Gönderen Konu: Her Canlı Ölümü Tadacaktır  (Okunma sayısı 38 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6788
Her Canlı Ölümü Tadacaktır
« : Bugün, 08:46:55 ÖÖ »


Her Canlı Ölümü Tadacaktır

“İnsanoğlunun etrafını doksan dokuz çeşit belâ çevirmiştir. Bunların hepsinden kurtulsa bile, yakasını ihtiyarlığa kaptırır.” (Tirmizî, Kıyamet 22)

İbni Mes'ûd radıyallahu anh şöyle dedi:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yere bir dörtgen çizdi. Dörtgenin ortasına, onu bir kenarından keserek dışarı çıkan bir çizgi çekti. Ortadaki bu çizginin iki yanından ona doğru birtakım küçük çizgiler daha çizdi. Sonra çizgileri göstererek şöyle buyurdu:

Şu insan, şu da onu kuşatan ecelidir. Dörtgeni keserek dışarı çıkan, insanın arzularıdır. Ortadaki çizgiye yönelik küçük çizgiler, dert ve ıstıraplardır. İnsan bu dertlerin birinden kurtulsa, öteki gelip çatar. Şundan kurtulsa, beriki gelip yakalar. (Buhârî, Rikak 4)

Görüldüğü üzere ecel, insanı dört bir yandan sarıp kuşatmış, avucunun içine almıştır. Ondan kaçıp kurtulmak mümkün değildir. Bir yanda “Her nefis ölüm acısını tadacaktır”(Bakara,185), ayeti kerimesi, öte yanda insanların her gün omuzlar üzerinde kara toprağın bağrına tek başına terk edilmesi bunu göstermektedir.

Gerçek işte budur. Ama ne var ki, insanın hayali geniş, arzuları sonsuzdur. İçinde bulunduğu durumu çabucak unutur; hiçbir zaman elde edemeyeceği kuruntular peşine düşer; ham hayale kapılır. Ölmeden önce gerçekleştirmek üzere planlar yapar. Fakat dertler, ıstıraplar, felâketler, açlık, susuzluk, perişanlık yakasını bir türlü bırakmaz. Efendimiz ne güzel anlatmıştır: “İnsanoğlunun etrafını doksan dokuz çeşit belâ çevirmiştir. Bunların hepsinden kurtulsa bile, yakasını ihtiyarlığa kaptırır” (Tirmizî, Kıyamet 22).

İhtiyarlık günlerinde zavallı insanın peşini dertler yine bırakmaz. Nihayet kaçınılmaz son çıkagelir. Eğer iyi bir hazırlık yapmış ise, ölüm onun için bir kurtuluş olur.

İnsan için çizilen kader, değişmez olduğuna göre, Allah’ın takdirine rızâ gösterip başa gelenlere sabretmekten ve birgün mutlaka Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna çıkacağını düşünerek âhirete hazırlanmaktan başka ne yapılabilir?

Hz. Ali içinde bulunduğumuz hali, bizi kuşatan gerçeği ne güzel dile getirir:
“Dünya bir sona doğru başını alıp gitmekte, âhiret ise koşarak bize doğru gelmektedir. İnsanlar arasında dünyanın da âhiretin de isteklileri vardır. Siz âhireti istemeye bakın. Günü gün etmeyin. Bugün hesap günü değil, iş günüdür. Ama yarın artık iş yok, yalnız hesap vardır.” (Buhârî, Rikâk 5).

Birbiri peşinden gelip giden mevsimler, etrafımızda olup bitenler, her yıl değiştiğini gördüğümüz aynadaki çehremiz, dökülen ve ağaran saçlarımız bir yere doğru gittiğimizi bize hatırlatır. Fakat gerçekler bizi korkuttuğu için, bu hatırlatmayı çoğu zaman görmezden geliriz. Şunu iyi bilmeliyiz ki, bu duyarsız halimiz gerçekleri hiç değiştirmeyecektir.

Büyük âlim İbnü’l-Cevzî, geleceğe dönük hayal kuranları iki kısma ayırarak der ki:

“Sonu gelmeyen ümit ve arzuların peşine düşmek, halk için kötü bir şeydir. Ama âlimler için durum böyle değildir. Zira onların ümit ve arzuları olmasaydı, kitaplar yazıp eserler veremezlerdi.” Demek oluyor ki, her emel ve arzu kötü değildir. Öyle olsaydı, Cenâb-ı Hak bu duyguyu insanlara vermezdi. Eğer geleceğe ait hayal kurma kabiliyeti bulunmasaydı, insan hayattan zevk almaz, yaşama sevinciyle dolu olmaz, yeni atılımlara başlama gücünü kendinde bulamazdı. Bu işin kötü yanı, kendisini büsbütün boş ve anlamsız isteklere kaptırmak ve âhiret için hazırlık yapmamaktır.

İşte bizim değişmeyen kader çizgimiz budur. Bizim imanlı insanımız, “Dünya kime kalmış ki, bana kalsın!”, “Dünya malı dünyada kalır.” diyerek bu değişmeyen kadere olan inancını gösterir.

Dünya bir rüya gibi gelip geçecektir. Birgün insan her şeyi arkada bırakıp gidecektir. Gerçek bu olduğuna göre, herkes kaybedeceği değerleri bir bir gözden geçirmeli; parasını, ilmini, fikrini, gençliğini ve zamanını âhiret yurdunu kazanacak faydalı yatırımlara harcamalıdır.

“Her can ölümü tadacaktır. Kıyamet günü mükâfatlarınız tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete gönderilirse, o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı aldatıcı bir metâdır.” (Âl-i İmrân sûresi, 185)

Melek, insan ve cin başta olmak üzere, şu kâinatta can taşıyan her varlık ölecektir. Sevinçler ve üzüntüler son bulacaktır. Ölümden sonra başlayacak yeni hayatta, herkes dünyada yaptığının karşılığını görecektir. Cennete kavuşanlar, hiç bitmeyecek ve azalmayacak bir bahtiyarlığı yaşayacaktır.

Orada sevinçleri elem ve keder bölmeyecek, huzur ve emniyeti korkular gidermeyecek, zevkleri acılar kesmeyecektir.  Dünya denilen fâni hayat, bir serap gibi parıldayıp kaybolur; bir bulut gibi kayıp gider. Allah Teâlâ dünyayı, müşteriyi aldatmak için allanıp pullanan,  hiçbir değeri olmayan bir mala benzetiyor.  Dünya böylesine değersiz, ölüm de kaçınılmaz bir gerçek olduğuna göre, aklı başında olan kimse hayatını boşa harcamaz.

 Nerede, ne zaman ve nasıl öleceğimizi sadece Allah Teâlâ bilmektedir. Şu halde yarınından haberi olmayan, kendisini nelerin beklediğini, nerede ve ne zaman öleceğini bilemeyen bir insan, nasıl rahat olabilir? Bütün bunları bilen, herkesin ve her şeyin yegâne sahibi olan Allah’ın buyruklarına baş eğmeden nasıl yaşayabilir?

Ömür kısa ve varış Allah’a olduğuna göre, aklı başında olan kimse nefsin bitip tükenmeyen isteklerini tatmin edeceğim diye sayılı günlerini nasıl boşa geçirebilir?

Dünyada insanı en fazla malı ve çocukları meşgul eder. Doyma bilmeyen nefis aza kanaat etmez, daha fazla kazanmak ister. Dünya hayatının meyvesi olan çocuklarını daha rahat yaşatmak ve onları kimseye muhtaç etmemek için didinip durur. Şu ayet dikkatimizi bu konuya çekerek şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi’ Allah ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de: ‘Rabbim, ne olur, ölümümü biraz geciktirsen de, sadaka verip iyilik edenlerden olsam!’ demeden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. Allah eceli gelen bir kimseyi geri bırakmaz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdârdır.” (Münâfikûn sûresi, 9-11 )

Aslında mal kazanmak, çocuk sahibi olmak ve onları kimseye muhtaç etmemek kötü bir şey değildir. Zira zengin olmayı, çoluk- çocuğa karışmayı dinimiz tavsiye eder. Kötü olan, ölçüyü kaçırmak, çok kazanma hırsıyla, çocuklarını rahat yaşatma arzusuyla ibadetlerini ihmâl etmek, malım mülküm azalır düşüncesiyle’ Allah’ın emrettiği harcamaları yapmamaktır. Bu duruma düşenler, dünya hayatını boşa geçirmiş, neticede zarar etmiş olurlar. Ayette belirtildiği gibi çeşitli zaafları sebebiyle görevlerini ihmâl eden insanoğlu, ölüm gelip çatınca aklı başına gelir. Yapamadığı görevlerini hatırlar. Kaybedeceği sonsuz bir hayatı ve hesapsız nimetleri düşünerek pişmanlık duyar. Yeniden hayata dönmeyi, biraz daha yaşayıp yapamadığı ibadetleri yapmayı arzu eder. Fakat ilâhî kanun gereği bu fırsat hiç kimseye verilmemiştir.

Şu ayet de aynı konuya dikkat çekmektedir: “Nihayet o müşriklerden birine ölüm gelip çatınca: ????: Tevbe ~ Tevbe Edenler'in Sitesi !http://www.tevbe.org/forum//showthread.php?t=363802Rabbim, der. Ne olur beni dünyaya geri gönder. Ömrümü boşa geçirdiğim dünyada, iyi işler yapayım. Hayır, hayır. Onun bu söyledikleri boş lâftan ibarettir. Tekrar dirilecekleri güne kadar onların önlerinde bir engel vardır, geri dönemezler.” (Mü’minûn sûresi, 99-100)

Allah Teâlâ mü’minleri, kendilerine ilâhî kitaplar gönderilen kimselere benzemekten de sakındırıyor. Deniyor ki:“Mü’minlerin Allah’ı anmaktan ve Allah tarafından gönderilen gerçeği hatırlamaktan dolayı kalplerinin yumuşama zamanı gelmedi mi? Mü’minler daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Bunların birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (Hadîd sûresi, 16)

Kendilerine peygamber ve kitap gönderildiği devirden bu yana çok zaman geçtiği için Yahudi ve Hıristiyanlar dinlerinin rûhunu kaybettiler. Kalpleri iyice katılaştı. Menfaatlerini düşünerek ellerindeki ilâhî kitabı keyiflerine göre değiştirdiler. Allah’ın buyruğuna değil, ilâhî kitabı değiştiren ve sapıklığa düşen din adamlarının emirlerine uydular ve onları âdetâ ilahlaştırdılar. Hal böyle olunca, mü’minlerin onlardan uzak durması ve hiçbir konuda onlara benzemeye çalışmaması gerekir. Onlar katı kalbli kimselerdir. Mü’minlere yakışan hassas, duygulu ve yufka yürekli olmaktır. Demek ki dünyaya aşırı derecede bağlananlar gönül hassasiyetini yitirirler. Öyleyse mü’minler dünyaya hâkim olmalı, fakat dünyanın kendilerine hâkim olmasına ve gönüllerini öldürmesine izin vermemelidir. Cenabı Hak bizleri ölümü unutan veya sadece kuru bir korku haline getirenlerden eylemesin.

Âmin.

Kaynak: Riyazüssalihin

 


* BENZER KONULAR

Her Canlı Ölümü Tadacaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:46:55 ÖÖ]


Müslüman nasıl olmalıdır 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:35:42 ÖÖ]


Müslüman nasıl olmalıdır 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:29:39 ÖÖ]


Resulü (S.A.V.) Buyuruyor: Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:14:03 ÖÖ]


Kur’an-ı Kerim’de Demirin Sırrı 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:49 ÖÖ]


Kendimizi Sorgulayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:32 ÖÖ]


Mustafa Aksoy - Ülkücü Gençleriz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:43 ÖS]


Çikolog - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:48 ÖS]


Tebbet Suresi’nden Mesajlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:49 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:42:41 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:39:00 ÖS]


Hastalıklı ve Gafil Kalpler Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:33:38 ÖS]


Erkekler eşlerine nasıl davranmalı Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:30:29 ÖS]


Çok Konuşmak Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:24:57 ÖS]


Teslimiyet Nasıl Kazanılır Gönderen: türkiyem
[Dün, 05:16:53 ÖS]


Aldatırken Aldanmak Gönderen: türkiyem
[Dün, 04:59:21 ÖS]


Fitne ve ıslâhı 6 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:37:34 ÖÖ]


Fitne ve ıslâhı 5 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:57 ÖÖ]


Fitne ve ıslâhı 4 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:29:56 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 22 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:23:36 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50