Gönderen Konu: Uhud Savaşı İstişare Sadâkat ve Kararlılık 2  (Okunma sayısı 2547 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6598
Uhud Savaşı İstişare Sadâkat ve Kararlılık 2
« : Temmuz 22, 2024, 08:27:55 ÖÖ »


Uhud Savaşı İstişare Sadâkat ve Kararlılık  2

Uhud Savaşı’nda iki müşrik kuvvet arasında kalan Müslümanlar, paniğe kapılmış, zayiat vermişti.

Müslümanlar, Hz. Hamza (R.A.) başta olmak üzere 70 (yetmiş) kadar şehitle savaş meydanından Uhud kayalıklarına çekilmişti. Müşrikler, Hanzale b. Ebû Âmir dışındaki bütün şehitlere işkence yapmış, organlarını kesmişti. Hanzale’nin cesedine işkence yapılmasını ise müşrik olan babası engellemişti.

Hz. Hamza'nın (R.A.) karşısına çıkıp, Onu vuruşarak alt etmeye cesaret edemeyen müşrikler, Vahşî b. Harb’a kalleşçe şehit ettirdikleri cesedine işkence yapmaktan geri durmamıştı. İki kuvvet arasında kalan Müslümanların yeniden savaş düzenini sağlaması mümkün olmadı. Bu hercümerçte müşrikler Peygamber Efendimizin (S.A.V.) yakınlarına kadar sokulmuş ancak bu kaos, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali, Ebu Dücâne ve Sa’d b. Ebi Vakkas başta olmak üzere bir kısım sahabenin cesaretli savunması ve Peygamberimizin (S.A.V.) dirayetli duruşuyla bertaraf edilmişti.

Bu arada İbni Kamîe adındaki müşrik Mus’ab bin Umeyr’i şehit edince Hz. Peygamber’i öldürdüğünü zannederek yalan haberi yaymış ancak Kâ’b bin Mâlik’in, “Ey müminler, müjde! Resulullah burada” haykırışı üzerine sahabeler, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in etrafına toplanarak Uhud kayalıklarına çekilmiş ve savaş böylece bitmişti.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Uhud şehitlerinin şehadete erdikleri yerde defnedilmesini emretti. Bazı Müslümanlar, şehitlerini Medine’ye götürmüştü. Onlar da bu emir üzerine cenazelerini tekrar savaş alanına getirmiş ve orada defnetmişlerdi.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.), şehitleri defnettikten sonra Medine’ye dönmüş ancak hemen ertesi gün sıcağı sıcağına Hamrâülesed Gazvesi’ne çıkmıştır. Müslümanların demoralize olduğu bir hengâmda stratejik bir hamle yaparak ikinci gün müşriklerin üzerine yürümek, ancak yüksek şahsiyetli ve kararlı bir liderin yapacağı işti.

Hem Müslümanların moralini düzeltmek, motivasyonlarını arttırmak hem de müşriklere “biz dimdik ayaktayız” mesajı vermek açısından önemli olan Hamrâülesed Gazvesi, birkaç istisna hariç Uhud Savaşı’na katılan Müslümanlarla sınırlı tutulmuştu.

Peygamberimiz (S.A.V.), gazveye çıkmadan önce iki rek’at namaz kıldıktan sonra ordusunun başında Medine’nin 8 mil uzağındaki Hamrâülesed mevkiine geldi. Burada beş gün kaldı. Mekkeli müşrikler, İslâm ordusunun peşlerinden geldiği haberini aldı. Geri dönüp İslâm ordusuyla vuruşmaya cesaret edemeyen müşrikler, kaçarcasına Mekke’ye döndü.

Hamrâülesed Gazvesi’ne katılanlar hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, ‘İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun’ dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!’ dediler. Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir”.

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) başka bir hamlesi de devlet başkanı olarak Muaviye bin Muğire ile Cumahoğulları’ndan şair Ebû Azze’yi infaz ettirmesiydi. Muğire, Uhud Gazvesi’nde Hz. Hamza'ya (R.A.) işkence edenler arasındaydı. Müşrik ordusundan ayrılıp istihbarat faaliyetleri için Medine’ye gelmiş; Hz. Osman'ın (R.A.) durumu Peygamber Efendimize (S.A.V.) bildirmesi üzerine Medine İslâm Devleti’nin başkanı Hz.Muhammed (S.A.V.), Muğire’ye üç gün içinde Medine’yi terk etmesi şartıyla emân vermiş, aksi taktirde öldürüleceğini bildirmişti. Medine’yi terk etmeyen Mekkeli istihbaratçı Muaviye bin Muğire, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) tarafından görevlendirilen Ammâr bin Yasir ve Zeyd bin Hârise tarafından yakalanarak infaz edilmişti.

Yine, Bedir Savaşı’nda esir düşen ancak fakir ve çok çocuk sahibi olduğu gerekçesiyle fidyesiz serbest bırakılan; Müslümanlarla savaşmamak ve Peygamber Efendimiz (S.A.V.) aleyhinde propaganda yapmamak şartını kabul eden şair Ebû Azze, sözünde durmamış, Uhud Gazvesi’ne katılmıştı. Ebû Azze, Hamrâülesed’de yakalanarak Peygamberimizin (S.A.V.) huzuruna getirilmiş, tekrar bağışlanmak istemişti. Peygamberimiz (S.A.V.) ise, “Ben sana, Muhammed’i iki defa aldattım dedirtmem. Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz” diyerek öldürülmesini emretti.

Siyami Akyel.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53