Gönderen Konu: Bağlanma Türleri  (Okunma sayısı 428 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6590
Bağlanma Türleri
« : Ağustos 31, 2024, 08:23:44 ÖÖ »


Bağlanma Türleri

İlişkilerimizi şöyle bir gözden geçirelim. Genelde kendimizi ne yaparken, hangi konumda buluyoruz? Bu pozisyonlarda tekrarlarımız var mı?

Özellikle yakın ilişkilerde farkında olalım ya da olmayalım bazı rolleri istikrarla üstleniyoruz. Kimimiz kaçan kimimiz kovalayan, kimimiz çok seven ve duygularını dışa vuran kimimiz duygularını kendine saklayan, kimimiz riskler konusunda fazlasıyla duyarlı kimimiz ise umursamaz, kimimiz şüpheci kimimiz ise kolay güvenen, kimimiz ilişki için verici olan kimimiz ilişkide sürekli alan tarafta yer alıyoruz. “Tüm bunların sebebi nedir?” sorusuna yanıt aramak üzere insanın bağlanma macerasını inceleyeceğiz bu yazımızda.

İnsan yavrusu, diğer canlı türlerinden farklı olarak bir bakım verene muhtaç hâlde dünyaya gelir. Doğduğu andan itibaren bebek-bakım veren arasındaki özel ve yakın ilişki bütününe ise bağlanma denir. Bağlanma üzerine çalışan teorisyenler kişilerin birincil bakıcılarını modelleyerek hayata ve kendine dair bir algı ve düşünce geliştirdiklerini ortaya koymuşlardır. Bu çekirdek algı, yıllar içinde pekişerek kişinin şahsiyet gelişimine katkıda bulunur ve yaşam boyu tüm yapıp etmelerini etkilemeye devam eder. Bu bağlamda yaşamın ilk yıllarının hayata dair güvenli bir temel atmak için özel önemde olduğunu söyleyebiliriz.

Sağlıklı bağlanma süreci ile iki temel özelliği kendimize dâhil ederiz: Bunlardan birincisi güvendir. İlk bağlanma figürümüzden yola çıkarak dış dünyanın güvenilir olup olmadığı hakkında bir izlenim ediniriz. İkincisi, öz değerdir. Kendimizi değerli, sevilebilir hissetmenin kökenleri bağlanma süreçlerinde aranabilir. Dış dünyaya ve kendimize güven duymayı başarabildiğimizde dünyayı keşfetme, yeni ilişkiler kurabilme, bir şeyleri deneme ve başarma gibi çıktılarla karşılaşırız. Yine kendimizin değeri ile ilgili bir meselemiz yoksa daha komplekssiz, uyumlu ve doyum verici ilişkiler kurabilir, kendimizle ve çevreyle barışık biri olarak hayatımızı sürdürebiliriz.

Bağlanma Biçimlerimizi Nereden Anlayabiliriz?

Duygusal yakınlığı nasıl algıladığımız önemli kriterlerden birisidir. Duygusal olarak yakın olmak ne demek, kendi gerçeğimizi ve duygularımızı paylaşma konusundaki tutumlarımız nasıl? Duygularımızı rahatlıkla ve güvenli bir biçimde açabiliyor, taleplerimizi herhangi bir kaygı duymadan ifade edebiliyor muyuz? Yoksa “Hayır dersem, isteklerimi ve gerçek duygularımı söylersem kötü biri olurum ve insanlar beni sevmez, dışlanırım.” gibi alt inançlara mı sahibiz? Ya da kendi duygu, düşünce ve taleplerimizi dillendirme konusunda isteksiz ve bunun manasız bir eylem olduğuna dair algımız mı var? Yine çatışmalarda, insanlarla ters düştüğümüzde bu duruma karşı verdiğimiz tepki nasıl? Çatışmadan kaynaklı aşırı kaygılanıp karşımızdakinin bizi “terk etmemesi” için tavizler mi veriyoruz, “Giden gitsin ben bana yeterim.” mi diyoruz? İlişkilerimizden bizim hayatımızı abat etmesini, kötü giden her şeyi düzeltmesini ve sürekli mutlu etmesini mi umuyoruz yoksa hiç kimseden hiçbir şey ummayarak mı ilişkilerimizi sürdürüyoruz? Yine yakın ilişkide olduğumuz eşimizi dostumuzu dinleme ve anlama konusunda nasılız? Çok mu ilgiliyiz yoksa kayıtsızlık içinde miyiz? İşte bu ve buna benzer sorulara verdiğimiz yanıtlar bizim bağlanma stilimize dair ipuçları barındırır. Şimdi bu bağlanma stilleri üzerinde duralım. Yapılan çalışmalara göre üzerinde ittifak edilen dört bağlanma biçimi vardır. Bunlar; güvenli, kaygılı, kaçıngan ve dezorganize bağlanma şeklinde sıralanabilir.

Güvenli Bağlanma

Bağlanma ile ilgili çalışan teorisyenlerin hassaten eğildikleri yaş dönemi yaşamın ilk yıllarıdır. 0-18 ay gelişim evresinde insan yavrusu bir varoluş mücadelesi verir, yeni dünyaya uyum sağlamaya çalışır. Bu dönemde güvenilir, istikrarlı ve sıcak bir bakım verenle büyüyen bebeklerin kendilerini güvende hissetmeleri ve gelecekte de güvenli bağlanma örüntülerini sergilemeleri beklenir. Güvenli bağlanan çocuklar kendisiyle barışıktır ve kendine dair olumlu bir algısı vardır. Dünyaya güven duyar ve ebeveyninin yanında olmadığı zamanları da tolere edebilir. Onun ihtiyaç duyduğunda yanında olacağını bilir. Mutlu ve huzurlu bir ruh hâline sahiptir. İşler kötü gittiğinde korkabilir, paniğe kapılabilir ya da üzülebilir fakat yatışmayı becerir. Büyüdükçe kendinin değerli, sevilebilir, arkadaş olarak seçilmeye layık biri olduğunu bilir ve buna göre davranır. Bu özelliklerin bir yansıması olarak sevgi dolu ilişkiler kurabilme, duyguları açıkça ifade edebilme, başkalarına güvenme ve onlara güven verme, dürüst, kendinin ve karşısındaki kişinin sınırlarının farkında olmak gibi özelliklere sahip biri olur.

Kaygılı Bağlanma

Yaşamın ilk yıllarında tutarsız olarak erişilebilir fakat istikrarsız bir biçimde sıcaklık gösteren bir bakım veren söz konusu olduğunda bağlanma teorisyenlerine göre bebekte kaygı hâli yükselir. Kaygılı bağlanması olan çocuk, kendini yetersiz hisseder ve her fırsatta bakım vereni yanında arar. Yatışması, güvenli bağlanan bir çocuğa nazaran daha uzun sürer. Kriz anlarında yoğun yakınlık arar ve bakım vereni ile yapışık olmayı ister. Yabancıların yanında, ebeveyni yanında olsa bile huzursuzluk hissedebilir. Yaşına uygun işleri yapmak -diğer odadan gidip oyuncağını alıp gelmek gibi- onları zorlayabilir. Korkularından dolayı dış dünyayı keşfetme, deneyimleme gibi durumlardan uzak dururlar. Kaygılı bağlanma stiline sahip çocuklar büyüdükçe ilişkilerine bu kaygıların, terk edilme korkularının, yetersizliğin ve değersizliğin gölgeleri yansımaya başlar. Kaygılı bağlanarak büyüyen yetişkinlerin ilişkilerinde de benzer örüntüleri yaşadıkları görülebilir. Örneğin, ilişkide sürekli kovalayan tarafta olmak, terk edilme korkusuyla her şeye evet demek, karşıdakini sürekli memnun etmeye çalışmak, şüpheci olmak, duyguları ve yaşam olaylarını abartarak yaşamak kaygılı bağlanma örüntülerinde sıklıkla gözlemlenir.

Kaçıngan Bağlanma

Kaçıngan bağlanma örüntüsünün ilk yıllarına doğru gittiğimizde burada bizi tutarsız olarak ulaşılabilen, fakat soğukluk konusunda istikrar gösteren bir bakım verenin varlığı karşılar. Bu çocuğun aldığı mesaj “Anneye/çevreye ihtiyaç duyma çünkü ihtiyaç duyduğun anda orada kimse olmayacaktır.” Bu durum onda terk edilme korkusunu tetikler ve yetişkin olduğunda kaçıngan, yakın ilişkilerden uzak duran hatta zamane tabiriyle “cool” görünen, kimseye ihtiyacı yokmuş gibi bir izlenim uyandıran kişilere dönüşürler ve ilişkilerinde bu rolü oynamaya devam ederler. İlişki başlatma ve sürdürmekte zorlanırlar. Bu kişiler yüksek benlik saygısına sahiptirler ve kendilerine olan bakışları olumludur. Onların meselesi kendi dışında kalan ötekilerledir. Duygularını gizleyebilir ya da bastırabilirler. Kaygılı bağlanması olan biri için duygular ve yaşam olaylarını olduğundan fazla büyük deneyimlemek söz konusu iken kaçıngan bağlanmada ise tam tersi olduğundan küçük deneyimlemek vardır. Bu kişilerden duyguları yüksek yaşayan eşlerine karşı “Bunda büyütecek ne var, hallederiz, takma.” gibi ifadeler sıklıkla duyulur. Bir ilişkinin onların duygusal ihtiyaçlarını karşılayabileceğine dair inançları zayıftır. O yüzden bu tutumları, eşleri tarafından “Bana hiç ihtiyacı yok, ben olmasam da hayatını idame ettirir, onun için önemsizim.” gibi görünür. İlişkilerinde mesafe koyma, güvenmede sorun yaşama gibi durumlarla karşı karşıya gelebilirler.

Dezorganize Bağlanma

Bu bağlanma stilini hem kaçıngan hem kaygılı bağlanmanın bir karışımı olarak ele alabiliriz. Bu kişiler ilişki kurma konusunda isteksizdirler, incinmek konusunda oldukça hassaslardır. Öte yandan bir yakın ilişkinin ihtiyacını ve hasretliğini de çekerler. Bu kişiler sağlıklı, istikrarlı ilişki kurmakta zorlanırlar. Bu bağlanma diğer stillere göre nadiren görülür.

Bağlanma Biçimlerini Bilmek Ne İşe Yarar?

Bağlanma temelli yaklaşımlar, insan doğasını ve gelişimini anlamaya dönük teorilerdendir. Dolayısıyla diğer teorilerde olduğu gibi mutlakiyet arz etmez. Bu tip yaklaşımlar öncelikle birbiri ile bağlantısız gibi görünen duygu, düşünce ve davranışlarımızı anlamlandırmamıza yardımcı olur. Sonrasında ise ilişkide olduğumuz kişiyi anlamamız ve mesajlarını doğru yorumlamamız konusunda ufuk açar. Örneğin; eşimizin sürekli sorgulayan ince eleyip sık dokuyan davranışlarını pekâlâ “Eşim bana güvenmiyor, demek ki ben güvenilmeyecek, her an hata yapabilecek biriyim.” şeklinde yorumlamamız pek muhtemeldir. Fakat eşimizin kaygılı bağlanma stilinin ağır bastığını bilirsek bunun bizden çok onunla ilgili bir mesele olduğunu anlar ve tepkisel yaklaşmak yerine daha kapsayıcı, daha anlayışlı davranışlar sergileyebiliriz.

Bağlanma Stilimiz Bir Kader midir?

Bağlanma stillerimiz ilişkilerdeki rollerimizi etkiliyor olsa da bunlara karşı topyekûn savunmasız ve çaresiz değiliz. Hayatımızdaki ilk ilişki önemli fakat sonraki ilişkiler de pekâlâ iyileştirici bir etki yapabilir. Örneğin; iyi bir öğretmen, bir ağabey ya da iyi bir dost hayata karşı algımızı ve yorumlarımızı değiştirmeye yardımcı olabilir. Yine bunların farkında olmak, ne yaşadığımızı bilmek, farklı bakış açılarından kendimizi tanımak da farkındalığımızı arttıracak, zorlayıcı örüntülerin zincirini kırmak adına bir adım olacaktır.

Cihan Uluç.

Psikolog.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dua Ordusu Gazâ Ordusu Askerlerinin Ruhu Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:48:08 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Kullarına İyilik Etmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:46 ÖÖ]


Hastalıklardan Kaza ve Belalardan Korunmak İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:23:04 ÖÖ]


Namaz ve sağlığımız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:13 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 14 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:05 ÖÖ]


Resulullah'ta Sizin İçin Güzel Örnekler Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:47:10 ÖÖ]


Dünya Tarlasına Hayır Tohumları Ekelim Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:51:28 ÖS]


Peygamberimizin S.A.V Yetimleri Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:46:46 ÖS]


İslam’da Ehl-i Beyt Sevgisi Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:41:34 ÖS]


Dünya Nefsinle Mücadele Yeridir Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:35:59 ÖS]


Tevhid Davası ve Sorumluluğumuz Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:28:09 ÖS]


Dünyevileşme Müslüman’ı Dininden Eder Gönderen: anadolu
[Eylül 18, 2024, 10:23:07 ÖS]


Küfür İman ve Amel-i Sâlih Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:41:32 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:32:39 ÖÖ]


Neslin Terbiyesi Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:10:17 ÖÖ]


Emanetleri Ehline Vermek Allah’ın Emrine Uymaktır Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 11:03:09 ÖÖ]


Aile Eğitiminde Baba Evin Baş Öğretmenidir Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 10:54:38 ÖÖ]


Mü’minlerin Nefislerini Kontrol Etme Sorumluluğu Gönderen: gurbetciyim
[Eylül 18, 2024, 10:49:13 ÖÖ]


Evlât Eğitimi ve Sorumluluklarımız Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 18, 2024, 08:24:07 ÖÖ]


Ölüm ve Ötesi Gönderen: fanidunya NET
[Eylül 18, 2024, 08:14:21 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54