Gönderen Konu: Kul ve Kamu Hakları (Okunma sayısı 37 defa)

webtasarim · « : **Dün**, 06:43:40 ÖS »

Kul ve Kamu Hakları

وَلاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَكُم بَيْنَكُم بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُواْ بِهَا إِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُواْ فَرِيقًا مِّنْ أَمْوَالِ النَّاسِ بِالإِثْمِ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
مَنْ كَانَتْ عِنْدَهُ مَظْلَمَةٌ ﻷخِيهِ مِنْ عِرْضِهِ أوْ شَىْءٍ مِنْهُ فَلْيَتَحَلِّلْهُ مِنْهُ الْيَوْمَ مِنْ قَبْلِ أنْ َ يَكُونَ دِينارٌ وَ دِرْهَمٌ،

İslam Dinine göre Müslüman veya gayri müslim herhangi bir insanın maddi veya manevi hakkına tecavüz etmek ve o hakkı ihlal etmek; kul hakkı olarak tanımlanır. Kul hakkı dinimizce Allah Teâlâ’nın affının dışında kalan ve hak sahibi kişi helal etmedikçe helal olmayacak büyük bir günahtır. Allah Resulü (s.a.v), Allah-u Teâlâ’nın şehit kimsenin tüm günahlarını affedeceğini ama kul hakkına karışmayacağını belirtir. Şayet kul hakkı ahirete bırakılırsa insan için nasıl bir ziyan olacağı bir hadiste şöyle ifade edilir:

Rasûlullah (s.a.v): “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sorar. Ashâb: “Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir” derler. Rasûlullah (s.a.v): “Ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelir. Fakat şuna sövüp, buna zina iftirasında bulunmuştur, şunun malını yiyip, bunun kanını dökmüştür, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir” buyururlar.

Kul hakkının en kapsamlı şekilde ihlal edildiği durumlardan biri de kamu hakkıdır. Kamu hakkını ihlal etmek kul hakkından çok daha fazla bir vebali yüklenmek anlamına gelir.

Çünkü kul hakkında tek bir şahsın hakkına tecavüz varken kamu hakkında ise milyonlarca insanın hakkını

ihlal vardır. Örneğin, kamuya ait araziler, araçlar,malzemeler, tüketilen elktrik enerjisi, harcanan su kamu hakkıdır. Haksız yere yapılan tüketimin ücretinin başka insanlardan tahsil edildiğini unutmayalım. Kamu malını haksız yere zimmetine geçirmenin yanlışlığını göstermesi açısından şu hadise ibret vericidir: Peygamber Efendimizin cenazesini kılmadığı bir şahsın durumu şöyle rivayet edilmiştir. "... Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (r.a)den rivayet edildiğine göre : Hayber (savaşın) da Eşca' kabilesinden bir adam öldü.

Peygamber (s.a.v) (mücâhidlere) : “Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılınız” buyurdu. Sahâbîler bu duruma şaştılar ve yüzleri değişti. Sonra Peygamber (s.a.v), sahabilerinin vaziyetlerini görünce: ”Sizin arkadaşınız, Allah yolunda ganimet malından çalmıştır” buyurdu. “Bunun üzerine sahâbîler adamın eşyasında arama yaptılar. Yahudilerin boncuklarından iki dirhem (bile) etmeyen boncuklar buldular.”

Haksız yollarla elde edilen her menfaatin yasaklandığını bildiren ayeti kerimede Allah-u Teala şöyle buyuruyor: “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin…”

Allah Rasulünün başta okuduğum hadisi şeriflerin meali

"Üzerinde (bir dîn) kardeşinin nefsine yâhut malına tecâvüzden doğmuş bir hakk bulunan kimse, dînâr ve dirhem bulunmayacak (kıyamet günün)den evvel, bugün dünyâda mazlumdan o hakkı bağışlamasını istesin.”

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Gönderen Konu: Kul ve Kamu Hakları (Okunma sayısı 37 defa)

webtasarim

Kul ve Kamu Hakları

BENZER KONULAR