Gönderen Konu: Fitnenin Kapısı  (Okunma sayısı 2067 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2118
Fitnenin Kapısı
« : Ağustos 13, 2024, 08:14:13 ÖÖ »


Fitnenin Kapısı

Korkusundan şeytanın dahi yol değiştirdiği, fitnenin önünde asla açılmayan bir kapı, hak ile batılı her daim ayıran, farkları fark ettiren bir Faruk, vahyi adeta göklerden sağan bir hak aşığı, Hazreti Ömer radıyallahu anh.

Müslüman olur olmaz “Kâbe’ye gidelim ve hep birlikte namaz kılalım” teklifini getiren ve teklifi Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem tarafından kabul edilen “Ey Peygamber! Sana Allah ve sana ittiba eden mü’minler kafidir!..” ayet-i kerimesinin nüzul sebebi.

“Dünyaya az meylet, hür yaşarsın.”

“Günah işlemekten vaz geçmek tevbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”

“Bir adamın şöhretine, görünüşüne aldanmayınız. Bir insanın namaz ve niyazına bakmayınız. Aklına ve doğruluğuna bakınız.”

Söz ve nasihatleriyle bir hayat rehberi olan Hz. Ömer radıyallahu anh, çıkabilecek fitneleri de anında müdahale ederek daha fitne ortaya çıkmadan sonlandırmıştır.

Efendimiz’in sallallahu aleyhi vesellem irtihalinden hemen sonra meydana çıkan karışıklığı görmüş ve derhal elini uzatarak Hz. Ebubekir’e bey’at etmiştir. Onu gören diğer sahabeler de bey’at edince büyük bir olayın vuku bulması önlendi.

Haşimoğullarından bazılarının Hz. Ali’den başkasını kabul etmeyeceklerini söylemeleri üzerine Fatıma radıyallahu anh’ın evine gelerek:

“Ey Peygamber sallallahu aleyhi ve selem’in kerimesi! Kasem ederim ki, biz seni, herkesten fazla sever, sana hürmet ederiz. Fakat bu adamlar senin evinde toplanmakta devam edecek olursa senin evini yıkarım” dedi. Bu kararlılığıyla çıkabilecek en büyük felaketlerin önüne set çekiyordu. Ömer radıyallahu anh çok buhranlı bir zamanda süratli, adaletli ve kati bir hareketle tehlikeleri bastırmış ve fitnenin önünü kesmiştir.

Dünyaya değer vermeyişi O’nu yüceltmiş, tebasına olan düşkünlüğüyle de liderlere örnek olmuştur. Şöyle ki:

Kıtlık zamanında bir deve boğazlayıp, Medine fukarasına ulaştırılmasını istemişti. Hizmetçisi ise devenin iyi etlerinden birazını alıp Halife Hz. Ömer’e hoş bir yemek yapmıştı.  Hz Ömer: “Bu neredendir?” diye sorunca Hizmetçi de: “Dünkü boğazlanan devenin etinden” cevabını verdi. Hz. Ömer’in hali değişti ve ağlayarak: “Vay benim gibi valiye ki, fukaraya etin kemiğini ulaştırıp, kendisi için iyisini alıkorlar. Ey Hizmetçi! Bir daha böyle yapma. Bu yiyeceği kaldır, fukaradan ehl-ü iyali olan bir kimsenin evine götür, yesinler. Bana da yine evvelki gibi yiyecek getirin. Halifeye ayda bir kere et yemek kifayet eder.” Hizmetçi de eti, sofrası ile bir ehl-i beyte ulaştırdı. Halife ise âdeti üzere hizmetçinin getirdiği bir miktar zeytinyağını kuruca ekmeğe katık etti ve hamd etti.  Dünyaya meyletmeyen kişi şüphesiz ki şeytana da açık kapı bırakmıyor. Şeytan bugün bizim hayatımızda açık kapılar buluyorsa dünya ile ilişkilerimizi gözden geçirmek zorundayız.

Hz. Ömer radıyallahu anh şehadetini anlayınca yine fitne çıkmadan işlerin yürütülebilmesi için bazı tedbirler ve sorumluluklar almıştır. Hz. Ömer radıyallahu anh, sahabe efendilerimizden bazılarını çağırarak onları tek tek görevlendirmiş ve bu suretle çıkması muhtemel tehlikeleri daha çıkmadan defetmiştir. Şöyle ki,  sırayla sahabe efendilerimize hitaben:

“Ebu Talha! Çok defa Allah seninle İslam’ı aziz kıldı. Bu defa da erbab-ı meşveret bir hanede toplanacaklar. Sen de ensardan elli kişi ile kapıda bekle, içeri kimseyi bırakma.  Ey Mikdat! Beni kabre koyduğunuzda erbab-ı şurayı topla. Bir haneye kapat. İntihab oluncaya kadar orda tut. Ey Suheyb! Üç gün namazı sen kıldır. Ashab-ı Şuranın başlarında dur. Beşi ittifak edip biri iba ederse kılıçla başını vur. Dördü ittifak edip ikisi muhalefet ederse ikisinin de başlarını vur. Eğer eşit olursa Abdullah -radıyallahu anh-ı hakem etsinler. Ona razı olmazlarsa Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh-ın bulunduğu tarafla beraber olunuz. Muhalefette ısrar edenleri katlediniz.” Buyurdu.

Ashab-ı şura: Hz. Ali, Hz. Osman, Hz. Talha, Hz. Zübeyr, Hz, Sad bin Ebu Vakkas, Hz. Abdurrahman bin Avf olmak üzere altı kişiden oluşuyordu. İslam’a hizmetleri ve faziletleri hususunda hiç kimsenin en küçük bir söz dahi edemeyeceği bu şahsiyetler hususunda gerekirse öldürülmeleri kararını vermek, takdir edileceği üzere çok zor bir karardır. Fakat çıkabilecek fitnenin büyüklüğünü önceden görüp ferasetini kullanmak ve sorumluluk almak çok daha mühim ve müthiştir. Şeytana açık hiçbir kapı bırakmamıştır.

Hz. Ömer radıyallahu anh kendisinin hakemliğine başvurmak üzere gelen bir münafık ile bir yahudinin meselesini çözme hususunda da büyük bir ders vermiştir:

Yahudi meseleyi Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e götürmeyi teklif etmiş ve Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de iki tarafı da dinlemiş, sonuçta yahudinin haklı olduğuna hükmetmişti.

Duruma itiraz edilmesi üzerine mesele Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh’a götürüldü. Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh  “Resulullah’a varmadın mı?” diye sorunca münafık: “Vardım lakin muradımca hükmetmedi” dedi. Hz. Sıddik radıyallahu anh Hüküm Allah’ın ve Resulullah’ındır, razı ol. Diyerek adamı azarladı.

Münafık razı olmayıp tekrar itiraz olunca meseleyi Hz. Ömer radıyallahu anh’a götürdüler. O da meseleyi daha önce kimlere götürdüklerini sordu. Durumu anlattılar. Bunun üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh “Bekleyin” diyerek evine girdi bir bıçağı alıp çıktı. “Allah ve Rasulüne beyat ettin mi?” dedi. Adam “evet” deyince “hangi elinle yapmıştın?” diye sordu. Münafık sağ elini gösterince münafığın o elini kesti.

“Fahr-i Alem sallallahu aleyhi ve sellem’in mübarek eline yapışıp beyat ettikten sonra hükme razı olmayanın cezası budur.” dedi. Şeytana açık kapı bırakmadı.

Bugün meselesini Allah Rasulü’ne götürüp de verdiği hükmü beğenmeyenleri, sünneti hafife alanları ya da karşısında yer alanları hem de dini yaşama adına sünnete muhalif olanları Hz. Ömer radıyallahu anh’ı okumaya ve anlamaya çalışmaya davet ediyoruz.

“Canım o işler o zamanın şartlarında geçerliydi şimdi şartlar değişti.” diyenleri de hepimizin ahir zaman Peygamberi sallallahu aleyhi vesellem’in ümmeti olduğumuzu hatırlamaya davet ederiz.  Cenab-ı Hak hisseler nasib eylesin. Amin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dua Hayatımızın Neresinde 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:10:39 ÖÖ]


DUaHaımııb Nerene 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:07:38 ÖÖ]


Ahiret Zarurîdir 6 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:59:47 ÖÖ]


İslam Birliği Zaferi Hayal mi 4 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:51:19 ÖÖ]


Dertsiz Müslümanlara Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:42:27 ÖÖ]


Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşan Toplum Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:33:50 ÖÖ]


Ahirete Eli Boş Gitmemek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:27:03 ÖÖ]


Hayatın Altın Kuralları Gönderen: anadolu
[Dün, 05:08:59 ÖS]


İyimisiniz Gönderen: anadolu
[Dün, 04:54:57 ÖS]


Niye Ben Gönderen: anadolu
[Dün, 04:50:37 ÖS]


Gaflete Kapılmamaya En Dikkat Edilmesi Gereken Zamanlardan Biri Gönderen: anadolu
[Dün, 04:44:26 ÖS]


Rahmet Kapısında Gönderen: anadolu
[Dün, 04:35:33 ÖS]


Çocuklarımıza Ne Kadar Yakınız Gönderen: anadolu
[Dün, 04:31:48 ÖS]


İslam’da Aile Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:10:30 ÖÖ]


Milli ve Manevi Değerlerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:56:33 ÖÖ]


Dava Ruhu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:47 ÖÖ]


Kibir Başkalarını Küçük Görmeye Sebep Olur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:30:41 ÖÖ]


Ey Yahûdî topluluğu Allah'tan Korkunuz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:23:36 ÖÖ]


Din ve Namus Nasıl Korunur - Helal Belli, Haram Da Bellidir Gönderen: fanidunya NET
[Kasım 08, 2024, 08:39:39 ÖÖ]


Yolumu Kendim Bulmasam Gönderen: fanidunya NET
[Kasım 08, 2024, 08:35:48 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48