Gönderen Konu: Bahtımın Şehri Kudüs  (Okunma sayısı 2174 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6603
Bahtımın Şehri Kudüs
« : Ağustos 01, 2024, 06:37:38 ÖÖ »


Bahtımın Şehri Kudüs

Bir çığlık düşünün; üstüne kat kat örtüler örtülmüş, yıllarca sessiz ve boğuk bir şekilde duyulmayı bekleyen. Beklerken sadece nefsini değil duyması gerekenleri mesuliyetten kurtarmayı şiar edinen. Onları mabedine, haremine sahip çıkmaya davet eden.

Bir tugay düşünün; sinsi sinsi vatanına, halkına, kutsalına kastedenlerin zulmünü dünyanın gözü önüne sermek için adım adım ilerleyen. Elinden alınan kıymetlerin ve başta imanının hatırına zalime dur demek için cenge çıkan.

Bir insanlık görüyoruz din, dil farkı gözetmeksizin dünyanın her köşesinden huruç eden, vicdanının sesini herkese duyurmak için yollara dökülen.

Bir gençlik görüyoruz; işte tam burada, yanı başımızda. Adına “Z Kuşağı” denilip içi süfli gayelerle boşaltılmaya çalışılırken ayaklarına, beynine ve kalemine gelen Kudüs gücüyle yükselen.

Bununla beraber bir güruh görüyoruz; kendilerini aydın, sanatçı, gazeteci, entelektüel gibi içini dolduramayıp altında kalacakları ünvanlarla vasıflandıran ve vicdanlarının ibresi sokak hayvanlarına alakadan yukarı çıkamayan. Her şartta merhametini konuşturup yıkıntılar arasında ne kadarı kaldıysa ailesini başına toplayıp onlara yemek pişirebilen kadınları görmeyip kadın hakları savunuculuğuna soyunanları izliyoruz hayretle. Ve ailesi, oyuncakları, hayatı elinden alınmış çocukların ellerini açıp “Ya Rab” diyerek yutkunuşlarıyla ilgilenmeyen, kendini dünya çocuklarına adadığını iddia edenlere bakıyoruz şaşarak.

Kudüs ve bilhassa Gazze halkının ne kadar özel insanlar olduklarını, insanlığın izzetini ve vakarını taşırken tüm dünyanın gönlüne nasıl girdiklerini müşahede ediyoruz anbean.

Şefkat ve merhameti tüm dünyaya yetecek kadar büyük olan kadınların, zulme en çok layık görülenler olduğunu; saflıkları, temiz dünyaları ve aldanışlarıyla bulundukları ortama neşe katan, huzur veren çocukların, canına kastedildiğini, dünyanın kana bulanışını seyrediyoruz dehşetle.
Yetmez mi peki seyretmek, hayret etmek, dehşete kapılmak? Kıyam etmek gerekmez mi? Kunut gerekmez mi? Zerreden kürreye ne düşerse hissesine, “Ben de varım.” demek gerekmez mi? Sonuca takılmadan, “Yapsam ne olacak ki?” demeden, düşmanı gözünde büyütmeden silkinmek gerekmez mi?

Cemil Meriç’in de dediği gibi “Yaptığı iyilikten fayda bekleyen tefecidir.” ve düşmanı gözünde büyütmek damarlarındaki yüce kudreti küçültüp hezimeti baştan kabul etmektir.

İnsanlığın ve milletimizin tarihi Kudüs’le dopdolu iken, bereketli topraklarıyla Kudüs tüm hükümdarların emellerini kabartıp onlara fetih rüyaları gördürürken ne oldu da son yüzyılda dilimiz lal, kalbimiz kilit, kalemimiz felçli kaldı? Şimdi ne oldu da her dilde mazlum kelimesinin karşılığı Filistin oldu, Gazze oldu? Şimdi ne oldu da alışverişte, yeme içmede, eğlencede elimizin gitmediği, yüreğimizin yetmediği, cüzdanımızın açılmadığı, ayaklarımızın adım atmadığı o hayırlı bilincin adı boykot oldu?

Vaktiyle bir Yahudi ve bir Hristiyan komşu gül gibi geçinip gidermiş. Bir gün Hristiyan komşuya garip hâller olmuş. Yahudi komşusuna eziyet ve hakarete başlamış. Anlam veremediği durumu komşusuna soran Yahudi şu cevabı almış: “Yahu siz bizim peygamberimizi nasıl çarmıha gerersiniz?” Yahudi hayretle “Onun üzerinden 2000 yıl geçti.” deyince Hristiyan komşunun cevabı dimağı donduran cinstenmiş: “Ben yeni duydum.”

Bir genç kız, işgalci askerlerce tartaklanır. Bunu görüp de müdahale eden delikanlıyı ve o kızı şehit ederler. Olayı duyup toplananların huzurunda şehit delikanlının babası şehit kızı nikahları cennette kıyılmak üzere babasından ister. Bu eşi benzeri görülmemiş nikaha hayret ve hayranlıkla bakan, kendi düğünlerini hayıflanarak anan çiftler…

Torununu metanetle Rabbine uğurlarken “canımın canı” diyerek gözlerinden öpen dedeyi seyrederken torununa bakmaya kıyamayan dede ve nineler…

Çocukları için un almaya giderken eve bıraktığı ailesini döndüğünde yıkıntılar altında görünce vakarını bırakmadan gözyaşı döken anneyi görüp de evladım yemek seçiyor diye dertlenmesini yutkunan anneler…

Mikrofon uzatan gazeteciye kucağındaki şehit bebeğini sanki hayattaymış gibi sallayarak cevap veren babayı görüp de çok yakınındaki evladına uzak kaldığını fark eden babalar…

Kendisine sanal neşeler, suni gülmeler aramak üzere sosyal medyanın dehlizlerinde karanlığa gömülmüşken hak davası uğruna işgalci askerlerce götürüldüğü sırada inadına gülümseyen vakur genci görüp de hayran olan gençler…

Yeni fark etmiştir hepsi belki de Müslümanların bir vücudun azaları gibi ortak acıya, ortak derde sahip olduğunu. Kim bilir belki de yeni duyduk ayılmamız için sunulan kahvelerin bizi ayakta uyuttuğunu, ferahlamak amacıyla içtiğimiz serin içeceklerin ciğerlerimizi yakmak için üretildiğini. Her yeri bembeyaz temizleyen ürünlerin, vicdanları kendi konforundan başka bir şey önemseyemeyecek kadar kararttığını yeni anladık, kim bilir!
Gerçek şu ki şehirlerin de insanlar gibi kaderleri vardır. Bazı şehirler kaderlerini sadece içinde taşıdıkları insanlarla paylaşırken bazılarınınki zamanı ve mekânı aşar. Tüm insanlığı ve tüm coğrafyayı kuşatır. İşte, Kudüs bu şehirlerdendir. Kudüs’ün murabıtları kendi kaderlerine eklenen bu kaderin farkındalar ve her gün Mescid-i Aksa’da ne pahasına olursa olsun nöbette kalıp emanete sahip çıkmaktalar. Sıra artık bizde değil mi? Bizim bahtımıza Kudüs’ten ne düştü? Biz Kudüs’ün bahtındaki kara yazılardan bir nokta mıyız, yoksa o bahtı ağartacak meşaleler miyiz? Karar insanlığın.

Filistin özelinde Gazze’den bahtımıza klas bir duruş da düşmeli. Zalimin karşısındayız ve mazlumu merhum Nuri Pakdil’in tabiriyle anti-kapitalist, anti-siyonist, anti-emperyalist ve anti-firavunist bir selamla selamlıyoruz. Selam olsun o cennet biletini en önlerden alan sabikun ve evvelun olanlara.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hani söz vermiştik Geçmişte Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:26:58 ÖÖ]


İhsan Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:19:41 ÖÖ]


Unuttuğunda Rabbini An Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:15:19 ÖÖ]


Giyim Adabı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:51 ÖÖ]


Müslüman'ın Özellikleri 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:14 ÖÖ]


Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:29:35 ÖÖ]


Önemli Olan Hakk’ın Rızasıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:38 ÖÖ]


İslamî Bütünlük Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:07:08 ÖS]


Peygamberi (SAV) Neden ve Nasıl Sevmeliyiz Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:02:39 ÖS]


Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:57:49 ÖS]


Kan Kaybeden Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:49:58 ÖS]


İslam Kardeşliği Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:45:03 ÖS]


İnanmak İnsanın Fıtratında Var Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:29:08 ÖS]


Ekrem Topaloğlu - Can Efendim 320 Kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:19:47 ÖS]


Birlikte. Cesurca. Yaşamak ve Mü'minler Öfkelerinr Hakim Olurlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:43:22 ÖÖ]


Rabbani Eğitim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:22:26 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (SAV) - Müslüman’ın Müslüman Üzerinde 5 Hakkı Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:13:32 ÖÖ]


Müslüman’ın Müslüman Üzerinde 5 Hakkı Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:56 ÖÖ]


Yedi Sınıf İnsan Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:56:38 ÖÖ]


Herkes Kendi Mezhebine Göre Sorguya Çekilecek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:47:31 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53