* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Niye Ben  (Okunma sayısı 90 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 787
    • www.fanidunya.net
Niye Ben
« : Kasım 09, 2024, 04:50:37 ÖS »


Niye Ben

“Neden benim başıma geldi?” Bir tek musibet anında seslendiririz bu   yakıcı soruyu. “Niye ben?” Hep başkalarına olurdu böylesi şeyler. Öyle   olmasına öylesine alışmışızdır ki… Benim değil, “öteki”lerin başına   gelir kaza. En fazla bir istatistik rakamı kadar önemsediğimiz uzak   yabancılar eksilir hayattan. “Ben” dediğimiz dokunulmazdır. “Ben” öyle   sıradan değil(im)dir. Olağan bir kaza haberinin o hep bildik “ölü   sayısı” arasına sıkışmış sıradan bir rakam olamam “ben”. Başkası da   olabilmesi ihtimali altı milyar kez yüksek iken, niye “ben”im o “biri”?

  “Başka bir sürü yerde olabilecekken niye ille de burada çıktı bu   yangın?” “Başka milyonlarca insan varken, niye sadece beni seçti bu   kurşun?” “Başka sayısız saatler, dakikalar dururken, nasıl oldu da bu   ana denk geldi kaza?” “Başka bir dolu seferde olabilecekken, niye bu   sefer oldu bu arıza?”

  Tuhaf bir yalnızlık içinde buluyor kendini insan başına o “şey”   geldiğinde. Etraftaki olağan sesler düşmanlaşıyor, yabancılaşıyor. Araba   uğultusu, yağmur şıpırtısı, cep telefonu sesi dalga geçercesine yalayıp   geçiyor seni. Sen derin acılar içindeyken, hiçbir şey olmamış gibi   yürüyen, kaygısızca konuşan, her günkü gibi koşturan insanlara gücenik   bir edayla bakıyorsun: “Nasıl da rahat olabiliyorsunuz böyle? Aşk   olsun!” Her şey ve herkes “başka”laşıyor o anda. Yarın senin cenazen   olacak, sen eksileceksin sıcacık yuvandan, yavruların “Baba!” dediğinde   ömür boyu cevap alamayacak. Ama büyütmeye gerek yok! Sen sadece bir   “başkası” dahasın başkalarının gözünde. Bir “başkası”nın daha cenazesini   göz ucuyla seyredecek başkaları. Sen uykusuz bir gecenin koynunda, bir   yaprak gibi titrerken, başkalarına göre bir “başkası” olan sen sıradan   acılardan bir acı yaşıyor olacaksın. Uyuyacak milyonlarcası. Sen ve   yakınların gazetelerin üçüncü sayfasında kanlı bir habere konu olmuşken,   başkaları katlayıp bir kenara bırakacaklar senin haberini. Başkalarının   es geçtiği kadar lüzumsuz bir yer mi işgal ediyorsun ki yeryüzünde?   Başkalarının hiç üzülmeyeceği kadar, hiç eksikliğini hissetmeyeceği   kadar yersiz bir yerin mi vardı âlemde?

  Bak işte, ölen “ben” de olsa, “ölenle ölünmüyor”muş. Hayat devam ediyor   “ben”siz. Olmasan da oluyormuş meğer. Ne kadar dayanılmaz bir acı! Ne   kadar ağır bir hakaret! “Olsa da bir olmasa da bir”mişim meğer. Ne kadar   da aşağılandığını düşünüyor insan! Aslında o aşağılanmaya verdiğimiz   tepkidir o soru: “Neden başkası değil de ben?”

Daha açıkçası: “Niye ben   seçildim?” “Ne isteniyor benden?” “Hak etmedim ben bu ‘ceza’yı!”

  Hadi itiraf edelim: Kadere hesap soruyoruz. Yazgının iki yakasından   çekiştiriyoruz.

Hadi bir itiraf daha: Asıl derdimiz “kader”i takdir   edenledir. Yani Yaradan’la karşı karşıya gelir aklımız. “Ben”i Vareden’e   keseriz faturayı. Kafa tutarız. Dokunulmazlığımızın ihlaline isyan   ederiz. “Ne istedin benden?” “Benim ne suçum vardı ki?”
 
  Ne garip! Olumsuzlukların hesabı kaderden sorulur. “Ben” kendi ellerimle   suç işlerim, hapse düşerim ama “kader mahkûmu” oluveririm. Ayağım   kayar, günaha bulaşırım ama “n’edersin kaderime yazılmış” deyiverir,   sıyrılırım. Şampiyonluğunu, birinciliğini, galibiyetini kadere “mahkûm”   eden pek çıkmaz. Sevaplarını, iyiliklerini, biriktirdiklerini,   başarılarını “kader”in hesabına yazdıran olmaz.

  İyiliklerimiz kadere rağmendir sanki. Başarı, yazgıya başkaldırıdır.   Başarılıysam “Niye ben?” sorusunu sormama gerek yok. Birinci olduysam,   “Niye benim başıma geldi?” diye sızlanmak yok. “Başkaları”nın kazalarını   hayatta kalmış biri olarak seyrediyorken, “Niye ben hayatta kaldım?”   diye hesap sormak yok.

  Değil mi?

  Farkında değilim ama… Ben bana “ben” diyebiliyorsam, ne anlaşılmaz bir   ayrıcalık içimdeyim! “Ben”i bir “başkası” da olabilecekken “ben” diye   seçip Vareden’e hiç minnet duygum olmayacak mı? Pekâlâ başkaları içinde   sıradan biri olabilirdim. Pekâlâ başkalarının “başkası” diye bile   bilmediği, hiç hatırlanmayan, hatırlanmaya bile değmeyen bir “yok”   olabilirdim. “Yok” olduğunun bile farkında olunmayan bir “şey”dir   “yok”luk… Ben “ben” olmasaydım, niye ben olamadım diye hesap sorabilir   miydim? “Ben” olmayışıma yanabilir miydim?

  Ama hayret! “Ben” varım, var edilmişim. Varlığım yokluğuma “ben”den   habersiz tercih edilmiş. Kimseler hatırımı saymazken, beni aramazken,   eksikliğimi dert edinmezken, varlık sahasına çıkarılmışım, hatırım   sayılmış, el üstünde tutulmuşum. Ben bile “ben” olmayı hesap edemezken,   “ben” diyebileceğim bir insan olarak var edilmişim.

  Hiç beklemediğim, hiç ummadığım bir iyilikti bu! Aynada yüzüme   bakıyorum, kimsenin yüzüne benzemiyor. Meğer “biricik”mişim ben.   “Bitane”ymişim beni “ben” olarak seçenin nazarında. Nasıl oluyor da, ben   bana “ben” diyebiliyorum? Ya, ben bana “ben” diyemeyenlerden olsaydım?   “Sen” diye hitap edilmeyi hak etmemiş olsaydım? Öyle olsaydı, hiç   aşağılanmış hissedecek miydim? Kadere hesap sorabilecek yetkide   görebilecek miydim kendimi?

  “Niye ben?” diye kaybettiğimin hesabını sorabiliyorsam, hiç hesapsız   kazandığım “ben” sayesinde sorabiliyorum… Ne garip? Hiç yoktan   kazandığım “ben”imle kazanamadıklarımın da hakkım olduğunu düşünmeye   başlamışım. Tuhaflığa bakın ki, borç aldığım “ben”imle kendimi alacaklı   sayıyorum.

  Asıl sürprizi görmüyorum: “Ben” bana sürprizim. Hiç ummamıştım “ben”   
diye/bilineceğimi… Hiç beklemiyordum “ben” diyebilenler arasına   seçileceğimi… Ben beni “ben” bilmeseydim, ben “ben” olamayışıma   ağlayabilecek miydim?

  Ben şimdi burada soruyorum kendime:

  “Niye ben?”

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yahudiler ve Yahudilik 30 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:40 ÖÖ]


İnandığınız Gibi Yaşamazsanız - Yaşadığınız Gibi İnanmaya Başlarsınız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:26 ÖÖ]


Zihniyet Göçü ve Çöküşü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:35 ÖÖ]


Kur'an’ı Kerim'i Okumak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:18 ÖÖ]


Davetimiz Umut Olsun: Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:37 ÖÖ]


Kur'ân-ı Kerim Okunmayan Ev Kabir Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:08 ÖÖ]


Saygı Sevgiyi Ayakta Tutan Harçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:48:01 ÖS]


Her İnsan Karar Plan, Program Sahibi Olmalıdır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:42:34 ÖS]


İnsan Zayıf Yaratılmıştır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:35:08 ÖS]


Kızlarımızı Tesettüre Nasıl Alıştıralım Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:29:00 ÖS]


Ölümünü Unutanın Hayatı Heba Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:25:19 ÖS]


Kendini Yetiştirmek Hususunda Gençlere Öneriler Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:21:59 ÖS]


Yalan 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:14 ÖÖ]


Mutluluk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:10 ÖÖ]


Hayatın Cazibesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:24 ÖÖ]


Dünyahayatı İlgili Ayet ve Hadisler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Allah’ın Terbiyesinden Çıkmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:08 ÖÖ]


Helal Lokma Yiyenin Kalbi Nurlanır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:31 ÖÖ]


Biz De Denesek mi Acaba Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:53 ÖÖ]


Hayat Arkadaşınızı Şeçerken Gönderen: melek
[Kasım 12, 2024, 08:47:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48