saatte/beş vakitte toplam bir saatlik zamanımızı; âlemlerin Rabbi, Meliki Allah Teâlâ’nın huzuruna davetine icabet şerefinden/nimetinden uzak olmak, büyük gaflet değil midir? Biz muhtaç, O (C.C.) Samed, Ganiyy, Kâfi iken.!?

Birkaç yıl önce, bir akademisyenden şu cümleyi duymuştum: "Kur'an'ı tetkik ettim; "tatil" diye bir kelimeye/kavrama rastlamadım..."

Biz ise, nerdeyse her zaman tatilde değil miyiz? Uluslararası rekabette hangi konuda hangi sıralardayız?

Kur’an'da: "Herkes bugün çalıştığının karşılığını yarın görecek." (Necm/39-41) "Boş kaldığında, hemen başka bir işe koyul." (İnşirah/7).

Dünyadaki sınavımızda güzel amellerle yarışmak, yeryüzünü imar etmek sorumluluğumuz var. (Mülk/2, Hud/61)

Maddeten güçlü olmaksızın: *İlahi mesajların ortak amacı olan yeryüzünde adaletin sağlanması emri nasıl gerçekleşecek? (Hadid/25), *Düşmanlara karşı nasıl kuvvet hazırlanacak? (Enfal/60), *En kârlı ticaret olan cihat emri, zekât, infak, Hac, nafaka, kurban, vakıf vb. mali görevler, hizmetler nasıl yapılabilecek?

Zaman ve ömür nimetlerinin şükrünü eda edenlerden eylemesini Yüce Rabbimizin sonsuz kereminden diliyoruz, vesselam.

Bahaddin Elç.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53