* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Evliliği Kolaylaştırmak  (Okunma sayısı 561 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2296
Evliliği Kolaylaştırmak
« : Temmuz 27, 2023, 10:05:14 ÖÖ »


Evliliği Kolaylaştırmak

Evlilik, tarihin en kadim kurumlarından biridir. Evlilik vesilesiyle toplumun en küçük birimi olan aile oluşur. Aile biriminin içine doğan çocuklar büyürler, toplumun bir parçası olmayı ve kuralları aileleri vesilesiyle öğrenirler. Böylece insanın en önemli gelişim safhalarından biri olan toplumsallaşma süreci tekâmül eder ve toplumun devamlılığı sağlanır. En küçük toplum birimi olarak kabul edilen ailedeki ilişkiler sağlıklı olduğu takdirde toplum da daha huzurlu, maddi ve manevi emniyet içinde olacaktır. Aynı zamanda bireyin psikolojik iyi oluş hâline, temel ihtiyaçlarını sağlıklı bir düzlemde karşılanmasına katkı sağlar.

Yeni Bir Başlangıç

Bütün toplumlarda evlilik, insanın gelişim aşamalarından yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Yeni başlangıçlar yapmak beraberinde olumlu sonuçlar getireceği bilinse dahi çok kolay olmayabilir. Hele ki evlilik gibi karmaşık dengelerin var olduğu bir ilişki ağına adım atmak çoğu kişi için kaygı verici olabilir.

Birey; o zamana kadar alıştığı düzenden, ailesinden, yaşam biçiminden farklı bir hayata geçmeye hazırlık yapmaktadır. Bu yeni başlangıç, çeşitli bireysel ve sosyal nedenlerden dolayı sancılı geçebilmektedir. Bu dönemde karşılaşılan birtakım zorlaştırıcı ve katı tutumlar çiftin hem maddi borç yüküyle hem de uzun yıllar unutulmayacak kırgınlıklar ve hayal kırıklıkları ile sürece başlamasına yol açmaktadır. Bu da çiftlerin henüz çiçeği burnunda ilişkilerini, aralarındaki münasebetin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Evlilik öncesinde kimi zaman gelin ve damadın aileleri arasında irili ufaklı birçok konu problem olabilmektedir. Bunlar arasında ekonomik nedenler, psikolojik nedenler, ailelerin güç mücadelesine girmesi, inanç, mezhep, meslek, yaş, âdetler sayılabilir. Şimdi son yıllarda sıklıkla karşılaşılan evliliği zorlaştırıcı güncel problemler üzerinde duralım:

Aileden Ayrışmak ya da Ayrışamamak

Ayrışmak, kişinin içinde büyüdüğü ve yaşadığı aileden ayrılarak kendisinin onlardan ayrı biri olduğunu fark ettiği ve ailesine benzerlikleri olmakla birlikte kendine has duyuş, düşünüş, zevk ve kararlarının da olabileceğini idrak ettiği bir dönemdir. Ayrışmak, ayrılmak ya da kopmak değildir. Destek gördüğü ailesinden artık bu desteğe ihtiyaç duymadan hayatına devam edebilmesi, kendi kendine yetebilmesi demektir.

Aileden ayrışamamak, evlilik öncesi dönemde evliliği geciktirici bir neden olabilecekken, evliyken de ilişkiyi olumsuz yönde etkileyen bir unsur olabilmektedir. Ailelerin, evlatları eş adaylarını seçerken kendilerinin ne kadar sorumlu olduklarını ve sınırlarını bilmeleri çok önemlidir. Maalesef bununla ilgili sıkça sınır ihlalleri yaşanıyor, aileler “Benim çocuğum, kararı ben veririm.” gibi bir tutum sergilemektedir. Fakat buradaki “çocuk” aslında bir yetişkindir. Eş adayının iyiliği için birtakım katı müdahaleler ve tutumlar göstermeyi kendimizde hak görebiliriz fakat şunu aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bir yetişkin kiminle evleneceğinin, nasıl bir merasimle bunu yapacağının, hangi eşyaları tercih edeceğinin veya nerede oturacağının kararını verme hem hakkına hem sorumluluğuna sahiptir. Burada ebeveynlerin genelde eş adaylarını bir yetişkin olmasına rağmen hâlâ çocuk olarak görmeye devam ettiklerini görüyoruz. Kızımızın veya oğlumuzun yanlış kararlar vermesinden endişe edebiliriz ya da seçimlerini kendi ailemize yakıştırmayabiliriz ama oğlumuz/kızımız olmasına rağmen o artık farklı bir bireydir; kendine has duygu, düşünüş ve seçimleri olacaktır. Çocuklarımızın ancak kendi kararlarını aldıklarında büyüyebileceklerini unutmayalım. Ancak ayrışabildiğimizde kendi ayaklarımız üzerinde durur, evliliğimizde eşlik çocuklarımıza ebeveynlik yapabiliriz. Aksi hâlde hep bağımlılık, yetersizlik ve başarısızlık duyguları ile mücadele ettiğimiz bir hayatı yaşayabiliriz.

Evlatlarımız adına bunu yaptığımızda onların büyümelerine, olgunlaşmalarına engel oluruz. Dolayısıyla onları çocukluk evresine hapsederiz. Kuşkusuz bu menfi durum da toplumumuzdaki “çocuk yetişkinler” sayısının artmasına neden olur.

Burada eş adaylarına da kendi sınırlarının farkında olmaları, gerektiği yerde hayır diyebilmeleri, yeni kuracakları aileyi öncelemeleri gibi sorumluluklar düşmektedir. Aksi hâlde hayır diyemediğiniz hemen her şeyin yıllar içinde bir “söylenme”ye dönüşmesi sıkça rastlanan ilişki hâllerinden olmaktadır.

Türkiye’deki çiftlerin boşanma nedenleri incelendiğinde istatistiksel olarak kök ailelerin etkisi üst sıralarda yer almaktadır.

Gelenekler ve Görenekler

Ülkemizin hangi köşesine giderseniz evlilik sürecinde çok sayıda birbirinden farklı âdete, gelenek ve göreneğe rastlayabilirsiniz. Bu çeşitlilik, kültürel zenginliğimizi gösterirken bir taraftan da evliliğin önünde engelleyici ve geciktirici neden olabilmektedir. Buradaki gelenek ve göreneklerin hiçbirisi olmazsa olmaz değildir. Şu âdeti yapmazsak insanlar hakkımızda ne düşünür düşüncesi eş adaylarını strese sokabilmekte, aslında tali olan/olması gereken bu meselelerde yaşanan görüş ayrılıklarından yuvalar henüz kurulmadan dağılabilmektedir. Bu kapsamda düğünün ve evliliğin asıl amacı asla unutulmamalıdır. Düğünden maksat duyurmaktır. Evlilikten maksat ise bir kadın ve erkeğin huzur içinde yaşayacakları ve çocuklarını güvenle büyütebilecekleri bir yuva ortamıdır. Fakat ülkemizde ne yazık ki ailelerin ve çiftlerin zaman zaman bu çizgiden çıktıklarını görülebilmekte, “Şu, şu, şu olmadan asla evlenmem!” gibi şartlar sunulmaktadır. Bu şartlar bazen eşyalar bazen takılar bazen de yapılacak merasimin şekli konusunda gündeme gelebilmektedir. Hatta eş adayları bazen imkânları olmamasına rağmen şatafatlı düğünler yapmakta, daha sonra evliliğin ilk yıllarında ilişkilerini inşa edecekleri, olgunlaştırmaya odaklanacakları bir zaman diliminde borç stresi ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Mükemmeliyetçi Tutumlar

Evliliği geciktiren tutumlardan birisi de her şey tam olduğunda evlenme düşüncesidir.

Kalıcı bir işim olduğunda, ev aldığımda, arabanın borcu bittiğinde ya da yüksek lisans yaptığımda evlenirim gibi düşüncelerin aslında birtakım mükemmeliyetçi arka planı olabilir. Bu kariyer hedefleri belki de hayatınız boyunca asla tamamlanmayacaktır. Evliliği böyle bir koşula bağlamak gerçekçi bir tutum olmayabilir. Yine herşeyiyle mükemmel o adayı beklemek de benzer bir şekilde mükemmeliyetçi ve irrasyonel tutumlara örnek gösterilebilir. Burada “mükemmel”i değil, “yeterince iyi”yi aramakta fayda var. Ana meselelerde anlaşıyorsanız, kırmızı çizgileriniz konusunda bir fikir ayrılığı yoksa diğer tali meselelerin en iyisini beklemenin bir sonu olmayabilir.

Bilgi Kirliliği/Eksikliği, Geçmiş Deneyimler ve Korkular

Evlilikle ilgili bilgi eksikliği, hem de cinslerin birbirleriyle ilgili daha az bilgiye sahip olması, kök ailesinde kavgalara, anlaşmazlıklara şahit olması, boşanma ve yanlış seçim yapma korkusu, sorumluluk alamama, kararsızlık, mükemmeliyetçilik, yetersizlik, kötümserlik gibi nedenlerden dolayı evlilikler gecikebilmekte veya evlilik öncesi evrenin gereksiz yere uzatılmasına neden olmaktadır.

Eş seçiminde dış görünüş, güzellik/yakışıklılık, giyim tarzı için önemsiz diyemeyiz. Eş adayımıza karşı bir çekim hissetmemiz önemlidir fakat her şey değildir. Bu çekim ilişkinin başlangıcında işimize yarar fakat sonrasında artık şahsiyetlerin ve ruhların buluşması vardır. Orada bu fiziksel özellikler bir süre sonra anlamını yitirebilir. Hatta bunların zamanla değişebileceğini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Evliliğin Değersizleştirilmesi

Son yıllarda hem basın yayın organlarında hem de sosyal medya ağlarında evliliği değersizleştiren ve önemsiz bir noktaya konumlandıran çok sayıda yayına rastlamaktayız. Elbette ki farklı bir insanla hayatı paylaşma niyetiyle bir araya geldiğimizde her şey güllük gülistanlık olmayabilir. Ama bu düğümler bizim büyüme noktalarımızı oluşturur. Çözümlediğimizde değişir ve dönüşürüz. Kendimizin bir üst versiyonuna ulaşma imkânını elde ederiz. Evlilik, hem devlet nezdinde hem de manevi açıdan birlikteliğin güvenliğini sağlar, tarafların hukukunu korur. Fevri ayrılıkları önler.

Birlikte kalıp problemleri çözmeye teşvik eder. Evlilik ve gerekliliği konusunda çok sayıda bozucu bilgi de olsa psikolojik açıdan biliyoruz ki insan yakın ilişkiye ekmek su gibi muhtaç. Bir yakın ilişki içerisinde olmak bizi daha yatışmış, daha güvende, daha mutlu hissetmeye yardımcı olur. Aynı zamanda kişiyi patolojik düzeydeki yalnızlıktan korur. Hayata anlam ve amaç katar. Bu anlam ve amaç bazen o kadar önemlidir ki yokluğunda kişi, kendini kocaman bir boşluğun içinde hissedebilir ve hayattan kopabilir.

Yazımız boyunca evliliğin öneminden, faydalarından, öncesinde karşılaşabilecek sorunlardan ve onların yerine gösterilebilecek daha işlevsel yaklaşımlardan söz etmeye gayret ettik. Tam da bu noktada Efendimiz’in (s.a.s.) hem ailelere hem de çiftlere evlilik süreci ile ilgili rehber olabilecek hadis-i şerifini analım: “En hayırlı nikâh en kolay olanıdır.” (Ebu Davud, Nikâh, 30-31) Yine tüm bu çetrefilli fakat bir o kadar da heyecan verici süreçte kolaylaştırmayı, zorlaştırmamayı ve evliliğin asıl amacını unutmamayı temel ilke olarak baş üstünde tutmakta fayda var.

Evlerimizin sıcak bir yuvaya dönüşmesi, şen çocuk gülüşleriyle çınlaması temennisiyle kapatalım. Değil midir ki mutlu bir yuva, huzurun başlangıcıdır.

Cihan Uluç

Psikolog

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yahudiler ve Yahudilik 30 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:40 ÖÖ]


İnandığınız Gibi Yaşamazsanız - Yaşadığınız Gibi İnanmaya Başlarsınız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:26 ÖÖ]


Zihniyet Göçü ve Çöküşü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:35 ÖÖ]


Kur'an’ı Kerim'i Okumak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:18 ÖÖ]


Davetimiz Umut Olsun: Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:37 ÖÖ]


Kur'ân-ı Kerim Okunmayan Ev Kabir Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:08 ÖÖ]


Saygı Sevgiyi Ayakta Tutan Harçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:48:01 ÖS]


Her İnsan Karar Plan, Program Sahibi Olmalıdır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:42:34 ÖS]


İnsan Zayıf Yaratılmıştır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:35:08 ÖS]


Kızlarımızı Tesettüre Nasıl Alıştıralım Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:29:00 ÖS]


Ölümünü Unutanın Hayatı Heba Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:25:19 ÖS]


Kendini Yetiştirmek Hususunda Gençlere Öneriler Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:21:59 ÖS]


Yalan 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:14 ÖÖ]


Mutluluk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:10 ÖÖ]


Hayatın Cazibesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:24 ÖÖ]


Dünyahayatı İlgili Ayet ve Hadisler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Allah’ın Terbiyesinden Çıkmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:08 ÖÖ]


Helal Lokma Yiyenin Kalbi Nurlanır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:31 ÖÖ]


Biz De Denesek mi Acaba Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:53 ÖÖ]


Hayat Arkadaşınızı Şeçerken Gönderen: melek
[Kasım 12, 2024, 08:47:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48