Ömrü Lüzumsuz Şeylere Harcamamalı
"Kıymetli ömrü, lüzumsuz mubahlara bile harcamamalıdır. Haram ile geçirmemek, elbette lazımdır."
Sual: İslam âlimleri, uzakta bulunan talebelerine, sevdiklerine veya talep edenlere mektupla da nasihat etmişler midir?
Cevap: Evet etmişlerdir. Mesela İmâm-ı Rabbânî hazretleri, saliha bir hanıma nasihat olarak yazdığı mektupta buyuruyor ki:
“Nasihatlerin birincisi, Ehl-i sünnet âlimlerinin, kitaplarında bildirdiklerine göre, itikadı düzeltmektir. Çünkü, Cehennemden kurtulan yalnız bu fırkadır.
Kıymetli ömrü, lüzumsuz mubahlara bile harcamamalıdır. Haram ile geçirmemek, elbette lazımdır. Teganni, şarkı ve çalgı aletleri ile meşgul olmamalı, bunların nefse verecekleri lezzete aldanmamalıdır. Bunlar, bal ile, şekerle kaplanmış zehirdir.
Gıybet etmemelidir. Gıybet haramdır. Gıybet, bir Müslümanın veya gayr-i müslimin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Din düşmanlarının ve bidat sahiplerinin, mezhepsizlerin ve açıkça günah işleyenlerin bu günahlarını ve zulmedenlerin ve alışverişte aldatanların bu fenalıklarını duyurarak, bunların şerrinden sakınmalarına sebep olmak ve Müslümanlığı yanlış söyleyenlerin ve yazanların bu iftiralarını herkese söylemek lazımdır. Bunları söylemek, gıybet olmaz.
Nemime yapmamalı, yani Müslümanlar arasında söz taşımamalıdır. Bu iki günahı işleyenlere çeşitli azaplar yapılacağı bildirilmiştir.
Yalan söylemek ve iftira etmek de haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle onları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir.
Hiç kimsenin dinine, malına, canına, şerefine, namusuna saldırmamalı, herkese olan borçları ödemelidir. Rüşvet almak, vermek haramdır. Yalnız, zalimin zulmünden kurtulmak için ve tehdit edilince vermek, rüşvet olmaz. Fakat bunu da almak haram olur.
Herkes, kendi kusurlarını görmeli, Allahü teâlâya karşı yaptığı kabahatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine ceza vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir.
Ananın, babanın, devletin, dine uygun emirlerine itaat etmeli, dine uygun olmayanlara isyan etmemeli, fitneye sebep olmamalıdır.”