Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yaşar Değirmenci
Kur’an-ı Kerim’in İstediği İnsan Olalım
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Kur’an-ı Kerim’in İstediği İnsan Olalım (Okunma sayısı 496 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 6870
Kur’an-ı Kerim’in İstediği İnsan Olalım
«
:
Ekim 06, 2024, 08:25:41 ÖÖ »
Kur’an-ı Kerim’in İstediği İnsan Olalım
İnsanı yaratan Allah Teala, ondan nasıl biri olmasını istiyor? Kur’an-ı Kerim ve sünnet ışığında ortaya çıkan üsveyi hasene/örnek insan tipinde temel özellikler, inanç, ibadet, ahlaktan ve muamelattan oluşur.
İslam dini, diğer değiştirilmiş veya insan eli ile oluşturulmuş dinlerden farklı olarak, inanan insanlardan bazı özelliklere sahip olmasını ister. Bu istek aynı zamanda inananlar için zorunlu bir istektir. Çünkü ancak o zaman İslam dininin hedeflediği insan tipi ortaya çıkar. Bu insan tipinde ortaya çıkan özellikler; inanç, ibadet, ahlak ve muamelat ile gerçekleşir. Bu dört özelliğin yaşanması sonucu, insanda ahlaki kurallar ortaya çıkar.
Bu dört husus bir arada bulunduğunda örnek insan ortaya çıkar. Değilse namaz kılan yalancı veya inancı olan ama ibadeti olmayan insan tipi oluşur ki bu tip insan İslam dininin ortaya çıkarmak istediği insan tipi değildir. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilir:
“İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; keza O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.” (29 Ankebut, 2, 3)
“Andolsun sizin sıkıntılarınızın, problemlerinizin en güzel çözümü, çaresi, kurtuluşunuzun şifalı reçetesi, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur Allah’ın tek yetkili Resulünde, onun yiğitliklerle, fedakârlıklarla, sabırla mücadelelerle dolu örnek hayatındadır. Allah’ın rızasını, ahiret hayatındaki mutluluğu umanlar, Allah’ı çok zikredenler, devamlı Allah’ın dininin tebliği ile uğraşanlar için onda örnekler vardır.” (33 Ahzab 21) Usve; taklit ve teşebbüh değil, birinin yaptığını onun maksadını gözeterek yapmaktır. Usve ilan edilen “model” kılınmıştır. Sadece üretilebilir olanlar model gösterilebilir. Elçiler örnek alınsın diye insanlar arasından seçilmişlerdir: yerde yürürler, iz bırakırlar ve izlenirler. Bu âyetin nüzul ortamıyla ilişkisi açık:
Allah Resulü en kritik insanî durumlarda bile duruşunu bozmuyordu. Âlemlere rahmet olmak, bütün bir insanlığa model olmak demekti. Bu ise, iyilik artsın diye varlığını sadaka vermekti.) “Biz doğru yolu gösterdiğimiz gibi, sizi de, Kur’ân’ı bilen ve bütün insanlara tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan şâhitler olmanız, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Resulün, Muhammed’in de Kur’ân’ı tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önder, doğruları konuşan şâhit olması için sizi mûtedil, âdil, hayırlı, makul, seçkin, ahlâkî değerleri, itidali ve adâleti belirleyici güç kabul eden açık bir toplum, bir millet haline getirdik. Senin arzulayıp da şu anda yönelmediğin kıbleyi, Kâbe’yi, biz ancak peygambere, Kur’an’a ve sünnete uyanı, ökçeleri üzere geri dönenden ayırt etmemiz için kıble yaptık. Bu iş, elbette, Allah’ın hidayeti, doğru yolu nasip ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti.
Allah imanda sebatınızın, sadakatinizin, imanınızın eseri olan amellerinizin karşılığını yok etmez, kaybetmez. Allah insanlara karşı çok şefkatli, engin merhamet sahibidir.” (2/143)
Peki, bu sınavı kazanmak için ne yapmalıyız?
Allah’ın bir ömür sınava tabi tuttuğu biz Müslümanların hayatında oluşturmak zorunda oldukları ve kendine has hayat felsefesi haline getirdiği bazı prensipleri olmalıdır. Bu prensipleri kısaca şöyle sıralamak mümkündür;
*İmanımızı tevhit inancı çerçevesinde tutmalıyız. Bu açıdan gizli ve açık Allah’a ortak koşmaktan, iki yüzlülükten (nifak), inkardan (küfür) uzak kalmalıyız.
Hatta hayatımızın hiçbir anında bunlarla hemhal olmamalıyız.
*İbadetimizi sadece Allah için yapmalıyız. Bu konuda en çok dikkat etmemiz gereken husus, riyakarlıktır. Yani ibadetimizi yalnız Allah için yapmak gerçeğidir. Başkası görsün diye, bir şeyler elde etmek için yapılan ibadetler İslam dinini açısından ibadet kabul edilmez. Bir de ibadetlerde samimiyet gerekir. Çünkü Allah için yapılan bir fiilin en güzel şekilde yapılması gerekir. Her anımızdan sorumluyuz. O halde sorumluluktan kaçmayalım.
*Hayatımızın her saniyesinden sorumlu olduğumuzun farkında olarak yaşamalıyız. İslam dini inanan insanların hayatında boşluk bırakmaz. Yani her an kayıt devam eder ve sorumluluk yüklenir. İyi veya kötü hayatı her anı yazıcı melekler tarafından yazılır. Bu Müslümanın her an dikkatli ve doğru yaşaması için bir uyarıdır.
*Ahlaki hassasiyetimiz en üst seviyede olmalıdır. İnanç ve ibadetin insandaki çıktısı güzel ahlak olmalıdır. Yani ahlaki fiillerimiz ibadetlerimizle doğru orantılı olarak güzelleşmelidir. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı zikretmek/anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (29 Ankebut 45) ayeti ile işaret edilir.
Tövbe kapısına gidelim, Allah’tan ümit kesmeyelim.
*Günahtan uzak durmaya çalışmalıyız. Ancak bütün dikkatimize rağmen yine de günah işleyebiliriz. Bu durumda hemen tövbe kapısına müracaat etmeliyiz.
Kur’an-ı Kerim bu durumu “Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (5 Maide 39) ayeti ile dile getirir. Bir başka ayet; Hayatımızı dua ile şekillendirmeliyiz. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de şöyle vurgulanır. “Kullarım sana, benden soracak olurlarsa, şüphesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim.” (2 Bakara 196).
*Bütün bu hususların insan nefsinde zorlanma olmadan, sürekli olarak ve aynı zamanda İslam filozoflarının tabiri ile “su içmek kadar kolay” yapabilir olma halinde gerçekleşmelidir. Yazımı şu sıkıntılı sabır ve şükür gerektiren imtihan/sınav günlerinde Peygamberimizin sıkıntı anında okuduğu dua ile bitirelim. Yüce Rabbimize niyaz edelim:
“Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz. Allah’ım! Başıma gelen musibetin mükâfatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir.”
Yaşar Değirmenci.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Yaşar Değirmenci
Kur’an-ı Kerim’in İstediği İnsan Olalım
Sitemap
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49