Gönderen Konu: Zinaya Yaklaşmayın. Zira O Bir Hayâsızlıktır ve Çok Kötü Bir Yoldur (Okunma sayısı 2066 defa)

anadolu · « : Temmuz 13, 2024, 10:45:40 ÖÖ »

Zinaya Yaklaşmayın. Zira O Bir Hayâsızlıktır ve Çok Kötü Bir Yoldur

Yolumuzun aydınlatıcısı olan hayat kitabımız Kuran’da Rabbimiz böyle buyuruyor:

“Zinaya yaklaşmayın (bile) çünkü o bir hayasızlıktır…” Bu yasak -Allah’ın bütün emir ve yasakları gibi- onun kullarına en büyük rahmettir. Bir sıkıntının içine girmeden kullarını uyarıyor: “Sakın! Oraya yaklaşma, orada bataklık var, pislik var, hayâsızlık var, zorluk var, sıkıntı var, sonunda da cehennem var” diye. Hamdolsun, sıkıntıya düşmeden tehlikeleri bize haber veren merhamet sahibi Rabbimize.

Rabbimiz İsra Suresi’nin 22-37 ayetleri arasında ‘Allah’a ortak koşmamak’ ve ‘sadece ona kulluk edilmesi’ emriyle başlayıp ‘yeryüzünde böbürlenerek yürüme!” yasağıyla biten yaklaşık on iki emir ve yasak içerisinde zina yasağını diğerlerinden farklı olarak “zina etmeyin” değil de “zinaya yaklaşmayın” şeklinde ifade ediyor. Yani ondan uzak durun semtine bile uğramayın. Belki de zina öyle bir bataklık ki ona yaklaştığın zaman içine çekiyor, ondan kurtulmak imkânsızlaşıyor, içinde boğuyor helak ediyor. Bundan dolayı da Rabbimiz bu bataklığın etrafını geniş korularla çevirmiş. Yani zinaya giden yolların önünü kapatmış oraya yaklaşmadan bizi durdurmak istemiş.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Her organın zinası vardır; gözlerin zinası bakmaktır. Müstehcenleri dinlemek kulak zinasıdır. Müstehceni söylemek dil zinasıdır. Dokunmak da el zinasıdır.” (Buhari 13,6189, Müslim 8,2657)

“Gözler de zina eder, onların zinası (bakılması haram olan kimselere) şehvetle bakmaktır.” (Buhari, Müslim)buyurmuştur.

Rabbimiz önce göz zinasının önüne set çekmiştir:

“Mü’min (erkeklere) söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar… Mü’min kadınlara da söyle onlar da gözlerini harama bakmaktan sakındırsınlar…” (Nur 30,31)

Unutulmamalı ki bakış zinanın başlayış noktasıdır. Bundan dolayı da bakışlarla ilgili emirler en önde yer almıştır:

“Allah gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.” (Mü’min 19)

El zinasının önüne de set çekilmiştir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kadınlardan biat alırken kadınların ellerine dokunmamıştır. Hz Aişe annemiz (ra), Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin hiçbir kadınla tokalaşmadığına dair yemin etmiştir. (Buhari, Ahkam 49)

Zinaya Davetiye Çıkaran Giyinme Tarzı da Yasaklanmıştır:

“…İnanan kadınlara söyle iffet ve namuslarını korusunlar (elde olmayarak) görünen yerleri hariç güzelliklerini göstermesinler. Bir de başörtülerini yakalarının üzerlerine kadar örtsünler…’(Nur 31)

“Ayrıca vücut hatlarını tamamen kapatan dış kıyafetlerini üzerlerine örtsünler.” (Ahzab 59)

Gerek giyim kuşamlarında gerekse söz ve davranışlarında mü’min bir hanıma yakışan ağır başlı ve edepli bir tavır takınmaktır. Kadınlar her türlü kadınsı güzelliklerini ve süslerini ancak kocalarına gösterebilirler. Sokakta çarşıda teşhir etmezler. Erkeklerin dikkatlerini çekecek tarda giyinip sokağa çıkan kadın bilmelidir ki, o evine dönünceye kadar kendisine bakan erkeklerin hepsinin günahları kadar günah işlemiş olur. Kendi günahı da cabası. Örtülü olan kadınlarımız da tesettürlerinin yukarıda geçen ayete (Ahzap, 59) uygun olmasına dikkat etmelidirler.

Dinimiz kadınla erkeğin aynı mekânı paylaşmasına da ölçüler koymuştur. Halveti (birbirine nikâhı düşen kadın ve erkeğin bir mekânda yalnız kalmasını) yasaklamıştır. Toplu haldeki beraberliklere de belli ölçüler koymuştur.

Çalışma ortamlarımız…

Eğitim için okullara gönderdiğimiz yavrularımız sınıflarında İslami ölçülerin tamamen uzağında günlerini, aylarını hatta yıllarını geçiriyorlar. Çoğu zaman bir kızla bir erkek aynı sırayı paylaşıyorlar. Bu ortamlar çocuklarımızın sahip olması gereken İslami duyarlılığı aşırı derecede törpülüyor, hatta yok ediyor. Üniversitelerimiz… Kız erkek karışık, topluca bir evde kalmakta sakınca görmeyen bir nesil. Nesillerimiz (büyük bir kısmı) namus mefhumundan habersiz yetişiyor. Bunlar bizim neslimiz, bizim çocuklarımız. Bu ortamda yetişen ‘eğitilen’ nesillere İslam’ın emirlerini yasaklarını hatırlatmakta çok fayda vermiyor.

Ziyaretlerde, misafirliklerde erkeklerle kadınların birlikte oturmaları da birçok aile problemlerine sebep oluyor. Çünkü bu da dinin kurallarının dışında.

Bunlar İslam’ın zinaya giden yolda günümüze koyduğu kırmızı çizgiler, kırmızı ışıklardan bir kısmı. İslam bu çizgileri geçip zinaya koşanlara da gereken en güzel ceza sistemini koymuştur. (Nur 2)

“Def-i mefsedetcelb-i menfaatten evladır” kuralı gereği, önce bu çizgilere dikkat etmeliyiz. Sonra da Rabbimizin bu konuda gösterdiği doğru yolu takip etmeli doğru istikamette ilerlemeliyiz.

Zinanın Önündeki En Önemli Set: Evlilik…

Zinanın önündeki en önemli koruyucu etken şüphesiz ki evliliktir. Zira Allah Teâlâ şehvet denilen bir kuvvet vasıtasıyla inanı tohum ekmeye mecbur etmiştir. Bu tohumla onların neslini cebren devam ettirmiştir. Daha sonra bunun helal yolunu göstermiş nesep sebebiyle de zinayı haram kılmıştır. Bütün bunları da imtihanın bir parçası yapmıştır.

Rabbimiz evliliği emrediyor, tavsiye ediyor. (İhtiyaca binaen) iki üç ve hatta dörde kadar evlenebilirsiniz diyor. (Nisa 3) Ama asla harama rıza göstermiyor.

“Aranızdaki bekârları da evlendirin.”(Nur 32) buyuruyor.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de evliliği tavsiye ediyor. “Evleniniz çoğalınız, zira mahşer gününde ben sizin çokluğunuzla övüneceğim.”“Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”

Evlilikleri kolaylaştırmalıyız!..

Allah’ın hiçbir emrinde, Efendimizin hiçbir sünnetinde; iş sahibi olmadan, askerlik yapılmadan, ayrı eve oturup en lüks eşyalarla döşemeden, milyarlarca masrafla düğün yapmadan evlenilmez diye bir kaide yoktur. Kendi ellerimizle diktiğimiz putların esiri olup, gençlerimizi adeta zinaya zorlarcasına hareket etmeyelim. Zinaya giden her yol açıkken bir de zinayı engelleyecek şeylerden gençlerimizi mahrum etmeyelim. Bunun bedeli çok ağır olabilir.

Unutmayalım ki İslam bütünüyle bir hayat nizamıdır. Onun emir ve yasaklarının bir kısmını çiğneyerek diğer kısımlarını hayatta tutmak, tam olarak yaşayabilmek çok zor hatta imkânsızdır. Nasıl ki elma meyvesine açılan küçük bir tırnak izi –yarası- bile onun kısa bir sürede çürümesine neden oluyorsa, dinimizle ilgili verdiğimiz -kendimize göre küçük -tavizlerde İslam’ı hayatımızdan silmede büyük yaralar açıyor. Taviz tavizi getiriyor sonra hiç beklenmedik, istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Sahi bu sohbet ortamlarını dolduran bu milletse, sokaklardakiler, üniversitelerdekiler kim?

Hem İslam’a aykırı düğün yapalım hem de bu düğünle huzurlu bir aile kuralım. Hem faiz yiyip hem de bereketli bir yuva olsun. Hem kadınlarımız kızlarımız istediği gibi giyinsin, hem de toplumda zina olmasın. Herhalde bu sünnetullaha aykırı bir istek olur.

Rabbim İslam’ı bir bütün olarak yaşayabilmeyi nasip etsin…

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Gönderen Konu: Zinaya Yaklaşmayın. Zira O Bir Hayâsızlıktır ve Çok Kötü Bir Yoldur (Okunma sayısı 2066 defa)

anadolu

Zinaya Yaklaşmayın. Zira O Bir Hayâsızlıktır ve Çok Kötü Bir Yoldur

BENZER KONULAR