Gönderen Konu: Bir Eğitim Kurumu Olarak Cami  (Okunma sayısı 34 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2235
Bir Eğitim Kurumu Olarak Cami
« : Bugün, 09:15:51 ÖÖ »


Bir Eğitim Kurumu Olarak Cami

Tarih boyunca insan topluluğunun olduğu her yerde bir mabet olagelmiştir. Dini inanç şekli ne olursa olsun her toplumda mabetler o toplumun fertlerinin buluştuğu, toplu veya ferdi olarak ibadetlerin icra edildiği, kişinin kendisini inandığı varlığa yakın hissettiği mekânlar olmuştur. Bu sebeple İslâm, manastırların, havraların, kiliselerin ve mescitlerin Allah'ın isminin bolca anıldığı mekânlar olduğunu belirtmiş, buraların Allah'ın koruması altında olduğuna işaret etmiştir( Hac, 40). Mabet, hangi din olursa olsun ibadet edilen mekânı ifade etmektedir. Müslümanlar, mâbed teriminin karşılığı olarak "mescit" ve "cami" isimlerini kullanmışlardır. Müslümanlar ikamet ettikleri her yere büyük olsun küçük olsun bir cami veya mescit inşa etmişlerdir. Camiler, insanların rahat bir şekilde gelip ibadetlerini icra edebilmeleri için en merkezi yerlerde inşa edilmişler, bu sebeple şehirleşmenin de çekirdeğini oluşturmuşlardır.

Asr-ı Saâdette mescid, ibadethane özelliğinin yanı sıra aynı zamanda okul, toplantı salonu, idârî, askerî konuların tartışıldığı bir merkez, bir hastane, bir spor ve dinlenme yeri gibi görevler üslenmişti. Hicretten hemen sonra inşa edilen mescidde derhal “Suffa” adı verilen bir bölüm oluşturulmuş, planlı ve programlı bir eğitim faaliyeti icra edilmeye başlanmıştır. Bekâr, evi olmayan sahâbilerin barınma yeri mescidin bu bölümü olmuş, civar kabilelerden Efendimizi görmeye gelen konuklar burada misafir edilmiştir.  Sayıları zaman zaman dört yüzü bulan (Kettani, II, 232-233) suffe sakinleri bizzat Efendimizin rahle-i tedrisinde olgunlaşmışlar, yetişen bu kabiliyetler bilgi, beceri ve birikimlerine göre muhtelif hizmetlerde kullanılmışlardır. Yeni Müslüman olan kabilelere Kur'an ve dini bilgiler öğretmek için ashâb-ı suffe içinden muallimler görevlendirilmiş ve Arab yarımadasının pek çok köşesinin İslam’ı öğrenmesinde mürşitlik vazifesi icra etmişlerdir. Ashâb-ı suffe, dinin kaynağına en yakın, Rasûlullah'ın meclisine en müdâvim insanlar olmuşlardır. Efendimiz onların maddi ihtiyaçlarını bizzat karşılamaya çalışmış ve halkı onlara ikram etmeğe teşvik etmişlerdir. Bununla beraber mânevî ve rûhânî ihtiyaçları ve özellikle yetişmeleriyle çok ilgilenmişlerdir. Bir hadis bu konuya ışık tutmaktadır: Rivâyete göre Allah Rasûlü bir gün evinden çıkıp mescide girdi. Mesciddeki insanlardan bir gurubu Kur'an okuyor, duâ ve zikirle meşgul oluyor, diğerleri ise ilim öğreniyor ve öğretiyordu. Allah Rasûlü her iki gruptan da memnûn olarak: "Her iki grup da hayır işliyorlar" buyurdu. Ardından da: "Bunlar Kur'an okuyor, Allah'a duâ ve zikirle meşgul oluyor, Allah dilerse duâlarını kabûl eder, dilerse etmez. Ama şunlar ilim öğreniyor ve öğretiyorlar. Şüphesiz ben muallim olarak gönderildim." diye konuştu. (İbn Mace, Mukaddime, 17) Bu iki gurubun ikisi de suffe ashâbındandı. Çünkü onlar gündüzleri mescidde ilim ve ibâdetle meşgul olurlar, suffeyi âdetâ bir konaklama yeri ve ilmî müzâkere ortamı olarak kullanırlardı ( Ebû Dâvud, Büyû, 36). Allah Teâlâ onları Kur'an'da muhtelif âyetlerinde anmış, Rasûlü'nün onlara özel ilgi ve şefkatini taleb etmiştir.

Mescid-i Nebevide devam eden eğitim-öğretim faaliyetlerinden istifade edenler yalnızca erkekler veya suffe ehli olmamıştır. Allah Rasulü, hanım sahabe için de ayrı bir gün tahsis etmişti. Kadınların dini konulardaki bilgi ve kültürlerinin temeli bu şekilde atılmış, öyle ki hilafeti esnasında bir kadın mehirlere sınırlama getirmek isteyen Hz. Ömer’e mescitte, cemaat huzurunda ayetlerden delillerle itiraz edebilmişti.

Mezheb imamlarımızın yetişmesinde ve talebe yetiştirmelerinde de mescitlerin rolü büyük olmuştur. İmam-ı Azam ve Ahmed b. Hanbel mescidde ders okutmuşlar, İmam Şafii daha küçük yaşta mescitlerdeki ders halkalarında olgunlaşmış ve daha sonra aynı şekilde dersler vermiştir. İmam Malik de Medine’de Mescid-i Nebevi’de öğretimle meşgul olmuştur.

Osmanlı dönemi de mescitlerin eğitim-öğretim faaliyetleri açısından hatırlanması gereken bir dönemdir. Osmanlılarda büyük camilerin yanına inşa edilen medreselerin müderrisleri genellikle ikindi namazından sonra medrese öğrencileri dışındaki insanların da istifade edebilmesi için camilerde takrir usulünde dersler vermişlerdir.  Kur’an talimi ve hıfzı gibi uygulamalı dersler camide verilmiş, hatta bazı camiler hüsnü hat dersleri ile meşhur olmuşlardı (DİA, VII, 51). Sıbyan mektebinin olmadığı yerlerde camiler çocukların eğitimi amacıyla okul olarak da kullanılmış, camiler mektep vazifesi görmüştür.

Camiler, bir eğitim merkezi olma özelliğini asırlar boyunca koruyarak muhafaza etmiştir. Halen İslâm toplumu, temel dini bilgilerini ve ahlâkî kaideleri camilerdeki va'z ve irşad hizmetleri vasıtası ile elde etmektedirler. İlk Kur'an eğitimi camide verilmekte, namaz, abdest, hac gibi ibadetlerimizi nasıl yapacağımız, orucu nasıl tutacağımız, insanlarla olan ilişkilerimizde nasıl davranacağımız konusundaki bilgiler orada öğretilmektedir. Camiler bünyesinde açılan ve din görevlilerinin eğitici olarak görev yaptıkları yaz Kur’an Kursları hemen hepimizin ilk temel dini bilgileri aldığımız, kısa sure ve duaları ezberlediğimiz mekânlardır.

İcra ettiği fonksiyonları içerisinde sadece eğitim-öğretim fonksiyonunu ele aldığımız diğer özelliklerinin de faydasının sayılamayacak kadar çok olduğu ortada olan cami ve mescitlerimizin kıymetini bilelim. Onlara icra ettikleri görevlere denk bir saygı ve önem gösterelim. Bizler için moral kaynağı olan camilerin bizler için iman alameti olduğunu unutmayalım.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Ucub ve Kibir Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:24:26 ÖÖ]


Aile İçi Eğitim Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:18:51 ÖÖ]


Bir Eğitim Kurumu Olarak Cami Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:15:51 ÖÖ]


Hasta Kalpler Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:12:37 ÖÖ]


İslamî Bütünlük Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:09:43 ÖÖ]


Riya - Gösteriş Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:06:14 ÖÖ]


Rabbimizin Kullarına Hizmeti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:48:57 ÖÖ]


Allah'ın Affı Sonsuzdur Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:44:03 ÖÖ]


Efendimizi Anlatmanın Tam Zamanı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:39:51 ÖÖ]


İslâm’da Beş Güvenlik 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:32:12 ÖÖ]


Öğrencisi Olan Anne Babalara Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:23:49 ÖÖ]


Hazret'i Îsâ Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:17:15 ÖÖ]


Ahmet Turan Öztürk - Hıçkırıklarım 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:41 ÖÖ]


Yönelişimiz Nereye Gönderen: melek
[Dün, 05:13:33 ÖS]


Komşularımız Neyimiz Olur Gönderen: melek
[Dün, 05:08:44 ÖS]


Güzel Ahlâka Çağrı Gönderen: melek
[Dün, 05:01:36 ÖS]


Gül Gibi Geçinmek Varken Gönderen: melek
[Dün, 04:55:08 ÖS]


Bir Beden Gibi Gönderen: melek
[Dün, 04:47:53 ÖS]


Allah İçin Sevmek yada Sevmemek Gönderen: melek
[Dün, 04:40:05 ÖS]


Gençlerin Ergenlik Dönemi Gelişimi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:02:05 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53