Gönderen Konu: Komşuluk  (Okunma sayısı 3103 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi webtasarim

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 140
Komşuluk
« : Temmuz 07, 2024, 08:44:42 ÖÖ »
Komşuluk

“Ayşe Teyze, bir mâniniz yoksa bu akşam annemler size gelecek.”

Bu cümleyi duymak bile eminim sizleri geçmişe götürmüştür. Ahh ne güzel zamanlardı.

“Olur kızım, annenlere söyle bekliyoruz.” cevabını alınca yine geldiğimiz gibi koşa koşa eve giderek haberi anneme verirdik. Hem komşularımız hem de komşuluk pek kıymetliydi. Ayşe Teyzeler hemen yanımızdaki apartmanın orta katında oturuyorlardı.

Apartman dediğime bakmayın; bahçesi çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla dolu yemyeşil bir yerdi. Ayşe Teyze, annemin en yakın arkadaşı, sırdaşıydı. O vakitler günümüzdeki gibi ayda iki kere gidilen psikologlar yoktu. Komşular birbirini dinler, dertlerine derman olmaya çalışırlardı. Sadece sıkıntı ve zorlukta değil mutlu günlerde de bir ve beraber olunurdu. Ayşe Teyzenin çocukları da bizim arkadaşımızdı.

Zilini çalıp evde bulamadığımız komşularımız için, başka bir komşuya gitmiştir, denirdi. Bizi komşumuzdan sorarlardı, hele bir evlilik işi olduğunda muhakkak konu komşusuna sorulurdu. Hadiseleri komşudan duyar, biz de komşulara haber verirdik. Bir hacetimiz varsa komşudan isterdik, komşu komşunun külüne muhtaçtı. Komşuda pişer bize de düşerdi, ev almaz komşu alırdık, komşusu açken tok yatmak olmazdı. İşte o zamanlar böyle güzel insanlardık.

Şehirde, iç içe bir hayat yaşıyoruz. Altlı üstlü oturuyor, sokak kapısından önce komşu kapısını görüyoruz. Eskiden bahçe duvarları sınırdı, şimdi ise odaların duvarları ortak.
Gelin görün ki bizler birbirimize yaklaştıkça uzaklaşır olduk. Çocuğumuzu komşu teyzesiyle okula gönderemiyor, evdeki küçüğü de kimseye emanet edemiyoruz.

Çocuklarımız için bir desteğe ihtiyacımız olduğunda uzaktaki yakınlarınızı çağırmak zorunda kalıyoruz. Çok şükür komşunun külüne de muhtaç değiliz artık. Gardırobumuz, buzdolabımız tıka basa dolu. Ama ruhlarımız eksilmiş.

Ben bu satırları yazarken aranızda hâlâ bu vefalı komşuluk ilişkilerini yaşayanların olduğunu biliyorum. Onlar bu konuda epey kısmetliler.

Komşuyu sadece ihtiyaç hâlinde başvurulan, yardımı istenen kimse olarak görmek de doğru değil elbette. Komşuluk kendimizden önce, en azından kendimiz kadar, başkasını da düşünmektir. Komşuluk karşılıklı itimattır, sevgidir, saygıdır. “Mevtayı nasıl bilirdiniz?” sualine en içten cevabı komşular vermelidir.

Komşu başka, komşuluk başka bir şey. Hâlâ komşularımız var, hem de eskisinden fazla. Fakat maalesef komşuluk yok. Taşındığınız anda komşu olur, tanıştığınız anda ise komşuluk etmeye başlarsınız. Bu tanışıklık dertleri dinlemeyi, sıkıntıları paylaşmayı, sevinçlere ortak olmayı ve hassasiyetlere özen göstermeyi temin ediyorsa orada iyi komşuluk ilişkileri var demektir.

Sıcacık insani ilişkilerin yaşandığı komşuluklar ne yazık ki hızlı kentleşmeye yenik düşmüş durumda. Eskiden mahallelerde birlik ve beraberlik içinde yaşanırdı. Mahallede herkes birbirini tanır, kimin derdi sıkıntısı var bilinirdi. Evler yan yana ve belki daha çok can canaydı. Evlerimiz mütevazıydı. O dönemlerde televizyonlar, bilgisayarlar yoktu. Saatlerce uzaktan uzağa laflayacak telefonlar da...

Yiyecek, giyecek ve eşya azdı. Ama varsın olmasın. Dostluk, hatır ve muhabbet vardı.

Komşular birbirlerine evini, malını, canını emanet edebilirlerdi. Komşular arasında mahremiyet ve saygı vardı. Birbirlerinin hatalarını ayıplamaz ve hor görmezlerdi. Ortada bir yanlışlık varsa mahallenin büyükleri hata sahibini uyarır ve ona öğüt verirdi.

Komşuluk bir insanın aileden sonra bağ kurduğu ikinci alandır. Çünkü aynı mahallede yaşayan insanlar komşuluk bağlarının perçinlenmesiyle akrabadan daha yakın olabiliyorlardı.

Hırsızlık diye bir şey olmazdı mahallemizde. Gönüllerde kilit yoktu ki kapılarda olsun. Yazın aileler kapı, cam açık yatardı evde, balkonda. Herkes mahallenin bekçisiydi.

Vicdanının polisiydi. Geceleyin mahallede bir olay olsa evinde oturup çayını yudumlayıp “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” denmezdi. Karı koca kavga ediyorsa arası bulunurdu. Mahallenin delikanlıları vardı. Çocuklar kavga etse, mahallede küfür edilse veya bir yaramazlık olsa ilk müdahaleyi onlar yapardı.

Bugün sokaklar apartmanlara, mahalleler sitelere dönüştü. Eski komşuluk ilişkileri, kaybolma noktasına geldi. Aynı binanın içerisinde bulunan dairelerde oturan insanlar, birbirlerine selam vermez, komşular birbirlerine gidip gelmez oldu. Komşulardan birisi üç gün kapıya çıkmazsa “Nerede benim komşum?” diyerek merak edilip kapısı çalınmıyor artık.

Biz modernleşirken geçmişe ait parçaları koruyamadığımız için, yavaş yavaş mahalle kültürü de yok oluyor. Kaybolan mahalle kültürüyle beraber komşuluk ilişkileri de unutuluyor. Artık “mahalle kültürü”, “komşuluk ilişkisi” gibi kavramlara nostalji olarak bakılıyor. Ne acıdır ki aynı apartmanda oturup birbirlerini tanımayan, aynı sitede oturan komşusunun cenazesinden bihaber komşular var.

Bu durumdayken ne yapabiliriz diye düşünmeden edemiyorum. Ufak da olsa bir adım atmamız gerekiyor. Apartmanlarda ya da sokağımızda bulunan bitişik binalardaki komşularımıza verebileceğimiz sıcak ve samimi bir selam, bir günaydın, içten bir hâl hatır sorma, bayram ve kandillerde tebrikleşme, ortak çalışmalarda oluşan giderlere katkıda bulunmak, katlar arası ses veya temizlik kurallarına riayet etmek, ortak yaşam alanlarındaki kurallara hassasiyet göstererek komşulara karşı saygılı olmak, şüphesiz ilişkileri zenginleştirecek ve gerçek manada aileden bile yakın komşulara sahip olmamızı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Denemekte fayda var.

Seher Meriç

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Eğitim, İnsanı İslam'a Yönlendirmektir Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:53:00 ÖÖ]


İslâm Dininde Komşuluk ve Önemi Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:49:03 ÖÖ]


Tartışmasınlar Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:44:21 ÖÖ]


Hani söz vermiştik Geçmişte Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:26:58 ÖÖ]


İhsan Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:19:41 ÖÖ]


Unuttuğunda Rabbini An Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:15:19 ÖÖ]


Giyim Adabı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:51 ÖÖ]


Müslüman'ın Özellikleri 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:14 ÖÖ]


Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:29:35 ÖÖ]


Önemli Olan Hakk’ın Rızasıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:38 ÖÖ]


İslamî Bütünlük Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:07:08 ÖS]


Peygamberi (SAV) Neden ve Nasıl Sevmeliyiz Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:02:39 ÖS]


Hz. Muhammed s.a.v Tanıyalım Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:57:49 ÖS]


Kan Kaybeden Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:49:58 ÖS]


İslam Kardeşliği Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:45:03 ÖS]


İnanmak İnsanın Fıtratında Var Gönderen: türkiyem
[Dün, 09:29:08 ÖS]


Ekrem Topaloğlu - Can Efendim 320 Kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:19:47 ÖS]


Birlikte. Cesurca. Yaşamak ve Mü'minler Öfkelerinr Hakim Olurlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:43:22 ÖÖ]


Rabbani Eğitim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:22:26 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (SAV) - Müslüman’ın Müslüman Üzerinde 5 Hakkı Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:13:32 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53