Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10
21
« Son İleti Gönderen: KOYLU Aralık 20, 2024, 10:52:21 ÖÖ »
İşin Başı İslâm Direği Namaz Zirvesi Cihâddır
Cihâd, beden ile ve mal ile yapılan bir ibâdettir. Cihâda soyunan bir mü’min, canını, malını ve her şeyini ortaya koymalıdır. Çünkü cihâd, bu yolda yürüyeni zirveye çıkaracak bir ibâdettir. Biz, bu gerçeği Muâz b. Cebel’in rivâyet ettiği bir hadîs-i şeriften öğreniyoruz. Yani Hz. Peygamber Efendimizden öğreniyoruz. Bu yazımızda önce Hz. Muâz’ı tanıyalım sonra da rivâyet ettiği hadîs-i şerifi okuyalım.
Ashâb-ı kirâm’dan Muâz b. Cebel radiyallahu anh Medineli’dir ve dolayısıyla ensârdandır. Hz. Peygamber Efendimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Hz. Muâz, on sekiz veya yirmi yaşlarındaydı. Huneyn gazâsı ve Tâif seferi hariç Hz. Peygamber Efendimizin katıldığı bütün savaşlara katıldı ve kabilesinin bayraktarlığını yaptı. Mekke’nin fethinden sonra Hz. Peygamber Efendimiz onu Mekke’ye önce emîr, sonra da Kur’ân-ı Kerîm ve dînî bilgiler muallimi tâyin ettiği için Huneyn gazâsı ve devamındaki Tâif seferine katılamadı.
Hz. Peygamber Efendimiz, hicretin dokuzuncu yılında Hz. Muâz ve Hz. Ebû Mûsâ’yı Yemen’e elçi, zekât memuru ve kâdî olarak gönderdi. Muâz, yukarı Yemen’de; Ebû Mûsâ da aşağı Yemen’de görev yapacaklardı. Hz. Peygamber, bu iki arkadaşına Yemen’de nasıl hüküm vereceklerini ve ayrıca halka kolaylık gösterip zorluk çıkarmamalarını, müjde verip nefret ettirmemelerini tembih etti. Yemen heyetini uğurlarken bir süre Muâz’ın yanında yürüyen Hz. Peygamber Efendimiz, ona belki bir daha görüşemeyeceklerini, Medine’ye döndüğünde sadece mescidini ve kabrini bulacağını söyleyince Muâz ağladı. Hz. Peygamber de onu teselli etti. Yemen’de, İslâm adına güzel hizmetler yapan ve yalancı peygamber Esved el-Ansî’nin ortadan kaldırılmasında önemli rol oynayan Muâz, görevinin bitiminde Medine’ye geldiğinde Hz. Peygamber Efendimiz vefat etmiş ve Hz. Ebû Bekir halife olmuştu.
Hz. Muâz, Hz. Ebû Bekir devrinde Suriye fetihlerine katılmak için halifeden izin istedi. Halifenin danışmanı olan Hz. Ömer, onun bilgisine ihtiyaç duyulacağı gerekçesiyle izin verilmemesini telkin ettiyse de halife, şehid olmak isteyen kimseyi engellemeye hakkının olmadığını söyleyerek ona izin verdi. Muâz, önemli görevler üstlendiği Yermûk ve Ecnâdeyn savaşlarıyla Şam’ın fethinde bulundu. Ecnâdeyn savaşında ordunun sağ kanadına kumanda etti. Hz. Ömer halifelik görevini üstlendiğinde Suriye ordusunun kumandanı Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh ile ona bir mektup yazdı. Ebû Ubeyde, vebâ salgınında ölünce ordunun başına Muâz b. Cebel geçti. Daha sonra bazı sahâbîlerle birlikte Şam’a muallim olarak tayin edildi. 17/638’de Amvâs tâunu diye bilinen veba salgınında iki hanımı ve iki oğluyla birlikte vefat etti.
Muâz b. Cebel, devamlı Hz. Peygamber’in yanında bulunmaya gayret eder, merak ettiği konuları sorup öğrenirdi. Hz. Peygamber de onu sever, denk geldiği zaman Ufeyr adlı eşeğinin terkisine bindirirdi. Hz. Peygamber bir keresinde ona “Muâz! Vallahi seni gerçekten seviyorum.” diyerek sevgisini belli etmişti (Ebû Dâvûd, Vitir, 26; Nesâî, Sehv, 60).
Uzun boylu ve heybetli olan Muâz, Asr-ı Saâdet’te Kur’ân-ı Kerîm’i tamamen ezbere bilen birkaç kişiden biriydi. Hz. Peygamber’in, kendisinden Kur’ân öğrenilmesini tavsiye ettiği kişilerden biri de Muâz’dı. Hz. Peygamber’in vahiy kâtiplerinden biri olan Muâz, o devirde fetvâ veren âlim sahâbîlerden biriydi. Bu özelliğinden dolayı Hz. Peygamber, “Muâz ne iyi adam!” diye ona iltifat eder ve kıyâmet gününde onun âlimlerin önünde yürüyeceğini söylerdi (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 8, Menâkıbü’l-Ensâr, 16).
İnsanlara iyiyi ve hayırlı olanı öğretmesi ve güçlü bir îmâna sahip olması sebebiyle sahâbîler onu Hz. İbrahim’e benzetirlerdi. Hz. Ömer, hilâfeti zamanında fıkhî meseleler için Muâz b. Cebel’e başvurulmasını tavsiye ederdi. Muâz, geceleyin bir süre uyuduktan sonra kalkıp Kur’ân-ı Kerîm okur ve namaz kılardı. Daha dinç bir şekilde ibâdet edebilmek niyetiyle uyuduğunu, bu sebeple uykusundan da sevap beklediğini söylerdi (Buhârî, Meğâzî, 60; Müslim, İmâre, 15).
Yazın en sıcak aylarında yapılan Tebük gazâsına giderken aşırı sıcak sebebiyle herkes bir tarafa çekilmiş, büyük sahâbî Muâz, kendisini bir an için Hz. Peygamber’in yanında buluvermişti. Bu fırsattan istifâde ederek aşağıdaki konuşmayı gerçekleştirmişti. Karşılıklı konuşmayı bizzat kendisi anlatmaktadır.
“Hz. Muâz şöyle dedi: “Ey Allah’ın Elçisi! Beni cennete girdirecek ve cehennemden uzaklaştıracak bir iş (amel) söyler misin bana?” dedim.
“Çok büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah’ın kolay kıldığı kişi için pek kolaydır: Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk edersin. Namazı dosdoğru kılarsın. Zekâtı verirsin. Ramazan orucunu tutarsın. Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin!” buyurdu. Sonra sözüne devamla:
“Şimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi? Oruç kalkandır. Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahın azâbını söndürür. Kişinin gece yarısı kıldığı namaz da günahı söndürür.” buyurdu.
Bundan sonra Rasûlullah aleyhisselam “Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ettikleri için vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde, 16, 17) âyetini okudu.
Daha sonra Hz. Peygamber Efendimiz, şöyle buyurdu: “Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve doruk noktasını bildireyim mi?” Ben de “Evet, bildiriniz Yâ Rasûlallah!” dedim.
“İşin başı İslâm, direği namaz, doruğu cihaddır.” buyurdu. Sonra da “Sana bütün bunların kıvamının kendisine bağlı olduğu şeyi (can damarını) bildireyim mi?” dedi. Ben de “Evet, bildir Yâ Rasûlallah!” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber dilini tuttu ve: “Şunu koru!” buyurdu. Bunun üzerine ben: “Ya Rasûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorguya-suâle çekilecek miyiz?” dedim.
- “Annen, yokluğuna yansın ey Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir!” buyurdu.” (Tirmizî, Îmân,8; İbn Mâce, Fiten, 12)
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
22
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 10:45:46 ÖÖ »
Peygamberimizin Bakış Açısıyla Örnek Mümin
﷽
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ
لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَث۪يرًاۜ
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ الْعَطَّارِ, إِنْ جَالَسْتَهُ نَفَعَكَ,
وَإِنْ مَاشَيْتَهُ نَفَعَكَ, وَإِنْ شَارَكْتَهُ نَفَعَكَ.
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Allah’ın Elçisinde güzel bir örneklik vardır.”[1]
Kardeşlerim! Aziz Müminler!
Peygamberimiz (s.a.s.), sadece örnek yaşantısıyla değil, aynı zamanda derin anlamlar taşıyan sözleriyle akıllarda kalıcı izler bırakmış ve insanların gönüllerine dokunmuştur. Özellikle mümini tarif ederken kullandığı güzel benzetmelerle, bizlere Allah’a güvenen bir mümin olmanın ne demek olduğunu öğretmiş ve hayatımızın her alanında nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini göstermiştir.
Kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadisinde Müslümanı, yaprakları dökülmeyen ve her zaman meyve veren bir hurma ağacına benzetmiştir.[2] Bu hadis bizlere, Müslümanın hem meyvesiyle hem gölgesiyle insanlara fayda sağlayan cömert bir insan olması gerektiğini öğretmiştir. Ağacın gövdesi, yaprakları, meyvesi nasıl ki enerjisini kökünden alıyorsa, mümin de enerjisini Yüce Allah’a olan inanç ve bağlılığından alır. Kök ağaca besin taşıdığı gibi, iman da mümine ruh taşır, heyecan taşır, umut taşır.
Peygamberimizin bakış açısına göre “Mümin, yeşil ekin gibidir. Rüzgârla eğilir, fakat yıkılmaz. Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o da bela ve musibetler sebebiyle eğilir, fakat yıkılmaz. (…)”[3]
Peygamberimize göre “Mümin altın parçasına benzer; sahibi ona körükle hava üflese bile değişmez ve azalmaz...”[4] Bu hadisten öğreniriz ki mümin çok değerlidir, çok kıymetlidir. Çamura düşen altın değerini nasıl kaybetmiyorsa, günaha düşen mümin de tevbe edip temizlendiği sürece değerini asla kaybetmeyecektir.
Peygamberimizin ifadesine göre “Mümin, güzel koku satan kimseye benzer. Onunla oturursan sana faydası olur, beraber yürürsen sana faydası olur, beraber iş yaparsan yine sana faydası olur.”[5] Bu hadisten öğreniriz ki mümin, bulunduğu her ortama olumlu etki bırakır. Allah’a inanıp güvenen bir müminle zaman geçirmek, insana huzur verir, güven verir.
Peygamberimize göre “Mümin bal arısına benzer; güzel şeyler yer, güzel şeyler üretir, güzel yerlere konar, konduğu yeri de kırmaz ve bozmaz.”[6] Hadisten öğreniyoruz ki mümin, tıpkı bal arısı gibi yediğine içtiğine son derece dikkat eder. Yüce Allah’ın kendisine verdiği amaç doğrultusunda çalışır, çabalar; insanlığa faydalı işler üretir. Bal arısı nasıl ki üzerine konduğu çiçeğe zarar vermiyorsa, mümin de eliyle, diliyle hiç kimseye zarar vermemelidir.[7]
Rabbim bizleri, zorluklar karşısında yıkılmayan, insanlığa faydalı olmak için çalışıp çabalayan örnek müminlerden eylesin.
----------------------------------------------------------
[1] Ahzab, 33/21.
[2] Buhârî, Edeb, 89.
[3] Buhârî, Tevhîd, 31.
[4] İbn Hanbel, II, 199.
[5] Taberânî, el-Mu´cemü´l-kebîr , XII, 319.
[6] İbn Hanbel, II, 199.
[7] Tirmizî, Îmân, 12.A’la Suresinden Hayatımıza Mesajlar
﷽
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ. اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰى. وَالَّذ۪ي قَدَّرَ فَهَدٰى وَالَّذ۪ي اَخْرَجَ الْمَرْعٰى. فَجَعَلَهُ غُثَٓاءً اَحْوٰىۜ.
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
إِنَّ اللَّهَ يَرْفَعُ بِهَذَا الْكِتَابِ أَقْوَامًا وَيَضَعُ بِهِ آخَرِينَ
Bugünkü Cuma hutbemizde, Allah Rasulünün çok sevdiği, okumaktan büyük tat aldığı; özellikle Vitr, Cuma ve Bayram namazlarında sık sık okuduğu[1] bir sure olan A’la Suresi’ne değinmek istiyorum.
Aziz Müminler!
A’la Suresi Mekke’de nazil olmuştur. İniş sırasına göre sekizinci suredir. Adını, birinci ayette geçen ve Yüce Allah’ı niteleyen ‘el-A’lâ’ kelimesinden alır. ‘El-A’lâ’ demek, “en yüce” demektir. Bu sure nazil olunca, ilk ayette geçen “سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰى” yani “Yüce Rabbinin ismini tesbih et!” emri üzerine Peygamberimiz, namazların secdelerinde “سُبْحَانَ رَبِّيَ الْأَعْلٰى” tesbihatının söylenmesini emretmiştir.[2] Bu olay, Allah Rasulünün nazil olan Kur’an ayetleriyle irtibata geçmesinin, ayetleri hayata aktarma çabasının en güzel örneklerinden biri olmuştur.
Kardeşlerim!
Kur’an bir hayat kitabıdır, hayata inmiştir ve hayat verir. Kur’an’ın her bir suresini, hayatımızı güzelleştiren ilahi bir ders bilip yaşantımıza aktarmak gerekir. A’la Suresi şu mesajları içermektedir: Ey insan! Allah (c.c.) her şeyden yücedir, üstündür. Eksik olan sensin ey insan; Yüce Mevlan değil! Ey insan! Sen, o yüceler yücesi Rabbini her türlü kusur ve noksanlıklardan uzak bil! Ey İnsan! Kontrol altında olduğunu aklından çıkarma; daima iyi ve faydalı işler yapmaya çalış! Kâinattaki her şeyin Allah’ı tesbih ettiğini, yani kendisine verilen görevleri eksiksiz yerine getirdiğini unutma! Seni bir amaç uğruna yaratan Rabbini sen de tesbih et! Yaratılış gayene uygun hareket et![3] Ey insan! Yoktan var eden Allah’tır, şekil veren Allah’tır; her şeye ölçü koyan, yol gösteren Allah’tır. Yeşerten, hayat veren Allah’tır; karartan, öldüren Allah’tır.[4] Öğreten de Allah’tır, unutturan da Allah’tır. Açık olanı da gizli olanı da bilen Allah’tır. Kolaylık sağlayan da Allah’tır, huzurun yolunu açan da Allah’tır.[5]
Ey insan! Yüce Allah’ın, Peygamberler aracılığıyla yapmış olduğu tavsiyeleri dikkate al! Allah’tan sakın, Rabbinin sevgisini yitirmekten kork!
Uyarıları can kulağınla dinle ve gereğini yap! Gelip geçici olan dünyaya değil, sonsuz ahiret mutluluğuna talip ol! O sonsuz mutluluktan pay almak istemeyen nasipsiz insanlardan da uzak dur! Ey insan! Kurtuluşa ermek istiyorsan, kulluk görevlerini hakkıyla yerine getir, namazını özenle kıl, Rabbini sürekli hatırda tut![6] Dünyayı sakın ola ilk sıraya koyma! Şu hayattan daha hayırlı ve sürekli olan ahiret hayatını tercih et! Ey insan! Bütün bunlar, her çağın insanı için son derece önemli öğütlerdir. Bu öğretiler, İbrahim Peygambere verilen sayfalarda da vardır, Musa Peygambere verilen kitapta da vardır.[7]
Ey Rabbimiz!
Bizleri, Kur'an'a sımsıkı sarılan, sarıldıkça daha da yükselen ihlaslı kullarından eyle! Ey Rabbimiz! Bizleri Kur'an'dan mahrum kalarak alçalanlardan[8] eyleme! Ey Rabbimiz! Yaratılış amacımızı unutturacak her türlü dünyevi işlerden muhafaza eyle bizleri! Daima senin adına hareket eden güzel kullarının arasına dahil eyle bizleri! (Amin)
-----------------------------------------------------------------------------------------------
[1] Tirmizî, Sünen, Vitr 9, İbn Kesir, Tefsir, 8/377.
[2] Ebû Dâvûd, Sünen, Salât 150.
[3] Yurdagür, M., Tesbih, TDV İslam Ansiklopedisi, 40. Cilt, 527-528.
[4] A’la, 87/1-5.
[5] A’la, 87/6-8.
[6] A’la, 87/9-15.
[7] A’la, 87/18-19.
[8] Müslim, Sahih, Salâtu’l-Müsâfirîn, 269.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
23
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 08:51:19 ÖÖ »
Mükemmel Yaratıcıyı Razı Etmek
Allah-u Teâlâ’nın kâinatı/evreni yaratması hakkında Kur’an-ı Kerim’de, “O Rabbin ki, (her şeyi) yaratmış da düzenine koymuştur” (Âlâ, 2) buyrulmaktadır. Yaratılıştaki mükemmellik hakkında ise, “Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbirini takip etmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten su indirerek ölmüşken yeri onunla diriltmesinde, yeryüzünde her nevi hayvanları dağıtmasında, rüzgârları her taraftan estirmesinde ve yerle gök arasında emre amade duran bulutta akıl sahibi bir ümmet için elbet (Allah’ın birliğine) deliller vardır” (Bakara, 164); “O, (Allah) Güneş’i bir ışık, Ay’ı da bir nur yapmıştır. Ona menziller takdir buyurmuştur ki, senelerin sayısını ve hesabı bilesiniz. Allah, bunları ancak hak ve sabit bir (hikmetle) yaratmıştır. O, ayetleri anlayacak bir kavme açıklar” (Yunus, 5) buyurulmaktadır.
Mükemmel yaratılış hakkında başka bir ayet-i kerimede, “Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir, görüyorsunuz. Sonra Arş üzerinde galebe buyurmuştur.
Güneş’i de, Ay’ı da kendi emrine ram etti. Her biri belirli bir zamana kadar akıp gidiyor. Bütün işleri O idare ediyor. Ayetleri açıklıyor ki, sizler Rabbinize kavuşacağınızı kesin bilesiniz” (Ra’d, 2) buyurulmaktadır.
Mükemmel yarattığı kâinatın mutlak sahibi, mutlak gücü olduğu ise, “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın ilmi, kudreti her şeyi kuşatıcıdır” (Al-i İmran, 126) buyurulmaktadır.
Göklerin ve yerin mülkünü elinde bulunduran, milyarlarca yıldızı, gezegeni ve galaksileri yaratan; karada ve denizde yaşayan yüz binlerce canlı türünü en mükemmel şekilde yaratan ve hepsini idare eden bir yaratıcımızın büyüklüğünü ve kudretini tefekkür etmek bundan dolayı önemlidir.
Dünya’yı, Güneş’i, Ay’ı bir boşlukta tutan, Ay’ın ve Güneş’in ısı, ışık ve enerjisini kıyamete kadar var eden, Dünya’yı kendi ekseni etrafında hareket ettiren, Ay’ı ve Güneş’i aynı şekilde belirli bir yörüngede hareket ettiren; milyarlarca yıldızı, gezegeni, galaksiyi belirli bir düzende idare eden bir yaratıcımızın mükemmelliğini tefekkür etmeli ve gücüne teslim ile boyun eğmeliyiz.
Güneş sisteminin de içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi’nde 100 milyar yıldız ve en az 200 milyar gezegenin varlığını düşünmeli; Güneş’ten büyük ve küçük 100 milyar yıldızı; Dünya’dan büyük ve küçük 200 milyar gezegeni düşünmeliyiz. Dünya’mızın içinde olduğu Samanyolu Galaksisi gibi 2 trilyon galaksi ve her birinin içinde milyarlarca yıldız ve gezegenin varlığını düşünmeliyiz.
Milyarlarca yıldız ve gezegen ve bunları içinde bulunduran 2 trilyon galaksinin tamamının belirli bir düzen içinde hareket edişini, yörüngesinden sapmadan hayatiyetini devam edişini… Yine karada ve denizde yüz binlerce tür canlı ve her biri farklı şekil ve özellikleriyle temayüz ettiren mükemmel yaratıcının güç, kuvvet ve kudretini tefekkür etmeliyiz ki, hem acziyetimizi anlayalım hem de böyle mükemmel bir yaratıcıya tabi olduğumuz için şükrümüz artsın.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Kur’an-ı Kerim’deki, “Şüphesiz, göklerle yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akıl sahipleri için (Allah’ın büyüklüğüne) deliller vardır. Onlar ki, gerek ayakta, gerek otururken ve yanları üzerinde yatarken hep Allah’ı anarlar ve göklerle yerin yaratılışı hakkında düşünceye dalarlar. Ey Rabbimiz! Bunu sen boş yere yaratmadın. Sen böyle şeyden münezzehsin, o halde bizleri cehennem azabından koru!” (Âl-i İmran, 190-191) ayetlerini okuduktan sonra şöyle buyurmuştur:
“Bunu okuduğu halde Allah’ın nimetlerini düşünmeyen kimseye yazıklar olsun” (Buhari, Tirmizi, İbni Mace, Ahmed bin Hanbel, İbni Hibbân). İnsanoğlu, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) bu uyarısına kulak vermek zorundadır. Mükemmel yaratıcının mükemmel eserlerini tefekkür etmek, tefekkürü şükre, şükrü ibadete, ibadeti zikre çevirmek gerekir.
Tefekkürle başlayan kulluk bilincimiz, şükürle daha ileriye taşınsın. Şükür, ibadete, ibadetimiz de zikirle zirveye ulaşın. Bütün bu uğraşların ise bir tek amacı olmalı: “Mükemmel yaratıcıyı razı etmek.” Bundan dolayı en büyük hedefimiz Allah-u Teâlâ’nın rızasıdır…
Siyami Akyel.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
24
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 08:44:14 ÖÖ »
Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) - Ümmetim Hesaba Çekildiği Zaman İlk Soru Namazdan Olacak
Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor: “Allah (C.C.), ‘Benim ahdim vardır. Abdest alıp namaz kılan Müslüman kulum için ahdim var. Eğer ki beş vakit namazını her gün ve gece de vaktinin evvelinde kılarsa ben onu hesapsız olarak hiç azap etmeden cennetime sokarım’ buyurmuştur.” Kardeşlerim, Efendimiz (S.A.V.), “Ümmetim kıyamet günü hesaba çekildiği zaman ilk soru namazdan olacak” buyurmuştur.
Yukarıda anlattığımız hadis-i şerifte ise Efendimizin (S.A.V.) Rabbimizden bize getirdiği bu kudsî hadis-i şerifte ise Allah’ın (C.C.) namaza verdiği önemi anlayabiliyoruz. Hesap vaktini dünyadaki sınavlarımıza göre değerlendirmek gerekirse eğer, baraj sorumuz namaz olacak. Eğer ki barajı geçersek sonrası bizim için daha kolay olacaktır. Barajı geçemezsek zaten arkasına bakılmaz. Namazın da garanti olması için camiye gitmemiz daha doğrudur. Camide cemaatle kılınan namazda cemaatin namazı garantidir. Camide cemaatle kılınan namazda, namaz sırasında bir hata olursa eğer hesabını siz değil imam verecektir. İmamın güzel kıldırdığı namazda arkasında 50 kişi var ise 50 kişinin sevabını alacak. Fakat imam hata yaparsa o 50 kişinin namazından da imam sorumludur. İmamlık bu yüzden çok önemli bir makamdır. Elhamdülillah bizler inanıyoruz.
Rabbimiz (C.C.) bizlere iman nasip etmiş. Allah (C.C.), milletimizi ve neslimizi imandan ayırmasın. Bizlere hesapsız bir şekilde cennete girmeyi nasip eylesin.
“BENİM HAKKIMI YUMUŞAKLIKLA İFADE EDERLERSE BEN DE ONLARI YÜKSEK DERECEDE KILARIM”
Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor: “Allah (C.C.), ‘Kullarım benim hakkımı yumuşaklıkla ifade ederlerse, kibirlenmez ve haklarımı anlattığı insanlara sert davranmayıp güzel hoş davranırlarsa ben de onları yüksek derecede (illiyin) kılarım’ buyurmuştur.”
Kardeşlerim, kibir başlı başına zaten şeytan işidir. Hadis-i şerifi anlamak amacıyla bir örnek vermemiz gerekirse, bir baba olduğunuzu düşünün. Birçoğumuzun evladı vardır. Evladınıza namazı hatırlatırken, “Hayvan, kaç yaşına geldin? Yatıyorsun hâlâ kalk namazını kıl” gibi tabirleri kullanmak bir Müslüman’a yakışmaz. Allah (C.C.), buyuruyor ki, hakları anlatılırken güzel ve tatlı dil kullanılsın. Bir hoca eğer ki hitap ettiği, ondan bir şeyler öğrenmek için yanına gelen ve onu dinleyen insanlara, “Ben hocayım, ben en iyi bilenim, sizler bilmezsiniz” gibi kibir içeren tabirler ile yaklaşırsa yanlış yapar. Kibir şeytan işidir ve bu şekilde üslup kullanan hocaların üslubu kibirli üsluba girer. Tevazulu ve kibirden uzak insanlar, toplum içerisinde küçük görünseler bile Allah (C.C.) nazarında büyük ve çok değerli insanlardır. Gösterilen tevazu ve alçakgönüllülük Allah (C.C.) içinse bunun mükâfatı çok büyük olacaktır. Allah (C.C.), bizleri tevazudan ve hoşgörüden ayırmasın.
AMİN.
Prof. Dr. Cevat Akşit.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
25
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 08:35:16 ÖÖ »
Sağlık ve Mutluluk İçin
“Her şeyin başı sağlık” diye söze başlarız. Ancak uygulamaya gelince yine bildiğimiz gibi yani alışkanlıklarımızı devam ettiririz. Neyse ki alışkanlıklarımızı değiştirmek elimizde. İlk önce düşüncelerimizi daha sonra da alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz. Bunun nasıl olacağını kısaca belirtmeye çalışayım. Sabah uyanma zamanınız, her zaman güneş doğmasına yakın olmalı. Henüz yataktan kalkmadan uyanır uyanmaz yapacağınız ilk iş yaratıcınıza şükretmek olsun. Sabah namazının hikmeti anlatılmakla bitmez. Duanızda verdiği nimetlere, sağlığınız, aileniz, yakınlarınız ve devletiniz için yapacağınız şükür sizi manevi olarak mutlu edecektir.
Bazı kaynaklarda sabah egzersizi akşam egzersizi önerirler. Vücut hareket etmeye ayarlı olduğu için hepsi de önemlidir. Akşam yatarken de yapacağınız hareket ve egzersizler sizi rahatlatacak, sakinleşmenizi, günün yorgunluğunu atarak rahat uyumanıza vesile olacaktır. Nefes egzersizi yaparken, vücudunuzun ana organları olan kalp ile beynin en çok ihtiyaç duyduğu oksijeni alarak vücudunuzun daha dengeli bir şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Gün içinde daha enerjik, üretken ve olumlu düşünmenize imkân sağlayacaktır. Zihninizi daima açık ve zinde tutmak için, işinize farklı yollardan gidin. Farklı şeyler yapın. Sağ elini kullananlar sol, sol elini kullananlar sağ elle yazı yazmayı, yine aynı şekilde dişinizi fırçalamayı, saçınızı taramayı deneyin. Saatinizi farklı kolunuza takın. İş yerinizde, olaylara karşı mümkün olduğunca olumlu bakın. Ters giden bazı şeylere karşı duyarlı olun, bundan ders çıkarın. Vazgeçmeyin ve esnek olun. Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuçlar vardır. Monotonluk insanı sıkar. Hiç farklı bir şeyler yapmak içinizden gelmiyor mu? Sadece bir-iki hafta sabırlı olmanız gerekiyor. Haydi hemen başlayın! Nurettin Bozan.
26
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 08:27:10 ÖÖ »
Gâfil Olan Allah’a Kavuşamaz
"Bir kimse sâdık ise, onu maksada kavuştururuz. Şâyet gâfil ise, onu uzaklaştırırız."
Ebü'l-Haccâc Mehdevî hazretleri büyük âlim ve velîlerdendir. Mısır'ın Aksûr bölgesinde 1244 (H.642) senesinde vefât etti. Hocası Şeyh Abdürrezzâk’tır. Tasavvufta yetişmiş, sözleri ve hâlleri meşhûr bir zât idi. Çok talebesi vardı. Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyenler için şöyle buyurmuştur: “Bu yola girmek isteyenleri bize gönderiniz. Eğer o kimse sâdık ise, onu maksada kavuştururuz. Şâyet gâfil ise, onu uzaklaştırırız. Böylece sâdık olanlara da zararlı olmasın. Çünkü böyleleri, başka şeyleri kendine perde yapmıştır. Mahbûba, Allah’a kavuşamaz.” Başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır: “İlk günlerimde hep (Lâ ilâhe illallah) derdim ve bundan hiç gâfil olmazdım. Bir gün nefsim bana dedi ki: (Senin Rabbin kim?) Ben de; (Benim Rabbim Allahü teâlâdır) dedim. Bunun üzerine nefsim bana; (Senin Rabbin benim, çünkü sen, bana kulluk yapıyorsun. Kimin emrine tâbi oluyorsan, ona kulluk yapıyorsun. Sana, beni doyur diyorum, yiyorsun. Uyu diyorum, uyuyorsun. Yürü diyorum, yürüyorsun. Benim emrettiğimi dinliyorsun. Al dediğimi, alıyorsun. Sen benim her emrimi yerine getiriyorsun. Öyleyse sen bana kulluk ediyorsun, benim emirlerime tâbi oluyorsun) dedi.
Bunun üzerine bir müddet iyice düşündüm. Sonra basîretim açıldı ve bana; (Allahü teâlânın emirlerine uy, nefse karşı muhâlefet et. Uyu derse; Allahü teâlâ, sâlih amel işleyenler için meâlen; [Onlar, geceden pek az (bir zaman) uyuyorlardı] buyurdu. (Zâriyât sûresi: 17) Ben de böyle yapan sâlih kullardan olacağım de! Nefsin sana ye derse, Allahü teâlâ meâlen; [Yiyiniz, içiniz, isrâf etmeyiniz] (A’râf sûresi: 31) buyurdu de! Sana yürü diyerek, gurûr ve kibirle yürümeni isterse, Allahü teâlâ meâlen; [Yeryüzünde kibirle ve böbürlenerek yürüme...] (İsrâ sûresi: 37) buyurdu de!
Nefsin bir şeyi almanı isteyince de, ona de ki: Allahü teâlâ meâlen; [Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün de onu açıp isrâf etme...] buyurdu. (İsrâ sûresi: 29) 'Bunları yapınca neye kavuşurum?' dedim: Müttekîlerden, âriflerden ve sıddîklardan, Rabbine kulluğunu tam yapanlardan olursun, denildi." Tevhîd ile ilgili “Manzûmetün fit-Tevhîd” adlı bir manzûmesi ve Selef-i sâlihînin yolundan, Ehl-i sünnet îtikâdından uzaklaşan bid'at ehlinin kötülüğünü ve onlara yaklaşmamayı anlatan başka bir güzel manzûmesi daha vardır.
Vehbi Tülek.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
27
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 20, 2024, 08:19:28 ÖÖ »
İki Günü Eşit Olmamak Ne Demektir
İki günü eşit olmamak, zarara girmemek demektir; bugün dünkünden daha çok ibadet yapmak değildir...
Bir okuyucumuz diyor ki: "İki günü eşit olan aldanmış, bugünü dününden kötü olan ise lanetlenmiştir" hadis-i şerifine göre, her gün aynı ibadetleri yapan zararda mı oluyor? Yani her gün bir öncekinden daha fazla ibadet mi yapmak lazımdır?.. Şöyle anlamak lazım: İki günü eşit olmamak, zarara girmemek demektir; bugün dünkünden daha çok ibadet yapmak değildir. Herkesin belli bir sevabı vardır. Bugün çok az bir sevap da işlense, düne göre sevabımız artıyor demektir. Mesela dün 500 birim sevabımız varsa, bugün bir tek sevap işlersek 501 birim olur. Dünküne göre durumumuz iyi olmuş demektir. Çok az da olsa, her gün sevabımızın artması lazım. Bugün çok sevap işlediğimiz hâlde, çok da günah işlersek, diyelim 50 birim sevap işledik, 60 birim de günah işlemişsek, 10 birim zarardayız demektir.
Toplam sevabımız olan 500 birimden bu 10 birim günahımız çıkınca 490 birim sevabımız kalıyor. İşte bu durumda, bugün zarar ettiğimiz için aldanmış oluyoruz. Demek ki, sadece çok sevap işlemek yetmiyor, sevapları götürecek günahlardan da sakınmak gerekiyor. Günah işlemekten çekinilmezse, Allahü teala muhafaza buyursun, zamanla ibadetler sıfırlanabilir, hattâ günahları hafif görmeye başlayınca küfre girilebilir. Her gün aynı ibadetleri yapan, mesela her gün beş vakit namaz kılan, günahlardan da sakınıyorsa zararda değil, üstelik çok kâra geçmiş olur. Namaz kılmayan kimse, her gün zararını çoğaltmaktadır. Namaz kılmamak haram olduğu için, her gün dağlar gibi günaha girmektedir. Diyelim onun sevapları varsa, bu günahlar, o sevapları da alıp götürür... İbadetlerin kıymeti, niyete, ihlâsa ve imanın kuvvetine, parlaklığına göredir. Yani imanı parlak, niyeti düzgün ve ihlâsı çok olanın ibadeti daha kıymetlidir. İhlâsla ibadetlere devam edilince, her gün iman daha kuvvetlenir, daha parlar ve böylece ibadetlerin kıymeti de artar. İbadetlerin değeri de, miktarıyla değil, keyfiyetiyle ölçülür. Her gün aynı iş yapılsa da kıymetleri değişik olur... Hazret-i Ebu Bekr’in iki rekât namazı, bütün Müslümanların namazları toplamından daha faziletlidir.
Eshab-ı kiramın tamamının imanları çok kuvvetli, daha parlak olduğu ve ihlâsları da fazla olduğu için, onların iki rekât namazının sevabı bizim ömür boyu kıldığımız namazların sevabından daha fazladır. Şu hâlde, zarar etmemek, her gün ilerlemek için imanı parlatmak, kuvvetlendirmek gerekir. İhlâsla ibadet ettikçe, imanın parlaklığı artar. Bu bakımdan bugün kılınan iki rekât namaz, dün kılınan iki rekât namazdan daha faziletli olur. Günah işlemeyen ve ibadetini aksatmayan kimse, her gün kârdadır. Eğer ihlâsı noksansa, imanını parlatamamışsa veya çeşitli günahlar işleyerek imanının parlaklığını azaltmışsa, ibadetlerinin fazileti azalır, hep zararda olur.
Ahmet Demirbaş.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
28
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 19, 2024, 09:40:09 ÖS »
Harun Beyaz - Gözümün Feri 320 kbps 11 / 00:00:47:05 / 107,80 MB
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
Harun Beyaz - Gözümün Feri 320 kbps (11 / 47:05) ---------------------------------------------------------------------- Harun Beyaz - 01 Cayma Gönül 04:42 Harun Beyaz - 02 Suskun Dünya 05:55 Harun Beyaz - 03 Kudüs (Bitmeyen Sevdamız) 04:09 Harun Beyaz - 04 Izdıraptır Yiğidim 05:45 Harun Beyaz - 05 Canınız Cehenneme 03:08 Harun Beyaz - 06 Gözümün Feri 03:22 Harun Beyaz - 07 Diriliş Eri 04:00 Harun Beyaz - 08 Oğul Ağrısı 03:54 Harun Beyaz - 09 Diriliş Çiçeği 03:36 Harun Beyaz - 10 Üzülme 04:32 Harun Beyaz - 11 Kahraman Mehmedim 03:58
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
29
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 19, 2024, 09:28:17 ÖS »
Serkan Şahin - Yed-i Beyza 320 kbps 6 / 00:00:25:08 / 57,55 MB
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
Serkan Şahin - Yed-i Beyza 320 kbps (6 / 25:08) --------------------------------------------------------------------- Serkan Şahin - 01 Yed-i Beyza 04:30 Serkan Şahin - 02 Vurulmuşum 04:27 Serkan Şahin - 03 Anne 04:12 Serkan Şahin - 04 Hüzün Yılı (Ağlar Taif) 04:47 Serkan Şahin - 05 Şehitler Sultanı 03:43 Serkan Şahin - 06 Gözlerim Parça Parça 03:27
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
30
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 19, 2024, 09:15:01 ÖS »
Harun Beyaz - Single Eserleri 320 kbps 15 / 00:01:00:00 / 137,33 MB
harun beyaz - single eserleri 320 kbps (9 / 39:35) ------------------------------------------------------------------------- Harun Beyaz - 01 And İçtik İnananlarla 02:15 Harun Beyaz - 01 Bir Yanım Gazze 03:50 Harun Beyaz - 01 Cayma Gönül 04:44 Harun Beyaz - 01 İnadına 03:43 Harun Beyaz - 01 Kaldır Beni 03:02 Harun Beyaz - 01 Karlı Dağlar 06:56 Harun Beyaz - 01 Yolcu (feat. Adem Sevgi) 04:13 Harun Beyaz - 06 İsyan Gibi 06:21 Harun Beyaz - 07 Hakk Diye 04:26
Harun Beyaz - Adalet Hakim Olmalı (Single) 2024 - 320 kbps (1 / 02:34) -------------------------------------------------------------------------------------------- 01 - Adalet Hakim Olmalı 02:34
MP3 (5 / 17:50) ------------------------------------- 01 - And İçtik İnananlarla 02:15 01 - Bir Yanım Gazze 03:50 01 - Kaldır Beni 03:02 01 - Yara Bende 04:27 01 - Yolcu 04:13
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10
|