Üzerinde kul hakkı olan kimsenin ahiretteki durumu
“Üzerinde kul hakkı bulunanların ibâdetleri kabûl olmaz, cennete giremez.” Diyenler var. Üzerinde kul hakkı olanın, namazları, oruçları ve diğer ibadetleri kabul edilmiyor mu?
Üzerinde kul olan kimsenin diğer ibadetlerinin kabul olmayacağına dair bilgi yanlıştır. Bir müslümanın dini açıdan mtihanı, günahlarının ve sevaplarının oranlarına göre değerlendirilir ve sonuca bağlanır. Allah’ın rahmetinin gazabından daha önde olduğunu gösteren delillerden biri de, bu imtihanda yanlışların doğruları götürmemesidir.
“Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onu görür. Kim zerre kadar bir kötülük yapmışsa, o da onu görür.” (Zilzal, 99/7-8) mealindeki ayette bu prensibin altı çizilmiş ve küçük-büyük hiçbir iyilik veya kötülüğün boşa gitmeyeceği, mutlaka karşılığının verileceği bildirilmiştir.
“Artık kimin tartıları ağır basarsa, memnun kalacağı bir hayata girer. Kimin tartıları da hafif gelirse, onun barınağı da Haviye olur. Onun ne olduğunu bilir misin? Haviye bir ateştir: kızgın mı kızgın!”(Karia, 101/6-11) mealindeki ayetlerde -kul hakları istisna edilmeksizin- bütün günah ve sevapların karşılaştırılacağı açıkça ifade edilmiştir. Yeter ki kişi iman dairesinde imtihana girmiş olsun. Kur’an’ın bu ifadeleri de sorudaki bilginin yanlış olduğunu ortaya koymaktadır.
Bununla beraber, soruda geçen sözü, üzerinde kul hakkı olanların ve diğer günahları işleyenlerin yaptıkları ibadetlerin kabul olmasıyla beraber, günah işlemeyenlerin bu ibadetlerden daha çok sevap alacağı anlamında yorumlamak mümkündür.
Buna göre, üzerinde kul hakkı olanların yaptıkları ibadetler istenilen mükemmellikte olmayabilir. Yoksa kabul edilmemesi gibi bir durum söz konusu