Gönderen Konu: Ey Muhammed Biz seni Ancak Alemlere Rahmet Olarak Gönderdik  (Okunma sayısı 196 defa)

0 Üye ve 10 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 751
    • www.fanidunya.net


Ey Muhammed Biz seni Ancak Alemlere Rahmet Olarak Gönderdik
(Enbiya, 107)

Varlık âlemi Yüce Rabbimizin rahmeti ile vücut bulmuştur ve yine onun rahmeti ile varlığını devam ettirmektedir. İlahi pergelin bir ucunu insanda sabitleyen Rabbimiz diğer ucunu onun etrafında rahmeti ile döndürür. Allah, insanı dünyanın da ahretin de merkezine yerleştirmiştir. Dolayısı ile insan dünyanın bir özeti olarak Allah tarafından iç içe geçirilmiş bir rahmet yumağıdır.

“Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem’i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir.” (Ali İmran, 33-34) ayeti ile işaret ettiği üzere insanları da süzmüş onların içlerinden peygamberler seçmiştir. Peygamberlerin de; “O rasullerin de bazısını, bazısından üstün kıldık…” (Bakara, 253) ayeti ile farklı özellikleri nedeniyle birbirlerine üstünlük vermiştir. Efendimizi ise “Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107) ayeti ile övgülerinin zirvesine çıkartmıştır. Bu ayeti kerime ile de anlıyoruz ki Allah’ın görülen ve görünmeyen rahmetinden istifade edebilmenin en kısa yolu son elçisine iman ve itaatte düğümlenmiştir. Onun rızası Allah’ın rızası, Onun öfkesi Allah’ın gazabıdır.

“Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Ve hem de izniyle Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil olarak gönderdik. Mü’minlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükâfat vardır... Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarına aldırma Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.” (Ahzab, 45-48) Ayeti de bu rahmetine bir nebze açıklık getirmektedir.

Efendimiz, güneş gibidir. Hatta güneşten daha yararlıdır. Zira güneşin ahirete bir katkısı yoktur. Efendimiz, ayetinde ifade ettiği gibi “Siracı Münir” dir. Yani Dünyanın da ahiretin de nur saçan kandilidir. Mü’mini, kâfiri, insanı, hayvanı, bitkisi, canlısı, cansızı herkes ondan ve onun rahmetinden nasipdardır. Ondan istifade etmeyen kalmamıştır ve kıyamete kadar hatta daha ötesine kadar herkes Allah’ın izni ile istifade edecektir.

Onun rahmetinin örneği kendi mübarek lisanı ile tanımladığı gibi yağmur ve toprağın ilişkisi gibidir.  “Allah’ın benim vasıtamla gönderdiği hidayet ve ilim bol yağmura benzer.

Bu yağmur bazen öyle bir toprağa düşer ki onun bir kısmı suyu kabul eder çayır ve bol ot yetiştirir. Bir kısmı da kurak olur, suyu üstünde tutar. Allâh-u Teâlâ, halkı ondan yararlandırır. Hem kendileri içerler, hem hayvanlarını suvarırlar, ekin ekerler. Bu yağmur diğer bir toprağa daha yağar ki bu toprak kaygandır. Ne suyu üstünde tutar, ne çayır bitirir. Allah’ın dinini anlayıp da Allah’ın benim vasıtamla gönderdiği hidayet ve ilimden faydalanan ve bunu bilip başkasına bildiren kimse ile bunu duyduğu vakit kibrinden başını bile kaldırmayan ve Allah’ın benimle gönderilen hidayetini kabul etmeyen kimse böyledir. (Buhârî)

O, dünyada bir yolcu gibi yaşamıştır. Allah’ın dinine yapılan haksızlıkları asla affetmemiş, Allah düşmanları ile Allah adına malı ile canı ile ailesi ile cansiperane mücadele etmiştir.

Kendi şahsına yapılan haksızlıkları ve hakaretleri affetmiş, kimseye şahsi kin ve nefret beslememiştir. Nezaketi elden bırakmayan Âlemlerin Efendisi, ilk günden itibaren ırk ayrımını ve sosyal statü ayrımını reddetmiş, insanları kardeşliğe davet etmiştir. İnsanlar doğacakları annelerini ve evleri seçemezler ilahi imtihanın bir neticesi olarak dünyaya gelirler. Bu nedenle efendimiz karşısındaki kişiyi anlamak için önce “Sizden biriniz, kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe tam iman etmiş olamaz.”  Cümleleri ile kendimizi muhatabımızın yerine koymayı sonra da; “Ben ve yetimin işlerini üzerine alan kefil cennette şöyle olacağız” diye iki parmağını işaret eder.  Dezavantajlı grupların dertleri ile dertlenmeyi yani onlarla hemhal olmayı emretmiştir.

O, bir rahmet peygamberi idi. Açlıkla mücadele etmiş, onların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi servetini de sevgili eşi Hatice-tül Kübra’nın servetini de, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali… gibi -Allah onların hepsinden Razı olsun- dostlarının mallarını da bu yolda sarf ettirmiştir. Bırakalım bir insana ikramın yüceliğini anlatmasını O, bir köpeğe dahi su verenin cennete gittiğini, bir kediyi dahi öldürenin cehenneme gideceğini söylemiştir. Vefatı sırasında sahip olduğu üç dinar nakit paranın hemen tasadduk edilmesinde geciken eşlerine sitem etmiştir.

Hz. Câbir (r.a) anlatıyor: Rasulullah (a.s) buyurdular ki: “Deve, sığır veya davar sâhibi olup da, bunlardaki Allah'ın hakkını eda etmeyenlere kıyamet günü, bu mallar, olduğundan daha çok ve mümkün olduğunca iri ve şişman olarak gelecekler. Adam, onlar için, düz ve geniş bir yere oturtulacak, hayvanlar bacakları ve tabanlarıyla onun üzerinden geçecekler. Geçiş sırasında boynuzlarıyla tosluyacaklar ve ayaklarıyla ezecekler. İçlerinde boynuzsuz veya boynuzu kırık biri bulunmayacak. Bu şekilde sonuncusu da onun üzerinden geçince, birincisi aynı geçişe tekrar başlayacak.

Mahlûkatın hesabı tamamlanıp hüküm verilinceye kadar bu hâI devam edecek.”(Buhari)
   O, Sadece fakirlerin merhametlisi değildi. İnsan haysiyetini ayaklar altına aldırtacak davranışlar sergileten zararlı alışkanlıkların da yayılmaması için mücadele edendi. “Sarhoş edici şeyler bütün kötülüklerin anasıdır.” Derdi.

   Irk ve cinsiyet ayrımını şiddetle reddeder; “Çocuklarınızı çok öpün zira her öpücük için cennette size bir derece verilir ki iki derce arasında beşyüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar.” Buyururdu.

   Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s) “Benim misalimle sizin misaliniz, şuna benzer: Bir adam var ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca, gece kelebekleri ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onları kurtarmaya çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben tıpkı o adam gibi ateşe düşmemeniz için belinizden yakalıyorum, ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz" buyurdu (Buhârî)

MUHAKKAK Kİ, EN GÜZEL SÖZ ALLAH'IN KİTABIDIR. EN GÜZEL YOL DA MUHAMMED (A.S)’IN YOLUDUR.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dünya Hayatına Razı mı Oldunuz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:17 ÖÖ]


Yalan ve İnsan Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:03:28 ÖÖ]


İbadetler ve Ameller ile Arınma - Temizlenme Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:52:32 ÖÖ]


İnanç Sağlığımızı Koruyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:31 ÖÖ]


Gıda Zehirlenmesi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:21 ÖÖ]


Anne ve Babanıza Öf Bile Demeyin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:31 ÖÖ]


Allahü Teâlâ Cömertlere Her Güzelliği Vermiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:59:00 ÖÖ]


Din Hayattır Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:10:51 ÖS]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:03:01 ÖS]


Kur'an ve İnsan Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:55:17 ÖS]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:49:17 ÖS]


Allah İçin Buğz Etmek Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:43:20 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:39:20 ÖS]


Nifak Alameti Cehennemi Hastalık Yalan Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:06:34 ÖÖ]


İnsan Denen Muamma Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:53:39 ÖÖ]


Kalplerin Huzuru Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:49:04 ÖÖ]


Eğitimde Amaçlar Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:42:59 ÖÖ]


Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:33:47 ÖÖ]


Gazze Direnişinin Fiilî ve Kavlî Dersi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:21:10 ÖÖ]


Dinin Esası Allah’ı (CC) Bilmek Kesin Bilgi ve Yararlı Akıldır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:11:11 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50