Gönderen Konu: Kalp Eğitimi olmadan Kalıp Düzelmiyor 1  (Okunma sayısı 94 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6072
Kalp Eğitimi olmadan Kalıp Düzelmiyor 1
« : Haziran 30, 2024, 07:43:19 ÖÖ »


Kalp Eğitimi olmadan Kalıp Düzelmiyor   1

Kalp eğitimi, olmayanın kalıbı bozuk olur. Bu bir hüküm değildir, İnsan varlık sahnesine çıktığından bugüne kadar kalbi hayatın lokomotifidir. Bu fıtrat kanunudur.

İnsanlık âleminin bir numaralı şahsiyeti Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem; “İnsan cesedinde bir et parçası vardır. O bozulursa bütün beden bozulur, o düzelirse bütün beden düzelir. Dikkat edin o kalptir.” Bu ifadeleri ile kalbin genel durumunu fonksiyonel kapasitesi ile tanımlamıştır. Bu açıdan kalp eğitimi önemlidir. Kalp ile ilgili Tevbe suresindeki bir ayeti kerimede rabbimiz şöyle buyurur; kalplerinde küfür ve nifak gibi hastalık olanların pisliklerine pislik kattı. Onlar kâfir olarak ölüp gittiler. (Tevbe:9/125) Bir başka ayette ise benzeri hastalıklar gösterilir;

Bunların kalplerinde küfür ve nifak gibi bir hastalık mı var? Yoksa onlar şüpheye mi düştüler. Yoksa Allah’ın ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar o halleri ile zalim kimselerdir. (Nûr:24/50)

Bu tür kalp hastalıklarına kapılmış ve kalbinin hastalıkları yüzünden her şeyi kötüye giden insanların yüz üstü bırakılmamaları aslında bir insanlık borcudur.

Aslında bu önemli görev başta peygamberlerin aslî görevlerindendir. Onlardan sonra Allah’ın vahdaniyetine, gönderdiği dinin tevhid dini olduğuna inanmış müminlerin terk ve ihmal edilmez görevleridir.

Tevhid dini dışına taşmış ve uçsuz bucaksız çöllerde darmadağınık olmuş müslümanların bununla imana sarılmaları gerekmektedir.

Aksi takdirde kalbin manevî yönünün bakımı yapılmadığı ve eğitimi gerçekleştirilmeği için insanlar bir türlü toparlanamıyorlar. Kalp eğitimini ihmal ettikçe bütün hayat ters gidiyor. Hayatın ters gidişini önlemek için de yönetimler, insanlara yaptırım uyguluyorlar.

Yaptırımlar, suçu önleyemiyor.  Hep yetersiz kalıyor ve suçlar artarak yaygınlaşıyorlar. Yaptırımlar da yetersiz kalınca ceza veriliyor.

Cezalar artırılıyor. O da yetmiyor. En ağır uygulanan cezalar da suçları önlemiyor, suçluları caydırmıyor. İnadına suçlar artarak katmerleşiyorlar.

 Bugün “ağırlaştırılmış yüzlerce yıl cezalar veriliyor.”

Neticede hiçbir alanda ayar tutmuyor. Faizciler, soyguncular, dolandırıcılar, hırsızlar, “hançerciler” arttıkça çoğalıyorlar, sınır tanımaz oluyorlar. Diğer tarafta aile ufalanıyor. İnternete ilan verip çocuğunu satan analar türüyor. Evlatlar, ebeveynlerine televizyonlarda sırtlanlar gibi saldırıyorlar. Öfke patlaması ile aile ve akraba bireyleri birbirleri ile gladyatör savaşı yapıyorlar. Aile mahremiyeti ayaklar altına seriliyor. Akraba bağları çürüdü, döküldü.

Ekonomik alana simsarlar hâkim olmuş, devlet otoritesini geride bıraktıklarının zannına kapılmışlar.

Hayatımızın geneline baktığımızda “deve niye boynun eğri…” senaryosunu yaşadığımız görülmektedir. Şimdi kısa bir müzakere yapıp düşünelim.

Beşerî tepkilerle ve sindirme çabaları ile alınan tedbirlerin tamamı ters tepiyor.

Öyleyse gelin sükûnetle, suhuletle, mantıkla, rantabl akıl ile mukayese ederek soralım. Neden suç önlenemiyor, artarak toplumun her kesimini etkisi altına alıyor? Geçmişi sonsuz, geleceği sonsuz bu âlemi yaratıp kusursuz yöneten Allah’ı hesaba katmayan kısa ömürlü olan varlıklar niçin Onun mülkünde hayat sürer Ondan kaçarsınız? Her gittiğiniz istikamette denge tutturamadınız. Oysa Allah’a dönenler hep kazandılar.

Allah’a yönelenler, Allah’ın zikri ile kalbleri mutmain olan iman edenlerdir. Evet, bilin ki, ancak Allah’ı zikretmekle kalpler mutmain olur; yatışır ve huzur bulur. (Rad:13.28) Onun için kalbin en yüksek kalitede eğitimi ancak ilim zikir ile olur.

Kalp eğitiminde zikir ibadetinin önemi çok yüksektir. Esselamualeykum.


Kalp ğitimi Hayatın Özü ve Temelidir

Kalp eğitimi, yaratılış hikmet ve gayesine uygun olduğunda maksat hâsıl olur. Kalp eğitimi, kullanma kılavuzuna uygun olmazsa demode olur, işlevini kaybeder. 

Kalp eğitimi, müslümanların çok ihmal ettiği ya da beşerî yorumlarla uygulamağa kalkıştığı, bir kısmının da ihtilaf ettiği zengin bir enerji kaynağıdır. Bu enerji kaynağı verimli akıl ile başlar, iman ile pekiştirilir, kirletilmemiş dil ile terennüm edilir, kumandası kalbe kodlanır, sürdürülmesi sadakat zeminine oturtulur, tefekkür ile güçlendirilir, itikad ile ritim verilir bütün organlarla ahenk halinde kul devrana girer.

Böyle bir âlemde hayvanî beden, insan kimliğine geçiş yapar. Bu halde kulluk şuuruna terfi eder. Takvâ mertebesine yükselir. Züht ve verâ’ atmosferinde mutmain nefisle cennete yol alır. Mümine sekine kıvamında denge ve kemal kimliği kazandırır. Kulunun duasını kabulü ile Rabbimizin garanti vermesiyle taçlanır. Hatta kulun günahlarının affına vesile olur. Bu zengin enerji Rabbimizin kullarına kesin vadidir.

Bu hikmet ve verimi zengin enerji kaynağı zikir ibadeti, Mevlâmızın inayeti ile sonsuza yelken açar.  Ulaştığı sabah akşam istasyonlarında cennet rayihalarını teneffüs ederek, arınmış, durulmuş mutmain nefisle cennete girer. Çünkü Yegâne Mevlâ kuluna müjdeli emrini verir. “Ey mutmain nefis! Razı olmuş ve rızaya nail olmuş olarak Rabbine dön. Kullarımın arasına gir.

Gir cennetime!” Bu mânidar hakikati Kitabında beyan buyuran Rabbimiz ilginç ve manidar kavramlarla nice mesajlar vererek lüb akıl sahiplerine açıklama yapar. Bununla kalp eğitiminn temel değerlerini sahneler.

O lüb akıl sahipleri, ayakta iken, otururlar iken ve yanları üzerine yatarlar iken, Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaradılışı hakkında tefekkür ederler.

“Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin, bizleri ateş azabından koru derler.” Ey Rabbimiz, gerçekten sen kimi ateşe sokarsan, şüphesiz onu hor ve perişan edersin. Zâlimlerin hiçbir yardımcıları yoktur. Ey Rabbimiz, bize, Rabbinize iman edin, diye insanları iman etmeye dâvet eden bir davetçi dinledik.

Dinledik ve iman ettik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört ve bizi hayırlılarla beraber öldür. Rabbimiz! Peygamberlerine bizim için vaad ettiklerini bize ver. Kıyamet günü bizi rezîl ederek utandırma. Şüphesiz ki sen vadinden caymazsın. Rableri onların dualarını kabul etti: “Gerçekten biz, içinizden erkek olsun kadın olsun hiç kimsenin yaptığı hayır amelleri zayi etmeyiz.” (Ali imran:3/191-195) Böylece Allah Teâlâ kulun duasını kabul ettiğini daha dünyada iken bildirir.

Allah Teâlâ bu ayetlerde insanların en yüksek düzeyde akıl sahibi olanlarının müminler olduklarını bildirir. En kaliteli akıl yani lüb akıl sahibi olanların da özellikle hangi kıvamda olmaları gerektiği bilgisini verir. Bunların da ayakta, oturarak, yanları üzerine yatarak Allah’ı zikrettiklerini hatırlatır. Zikir ibadeti ile beraber göklerin ve yerin yaradılışı hakkında tefekkür edecek kalitede olduklarını ilan eder.

Öylesine düşünürler ki, bunların sonsuz hikmet ve kudret ile yaratıldıklarının şuurunda olduklarını bildirir.

Bu durumda “Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin, bizleri ateş azabından koru derler, diyerek yakardıklarını dile getirir. Özellikle zikir ibadetine göstermeleri gereken hassasiyeti göstermeyenleri çok ağır bir ifade ile uyarır. Yapmayan sorumlulara cehennemin korkunç yüzünü gösterir.

Zâlimlerin yardımcıları olmadığını bildirerek onları ölümcül uykudan uyarır.

Bu da kalp eğitimi noksanlığının doğal sonucu olduğunun belgesidir. Kalp eğitimi, insan yetiştirmenin özü ve temeli olduğu için var olan eğitim maya tutmuyor.

Toplum cinnet ve cinayet girdabına sürükleniyor! Esselamualeykum.   

İlhan Oral.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41