Gönderen Konu: Ölüm Yokmuş Gibi Yaşamak  (Okunma sayısı 361 defa)

0 Üye ve 8 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 763
    • www.fanidunya.net
Ölüm Yokmuş Gibi Yaşamak
« : Ekim 16, 2024, 09:31:20 ÖÖ »


Ölüm Yokmuş Gibi Yaşamak

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?”

Tirmizî, Zühd 3

      Peygamber Efendimiz, bu hadislerinde insanların geçirileceği çeşitli imtihanlardan yedisine işaret etmektedir. Dünya hayatında çeşitli denemelerden geçmeden Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna varmak mümkün değildir.

      Kur’an’a göre, insan “iman ettim” demekle bırakılmayacak. (Ankebût sûresi, 2)

      Mutlaka hesaba çekilecektir. Bazen biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden azaltma yapılmak suretiyle fakirlik ile imtihan edilecektir. [Bakara sûresi 155]. Zenginlik ve çoluk çocuk da birer imtihan vesilesidir. [Enfâl sûresi, 28].

        Hadisimizdeki bu imtihan şekillerinden birincisi fakirliktir. Kendisinin ve çocuklarının karnını doyurmak, gerekli ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan kimse kendisini işe öylesine verir ki, aklına ne ibadet, ne de âhiret hazırlığı gelir. İnsan böyle bir gaflete düşebileceğini hatırından çıkarmamalı ve fırsat elde iken zamanını iyi değerlendirmelidir.

       İkinci bir imtihan şekli insanı azdıran ve baştan çıkaran zenginliktir. Ahirete imanı zayıf olan kimseleri, para ve servet baştan çıkarabilir. Onları keyfince yaşamaya, gününü gün etmeye, dinin yasaklarına aldırmamaya teşvik edebilir. Nefse hoş gelen bu işleri yapmak ne kadar günahsa, elindeki serveti yerli yerince kullanmamak, zekât ve benzeri sorumlulukları yerine getirmemek de aynı şekilde günahtır.

Zenginlik mi, yoksa fakirlik mi daha hayırlıdır? Diye bir soru akla gelebilir. Önemli olan sabreden fakir, şükrünün gereğini yerine getiren zengin olabilmektir.

       Bu konuda Hz. Ömer radıyallahu anh: “Zenginlik de fakirlik de birer binektir.

Hangisine bineceğime aldırmıyorum.”diyor. Zenginliği de fakirliği de yabani bir ata benzetiyor. Her ikisinin de üzerinde durmak ve yolculuk yapmak maharet ister. Bize düşen her iki durumda iyi bir binici olmak, attan düşerek kafamızı, belimizi kırmamaktır.

        Üçüncüsü insanı halsiz bırakan hastalıktır. Hastalık bedenî veya aklî olabilir. Bir yeri ağrıyıp sızlayan kimse, Allah’a ve insanlara karşı görevini yapacak gücü, imkânı kendinde bulamayabilir.

         Dördüncü imtihan şekli, insanı bunaklaştıran ihtiyarlıktır. Böyle bir imtihana yakalanan ihtiyarlar, sağlıklı düşünme melekesini yitirirler. Nerede ne söylenmesi ve nasıl davranılması gerektiğini bilemezler. Âdetâ çocuklaşırlar. İşte bu sebeple insan yarın ne hallere düşebileceğini hesap etmeli ve sağlığını iyi değerlendirmelidir.

        Beşincisi ansızın yakalayan ölümdür. Günahlarımı ileride affettirmeye çalışırım; yaş kemâlini bulunca hacca gider, namaza, niyâza başlarım diye kendini avutan kimse, tevbe etmeye bile fırsat bulamayabilir. Hatta borcunu, harcını söylemeye, vasiyetini yapmaya bile zamanı kalmayabilir. Bu imtihan şekli ne saydıklarımıza, ne sayacaklarımıza benzer.

Dünyaya gelen hiç kimse bu sonuçtan kurtulamamıştır. Ölüm düşüncesi, bizi daha uyanık ve tedbirli olmaya sevk eder.

    Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Zevkleri bıçak gibi keseni -ölümü- çokca hatırlayın!” Tirmizî, Zühd 4

Çocuklar deniz kenarında oynarken kumdan evler yapar, onunla bir müddet oynar.

Şiddetli bir dalga, o evcikleri yalayıp yutar. Ölüm de böyledir. Gelecek günlere dair hayalinde nice planlar, projeler yapan insan, birden bire ölümü hatırlayınca ağzının tadı kaçar. Zihnindeki planları gerçekleştirmek isterken, ölüm her şeyi bir anda yıkıp dağıtır.

     Onca emek ve zahmet, çocukların kumdan evi gibi yok olup gider. Kaçınılmaz gerçek işte budur. Bu gerçeği kimse inkâr edemez. Hal böyle olunca, Efendimiz’in de buyurduğu gibi ölümü sık-sık anarak kendimize bir çeki düzen vermeli, nefsin ve şeytanın oyununa gelmemeliyiz.

     Abdullah İbni Ömer diyor ki: Bir gün Rasûl-i Ekrem’in yanında bulunuyordum. Ensar’dan bir adam gelip selâm verdikten sonra:

- “Yâ Rasûlallah! Hangi mü’min daha faziletlidir?” diye sordu.

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de:

- “Ahlâkı en iyi olan mü’min.” diye cevap verdi.

O zât yine:

- “Yâ Rasûlallah! Hangi mü’min daha akıllıdır?” diye sorunca:

- “Ölümü en çok hatırlayıp ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapanlar akıllı adamlardır.” buyurdu (İbni Mâce, Zühd 31).

       “Dünya için çalışmak, servet sahibi olmak kötü bir şey midir?” diye sorulabilir.
         Güzel dinimiz İslam, dünya ile âhiret arasında mükemmel bir denge kurmuştur. Allah’ı ve âhireti unutmamak şartıyla, helal yoldan para kazanıp zengin olmak, servetini hayır, hasenat ve hizmetlerde kullanmak iyi bir davranış olarak görülmüştür. Zengin sahabelerin İslâm’a yaptığı hizmetler bize örnektir.

        Ölüm düşüncesi, insanın dünyaya büsbütün bağlanmasına ve âhireti unutmasına engel olmalıdır. Ölümü hatırlayan insan, servetini Allah’ın rızâsına uygun yerlere harcar. Hatta ölüm düşüncesi, parasını harcayamayan cimrileri de uyarır, kendilerine getirir.

Dünyaya sırt çevirmek demek, dünyanın câzibesine kapılıp ona kul, köle olmamak demektir. Demek ki kötü olan dünya değildir. Kötü olan, insanın Allah’a boyun eğmesine engel teşkil eden dünyevî arzu ve isteklerdir. Bu arzu ve istekleri frenleyen en büyük etken, ölümü çokça hatırlamaktır.

       Altıncısı deccâlin tuzağına düşmektir. Deccâl ile karşılaşmak, imtihan şekillerinin en çetinidir. Ondan sadece AllahTeâlâ’nın koruduğu bahtiyarlar kurtulacaktır. Çünkü deccâl, insanları baştan çıkarmak ve kendisinin ilâh olduğuna inandırmak için istidrac yapacak, olağan üstü, hârika şeyler gösterecektir. Bu sebeple “Ben ancak gördüğüme inanırım” diyerek dine ve dinî düşünceye karşı çıkan kimseler, deccâle kolayca kapılabilirler. Görecekleri o akıllara durgunluk verecek göz boyacılıklar karşısında şaşırıp kalacaklar. Cenâb-ı Hak bizleri onun şerrinden muhâfaza buyursun.

       Yedinci imtihan şekli, daha büyük ve daha acı olan kıyamettir. Kıyamet, hiçbir acı, hiçbir elem ve kederle ölçülemeyecek kadar korkunç bir olaydır. Kur’ân-ı Kerîm’deki kıyamet tasvirleri bunu bütün açıklığıyla göstermektedir. Bu sebeple kıyametin koptuğu zaman hayatta olanlar, en çetin imtihana uğrayacaklardır.

       Dünya sevgisi, çok yaşama arzusu, zengin olma hırsı o kadar kuvvetli duygulardır ki, o duyguları zararsız hale getirebilecek yegâne ilaç, kıyamet ve hesabı unutmadan, ölümün bizim için de olduğu fikridir.

       Rahmetli Zeki Soyak hocam Nevşehir’in tanınmış zenginlerinden biriyle sohbet ederken konu ölüme gelir. Adam sohbet sonunda kendinin de öleceğine iyice inanmış olmalı ki hayret ve şaşkınlık içerisinde şöyle diyormuş: “Hocam, hocam! Bunca malı mülkü, evi barkı, parayı pulu kimlere bırakıp da nasıl ölüme gideceğiz?”

     Cenabı Hak bizleri ölümü unutanlardan, ölüm yokmuş gibi yaşayanlardan eylemesin. Hemen yarın ölecekmiş gibi hazır olanlardan, ölümü düğün gecesi görenlerden ve refiki alaya (yüce dosta, Allah’a) kavuşma vesilesi sayanlardan eylesin.

Âmin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’tan Korkun ve Aranızı Düzeltin Gönderen: melek
[Bugün, 08:41:55 ÖÖ]


Anne ve Babalar Olarak Mesuliyetimiz Gönderen: melek
[Bugün, 08:35:51 ÖÖ]


Birlik ve Beraberliği Sağlamak Gönderen: melek
[Bugün, 08:32:50 ÖÖ]


Akrabalık İlişkileri Gönderen: melek
[Bugün, 08:29:30 ÖÖ]


Keşke Dünyayı Tanıyabilsek Gönderen: melek
[Bugün, 08:25:35 ÖÖ]


Boşanma İle İlgili Çeşitli Meseleler Gönderen: melek
[Bugün, 08:17:12 ÖÖ]


Ölüm İçin Hazırlanmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:10:38 ÖÖ]


Yarın Utanmamak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:29:27 ÖÖ]


Ahiret Yatırımı – Sevap Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:23:24 ÖÖ]


İmtihan’dayız Unutmuyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:19:36 ÖÖ]


Din Hayattır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:16:32 ÖÖ]


Ergenlik Çağındaki Çocuğa Ders Çalıştırma Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:04:32 ÖÖ]


Dost İstersen Allah Yeter Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:32 ÖÖ]


Ailelerimize Karşı Sorumluyuz Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:24:38 ÖS]


Temizlik İmani Bir Sorumluluktur Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:18:48 ÖS]


Takvâ Azığı ile Temiz Bir Hayât Gönderen: webtasarim
[Dün, 09:06:59 ÖS]


Tasavvufun Konusu Kalptir Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:58:41 ÖS]


Yolumuzun Işığı Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:51:20 ÖS]


Huzur Nerede Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:00 ÖS]


İyiye Doğru Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:36:22 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50