Gönderen Konu: Tükenen Hayatlarımız  (Okunma sayısı 255 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2277
Tükenen Hayatlarımız
« : Ekim 07, 2024, 09:05:46 ÖÖ »


Tükenen Hayatlarımız

Kendi kültürel medeniyetimizi süslemiş bir başka gelişi güzel değerler manzumesine değiştirmek için ruhsal ve toplumsal makyajlar eşliğinde tanımlar yaparız. İnsan var olduğu ilk günde itibaren hayat akışını ertelemek üzere ve yenilenmek üzere kurgulamıştır.

Bu gün bu mustarip olunan vakıalar silsilesi insani değerleri harap ve bitap bırakmıştır.

İnsanlığı geri dönülmez kaosun eşiğine sürüklemiştir. Mecburi yaşanmışlığımız bizi göçmen duyguların eşiğinde sersefil bırakmıştır. Asi kimliklerin gölgesinde yaşıyoruz.  Umuda yolculuk kışı ayazı denizleri uzak memleketleri bize plansız bir serüveni yaşatıyor. Amaçsız savaşların neferleri olmuşuz. Başka hesapların gölge oyununda bize çoğu zaman ölmek ya da kendi kardeşimizi öldürmek düşüyor.  Büyük derneklerin ve dünyaca bilinen birliklerin yalanıyla tanımlanan barış havarilerine gülüp geçiyoruz. Yine de savaşıyoruz. Bir beyhude kavgayı veriyoruz. Ötekiler tarafında sınırları çizilen hayatların yapaylıkları tartışılmazdır. Bu yalanlar üzerine kurduğumuz dünyayı ne zaman ve kimin hezeyanlarında peydahladığımızı çoğu kez fark etmeyiz.

Önümüze getirilip konulan hayatın değer yargısı olarak ruhumuza dayatılan yargıların karşısında ezilmişliğin fotoğraflarınız çektiriyoruz. Kutsal suyla yıkanmış bir tabu halinde inançlarımızın ve duygularımızın koynuna saklanırız. Bunu bazen ailesel bir geleneğin sonucu olarak kabul ederiz. Bazen bunu yasal bir dayatmanın toplumsal kabulü olarak görmeye başlarız. Çoğu zamanda tarihin bir başka sayfasında ilahi bir algı olarak bize sunulan kurtuluş reçetesi sanırız. Biz annemizin ve babamızın önceliklerini basit bulup onların hayallerini sadece bir vefa olgusu olarak algılarız. Her zaman bu düşüncelerin günü geçmiş gündemler olduğunu savunuruz. Çağın gereklerine göre yeni olgular ve projeler üretmeyi planlarız. Bunu gerçekleştirmek adına eylemler yaparız. Bizim çocuklarımız bizim önceliklerimizi ve projelerimizi basit ve yetersiz bularak tarihin çöplüğüne atıverir. Bu ilk insani varoluşla birlikte devam eden bir olgu olarak yazılmış ancak sürekli uygulanan bir geleneksel tarihi gerçeklik olarak insanlığın kısa sayılmayacak tarihi serüveninde var olmaya devam ediyor.

Kendi kültürel medeniyetimizi süslemiş bir başka gelişi güzel değerler manzumesine değiştirmek için ruhsal ve toplumsal makyajlar eşliğinde tanımlar yaparız. İnsan var olduğu ilk günde itibaren hayat akışını ertelemek üzere ve yenilenmek üzere kurgulamıştır. Ancak insan ilk varoluş gününde itibaren bir eylemler projesinin ürünü olmak ya da sonuçlarını oluşturmak üzere kendini tanımlar. Ruhun derinliklerine gizlenen sırların kapıları aralandığında günümüzde anlaşılması zor olan ileri çağlarda belki daha iyi anlaşılacak birçok geçmişte tasarlanmış sosyal ekonomik siyasal veya manevi alemi ilgilendiren ütopik meseleler tezahür edecektir. Tarihçinin penceresinde sosyolojik ekonomik ve konjüktürel değerlerin toplumsal yansıması olarak farklı bir tanımı algılanabilecektir. İnsana hangi pencereden bakarsanız bakın: insan tek başına insandır.
Eğer bir insan kendi iç dünyasından koparılmışsa, o andan itibaren, maddi ve ruhsal dünyasına ilk kırbacı değdirmiştir, bu acı gerçeklik olarak toplumun vizyonuna düşecektir. Ruhsal dengeler bir kez bozulmaya başladığında, iradesine tasallut konulduğunda, manevi değerleri olarak tanımladığı değer yargıları yok olmaya başladığında, idealleri değerini kaybeden toplumsal alt kültürlerin elinde gündelik işlere meze yapıldığında tükeniş başlayacaktır. Bu insanı insan yapan düşünsel dünyasına bir derin darbe olarak yankı bulacaktır.  Değer yargılarını belirleyen vicdani ve manevi dünyası kirlenmeye ve kokuşmaya başlayacaktır.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hayatın Merkezi Camiler ve Bize Gerekenler Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:00:54 ÖÖ]


Mescide Doğru Atılan Adımlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:46:59 ÖÖ]


İslamda Yetim Hakları ve Görevlerimiz Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:41:04 ÖÖ]


Allah Hainleri Sevmez Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:30:03 ÖÖ]


Barış İçin Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:21:27 ÖÖ]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark – Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:05 ÖÖ]


Adam Olmak veya Olmamak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:11 ÖÖ]


İslam Birliği Zaferi Hayal mi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:35 ÖÖ]


Duaya Sarıl Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:24:51 ÖÖ]


Ölüm Hayattan Merhametlidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:16:50 ÖÖ]


Nefslerinin Peşinde Gidenlerden Olma Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:10:31 ÖÖ]


HADİSLER RİYAZÜS SALİHİN - Sesli Kitap - Okuyan: Hayri Küçükdeniz MP3 Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 19, 2024, 08:40:03 ÖS]


Allah’tan Korkun ve Aranızı Düzeltin Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:41:55 ÖÖ]


Anne ve Babalar Olarak Mesuliyetimiz Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:35:51 ÖÖ]


Birlik ve Beraberliği Sağlamak Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:32:50 ÖÖ]


Akrabalık İlişkileri Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:29:30 ÖÖ]


Keşke Dünyayı Tanıyabilsek Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:25:35 ÖÖ]


Boşanma İle İlgili Çeşitli Meseleler Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:17:12 ÖÖ]


Ölüm İçin Hazırlanmak Gönderen: melek
[Ekim 19, 2024, 08:10:38 ÖÖ]


Yarın Utanmamak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 19, 2024, 07:29:27 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50