Gönderen Konu: Ölüm Bütün Varlıklar İçin Mukadderdir  (Okunma sayısı 300 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6062
Ölüm Bütün Varlıklar İçin Mukadderdir
« : Haziran 27, 2024, 08:20:18 ÖÖ »


Ölüm Bütün Varlıklar İçin Mukadderdir

Üzerinde yaşamakta olduğumuz, tatlı ve acı günler geçirdiğimiz dünyamıza ve içindekilere, bir daha buluşmamak üzere veda edeceğiz...

Her doğan yeni gün ile birlikte hepimize yeni bir dünya kurulur. Her şey bizim için yeniden yapılır... Güneş ışıklarıyla, kuşlar sesleriyle, çiçekler tebessümleriyle bu hazırlığa katılır. Böylece, imtihan için dünyaya gönderilen insanın eline 24 saat denilen bir fırsat verilir.

Ve zaman sahifesinde hayatımız yazılmaya başlanır... Alışkanlıklar, dikkatleri öylesine köreltir ki, olup bitenin çok kimse farkına bile varmaz. Bütün gün, güneşin altında dolaştığı hâlde, ondan habersiz yaşayanların sayısı yine de az değildir...
 
Gelin biz aynı duruma düşmeyelim. Belki bu son fasıl, bu son fırsattır. Ömrün, bir akşamını daha geride bırakmak üzere olduğumuzu unutmayalım. Ölümü, kendi başımıza gelmeden önce, başkalarına ait bir şey zannetmekten vazgeçelim. Ne kadar gördüysek hep biz cenaze taşımışız, kabre koymuşuz. Hep böyle olacak sanıyoruz... Üzerinde yaşamakta olduğumuz, tatlı ve acı günler geçirdiğimiz dünyamıza ve içindekilere, bir daha buluşmamak üzere veda edeceğiz.
 
Hepimiz burada misafiriz, buradan başka yerlere gideceğiz. Misafir olan beraberinde götüremeyeceği şeylere gönül vermez. İstesek de istemesek de bir gün mutlaka öleceğiz. Bu, bütün varlıklar için mukadderdir. Ölümle ne kadar "güreşsek" hep o galip gelir...
 
Ayaklarımızın altındaki toprak bir gün boyumuzu aşacaktır. Öyle bir günle karşılaşacağız ki, gecesini göremeyeceğiz, öyle bir gecemiz olacak ki, gündüzü olmayacaktır.
 
Ne kadar güzel giyinirsek giyinelim, son elbisemiz kefendir. Ne kadar konforlu evlerde, villalarda, köşklerde oturursak oturalım son taşınacağımız ev kabir olacaktır. Ölüm kimseye acımaz, kimseden korkmaz, serveti ne kadar çok olursa olsun önem vermez, rüşvet almaz... Bugüne kadar hiç kimse, ölümden ne kendisini ne de başkasını kurtarabilmiştir. Cihana hükmedenler bile Azrail aleyhisselam karşısında boyun bükmüş ve ruhunu teslim etmek zorunda kalmışlardır.
 
Yeryüzünde binlerce din vardır, bunlara inanan milyonlarca insan var, dinsizler de mevcuttur. Ayrı ayrı şeylere inanırlar. Fakat bunların ortak inandıkları bir şey vardır ki, o da ölümdür!.. Ölümü hiç kimse inkâr etmez, edemez de. O hâlde hazır olmalıyız...
 
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Akıllı insan ölümü en çok düşünen ve ölümden sonraki hayat için hazırlık yapandır."
 
İnsanoğlu rahat edebilsin diye dünyadaki evinin bütün eksikliklerini tamamlar, daha sonra taşınır. Elektriği yanmıyorsa, suları akmıyorsa, kapısı penceresi muhkem değilse sıkıntı çeker... Kabre girmeden önce de orasını mamur hâle getirmeliyiz. Çünkü orada dünyadaki evimizden daha çok kalacağız!..

İnsan İçin En Büyük Tehlike Yine İnsandır

İnsan kadar değerli, insan kadar alçak ve kıymetsiz hiçbir varlık olamaz... Yaratılmışların en efdali de (eşref-i mahlukat) insan, en kötüsü de (erzel-i mahlukat) insandır!..

 İnsan, hayatta kalma mücadelesi verirken, pek çok güçlüklerle ve tehlikelerle karşılaşır. Yangınlar, depremler, çığlar, seller, afetler, salgın hastalıklar, yıldırım çarpmaları, zehirli ve yırtıcı hayvanlar, daha niceleri ile birlikte hayatımızı tehdit eder durur. Fakat itiraf etmemiz gerekir ki, bunların doğurduğu tehlikelerin hiçbiri, insanın insana yaptığı kötülüklerle kıyaslanamaz.
 
Gerçekten de insanoğlu, diğer canlılara nazaran, çok üstün niteliklerle yaratıldığı hâlde, bu kabiliyetini kendi aleyhinde kullanmakta ve kendi başına belâ olmaktadır.
 
Görünen odur ki, insan, kendi zekâsını, yüksek idrakini, akıl ve mantığını, her zaman kendi zararına kullanmaktadır. Dün olduğu gibi bugün de, yeryüzünde insan için en büyük tehlike kaynağı yine insandır.
 
Hatta, bu tehlike, bugün, önceki zamanlara nazaran daha da büyümüştür, büyümeye de devam etmektedir. Haklı olarak, şu anda insanlık âlemi, yine en çok insanlardan korkmaktadır. İnsan kitleleri, binbir alet ve metod geliştirerek birbirlerini kontrol etmekte, gece gündüz demeden birbirlerini kollamaktadırlar. Yani insanlar, yine insanlar karşısında, her an tetikte olmak zorundadırlar.
 
Halbuki, akılsız ve yırtıcı hayvanlar bile kendi hemcinslerine kötülük yapmazlar. Aslanların arasında aslan, aslan değildir. Kaplan da ininde kaplanlık yapmaz. Kendilerinden olmayanlara saldırırlar.
 
Teknoloji ilerlemesi ile elde ettiğimiz nükleer silahları, kendimiz gibi olan insanları öldürmek için kullanmaktayız. Atom bombasını keklik avlamak için yapmamışlardır!
 
Sadece İkinci Cihan Harbinde öldürülen insan sayısı kırk milyonun üstündedir. Âdem aleyhisselâmın zamanından beri vahşi hayvanların parçaladığı insan sayısı bu rakamı bulmaz.
 
Manevi bağlardan yoksun, içinde Allah korkusu olmayan insan, en büyük canavardır. İnsanlar arasındaki fark, hiçbir varlıkta yoktur... Bulutların üzerinden uçabiliyor, yerin binlerce metre derinliğine inebiliyor.

Dünyanın en ücra köşesindeki ile konuşabiliyor, görüşebiliyor. Diğer taraftan gözleri ile göremeyeceği kadar küçük mikroplara yenik düşüyor, günlerce yatağın esiri olarak hastalıklarla mücadele eder... İnsan kadar şefkât ve merhametli, insan kadar zalim ve gaddar hiçbir varlık yoktur.
 
İnsan kadar değerli, insan kadar alçak ve kıymetsiz hiçbir varlık olamaz...  Yaratılmışların en efdali de (eşref-i mahlukat) insan, en kötüsü de (erzel-i mahlukat) insandır!
 
Gayesiz ve hedefsiz yaşayan, dünyadan başka bir hayatı hesaba katmayan insanın ne değeri vardır ki!..

M. Said Arvas.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41