Gönderen Konu: Her Zorluğu Yenecek Olan - Sabır  (Okunma sayısı 573 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6797
Her Zorluğu Yenecek Olan - Sabır
« : Eylül 26, 2024, 06:33:42 ÖS »


Her Zorluğu Yenecek Olan - Sabır

Kur’an-ı Kerim, insanı yetiştirmeyi hedef edinmiştir. İnsana verilen melekeler, kabiliyetler onun yerinde sayamayacağını, onun günden güne kendisini geliştirip olgunlaştırması gerektiğini göstermektedir. İnsanın kâinatı okuyacak, sırlarını keşfedecek bir donanıma sahip olması “halifeyi arz” oluşunun da gereğidir.

Biz, Kur’a-ı Kerim’de hangi konuyu ele alsak ve işleyecek olsak, sanki Kur’an-ı Kerim o konu ile ilgili olarak nazil olmuş gibidir. Sabır konusu da böyledir. Kur’an-ı Kerim’de en çok geçen kelimeler, kavramlardan birisi “sabır”dır. İnsanı, takdir olunan kemal noktasına ulaştıracak, onu hedefine çekecek, onu amacına ulaştıracak vesilelerin başında sabır ve o manadaki kavramlar gelir. Sabır, Efendimize doğrudan defalarca emredilmektedir.

“Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma” (Kalem, 48).

Eyyub Peygamberin çekilmez hastalığına sabretmesi hatırlatılarak:

“Eyyub'u da hatırla ki, Rabbine, 'Bana zarar dokundu; Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin' diye dua etmişti” (Enbiya, 83).

Enbiya Suresinin 85. ayetinde Hz. İsmail, Hz. İdris ve Zülkifl’den bahisle:

“Onların her biri sabredenlerdendi” buyurulmaktadır.

Dikkat çeken bir husus da sabrın namazdan önce gelmesidir. Şöyle buyuruluyor:

“Ey iman edenler sabırla ve namazla Allah’tan yardım isteyiniz. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir”(Bakara, 153).

Çünkü namaza devam etmek de sabra bağlıdır. Allah’ın nimetlerine, özellikle nimetlerin bir anahtarı mahiyetinde ki iman ve İslam’ı ihsan derecesinde yaşayabilmek için pek çok imtihanlardan geçeceğiz. Hele önümüzde biri dâhili, biri de harici iki imtihan vardır ki bunlara karşı hazırlıklı olmamız gerekir. Aksi halde en ufak bir sıkıntı, bir acı karşısında korkmaya, sızlanmaya başlarız.

Sabrın, cahiliye döneminde kabilenin şan ve şerefini korumada çok önemli bir fazilet olduğu bilinmektedir. İslam’ın doğuşu ile birlikte artık sabır, Allah yolunda gösterilen bir fazilet ve fedakârlık anlamında kullanılmıştır. (Kâdî Îyaz, Şifa-i Şerif’den)

Merhum Elmalılı Hamdi Yazır, “İmandan sonra yolun başı sabır, ahlakın başı sabırdır. İlmin başı sabır, amelin başı sabır, hâsılı hikmetin başı sabırdır. Sabırsızlık, ivmek bir anda her şey istemektir. Her şeyi bir anda istemek hiç bir şey istememektir. Hâlbuki mahlûkat zamânîdir ve terbiye kanununa tabidir.” (Hak Dini Kur’an Dili, 1. Cilt s.544)

Bir kuzunun alelacele büyüyüp kurban olabilmesi için yiyebileceğinin birkaç misli fazla yedirilirse her halde kuzu öldürülmüş olur. Bu ayeti kerimenin tefsiri münasebetiyle Fahri Râzî, “Bu ayetin muhatabı sabır ve salata iman eden müminlerdir.” der. Âyetteki sabır, oruç manasında da yorumlanmıştır. Çünkü oruç nefsin şehvetini kırdığı için sabrı kolaylaştırır.

İnsanın sabrı “Fedayı Hayatı” gerektirebilir. Sabırla, cihat ve oruç murat edildiği de belirtilmiştir.

Efendimiz:

“Kim Ramazan ayını Allah'a inanarak, imanla ve sevabını Allah'tan bekleyerek ihyâ eder, Ramazan orucunu güzelce tutarsa, o güne kadar işlemiş olduğu geçmiş günahları afv ü mağfiret olunur, Allah affeder.” buyuruyor. (Tirmizî, Savm: 1)

Efendimiz, nefisleri azgın olanlara orucun büyük bir müspet tesiri vardır, buyurmuştur. Oruç tutmayan sabretmesini bilemez. Hele refah içinde yaşayanlar, oruç da tutmazlarsa bütün hürriyetlerini şehvetlerine kaptırırlar. Böyleleri şunun bunun ırzına, malına tecavüzden kendilerini alamaz, helal, harama dikkat etmezler. Her kim de sabır varsa, onda bir “Şemme-i Tecelli” vardır. Burada cihat, sabır ve oruç karşımıza çıkmaktadır. Bu üç ahlaki vasıf Kur’an-ı Kerim’in muhtelif ayetlerinde geçseler bile birbirine sıkı sıkıya bağlıdırlar.

Bir uzun günde oruçlu insan kuvvetli bir dayanma gücüne sahip olmalıdır. Şeytan her oruçluya sürekli rahatsızlık vermektedir. Asır Suresi 3. ayeti kerimede “birbirlerine sabrı tavsiye edenler” hüsrandan kurtulacak olanlar olarak belirtilmiştir.

Orucun büyük faydalarından biri de oruçluya açlık tadını tattırmasıdır. Çok zaman açlıkla geçen fakirlerin sıkıntılarını düşünme kalp yufkalığına, çok sadaka vermeye sebep olmaktadır. Hz. Yusuf, Mısır’ın bütün ambarları elinde olduğu halde üç günde bir yemek yermiş, sebebini soranlara “kendim tok olsam, açların durumunu düşünebilir miydim?” demiş.

Sabır, insanda dayanma gücünü arttırır. İnsan açlıkla mücadele ederken de, taşkın cinsel duygularını bastırırken de, sabır gücüne dayanmasını öne çıkarmaktadır. Bir Erzurum hikâyesiyle yazımızı noktalayalım:

Erzurum’un meşhur âlimlerinden Maksut Efendi, gençliğinde bir medresede kalmaktadır. Kendisi takvasıyla, faziletiyle tanınmıştır. Onun üstünlüğünü çekemeyen bazı kimseler ona bir tuzak kurarlar.  Gece yarısı sivil polisler nezaretinde bir hanımı içeri sokarlar. Hanım, anlatıldığı şekilde kapının arkasında durur, “Efendim, ben bir misafirim. Yolumu, adresimi kaybettim. Sizin pencerenizden ışığınızı gördüm de buraya geldim. Sabaha kadar burada kalabilir miyim?” Maksut Efendi, “Peki, oradaki tahtanın üzerine otur, şafak atınca gidersin.” der. Kadının vazifesi onu imtihandan geçirmekti. Hemen harekete geçti, yavaş yavaş kollarını açarak hocanın önüne oturur. Tabii, sivil polisler dışarıdan durumu kontrol ediyorlardı. Maksut Efendi önündeki kolları açık kadına dikkatlice baktı, hormonları kendini zorlamaya başladı. Kadının kollarını bir anda tutacak gibi oldu. Zeliha karşısında kalan Hz. Yusuf gibi geriye çekildi. Ama derin bir ah çekti. Zina yasağı ile ilgili ayetler ve cehennem gözünün önünde belirir gibi oldu. Hemen yanındaki mumu tutuşturdu, parmağını ateşe tuttu, canı yandı. Biraz sakinleşir gibi oldu. Arkasından tekrar mumu yaktı. Hülasa sabaha kadar elinin tüm parmakları yandı. Ama imtihan tamamlanmış oldu. Son cümlesi:

 “Ey nefsim! Bakıyorum da dünya ateşine dayanamıyorsun. Cehennem ateşine nasıl dayanacaksın.” oldu.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’tan Korkun ve Aranızı Düzeltin Gönderen: melek
[Bugün, 08:41:55 ÖÖ]


Anne ve Babalar Olarak Mesuliyetimiz Gönderen: melek
[Bugün, 08:35:51 ÖÖ]


Birlik ve Beraberliği Sağlamak Gönderen: melek
[Bugün, 08:32:50 ÖÖ]


Akrabalık İlişkileri Gönderen: melek
[Bugün, 08:29:30 ÖÖ]


Keşke Dünyayı Tanıyabilsek Gönderen: melek
[Bugün, 08:25:35 ÖÖ]


Boşanma İle İlgili Çeşitli Meseleler Gönderen: melek
[Bugün, 08:17:12 ÖÖ]


Ölüm İçin Hazırlanmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:10:38 ÖÖ]


Yarın Utanmamak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:29:27 ÖÖ]


Ahiret Yatırımı – Sevap Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:23:24 ÖÖ]


İmtihan’dayız Unutmuyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:19:36 ÖÖ]


Din Hayattır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:16:32 ÖÖ]


Ergenlik Çağındaki Çocuğa Ders Çalıştırma Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:04:32 ÖÖ]


Dost İstersen Allah Yeter Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:32 ÖÖ]


Ailelerimize Karşı Sorumluyuz Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:24:38 ÖS]


Temizlik İmani Bir Sorumluluktur Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:18:48 ÖS]


Takvâ Azığı ile Temiz Bir Hayât Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:06:59 ÖS]


Tasavvufun Konusu Kalptir Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:58:41 ÖS]


Yolumuzun Işığı Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:51:20 ÖS]


Huzur Nerede Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:00 ÖS]


İyiye Doğru Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:36:22 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50