81
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 11:20:58 ÖÖ »
En Güzel İlahiler, Vol. 4 - 320 kbps 12 / 00:00:45:46 / 104,79 MB
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
En Güzel İlahiler, Vol. 4 - 320 kbps (12 / 45:46) ----------------------------------------------------------------------- 01 - Rahman Allah 03:15 02 - Senin Hicranı Aşkınla 02:17 03 - Sonsuzluğa Özlem 02:19 04 - Gece Gündüz Döne Döne 04:24 05 - Geçtim Mülkü Fenadan 04:46 06 - Kerbela'nın Çöllerinde 01:56 07 - Veysel Karani 02:12 08 - Aşkına Yandım 04:02 09 - Ayrıldım Kabe'den 07:14 10 - Gül İlahisi 04:55 11 - Aşkın Peygamberi 04:10 12 - Esma İlahisi 04:09
PCLOUD
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
82
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 11:07:37 ÖÖ »
Peygamberin Izindeyiz - Mustafa Özcan Güneşdoğdu - 320 kbps 8 / 00:00:50:39 / 115,96 MB
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
MP3 (8 / 50:39) ------------------------------------- 01 - Annem - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 05:07 02 - Annem (Hikayeli) - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 08:36 03 - Cürmüm Ile Geldim Sana - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 07:50 04 - Cürmüm Ile Geldim Sana (Arapça) - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 07:56 05 - Peygamberin Izindeyiz - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 04:53 06 - Men Enzel - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 05:24 07 - Allahu Allah - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 05:26 08 - Allahu Allah (Rap Version) - Mustafa Özcan Güneşdoğdu 05:24[/col)
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
83
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 09:17:37 ÖÖ »
Ağlatan İlahiler - ÇEŞİTLİ SANATÇILAR - M320 kbps
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
10 / 00:00:59:05 / 135,23 MB
Ağlatan İlahiler - ÇEŞİTLİ SANATÇILAR - M320 kbps (10 / 59:05) ------------------------------------------------------------------------------------ 01 - Çaresi Var Mı 06:38 02 - İbret Olsun 07:23 03 - Azaptayım Anneciğim Gel 04:19 04 - Kabre Doğru 05:45 05 - Hükmü Alem 06:05 06 - Selam Sana 04:43 07 - Ne Çileler Gördüm 06:13 08 - Ahir Zaman 06:04 09 - Kuru Kafa 05:52 10 - Gidiyorum 05:59
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
84
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 08:47:50 ÖÖ »
Karma Ilahiler 1 - SANALDA İLK 15 / 00:01:01:38 / 141,09 MB
Karmas Ilahiler 1 (15 / 61:38) ----------------------------------------------------- 01 - Ebubekir Ay - Ruyi Zemin 03:28 02 - Fadıl Aydın - İki Gözümün Çiçeği 04:26 03 - Özkan Kayan - Sana Geldim Yar 04:13 04 - hasan bayar - Senna (Güzel) 03:27 05 - hasan bayar - Geylani 04:07 06 - hasan bayar - Nazar Eyle 03:42 07 - Muhammet aldemir - YA BAKI ENTEL BAKI MENZILLI SULTAN SAQI K.S 03:09 08 - Muhammet aldemir - NAMAZINI AKSATMA MUHAMMET ALDEMIR ILAHI RAP 02:29 09 - Murat Belet - Gül Menzil 03:36 10 - Fadıl Aydın - SÖYLE YARİM SÖYLE 03:44 11 - Fadıl Aydın - ÖZLEDİM SENİ SENİ 05:14 12 - Fadıl Aydın - Ya Baki Entel Baki 03:57 13 - İsrafil Öztürk - Çavebe Haleme 05:56 14 - Vakkas Akyüz - Gavsım Gönlüm Seni Arar 06:04 15 - Ebubekir Ay - Sen Yarabbi Deyince 04:01
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
85
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 08:33:45 ÖÖ »
Bekir Büyükbaş - Beş Ezan ve Sala (Fatih Camii Müezzinleri) - 320 kbps 12 / 00:00:55:17 / 126,56 MB
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
Bekir Büyükbaş - Beş Ezan ve Sala (Fatih Camii Müezzinleri) (12 / 55:17) ---------------------------------------------------------------------------------------------- Bekir Büyükbaş - 01 Ezan Duası 00:56 Bekir Büyükbaş - 02 Kamet 01:16 Bekir Büyükbaş - 03 Ezan (Hicaz) 05:41 Bekir Büyükbaş - 04 Ezan ( Hicaz 2) 05:44 Bekir Büyükbaş - 05 Kabe Ezanı 03:24 Bekir Büyükbaş - 06 Ezan (Neva) 04:29 Bekir Büyükbaş - 07 Ezan (Rast) 04:45 Bekir Büyükbaş - 08 Ezan (Saba) 07:40 Bekir Büyükbaş - 09 Ezan (Saba 2) 04:48 Bekir Büyükbaş - 10 Ezan (Saba 3) 01:44 Bekir Büyükbaş - 11 Ezan (Segah) 03:41 Bekir Büyükbaş - 12 Sala 11:03
PCLOUD.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
86
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 08:10:44 ÖÖ »
Müminler Kesinlikle Yaşadılar
Yüce Allah, Firdevs Cennetini yarattıktan sonra ortaya çıkan şahesere bakmış; "Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir, yaşadılar." buyurmuş. (Mü’minun,1)
Hz. Peygamber’in, ayeti böyle açıkladığını nakleder Taberi Tefsiri.
Evet, "Mü'minun" adında Kur’an’da bir sure vardır ve “Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir” müjdesiyle başlar.
Okuyanın dikkatini cezbeden bu muhteşem müjde karşısında “Acaba ben de o müminlerden miyim” diye merak etmemek elde değildir.
İşte o müjdenin muhatabı Müminler;
“Onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar.
Anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak dururlar.
Zekatı verirler.
İffetlerini korurlar.
Emanetlere ve verdikleri sözlerine sadakat gösterirler.
Namazlarını titizlikle eda ederler.
İşte Firdevs cennetine varis olacaklar bunlardır; orada onlar ebedi kalacaklardır.” (Mü'minun, 1-11)
Müslüman, inancı gereği Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak ve O’na yakın olabilmenin gayreti içerisinde dünya hayatını sürdürmek ister. Nitekim Kur’an’da buyrulur ki;
"Ey iman edenler! Allah’a saygılı olun, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda çaba harcayın ki kurtuluşa eresiniz." (Maide, 35)
Maide suresindeki bu ayette kurtuluşa ulaşmak isteyenlere emredilen vesile, Mü'minun suresinde tek tek sayılmış ve yerine getirenlerin kesinlikle kurtulacağı bildirmiştir. Dolayısıyla, Allah’a yaklaştıran vesile, Mü’minun suresinde şu şekilde sıralanıyor;
Allah’ın huzurunda olduğu bilinçle namaz kılmak. Gelişi güzel ve gösteriş amacıyla namaz kılanlar elenmiştir.
Anlamsız ve yararsız davranışları belirleyen haram ve helal çizgisine riayet etmek. Cana kıymak, hırsızlık ve yolsuzluk gibi yollarla kazanç sağlamak, yalan, iftira, sahtekarlık, haksızlık, adaletsizlik, zina ve faiz gibi Kur’an’da haram olarak sayılan söz ve davranışlar cennetin önünde en büyük engeldir.
Helal kazançtan fakir ve yoksullara harcama yapmak. Yetim gülmeden, fakir doymadan cennetin muhal olduğu vurgulanmıştır.
Namus ve iffete özenle dikkat çekilmiştir; yuvayı dağıtan, aile yapısını tehdit eden ve nesli tüketen fuhuş ve LGBT gibi her türlü sapkın akımlara göz kırpan, her ne ad altında olursa olsun hoş gören ancak şeytana ve onun yurdu cehenneme yakın olur. Allah, toplumun dengesini sağlayan namus ve iffete çok önem vermiş ve ancak namusluların kendisine yakın olabileceğini ifade buyurmuştur.
Emanetlere ve verilen sözlere sadakat göstermek de cennete girebilmeye vesile kabul edilmiştir. Emaneti korumak, teslim edilen bir eşyanın korunmasından ibaret değildir sadece. Bununla birlikte din, vatan, bayrak eş ve evlat da emanettir. Vatana, mukaddesata ve aileye güven vermeyen ahirette felah bulamaz. Söz verip sözünü yerine getirmeyen, borcunu zamanında ödemeyen, sahtekarlık ve hileyle insanlar arasında güvensizlik tohumu ekenler Allah’tan uzak, cennetten mahrumdur.
Son olarak beş vakit namaza devam etmek cennetin anahtarı sayılmıştır. Allah’a yaklaştıran ve cennete götüren vesilelerin ilki, namazı özenle kılmaktı, sonuncusu da namazı vaktinde devamlı kılmak şeklinde tamamlanmış oluyor. Din, bir binaya benzetilir. Namaz, dinin direğidir. Direkleri sağlam olmayan bina misali, namazsız din de ayakta kalması risklidir. O nedenle özenle ve devamlı kılınan namaz mümini yükseltir, Allah’a yaklaştırır ve cennete varis kılar.
Kim bu vesileleri yerine getirirse Allah’a yaklaşmış ve o cennetin sahibi olmuştur, başka kimseye bu konuda ihtiyacı yoktur. Zira Allah vadinden dönmez.
Kim de ayetlerde tek tek sayılan vesileleri yaşamına yansıtmamışsa Allah’a uzak kalmış, dolayısıyla da cennete girebilme olasılığını riske atmıştır. Bu durumda olanı kimse de cennete koyamaz. Çünkü Kur’an’a göre, insana ancak kendi çabasının karşılığı vardır.
Sonuç olarak Mü'minun Suresi, isminden de anlaşılacağı üzere mümin olarak yaşamak, mümin olarak ölmek ve kıyamet günü mümin olarak dirilmek isteyenlere ne yapması gerektiğini ve ne yapmaması gerektiğini öğretmiştir.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
87
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 07:58:07 ÖÖ »
Duâ huzur ve Mutluluk Kaynağıdır
Duâ, kişinin Allah’a yakarması ve O’ndan isteklerde bulunması demektir. Duâ, Allah ile kul arasında bir diyalogdur. Kulun Allah’a yakarışı ve sığınması, Allah’ın ise kuluna merhamet, bağış ve koruma bahşetmesi anlamına gelir. Duâ, insanın Allah’ın eşsiz büyüklüğü karşısında kendi aczini ve ihtiyacını anlayarak, isteklerini O’na arz etmesi ve yardım dilemesidir. O’ndan başka yaratan, hayat veren, rızık gönderen ya da şifa veren olmadığını bilerek duâ etmek, kulun Rabbi’ne sığınmasıdır.
Yüce Allah şöyle buyurur: “ (Rasûlüm!) De ki: (kulluk ve) duânız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin” (Furkan Suresi, 77); “Bana duâ edin, duanızı kabul edeyim.” (Mü’minûn Suresi, 60); “Kullarım sana Beni soracak olurlarsa, haber ver ki, Ben şüphesiz onlara yakınım. Bana duâ edenin duâsını kabul ederim.” (Bakara Suresi, 186) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Duâ ibadetin aslı ve özüdür.” (Tirmizi, Deavât 1);
“Duâ, gelmiş olan musibet için de, henüz gelmemiş olan musibet için de faydalıdır. Duâ belâyı def eder.” (Tirmizî, Deavât 112)
Duâ, dertlere deva bulmak, her türlü kötülükten korunmak ve görünür-görünmez kazalardan, musibetlerden uzak olmak için Rabb’e sığınmaktır.
Duâ; insanın maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulmasına, Allah’tan hidayet, başarı ve mutluluk talep etmesine vesile olur. Duâ, rızkın artmasına, sağlığın düzelmesine ve ömrün bereketlenmesine yardımcı olur. Hem dünya hem de ahiret mutluluğu ve huzuru için dua, kulun en önemli aracıdır.
Duâ, kulların Yüce Allaha’a olan bağlılığını ifade ettiği bir ibadettir. Ancak unutmamalıyız ki, duâ sadece dille yapılan bir eylemden ibaret değildir. Kulluğun gereği, önce sebeplere yapışarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek, ardından ise samimi bir kalple ellerimizi açıp Allah’tan yardım dilemek gerekir. Bu dengeyi kurmak, duânın hakikatine ulaşmanın bir gereğidir. Bu bağlamda duâ iki kısımda ele alınabilir:
Fiilî duâ ve sözlü duâ.
Fiilî duâ, kişinin bir arzu ya da dileğini gerçekleştirmek için elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyması anlamına gelir. Örneğin, hastası için Allah’tan şifa isteyen bir kimse, öncelikle tıbbın gerektirdiği yöntemleri ve imkânları kendi sınırları içinde yerine getirmelidir. Bu çabayı göstermeden ellerini açıp Allah’tan şifa dilemek, tek başına yeterli olmaz.
Çünkü Allah, yeryüzündeki her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. Elbette Allah Teâlâ, dilerse sebeplere başvurmaksızın da bir şeyi yaratabilir veya verebilir; ancak bunu beklemek, Allah’ın koyduğu ilahi kanunlara aykırı bir tutumdur. Bizlere düşen, sebepleri yerine getirmek ve üzerine düşeni yapmaktır. Bu anlayış, insanın hem dünya hayatındaki çabasını hem de manevî sorumluluğunu dengeleyen bir prensiptir.
Sözlü duâ ise, kişinin elinden geleni yaptıktan sonra Allah’tan yardım istemesiyle gerçekleşir. Fiilî duâ her zaman sözlü duâdan önce gelir. Ama ikisini birbirinden ayrı düşünemeyiz. Çünkü fiilî duâ bedenin eylemi ise; sözlü duâ da ruhun eylemidir. Zaten insan beden ve ruh ikilisinden oluşan bir varlıktır.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.” (Tirmizî, Fiten 9)
Görüldüğü gibi, fiilî duâ yapmadan, sözlü duânın kabul edilme ihtimali yok gibidir. Duâ, sadece sözlü olarak yapılmamalıdır. Sözlü dua yanında fiilî duaya da önem verilmelidir. Fiilî dua, Yüce Allah’tan istediğimiz şeyin gerçekleşmesi için çaba harcamaktır. Duâmızın gerçekleşmesi için üzerimize düşeni yapmak, elimizden gelen gayreti göstermektir.
Yüce Allah, insanların yalnızca sözlü duâlar etmesini değil, aynı zamanda bu duaların gerçekleşmesi için çaba göstermelerini, yani “fiili duâ”da bulunmalarını da bekler. Bu, duâ eden kişinin arzularını ne kadar ciddiyetle istediğini göstermesinin bir yoludur. Bir işin gerçekleşmesi için sadece duâ edip hiçbir çaba sarf etmeyen bir insanın davranışı ne kadar yanlışsa, tüm çalışmaları ve tedbirleri alıp yani fiili duasını yerine getirdikten sonra, “Bu işi ben yaptım, tamamladım” diyerek sözlü duâ etmeyi ihmal eden bir insanın davranışı da o kadar hatalıdır. Bu nedenle, fiili duâ ve sözlü duâ bir bütündür; birlikte yapılmaları gerekir.
Bu bağlamda, Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde buyurur: “Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm Suresi, 39) Bu ayet, insanın gayretinin ve çalışmasının fiili duâ anlamı taşıdığını açıkça ifade etmektedir. Rabbimiz, bizlere dileklerimizin gerçekleşmesi için çaba göstermemiz gerektiğini öğretir.
Duâ, kişinin bedeni ve ruhi faaliyetlerinde canlılık meydana getirir. Sıkıntılı ve gergin ilişkilerini sükünete çevirir ve duâ iç huzuru verir. Duâ iyi şeylere ulaşmada ve kötü şeylerden korunmada en önemli etkendir.
Çünkü duâ, insanın madi ve manevi en büyük teselli, ümit, huzur ve mutluluk kaynağıdır. Dolayısıyla kendimize, ailemize ve bütün Müslümanlara duâ etmeliyiz!
Süleyman Gülek.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
88
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 07:49:00 ÖÖ »
Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 5
SÖMÜRGECİLERİN PLANLARI VE TAŞERON ÖRGÜTLERİN KURULMASI
IV- BİRİNCİ KÖRFEZ SAVAŞI
SAVAŞIN SONUÇLARI
1- Irak askeri personel olarak 25.000-30.000 ölü, 75.000 üzerinde yaralı verdi. Savaşta sivil alanlarda bombalandığından (özellikle Bağdat bölgesi) 100.000 civarında sivil halk da öldü. Buna karşılık müttefik ordularında 400 civarında kayıp oldu.
2- Savaş sonrası Saddam yönetimine karşı ayaklanmalar başladı. Bunlar Güney’de Şii, Kuzey’de Kürt ayaklanmalarıydı. Saddam Hüseyin elinde kalan kuvvetlerle bu ayaklanmaların üzerine şiddetle gitti.
3- 1.5 milyona yakın Kürt, Türkiye ve İran sınırına yığıldı. Türkiye bu Kürtlere kucak açtı. Bir milyon civarında Kürt Türkiye sınırlarını geçti. Türkiye Kürtlerin Irak tarafına yerleştirilmesi için bir tampon bölge kurulması teklifini ABD’ye iletti. Bundan sonra Irak’ın kuzeyinde Kürtler için oluşturulan ‘Güvenlik Bölgesi’nin’ korunması için aralarında Türkiye, ABD, İngiltere ve Fransa askeri güçlerinin bulunduğu bir Güç’ün (Çekiç Güç) Türkiye sınırları içinde kurulmasına Türkiye izin verdi. ABD Nisan 1991’de Kürtlerin emniyetini sağlamak için 36. paralelin Kuzeyini yasak bölge ilan etti. Ve havada ve karada faaliyette bulunmaması için Irak’ı uyardı.
Bölgenin emniyetinin sağlanması da Çekiç Güç’e verildi. ABD aynı zamanda Güney’de de Şiilerin emniyetini temin etmek için de 32. paralelin Güney’ini uçuşa yasak bölge ilan etti. Çekiç Güç Temmuz 1991’den 2003’e kadar (2. Körfez savaşı, Irak’ın işgali) görev yaptı.
4- Türkiye Körfez savaşından sonra 12 yıl yürürlükte kalan BM ambargosuna uyarak Kerkük-Yumurtalık Petrol boru hattını kapattı. İncirlik hava üssünü ABD uçaklarına açtı. T.C. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, savaş sonucu Musul ve Kerk’ün alınması, bölgedeki Arap ülkeleriyle geliştirilecek ekonomik ve ticari ilişkiler sayesinde Türkiye’nin kazançlı çıkacağı planlarını yapmıştı (bir koyup, üç kazanma). Rahmetli Özal’ın aktif politikasına Başbakan Yıldırım Akbulut, Dışişleri Bakanı Ali Bozer, MSB. Safa Giray ve Genl. Kur. Baş. Necip Torumtay karşıydı. Heyhat! T. Özal’ın planları tutmadığı gibi Türkiye 100 milyar dolardan daha fazla zarara uğradı (Kurtlar sofrasında kuzular yem olur.).
NETİCE VE ÇIKARILACAK DERSLER
1- Saddam Hüseyin, ABD’nin oyununa gelip 8 yıl İran’la savaşarak Irak’ı maddî ve manevî zarara uğrattı. Bundan da ders almadı ki, yine ABD’nin dolduruşuna gelip Kuveyt’e saldırdı. Sonunda hüsrana uğradı. Hem kendisi, hem de Irak devletine kaybettirdi. Irak, Kuzeyde Kürt, Ortada Sünni Arap, Güneyde Şii bölgesi olmak üzere fiilen üçe bölündü.
2- Başta Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri olmak üzere Arap ülkeleri, savaşa hem milyarlarca dolar katkı sağlayarak, hem de silah satın alarak zarara uğradılar. Aynı zamanda aralarındaki birlik (Arap Birliği) zarar gördü.
3- Türkiye ABD’nin peşine takılmakla hem milyarlarca dolar maddi zarara uğradı, hem de ileride başına bela olacak bir Kürt (PKK) meselesiyle karşı karşıya kaldı.
4- ABD ve silah satan ülkeler stoklarındaki eski jenerasyon silahları satarak milyarlarca dolar kazandılar.
5- ABD, BOP’un adım adım gerçekleştirmeye başladı.
6- İsrail kendisine büyük bir tehdit oluşturan kuvvetli bir düşmanından kurtuldu.
7- Bölgeye Demokrasi ve istikrar getireceğini vaad edenler, istikrar değil, kaosu yerleştirdiler.
Prof. Dr. Yusuf Özertürk.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
89
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 07:38:57 ÖÖ »
Mesnevi’de kâfir 1
Merhum Celaleddin Rumi’ye nispet edildiği halde, hiçbir eserinde görülemeyen ama onun adıyla meşhur olan:
بازآ بازآ هر آنچه هستی بازآ گر کافر و گبر و بت پرستی بازآ این درگه ما درگه نومیدی نیست صد بار اگر توبه شکستی بازآ
“Gel, gel, ne olursan ol yine gel İster kâfir, ister Mecusi, İster puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…”
Rubai, Celaleddin Rumi (604-30 Eylül 672/1207)’nin doğumundan 158 yıl önce ölen merhum, İranlı Ebû Saîd Fazlullāh b. Ebi’l-Hayr Ahmed b. Muhammed el-Meyhenî (ö. 440/1049)’ye nisbet edilir.
Celaleddin-i Rumi’nin eserlerinde olmadığı için intihalle suçlanamaz.
Ama rubai kime ait olursa olsun manası doğrudur.
Rabbimizin yarattığı kullarını çağırırken Kur’an-i Kerim’de ayrı ayrı sürelerde, “Ey insanlar, ey iman edenler, ey kendilerine kitap verilenler, ey sapıklar, ey Yahudiler, ey kâfirler” diye hitap ederken, bütün insanları kendisine kulluğa çağırırken kula kul olmayı da yasaklıyor ve ne olursa olsun gelene kapının açık olduğunu “Ümidinizi kesmeyin” diyor:
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
“De ki: "Ey kendilerini israf eden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları afveder. Muhakkak O, bağışlayandır, merhamet edendir.” (Zümer süresi ayet 39/53)
Şimdi size Mesnevi’de kâfirlere ne gözle bakıldığını sunuyorum.
Beyit başlarındaki numaralar Tahirü’l Mevlevi/Tahir Olgun’un terceme ve şerh ettiği Mesnevi’deki sıra numaralarıdır.
271- “Bu, yani, mü’min, temiz ve zirâate kaabiliyetli bir arâzîdir. Öbürü yani, kâfir ise çorak ve kötü bir yerdir.
Yine mü’min, melek gibi mâsumdur, kâfir ise şeytan ve canavar misâlidir.”
272- “İki taraf sûretinin birbirine benzemesi câizdir. Acı suyun da, tatlı suyun da duruluğu vardır.”
273- “Bilmiş ol ki, tatlı suyu acı sudan ayırt edecek olan zevk sâhibidir.”
278- “Kâfirler, mücâdele ve inâd hûsûsunda maymun tabîatlıdırlar. Göğüs içerisindeki tabîat, bir âfetdir.”
279- “İnsanın yaptığını maymunda yapar, insandan ne görürse onu taklid eder.”
280- “Maymun, ben de insan gibi yaptım sanır. O inatçı hayvan, aradaki farkı nasıl tanır?”
281- “Bu; yani mü’mini kâmil, mahzâ emre itâat için yapar; diğeri yani kâfir ve fasık ise mücâdele ve gösteriş olsun diye yapar. O gibi inatçı ve taklitçi adamların başına toprak saç.”
444- “O Yahudi kâfir vezir, din nasîhatçisi kılığına girmiş, hile ile bâdem helvasına sarımsak karıştırmıştı.”
638- “Kâfirler, siccin cinsinden oldukları için dünyâ sicninden, yâni zindanından hoşlandılar ve ona yaklaştılar.”
639- “Peygamberler ise ıllıyyîn cinsinden oldukları için can ve gönül ılliyyînine girdiler.”
1228- “Kazânın hükmünü inkâr eden karganın, yüz bin aklı olsa da kâfirdir.”
1229- “Sende kâfirden bir kâf, yani küframiz itikad bulundukça kâfirler gibi kokmuş bir şehvet mevzısın.”
1375- “Taşlar ve taş yürekli kâfirler, o cehennemin içine zâr ve mahcub olarak girerler.”
3002- “Varlık kaydından ve benlik vehminden kurtulmuş olanlara felek de, güneş de, ay da hürmet ve ta’zimde bulunur.”
3003- “Cismindeki kâfir nefsi ölmüş olana, güneş de, bulut da itâat eder.”
3241- “Ne kadar kâfir vardır ki, kendilerinde din sevdası mevcuttur. Onların seddi de şunun bunun kibri ve nâmusudur.”
Mahmut Toptaş.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
90
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Aralık 17, 2024, 07:31:35 ÖÖ »
Nasrettin Hoca’dan Ders Almak
Bir gün Nasrettin Hoca rahmetli, eşeğine binerken dengeyi ayarlayamamış yere yuvarlanmış. Ne yapsın Hoca, çevreye madara olacak... “Ah ihtiyarlık ah” demiş. Sonra yavaşça ayağa kalkarken şöyle bakmış ki kimse yok. Mırıldanmış:
“Ben senin gençliğini de bilirim...” Hoca’nın eşeğine binemeyip düştüğü fıkrasını konumuza göre irdelersek Hoca düştüğünü açık açık söyleseydi daha güvenilir olup hatta alkış almaz mıydı? Ama Hoca ne yaptı? İhtiyarlık sebebiyle binemediğini bahane etti. Rol yapmaya kalkıştı. Kendisine de çevresine de gerçeği saklamaya çalıştı. Bu sözüne inananlar çıksa da profesyonel bakıldığında binemediği için düştüğü açıkça belli oluyordu... Yani aslında gençken de binemez düşermiş Hoca... E niye kendini saklamak istemiş? O da günümüz insanına ders vermek için... Bizim de fıkrada onun komik duruma düştüğü gibi gerçek hayatta komik duruma düşmememiz için... Biz de aslında çevremize karşı birçok konuda öyle değil miyiz? Aslında kendimizi bildiğimiz hâlde çevremize karşı rol yapmaya çalışırız. Gerçeğimizi söylemekten çekinir, utanırız. Oysa doğrusu, bütün bunlarla uğraşmak yerine olanı olduğu gibi sahiplenmektir. Bilmiyorsan bilmediğini söyleyebilmektir. Başaramadı isen “başaramadım” diye itiraf edebilmektir. Söz verdiğin hâlde yerine getiremedi isen açık yüreklilikle bunu dile getirip özür dileyebilmektir. Bunlar, kendini olduğundan farklı göstermek için vereceğin çabadan daha kolaydır. Daha etkileyicidir. Daha itibar daha güven kazandırır. Çünkü, kendini olduğundan farklı göstermek için verdiğin çaba profesyonel gözle zaten hemen fark edilir. Rol yaptığın, numara yaptığın, kolpa yaptığın anında anlaşılır ve tercih edilme kredin düşüverir. Sen olsan böyle yapan böyle davranan birisine güven duyar mısın sonraki iş ve eylemlerinde? O kimseyle yola çıkmak, o kimseyle arkadaşlık yapmak, o kimseyle alışveriş yapmak içinden gelir mi? Uğur Türkmen.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol veya Giriş Yap
|