Gönderen Konu: Birlikte Yaşama  (Okunma sayısı 164 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6590
Birlikte Yaşama
« : Eylül 05, 2024, 08:14:53 ÖÖ »


Birlikte Yaşama

بِسْمِ اللهِ الْرَحْمٰنِ الْرَحِيمِ
يَآ اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَآئِلَ لِتَعَارَفُوا اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللهِ اَتْقٰيكُمْ اِنَّ اللهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
 
Bismillahirrahmanirrahim

[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]

“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.

Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”
 
[Hucurat suresi, ayet 13]
 
Değerli Mü’minler!

İnsan, Yüce Allah’ın (c.c.) yaratmış olduğu en şerefli varlıktır. Yüce Yaratıcı şerefli ve değerli kıldığı insanı her türlü ikram ve nimetlerle donatmış ve içerisinde yaşadığımız yeryüzünü tüm insanlık için ortak yaşam alanı olarak bahşetmiştir. Dili, rengi, dini, ırkı ne olursa olsun hiçbir ayrım gözetilmeden her insan, hatta tüm canlılar Allah’ın (c.c.) istifadelerine sunduğu su, hava, güneş, toprak, toprağın bitirdiği ürünler ve daha sayamayacağımız kadar nimetlerden hep birlikte yararlanmaktadır. Bu gerçek, Müslüman olarak bizlere, ortak yaşam alanımız olan dünyamızda insanlığın faydasına olan her türlü işlerde birlikte çalışmamız gerektiğini hatırlatmaktadır.

Değerli Kardeşlerim!

Farklılıklarımız, düşmanlığa dayalı ayrışma ve çekişme nedeni değil, birlikte yaşadığımız toplumda birbirimizle tanışma, kaynaşma ve dayanışma sebebi olarak algılanmalı ve her insan karşısındakini Yunus Emre’nin ifadesiyle „Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü“ prensibi ile değerlendirmelidir. Allah (c.c.), Hucurat suresi 13. Ayeti Kerime’de “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” buyurarak, insanların ortak atasının bir olduğu gerçeğini hatırlatmış, farklılıklarımızın tanışma sebebi olduğunu, üstünlüğün ise sadece Allah’a karşı görevleri en iyi şekilde yapmakla mümkün olduğunu beyan etmiştir. Yine Yüce Allah (c.c.), insanların yaratılışlarındaki bazı farklılıkların Zatının, varlığının delillerinden olduğunu Rum Suresi 22. Ayeti Kerime’de şöyle beyan etmektedir:

„O’nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır.“

Değerli Kardeşlerim!

Bizler Müslümanlar olarak içinde yaşadığımız toplumda İslam’ın sevgi, hoşgörü, güven, barış ve huzur vesilesi olan güzel ahlakı ile çevremize ışık saçan bir güneş gibi olmalıyız. Elinden ve dilinden güven duyulan, [1]

komşusu aç iken tok yatamayan, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa başkasına öyle davranan, [2]

Hayır ve iyilikte yarış halinde olan [3]

Bir ahlaki anlayışla yaşamaya çalışmalıyız. Başta birlikte yaşadığımız din kardeşlerimiz olmak üzere, hangi dinden, hangi dilden ve hangi ırktan olursa olsun tüm insanlara yukarıda belirtilen ahlaki prensipler ışığında davranmalıyız.

[1] Buhari, İman, 4.

[2] Müslim, Imare, 46.

[3] Bakara, 2/1


Şükür Nimeti Arttırır

Bakara,2/152

Değerli Kardeşlerim!

Rabbimiz, okumuş olduğum ayet-i kerimede bize şöyle bir çağrıda bulunuyor: Beni anın ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin.”[1]
 
Muhterem  Müminler!

Alemlerin Rabbi, bizi şerefli ve mükemmel bir varlık olarak yarattı. Her birimizi, dilediği gibi şekillendirdi.

Varlık aleminin sayısız nimetlerini önümüze serdi. Bizi, bütün bu nimetlerden yararlanabilecek duygu ve yeteneklerle donattı. Sonra da, hangimiz daha güzel işler yapacak diye bizi sınamak için  dünyaya gönderdi. Bizler, bu dünyada birer misafir olarak bulunuyoruz.

Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde Allah’ın nimetlerini görüyoruz. Her lokmada O’nun ikramlarını tadıyor, her nefeste O’nun bize bağışladığı hayatı soluyoruz. Biliyoruz ki bütün bunlar bizim içindir. Bu gerçeği, Alemlerin Rabbi, Yüce Kitabımız Kur’an’da bize şöyle haber veriyor: “Görmedin mi: Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini Allah sizin hizmetinize verdi. Açık ve gizli nimetlerini üzerinize yağdırdı.”[2]
 
Muhterem Kardeşlerim!

Bir an için duralım ve son birkaç saatimizi düşünelim. Bu birkaç saat içinde üzerimize yağan nimetleri şöyle bir hatırlayalım. O nimetlerden her birinin nerelerden gelip bizi bulduğunu düşünelim.
 
O nimet, toprağın derinliklerinden çıkan bir ağacın meyvesi ise, Allah onu çeşitli evrelerden geçirerek bizim için hazırlamıştır. Eğer o, bir damla su ise, Allah onu okyanuslardan bulutlara, bulutlardan yeryüzüne indirmiş, nihayet bardağımıza kadar bizim için getirmiştir. Eğer o bir ışık ise, Allah onu göklerin derinliklerindeki güneşten bize göndermiştir.

Yüce Rabbimizin ikramını gördükten sonra, bir bakalım, bütün benliğimizi kaplayan o şükran duygusu bizi nerelere götürecek! İşte o zaman Rabbimizin bize bağışladığı bunca nimet arasında şükretmenin ayrı bir yeri olduğunu göreceğiz. Onun içindir ki, Yüce Allah, Lokman Suresinin 12. ayetinde şöyle buyurur:

“…Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.”[3]
 
Aziz Mü’minler!

Şükür; nimet, lütuf ve ihsanlarından dolayı, Rabbimize minnet ve şükran duygularımızı ifade etmektir. Şüphesiz her nimetin, bir şükrü ve beraberinde getirdiği sorumluluklar vardır. Şunu iyi bilelim ki, şükretmek sadece dille “Ya Rabbi şükür” demek değildir. Şükür, her nimeti, Allah’ın razı olacağı şekilde değerlendirmektir. Aldığımız her nefesin, hayatımızın, gençliğimizin, zenginliğimizin, ilmimizin kendine has bir şükrü vardır.

Sözgelimi, zekat ve sadaka vermek, kazandığımız helal servetin şükrüdür. Bildiğimiz hakikatleri öncelikle kendi hayatımızda tatbik etmek ve başkalarına da öğretmek, ilmin şükrüdür. Sahip olduğumuz gençlik enerjisini, hak, hakikat ve insanlığa hizmet uğrunda harcamak, gençliğin şükrüdür Şükrün ölçüsü; Kanaat,iktisad,rıza ve memnuniyettir.

Şükürsüzlüğün ölçüsü ise; hırstır, israftır, helal haram demeyip rastgeleni almaktır.
 
Değerli Kardeşlerim!

Şükür, nimetlerin artmasına, isyan ve nankörlük ise, bu nimetlerin yok olmasına sebebiyet verir. Bu itibarla nimetlerin artışı veya yok oluşu bir anlamda bizim tutum ve davranışlarımıza bağlıdır. Nitekim Yüce Mevlamız Kuran-ı Kerim’de “…Andolsun şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” [4] buyurmak suretiyle bu hususu dile getirmektedir.

Hutbemi Sevgili Peygamberimizin tavsiye ettiği bir dua ile bitirmek istiyorum:  Allahım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana lâyık ibadet etmek için bize yardım eyle!. ”[5]

--------------------------------------------------------------------------------------------------

1-   Bakara 2/152.

2-   Lokman, 31/20

3- Lokman, 31/12

3-   İbrahim, 14/7.

5- Ebû Dâvûd, Vitir 26.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dua Ordusu Gazâ Ordusu Askerlerinin Ruhu Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:48:08 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Kullarına İyilik Etmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:46 ÖÖ]


Hastalıklardan Kaza ve Belalardan Korunmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:23:04 ÖÖ]


Namaz ve sağlığımız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:13 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 14 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:05 ÖÖ]


Resulullah'ta Sizin İçin Güzel Örnekler Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:47:10 ÖÖ]


Dünya Tarlasına Hayır Tohumları Ekelim Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:51:28 ÖS]


Peygamberimizin S.A.V Yetimleri Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:46:46 ÖS]


İslam’da Ehl-i Beyt Sevgisi Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:41:34 ÖS]


Dünya Nefsinle Mücadele Yeridir Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:35:59 ÖS]


Tevhid Davası ve Sorumluluğumuz Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:28:09 ÖS]


Dünyevileşme Müslüman’ı Dininden Eder Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:23:07 ÖS]


Küfür İman ve Amel-i Sâlih Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:41:32 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:32:39 ÖÖ]


Neslin Terbiyesi Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:10:17 ÖÖ]


Emanetleri Ehline Vermek Allah’ın Emrine Uymaktır Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:03:09 ÖÖ]


Aile Eğitiminde Baba Evin Baş Öğretmenidir Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 10:54:38 ÖÖ]


Mü’minlerin Nefislerini Kontrol Etme Sorumluluğu Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 10:49:13 ÖÖ]


Evlât Eğitimi ve Sorumluluklarımız Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 18, 2024, 08:24:07 ÖÖ]


Ölüm ve Ötesi Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 18, 2024, 08:14:21 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54