Gönderen Konu: Müslümanın İlişkilerinde Ölçü  (Okunma sayısı 34 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6869
Müslümanın İlişkilerinde Ölçü
« : Ekim 28, 2024, 07:29:28 ÖÖ »


Müslümanın İlişkilerinde Ölçü

Sosyal bir varlık olarak yaratılan insan, varlığını sürdürebilmesi için diğer insanlarla birlikte yaşamak zorunda,  birlikte yaşam kültürünü devam ettirebilmek içinse ilişkilerinde birtakım kurallara tabi olmak durumundadır. Ancak günümüz insanı insanlık tarihinin bugüne kadar hiç karşılaşmadığı bir değişimle buna bağlı olarak da ortaya çıkan dünyevileşmeyle karşı karşıya kalmıştır.

Dünyevileşme kişilerin yaşam biçimlerinden, değer anlayışlarına kadar hayatın her alanında ve neredeyse her gün farklılaşarak devam etmektedir. Dünyevileşme insan ilişkilerinin yozlaşmasına, insanın kendine ve topluma yabancılaşmasına sebebiyet vermektedir. İnsan kendine ve topluma yabancılaştıkça inancından ve kültüründen edinmiş olduğu güzel davranış biçimlerini de zamanla kaybedebilmektedir.

Hâlbuki toplumların ayakta durması ancak manevi kimliklerinin varlığını sürdürmesiyle mümkün olacaktır. Bu bağlamda İslam dini, toplumun yozlaşmadan, kendine ve yaratıcısına yabancılaşmadan varlığını devam ettirebilmesi için inanca yönelik ilkeler belirlediği gibi insan ilişkilerinde de evrensel ilkeler yanında muhtelif düsturlar belirlemiştir. Bu kuralların amacı fert ve toplum bazında insanların hayatlarını kolaylaştırmak, yaşamlarını güzelleştirmek ve dünyada huzurlu bir hayat yaşamalarını sağlamaktır. Bu kurallar aynı zamanda ahiret hayatında ebedi mutluluğu kazanmanın da sebebi olarak belirtilmiştir.

İslam, insanların birbirleriyle ilişkilerinde insanın onurun korunmasını temel ilke olarak belirlemiş ve bu ilke etrafında insanların ilişkilerini düzenleyen davranış biçimleri ortaya koymuştur. Fertler arası ilişkide insan onurunun esas alınmasının nedeni İslam’ın insanı mükerrem varlık olarak görmesidir. Tahrif edilmiş birçok inancın aksine İslam’a göre insan Allah’ın yarattığı en şerefli varlıktır. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle ifade edilir: “And olsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (İsrâ 17/70)

Müslüman, çevresindeki insanların onurunu zedelemeden ilişkiler ağını sürdürmek, iletişimi gerçekleştirmek istiyorsa davranışının temelinde ihsan olmalıdır. İhsan “başkasına iyilik etmek” anlamına geldiği gibi aynı zamanda “bir işi güzel yapmak” anlamına da gelir. İşin güzel yapılması, iyi bir davranış ortaya konurken asgari miktarın ötesine geçmek ve yapılan işin en güzel şekilde erdem boyutunda eyleme dönüşmesi demektir. İhsan, insanın Allah’a yönelik duygu ve eylemlerindeki temel ilke olduğu gibi aynı zamanda insanın insana yönelik duygu ve eylemlerindeki temel ilkedir.

Bu temel ilkenin gereği olarak Müslüman diğer insanlara karşı merhametli, hoşgörülü, sabırlı, affedici ve her daim iyilikte bulunan kişidir. Ancak bu durum basit bir acıma duygusunun gereği olmayıp ilahi rahmetin bir tecellisi olarak ortaya çıkar. Hz. Peygamber bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Allah Teâlâ rahmetini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını yanında alıkoydu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün mahlûklar kendi aralarında merhametli davranırlar. Hatta kısrak (yavrusunu emzirirken) basıp da zarar verir korkusuyla bir ayağını yukarı kaldırır.” (Bûhârî, Edeb, 19)

İhsan, hayatı güzel yaşama çabasıyla Allah’a, kullarına, bütün mahlûkata, hatta tabiata karşı mutlak bir adalet ölçüsünün hayata yansımasıdır. Emir ve yasak sınırlarının ötesinde, gönüllü bir çabayla kulluğun, her türlü faziletin, gönül güzelliğinin en üst seviyede hayatı kuşatmasıdır.

Müslüman, bu davranış biçimlerini sadece aynı dine mensup kardeşlerine değil bütün insanlığa örnek şahsiyet olacak şekilde sergiler. Bu bağlamda o emanete riayet eden, sözleşmelerine sadakat gösteren, aleyhinde dahi olsa adaleti düstur edinen, kimseyle alay etmeyen, kusur aramayan, kötü lakap takmayan, tecessüsten ve gıybetten uzak duran, doğru sözlü, samimidir. Kimse ondan zarar görmez. Etrafına faydalıdır. Duyarlıdır; başkalarının acı ve ıstıraplarına karşı duyarsız kalmaz.

Çünkü Müslüman aksi durumlarda müflis olarak adlandırılacağının, kaybedenlerden olacağının her daim farkındadır: “Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir gün ashabına: “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu.” Ashâb: “Bizim aramızda müflis, parası veya malı olmayan kimsedir” dediler. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla beraber, şunu dövmüş, şuna-buna sövmüş, zina isnâd ve iftirası yapmış, şunun-bunun malını yemiş, kanını dökmüş (olarak mahşer meydanına gelen), bu sebeple de iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biten, (sevabı kalmayınca da) hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir.” (Müslim, Birr 59)

Müslüman, toplumun Kur’an ve sünnet merkezli çizgide devam edebilmesi için her daim iyiyi, güzeli, hakkı ve sabrı en güzel yolla tavsiye eden kişidir. Bu onun en önemli görevi olup toplumda oto-kontrolünü sağlayan bir esas olarak belirlenmiştir. “Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridir. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler.” (Tevbe 9/71) Ancak bu davranış basit bir sözlü uyarı olmayıp içerisinde belirli esasları barındıran nebevi bir iletişim metodudur. Emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’l-münker şeklinde kodlanan bu davranış biçiminde birinci muhatap kişinin kendisidir.

Allah Teâlâ, söz ve davranış uyumu içerisinde bulunmayan kişileri uyarmakta ve söz konusu davranışın sadece din açısından değil aynı zamanda aklen de uygun olmayan bir hareket tarzı olduğunu ifade etmektedir: “Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara 2/44). Hz. Peygamber ise bu kişileri ahirette büyük bir azapla uyarmaktadır:

“Kıyamet gününde bir adam getirilir, ateşe atılır, ateş içinde değirmen taşı gibi dönmeye başlar. Cehennem halkı onun etrafını çevirirler: ‘Ey falan! Sen bize iyilikleri emreder fenalıkları yasaklar değil miydin?’ diye sorarlar. Cevap verir: “Evet öyle, ama ben size emreder kendim yapmazdım, sizi yasaklar kendim yapardım.” (Buhârî, Bed'ü'l-Halk,10; Müslim, Zühd, 7)

Nebevi iletişim şekli olan iyiliğin tavsiye edilip kötülüğün yasaklanmasında dikkat edilecek ikinci husus ise bu davranışta bulunacak Müslümanın tavsiye edeceği, adaleti, hakkı, doğruyu, yanlışı, kötülüğü önce bilmesi gerekir. Ayet-i kerimede Allah Teâlâ “Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak, ‘Bu helâldir, şu da haramdır’ demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.”(Nahl 16/116) diyerek cahilce yapılacak bir tavsiyenin Allah’a iftara olacağını açıkça ifade etmektedir.

İslam son olarak bu davranış biçiminin niteliğine yönelik bir esas belirler ki oda Müslüman’ın bu işi yaparken merhameti, sevgiyi, hilmi esas alması, muhatabı incitmeden, kaba ve katı hareketlerden uzak durmasıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim bu durumu peygamberin tebliğinin etkili olmasındaki temel esas olarak belirler: “Sen (Ey Muhammed) Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.” (Âl-i İmran 3/159)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dua Etmiyoruz Ki Tutsun Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:01:18 ÖS]


İşin Ehli Olmadıkça Velisi Olunmaz Gönderen: türkiyem
[Dün, 06:56:41 ÖS]


İyiliği Sayarak Değil Saçarak Yapın - Yapalım Gönderen: türkiyem
[Dün, 06:53:25 ÖS]


İnsanlar Neden Ölmek İstemezler Gönderen: türkiyem
[Dün, 06:49:26 ÖS]


Cahiliye İtikadı İnancı Şirk Gönderen: türkiyem
[Dün, 06:41:20 ÖS]


Yorulmadan Bozulmadan Gönderen: türkiyem
[Dün, 06:31:21 ÖS]


Eğer Allah’ı Seviyorsanız Bana Uyun Gönderen: anadolu
[Dün, 09:08:18 ÖÖ]


Din Kardeşini Kafirlikle İtham Eden Kimsenin Durumu Gönderen: anadolu
[Dün, 09:01:47 ÖÖ]


İmtihan Bilinciyle Yaşamak Gönderen: anadolu
[Dün, 08:53:53 ÖÖ]


Orta Yolu Tutun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:49:03 ÖÖ]


Tanımadan Sevmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:44:39 ÖÖ]


Sen Kendini Ne Sanıyorsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:39:34 ÖÖ]


İnsana Yakışan Her Halde Kul Olduğunu Unutmamaktır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:17:09 ÖÖ]


Yaşama Sorumluluğumuz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:10:47 ÖÖ]


Üzüntü ve Sıkıntılarla İmtihan Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:30 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 25 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:41 ÖÖ]


Allah’ın İpine Yapışmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:26:33 ÖÖ]


İyilere Karşı Da Kötülere Karşı Da Edepli ( Ahlaklı ) Ol Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:15:07 ÖÖ]


Ender Tekin - Albümdışı Eserleri ve Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 28, 2024, 06:26:14 ÖS]


Osman Gündüz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 28, 2024, 01:44:59 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49