Gönderen Konu: Nefis Azgın Arslan Gibidir  (Okunma sayısı 46 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı webtasarim

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 142
Nefis Azgın Arslan Gibidir
« : Eylül 21, 2024, 09:12:12 ÖÖ »


Nefis Azgın Arslan Gibidir

Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır."(Buhârî,Rikak, 28; Müslim, Cennet, 1)

Nefis engelini aşan, nefsini aklın ve ruhun emrine amade kılan, bir adım ileri çıksın. Allah Rasulü sallalahu aleyhi ve selem bile nefisle bir an dahi yalnız kalmamak için, Allah Celleden yardım istediğine göre, çok çetin ve son nefese kadar devam edecek bir mücadeleden bahsediyoruz. Bu mücadeleyi samimi bir şekilde sürdüren, hayatıyla, yazı ve sohbetleriyle bizleri irşad eden muhterem Osman Nuri Topbaş hocamızın birkaç yazısından alıntılar yaparak işi ehline bırakmak istiyorum:

“Nefs; içimizdeki bütün kötü isteklerdir, süflî arzulara duyulan meyildir. İnsanı Allah’tan uzaklaştıran bütün şeytânî hisler, neftsen ibârettir. İşte nefis, bu şekilde kalbi yüce hakîkatlere âmâ eden süflî arzular engelidir.

Nefs olmasaydı, insan rütbesinde değil, melek olurduk. Oysa kâmil bir insanın rütbe ve değeri, meleklerden üstündür. Öyle ki, Allah, insanı yarattığında bütün melekleri toplamış ve insana secde etmelerini emretmiştir. Kıskançlık ve kibir göstererek bu emri yerine getirmeyen şeytanı da huzurundan kovmuştur. Böyle yüce bir makâmın, yani insanlık şerefinin elbette ki, büyük bir bedeli olmalıdır. Nitekim insanoğlu, işte bu bedeli ödemek ve özündeki bu cevheri parıldatmak için bu dünyaya gönderilmiştir. Tabiî kimi gayret içinde oluyor, kimi de olmuyor. İşte bunun en güzel şekilde tespiti için Cenâb-ı Hak bu dünyayı bir imtihan âlemi yapmıştır. Buyurmuştur ki: “O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır…” (el-Mülk, 2)

Nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye, yâni tasavvufî eğitim şarttır. Zîrâ nasıl ki altınla uğraşan erbap kimsenin mahâreti, yığın yığın onca topraktan bir gram altın üretmekte ise, insanın mahâret ve değeri de nefsin çamurlarını takvâ ateşiyle temizleye temizleye gönlü pırıl pırıl hâle getirebilmesindedir. Bir başka ifâdeyle, hiçbir şey yapmadan varlıklar değerli olmaz. Bal yapmasaydı, arılara kim değer verirdi? İnsan da kulluk yolunda bin bir imtihandan başarılı bir şekilde geçmeli ve Hakk’a aşk ile ibâdet hâlinde olmalı ki, bir değer ifâde etsin.

Nitekim insana, Cenâb-ı Hak müsbet ve menfî/olumlu ve olumsuz, iyi ve kötü, yaklaştırıcı ve uzaklaştırıcı birçok özellikleri bunun için vermiştir. Ve buyurmuştur ki: “Nefsini (fücurdan/kötü olan ve Allah’tan uzaklaştıran her şeyden) tezkiye eden/temizleyen mutlaka kurtuluşa erer.”

Nefisler ancak fücûrun zıddı olan takvâ ve ihlâs ile temizlenir. Takvâ, her şeyden önce nefsânî arzuları köreltmektir. Fıtrattaki Allâh’ın vermiş olduğu istîdat ve güzellikleri inkişâf ettirip Allâh’a güzel bir kul olabilmektir. Yâni takvâ, Kur’ân ve sünneti hayatın her safhasına aksettirmek ve böylece Cenâb-ı Hak’la huzur bulabilmektir…

İnsan düşünmeli: Varlık nedir? Sahibi kimdir? Ben kimim? Bu âlemde vazifem nedir? Niçin hayattayız, ölüm niye var? Peygamber Efendimiz ’in 23 senelik peygamberlik hayatı bu cevapların net ve muhteşem bir örneği olmuştur. Peygamber Efendimiz, her meçhulü aydınlatan ilâhî bir nur ve sonsuz saadete nail eyleyen bir hidayet rehberi olmuştur.

Cenâb-ı Hak buyurur: “(Rasûlüm!) Nefsânî arzularını kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü? Ona Sen mi vekil olacaksın?” (el-Furkan, 43)

İnsan, rûhu itibariyle de Allâh’a mensuptur. Dolayısıyla kulluğunu unutan, yani nisyana düşen her kalbin tedâvîsi, rûhun mensûb olduğu Rabbini çokça zikretmektir. Cenab-ı Hakk buyurur: "Ey Rasulüm, heva ve hevesini ilah edinen kimseyi gördün mü?"(Câsiye, 23)

Bu iki ayet-i kerîme insanoğlunun kendini cehenneme mahkûm eden handikabını ve zaaflarını hatırlatır. Demek ki, arzular mihrap ve kıble haline gelince insan, zaaflarının putperesti oluyor. Aslî hakikatini, derunî istidatlarını dumura uğratıyor...

 “(Hakikatte) mücâhid, nefsine karşı cihâd eden kimsedir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Cihâd, 2; Ahmed, VI, 20)

Bir diğer hadîs-i şerîflerinde ise: “Ümmetim adına en çok korktuğum şey; nefislerinin hevâlarına uymalarıdır.”buyurmuşlardır. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 12)


Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri tezkiye edilmemiş ham bir nefsin Allah ile kul arasında kalın bir perde olduğunu bildirdikten sonra şöyle der: “Nefs-i emmârelerinizi kurban ediniz. Biliniz ki gerçek hayat, ancak nefs-i emmârenin şerrinden kurtulmakla mümkündür.”

Şiblî Hazretleri de şu sözlerle bu hakîkate dikkat çeker: “Nefis ölmeden ruh dirilmez. Âşıklar rûhun yaşamasını, nefsin ölümünde buldular.”

Aşırı istekler (şehvetler), peşine düşenleri cehenneme çeker götürür. Bunların nefse hoş gelmesine aldanmamak gerekir. Çünkü arkası ateştir, azaptır. Bu sebeple de Peygamber Efendimiz yine dualarında Cenâb-ı Hakk'a şöyle ilticâ etmiştir:

"Allâh'ım! Nefsime takvâ nasîb et ve onu her türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek Sen'sin. Ona yardım edip terbiye edecek sadece Sen'sin." (Müslim, Zikir, 73)

Cenâb-ı Hak, cümlemizi, nefsin iğvâsına düşmekten lûtf u keremiyle muhâfaza buyursun. Huzûruna, râzı ve hoşnûd olacağı bir nefs ile çıkabilmeyi bizlere rahmetiyle ikrâm ve ihsân eylesin... Âmîn...

Not: Bu yazı muhterem hocamız ,Osman Nuri Topbaş’ın “Nefis tam olarak nedir, niçin verilmiştir? Nefis Azgın Arslan Gibidir!; Nefs-i Emmâre'nin Tuzağı; Nefsi Muhasebeden Geri Kalmamak, yazılarından derlenmiştir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Ucub ve Kibir Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:24:26 ÖÖ]


Aile İçi Eğitim Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:18:51 ÖÖ]


Bir Eğitim Kurumu Olarak Cami Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:15:51 ÖÖ]


Hasta Kalpler Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:12:37 ÖÖ]


İslamî Bütünlük Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:09:43 ÖÖ]


Riya - Gösteriş Gönderen: KOYLU
[Bugün, 09:06:14 ÖÖ]


Rabbimizin Kullarına Hizmeti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:48:57 ÖÖ]


Allah'ın Affı Sonsuzdur Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:44:03 ÖÖ]


Efendimizi Anlatmanın Tam Zamanı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:39:51 ÖÖ]


İslâm’da Beş Güvenlik 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:32:12 ÖÖ]


Öğrencisi Olan Anne Babalara Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:23:49 ÖÖ]


Hazret'i Îsâ Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:17:15 ÖÖ]


Ahmet Turan Öztürk - Hıçkırıklarım 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:41 ÖÖ]


Yönelişimiz Nereye Gönderen: melek
[Dün, 05:13:33 ÖS]


Komşularımız Neyimiz Olur Gönderen: melek
[Dün, 05:08:44 ÖS]


Güzel Ahlâka Çağrı Gönderen: melek
[Dün, 05:01:36 ÖS]


Gül Gibi Geçinmek Varken Gönderen: melek
[Dün, 04:55:08 ÖS]


Bir Beden Gibi Gönderen: melek
[Dün, 04:47:53 ÖS]


Allah İçin Sevmek yada Sevmemek Gönderen: melek
[Dün, 04:40:05 ÖS]


Gençlerin Ergenlik Dönemi Gelişimi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:02:05 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53