* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Tehlikeler Karşısında Neslin Korunması  (Okunma sayısı 49 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2310
Tehlikeler Karşısında Neslin Korunması
« : Kasım 12, 2024, 08:07:58 ÖÖ »


Tehlikeler Karşısında Neslin Korunması

Bismillahirrahmanirrahim

İnsanın imtihan edilmek üzere yaratıldığı bu dünyada emaneti lâyıkıyla yerine getirebilmesi kendisine hem dünya hayatının hem de âhiret hayatının saadetini temin etmektedir. Bu emanetin ifası için insanın rabbine, kendi şahsına, topluma ve tüm eşyaya karşı yerine getirmesi gereken görevler ve sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukların en önemlilerinden biri insan neslinin korunması için çalışmaktır. Bu itibarla neslin muhafazası İslâm’da korunması gereken zaruri ilkelerden biri olarak görülmüştür. Bu ilkenin uygulanabilmesi için Allah, her iki cinse de fıtrattan gelen meyil duygusunu yerleştirmiş ve bu duygunun tatmin edilmesini insan neslinin devam etmesine vesile kılmıştır. Bunun yegâne yolu olarak nikâh müessesi teşvik edilmiş böylece neslin hem yok olmasının hem de nesebin karışmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Bu gerçeklerden hareketle İslâm’ın neslin devamı için öngördüğü ilkelerin hayata geçirilmesine katkıda bulunmak önem arz etmektedir. Nitekim İslâm hukukçuları bu önemden hareket ederek neslin korunmasını muhafaza edilmesi gereken beş temel değerden (zaruriyyat) biri olarak değerlendirmişlerdir. Zarûriyyât, ferdin yaşamı ve toplumun düzeni için vazgeçilmez olan zorunlu maslahatlardır.

Neslin korunması, muhafaza edilmesi gereken beş esastan biri olmakla beraber sonuçlarının anlık ortaya çıkmaması ve belli bir süreç sonunda görünür hale gelmesi yönüyle diğer esaslara nazaran daha fazla ihmal edilmektedir. İhmalin fazlalığı konunun ciddi bir şekilde ele alınmasını gerektirmektedir. Nesil; sözlükte “süratle gitmek”, “birbirinden doğup üremek” gibi anlamlara gelmektedir. Fıkıh terimi olarak ise “insan veya hayvan için yavru veya hamilelik” anlamlarına gelmektedir. Buna göre neslin korunması, çocuk doğumunun ve zürriyetin devamını sağlama anlamına gelmektedir. Nesep; sözlükte kişi ile anne ve babası arasındaki soy bağını ifade eder. Terim tanımını lügat tanımı gibi dar kapsamda yapan hukukçular olduğu gibi kapsamını geniş tutarak “babalar ve dedeler vasıtasıyla iki insan arasındaki yakınlık” şeklinde tarif edenler de vardır.

Neslin korunması veya nesebin korunması ifadesiyle insan türünün yok olması, insanlık tarihi boyunca art arda gelen doğumun azaltılmak suretiyle kesintiye uğraması ve neseplerin birbirine karışması gibi tehlikelerden korunması kastedilmektedir. Bunun için insan neslini toptan koruma, çoğalmasını sağlama ve neslin karışmasını önleme gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir. Kıyamete kadar insanlık devam edeceğinden insan neslinin toptan yok olması beklenen bir tehlike değildir. Bu bağlamda neslin muhafazası ilk olarak Allah’ın emri nikâh ile mümkün olmaktadır. Gayrimeşru yollarla çoğalmanın insan neslini uzun vadede devam ettirmesi mümkün değildir. Çünkü nikâh ile sadece çoğalmak söz konusu değildir. Dünyanın en güvenilir ve sevgi ikliminin en güzelinin meydana geldiği bir müessese/aile kurulmasıdır.

Din aile bireylerini birbirine ram edecek öyle görevler ve sorumluluklar vaz etmiş ki ufku ve kalbi açık olan insan için sadece hayret makamı bırakmıştır. Zinanın yasaklanması ve zinaya giden yolların bile yasaklanması ile neslin karışması ve zürriyet mefhumunu korumuştur. Zina ile başlayan çirkin ve günah olan haller öyle bir noktaya sürüklenmeye başlamıştır ki sapkınlıkların sınırı ortadan kalkmaktadır. Cinsel sapkınlıklar da fıtratı bozdukları gibi dolaylı yoldan nikâha götüren yolları kapatmaktadır. En basitinden cinsellik, evlilik yolu olmadan başka şekillerde tatmin edilince evliliğin önemli esaslarından biri olan cinsel ilişkiye ihtiyaç hissedilmeyecektir. İhtiyaç hissedilmeyince nikâhın sonucu olan çocuk da doğmamış olacaktır. Dolayısıyla cinsel sapkınlıklar dolaylı yollardan neslin azalmasına da sebep olmaktadır.

Bugün Batı’da cinsel sapkınlıklar arttığı için çocuk sayısı azalmış durumdadır. Bu sebeple bir ülke için vazgeçilmez bir unsur olan genç nüfus ihtiyacını fakir ülkelerden gelen işçiler vasıtasıyla karşılamaktadır. Evlenebilen çiftler ise toplumun dayattığı hayat şartlarının etkisiyle çocuk sahibi olmak istememektedir. Birçoğu da ileri bir yaşta evlendiği için çocuk sahibi olmayı nimet olarak göreceğine külfet olarak görmektedir. Bu külfetsizlik isteği ve eşleri birbirine bağlayan çocuk gibi güçlü bir bağın olmayışı sebebiyle boşanmalar artmaktadır. İslâm’ın önemle teşvik ettiği sıla-i rahim, merhamet duyguları gibi daha nice değerler bu sayede yok olmaktadır. Yukarıda anlatılan gerçekler İslâm’da zinanın neden büyük günah sayıldığını, cezasının neden ağır olduğunu göstermekte ve gerçekte iki kişi arasında gerçekleşen bir fiil olmaktan çıkıp yaygınlaşınca bütün insanların hayatlarını olumsuz yönde etkileyen bir bataklık hâlini aldığını gözler önüne sermektedir.

Kur’an’ın amacını ifade eden en kapsayıcı amaç, insanların fıtrata, insan onur ve haysiyetine uygun yaşamalarını sağlamayı hedefleyen zorunlu ihtiyaçların (zaruriyyâtın) gerçekleştirilmesidir. Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” (Nisa Suresi 27-28. ayetler)

“Son yüzyıllarda Batı dünyasında sloganlaşan cinsî serbestlik akımı, birçok sapıklığın, doğal olmayan ilişkilerin, iğrenç zevklerin yayılmasına, önü alınamayan hastalıkların, ruhî bunalımların baş göstermesine yol açmış, hatta bundan bütün dünya ülkeleri zarar görmeye başlamıştır. Öte yandan ağırlaşan ekonomik şartlar, gayrimeşru ilişkilere karşı toplumsal hassasiyetin kaybolması, fuhşun yaygınlaşıp kolaylaşması ve bencillik gibi farklı birçok âmil toplumda bekârların sayısını arttırmakta, böylece insanların cinsel ihtiyaç ve isteklerini gayrimeşru yoldan karşılayan, sömüren yeni yeni ticarî faaliyet alanları ve sektörler ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuz gelişmelerden, cinselliği ticarî kazanç konusu yapılan kadınlar başta olmak üzere toplumun her kesimi, aile kurumu, yeni yetişen nesil ayrı ayrı zarar görmektedir.

Toplumumuzda evlilik içi huzursuzluk ve tatminsizliklerde de bu dış telkin ve yayınların önemli payı vardır. Denilebilir ki; cinsî duyguların sömürü, tahrik ve serbestisini konu edinen ve teşvik eden bunca yayın ve zararlı faaliyet, bu yayın ve faaliyetlerin etkisinde oluşan hayat tarzı ve çevre karşısında kalan insanımızı, bütün bunlara rağmen sapma ve ayak kaymalarından koruyucu en büyük faktör İslâm inancına bağlılığı ve dinî ahlâkî değerlere olan saygısıdır.”

Şunu da ifade etmek gerekir ki cinsel sapkınlıkların artmasında medyanın ve arkadaşlık ortamının yaygın bir etkisi vardır. Özellikle sosyal medyada, youtube’da ve oyun sitelerinde çocuklara ve gençlere bu gibi şeyler vasıtası ile dolaylı yoldan cinsel özgürlük ve cinsel sapkınlık empoze edilmeye, gençlere hazzın ve sınırsızlığın en büyük özgürlük olduğu Avrupa tarafından aşılanmaya, şuurları iğdiş edilmeye çalışılıyor. Dostoyevski’nin şu sözü bahsettiğimiz konuya ışık tutmaktadır: “Eğer Tanrı yoksa her şey mubahtır”.

Bu şekilde Avrupa gençlerimizde sınırsız arzuların yolunu açmak isteyerek hem toplumun en nadide kurumu olan aile’yi ve gönüllerde paslanmaz bir çelik olan imanı ve Allah korkusunu gençlerimizin yüreğinden atmak istemektedir. Uygulanabilecek en kuvvetli çözüm yolu kendimizi, ailemizi, gençlerimizi kulluk şuuruyla bilinçlendirmek, onlara güzel ahlakla örnek olmaktır. Neslin muhafazası için tek yol Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklardan kaçınmakla mümkün gözükmektedir. Rabbim vatanımızı ve neslimizi cümle kötülükten, çirkinlikten muhafaza etsin.

Allah ve Resûlü her şeyin en doğrusunu bilir. Hatalar bana, Doğrular Allah’a aittir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yahudiler ve Yahudilik 30 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:40 ÖÖ]


İnandığınız Gibi Yaşamazsanız - Yaşadığınız Gibi İnanmaya Başlarsınız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:26 ÖÖ]


Zihniyet Göçü ve Çöküşü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:35 ÖÖ]


Kur'an’ı Kerim'i Okumak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:18 ÖÖ]


Davetimiz Umut Olsun: Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:37 ÖÖ]


Kur'ân-ı Kerim Okunmayan Ev Kabir Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:08 ÖÖ]


Saygı Sevgiyi Ayakta Tutan Harçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:48:01 ÖS]


Her İnsan Karar Plan, Program Sahibi Olmalıdır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:42:34 ÖS]


İnsan Zayıf Yaratılmıştır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:35:08 ÖS]


Kızlarımızı Tesettüre Nasıl Alıştıralım Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:29:00 ÖS]


Ölümünü Unutanın Hayatı Heba Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:25:19 ÖS]


Kendini Yetiştirmek Hususunda Gençlere Öneriler Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:21:59 ÖS]


Yalan 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:14 ÖÖ]


Mutluluk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:10 ÖÖ]


Hayatın Cazibesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:24 ÖÖ]


Dünyahayatı İlgili Ayet ve Hadisler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Allah’ın Terbiyesinden Çıkmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:08 ÖÖ]


Helal Lokma Yiyenin Kalbi Nurlanır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:31 ÖÖ]


Biz De Denesek mi Acaba Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:53 ÖÖ]


Hayat Arkadaşınızı Şeçerken Gönderen: melek
[Kasım 12, 2024, 08:47:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48