Gönderen Konu: Her Samimi İş Bir Cihattır (Okunma sayısı 320 defa)

fanidunya NET · « : Ekim 14, 2024, 07:08:52 ÖÖ »

Her Samimi İş Bir Cihattır

Abdullah İbni Ömer radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Din Nasihattir.” Biz kendisine; “Kim için ya Rasulullah?” diye sorduk. “Allah için, Resulü için, kitabı için, Müslümanların yöneticileri için ve bütün Müslümanlar için.” buyurdu.

Bu hadisi şerif genel olarak “din öğüt vermektir” şeklinde tercüme edilmiş ve anlaşılmıştır. Fakat hadisi şerifin devamına baktığımızda bunun sadece nasihatin sözlü bölümünü ifade ettiğini görürüz. Nasihat sözün yanı sıra her türlü hayırlı iş ve fiilleri de kapsar. Belki de bunu “Din samimiyettir” şeklinde anlamak daha doğrudur.

Yani din samimiyetten ibarettir. Dinde asıl olan samimiyettir. “Hac Arafat’tır.” sözü gibi. Hacda Arafat neyse dinde de samimiyet odur.

Allah için nasihat; Allah’ın bir olduğuna ve var olduğuna samimiyetle inanıp O’na kullukta ihlâslı olmaktır. O’nun emir ve yasakları karşısında dürüst olmaktır. O’nun varlığını, birliğini, azamet ve yüceliğini şah damarına kadar bütün benliğinle hissedip O’nun ilahlık ve hükümranlığını bütün yeryüzüne hâkim kılmak için çalışmaktır.

Resul’e Nasihati Nasıl Anlamalıyız?

Resulü için nasihat; Resule iman ve O’nu tasdik başta olmak üzere O’nun emir ve yasaklarına uymak ve O’nun temiz, pak, güzel sünnetini samimiyetle takip etmektir. O’nun eşsiz ahlakıyla ahlaklanmaya çalışmak, hayatın istisnasız her alanında O’nu rehber, lider, örnek ve önder edinmektir.

Allah’ın kitabı için nasihat; ona iman ve onu hayatımızın kılavuzu yapmaktır. Onun hayat rehberimiz, anayasamız, kanunumuz, hukuk kitabımız olduğunu bilmek ve onun kanunlarını yeryüzüne hâkim kılmaya çalışmaktır. İnsanlığın kurtuluşunun bunda olduğunu bilmektir. Yine Kur’an’ı okumak ve hıfzetmek de bunun içine girer. Çünkü Kur’an okumakla ilim ve irfan kazanılır, nefis temizliği ve gönül saflığı elde edilir, insanın takvası artar.

Müslüman Yöneticilere Nasihat

Müslüman yöneticiler için nasihat; doğru ve hak olan hususlarda onlara itaat etmek, yardımcı olmak, onlara dua etmek, hakikatten ayrıldıklarında ise Hakkı uygun şekilde hatırlatmak, yani onlara karşı dürüst ve samimi olmaktır.

Kardeşlerimize Karşı Nasihat

Müslümanlara nasihat; din ve dünya işlerinde faydalı olan şeyleri kendilerine göstermek, emri bil maruf nehyi anil münker yapmak, yani onları kötülüklerden uzaklaştırıp iyilikleri emretmek, kendi nefsimiz için istediğimizi onlar için de istemek, onlara karşı samimi bir iyi düşünce ve davranış içinde olmak, kalben, bedenen ve zihnen onların yanında olmak, onların iyiliği için gayret etmektir.

Kur’an ifadesiyle ‘Nasuhun Emin’ güvenilir, emin bir nasihatçi olmak. Yakın çevremizden başlayarak bütün insanlığın hidayeti için samimiyetle çalışmak. Bir insanı bir günahtan bir kötülükten hele hele küfürden kurtarmaya çalışırken alevlerle dolu çukura düşen birisini kurtarıyormuş gibi heyecan ve gayreti içinde olmak.

“Ey Ali, vallahi Allah Teâlâ’nın senin sebebinle bir tek kişiye hidayet verip doğru yola iletmesi senin için kızıl develerin olmasından daha hayırlıdır. Efendimiz aleyhisselam bu sözünü Hayber’in fethinden hemen önce elinde kılıç, üzerinde zırh olan Hz Ali’ye radıyallahu anh söylemiştir. Yani bizim asıl gayemiz insanlığın hidayetidir. Cihadımız (savaşımız) da bu hidayete engeli kaldırmak içindir.

Kalelerden Evvel Gönülleri Fethetmek

Aslında İslam’ın beldeleri, kaleleri fethetmesindeki kastı da gönülleri fetihtir. İnsanlara İslam nurunu ulaştırıp onları ebedi cehennem azabından kurtarmaktır. Cihad, İslam’la insanlar arasındaki engelleri kaldırma hareketidir. Bir gönlün İslam’la aydınlanmasına vesile olunması için yapılan bu teşvik, çağlar boyu hiçbir engel tanımadan İslam mesajının uzaklara, daha uzaklara, yeni muhataplara ulaşmasının kaynağı, yeni fetihlerin vesilesi olmuştur.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin bu Nebevi çağrısı, beldelere İslam’ı ulaştırma, gönülleri fethetmek duygusu ve aşkıyla nice Fatihlerin, Âlimlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Şanlı tarihimiz bu uğurda canlarını feda eden sayısız şehitlerle ve ömrünü bu uğurda harcayan, belde belde dolaşarak İslam’ı tebliğ için çalışan âlimlerle dolup taşmıştır.

İsimsiz Kahramanlar

Bugün de aynı ruh, aynı iman, aynı aşkla mücadele eden birçok adsız kahraman şüphesiz vardır ve var olacaktır. Fakat bizim için önemli olan herhalde “Ben bu işin neresindeyim?” sorusunun cevabıdır. Biz de bir gün mutlaka dünyadaki nöbet süremizi tamamlayıp Rabbimizin huzurunda “Verdiğim hayat sermayesini nerede harcadın?” sorusunun muhatabı olacağız. Bu soruya cevap bulma mecburiyetimiz vardır.

Günümüz Müslümanlarının her türlü olumsuz şartlara ve aleyhte gelişmelere rağmen en büyük gayretleri ve çabaları bu uğurda olmalıdır. Gönülleri İslam’a açma amacına yönelik her girişim ve faaliyet kutlu bir eylem, mübarek bir cihattır.

Rabbimiz Zariyat suresinin 55. ayetinde “Sen öğüt verip hatırlat, çünkü gerçekten hatırlatmak mü’minlere yarar sağlar.” buyurarak nasihat etmeyi Peygamberimizin şahsında bütün mü’minlere emretmiştir. Bu ayetin gereği olarak davetçi davetini genel olarak bütün insanlığa yapar, fakat bu davet mü’minlere fayda verir. Davetçi, insanların davete kulak verip vermeyeceğini ancak yaptığı bu çalışmalardan sonra anlayabilir ve bundan sonra da çalışmalarını fayda vereceklere yönlendirerek devam ettirir.

Kur’an’da bu ayetin hemen devamında “Ben insanları ve cinleri başka bir şey için değil, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.” ayeti yer alıyor. Demek ki davet bu gerçeği hatırlatmak üzere olmalıdır, yapılmalıdır. Gaye bütün insanlığın Allah’a kulluğunu gerçekleştirmeye çalışmaktır.

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Hayatın her alanında bir ölçü, bir metot, bir plan olduğu gibi nasihat edilirken de dikkat edilmesi gereken kurallar ve ölçüler mutlaka vardır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz;

1- Zamanlama: İbni Mesud radıyallahu anh “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bizi bıktırmamak için nasihatte en uygun zamanı kollardı.” buyurmuştur. Nasihati belli aralıklarla yapmak, kritik zamanları kollamak gerektiği unutulmamalıdır. Nasihatçi “Zamansız öten horoz.” konumuna düşmemelidir.

2- Öncelikli Tebliğ: Nasihatçi muhatabı ve çevreyi tanımalı, muhatabın ihtiyacı neyse ona öncelik vermelidir. Ona göre program ve plan yapmalıdır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Muaz bin Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderirken şöyle buyurmuştur; “Ey Muaz, şimdi sen ehli kitap bir topluluğa görevli olarak gidiyorsun. Onları Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de Allah’ın elçisi olduğuna şehadet getirmeye davet et. Eğer sana itaat ederlerse Allah’ın onlara günde beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul ederlerse onlara Allah’ın zekâtı farz kıldığını bildir…”

3- Doğru ve Güzel Anlatım: İslam’ın doğru ve güzel anlatımı her şeyden önce bir eğitilmişlik yani ilim ve üslup meselesidir. Nasihatçi, İslam’ı güzel öğrenmeli, işin uzmanı olmalı, haddini bilmeli, nerede ne söyleyeceğini iyi kestirmelidir. Unutulmamalıdır ki tebliğ olgunluk ister, samimiyet ister.

4- Güzel Anlatım: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Müslümanlar olarak İslam’ı anlayıp anlatacak, İslam nizamını dünyaya tanıtacak, bilgili, bilinçli, sorumluluk duygusu taşıyan kadrolara ihtiyaç vardır. Ümmetin kurtuluşu bu sorumluluğu yerine getirmemize bağlı görünmektedir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Gönderen Konu: Her Samimi İş Bir Cihattır (Okunma sayısı 320 defa)

fanidunya NET

Her Samimi İş Bir Cihattır

BENZER KONULAR