* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir  (Okunma sayısı 173 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2310
Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir
« : Mayıs 11, 2024, 07:28:41 ÖÖ »


Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir

Halk arasında yaygınlaşmış inançlardan birçoğu İslam’dan önceki dinlerden geçmiş uygulamalardır. Bunlardan biri de Türklerin Şaman dininin kalıntılarından biri olan kurşun döktürme inancıdır.

Ekseriyetle kadınlar arasında yaygın olan bu inanç, kişide büyü, nazar, cin çarpması gibi rahatsızlıkların tespitini ve iyileştirilmesini hedefler.

Kurşun döktürme işiyle uğraşan kişiler, kurşun külçelerini eritme kepçesi içine koyup ateşte eritir, sonra geniş bir madeni tas içindeki suya boşaltırlar. Bu işlemi kim için yapıyorlarsa o kişinin başının üzerinde yaparlar. Duruma göre göbeği üzerinde veya evinin kapısının eşiğinde yapıldığı da olur.

Bazen çocukların üzerinde de kurşun dökerler ki, hareketli çocuklar açısından çok tehlikelidir. Çoğu zaman çocuğun üzerine bir kumaş örterler ama çocuğun başına döküldüğü takdirde bu kumaşın onu erimiş madenden koruması çok zordur.

Ayrıca bazı yerlerde kurşun eriyiğini döktükleri sudan kişiye içirmektedirler. Hâlbuki kurşun zehirli ve kanserojen bir madendir. Yine fayda umarak, su içine aniden döktükleri tuhaf şekilli kurşun külçesini üzerinde taşıyan ve bundan medet umanlar vardır. Bu da sağlık için zararlı ve dinen sakıncalıdır.

Kurşun döktürmek eski Türklerdeki kut inancıyla alakalıdır. Türkler Müslüman olduktan sonra bu inançlar cahil insanlar arasında varlığını sürdürmüştür. Bazı kadınlar bunu yaparken “El benim elim değil, Fatıma anamızın eli,” diyerek İslami bir görünüş verirler.

Eski Türklerde bunu ancak kendisinde ocak olan yani eski bir şamanın (ermişin)neslinden gelenler yapabilirdi. Bir şamandan veya onun neslinden gelen birinden izin almadıkça kimse bunları yapamazdı. İzin almaya halk arasında “el almak” demişlerdir. Güya bu işleri yapanlar Hz. Fatıma annemizden el aldıklarını iddia etmiş oluyorlar. Hâlbuki Peygamber efendimizin kızı Hz. Fatıma radıyallahu anhâ asla böyle işlerle uğraşmamıştır.

Halk arasında “Hz. Fatıma’nın eli” diye inanılan tılsım aslında Eski Mısır’lıların şans ve şifa umdukları tanrıçaları İsis’in elidir. Gemiciler ekseriyetle ondan uzakken de onun yardımını görmek için onun elini temsil eden tılsımı kolye olarak boyunlarında taşırlardı. Böylece bu inanç önce Eski Roma’ya, sonra Hıristiyanlara geçmiştir.

Hıristiyanlar bu tılsıma Hz. Meryem’ in eli diyorlardı. Müslümanlar arasındaki cahiller de ona Hz. Fatıma’nın eli dediler. Batıl inançlar bir dinden diğerine geçerken böyle isim değiştirebilir. Aslını araştırdığınız zaman altından şirk inançları çıkmaktadır.

Şirk inançlarında, âlemdeki her varlığın bir ateşi, bir enerjisi ve ruhu olduğu, bunların başıboş ve tesadüfî şekilde etkileşip durduğuna inanılır. Bunun sonucu olarak Eski Türklerde de, insanda “kut” denilen manevi bir gücün olduğuna, bu gücün insanın sağlıklı, mutlu ve şanslı olmasını sağladığına inanılırdı. Eğer nazar ve benzeri nedenlerle kişinin manevi gücü bozulduysa onu böyle bir uygulama ile geri getirmeyi hedeflerlerdi.

Türkler bir dönem ateşe tapan kavimlerle de komşuluk ettiği için onlardan geçmiş inanç ve uygulamaları da almışlardır. Maniheizm inancında da ekseriyetle, ateş iyiliğin ve iyileştirici gücün kaynağı sayılmıştır. Ateşin üzerinden atlama, hastanın ağrıyan kısmına ateşle dağlama, hasta kişinin etrafında tutuşturulmuş bir çaputu üç kere çevirme (alazlama) gibi adetler de bunların devamıdır. Ateşin, büyü ve benzer nedenlerle zayıflamış olan manevi gücü ve şansı iyileştireceğine inanılmaktadır.

Hâlbuki İslam inancımızda hiçbir şey başıboş değildir, Allah'ın yönetimi altındadır. Böyle büyü inancını hatırlatan uygulamalara başvurmak Müslüman’a yakışmaz.

Ne yazık ki bu inançlar hala birçok kişiyi etkilemektedir. Mesela pek çok kişi “Benim kısmetim bağlanmış, uygun bir talibim çıkmıyor,” “Bir türlü işlerim rast gitmiyor,” “Üzerimizde nazar var, ailemizde huzursuzluğa neden oluyor,” diyerek bu durumu böyle batıl inançlarla çözmeye çalışır. Ekseriyetle kurşun dökme işleriyle uğraşan kadınlar, erimiş külçenin aldığı tuhaf şekle bakarak “Bak görüyor musun? Bir düşmanın var, sana büyü yapmış, kısmetini bağlamış,” “Üzerinde kem göz var,” gibi yorumlar yapar.

İslam’da insanın başına gelen iyi ve kötü haller, şansla, iyi ve kötü ruhlarla, perilerle ilgili değildir. İslam itikadına göre insanın başına gelen iyi ve kötü haller Allah'ın ezelde yazdığı kadere göredir. Allah-u Zülcelâl kulunu bazen bir şey vererek bazen de vermeyerek imtihan eder. Verdiği nimetlerin kıymetini bilip şükretmesini, aksi giden işlere de sabretmesini ister. Dünya hayatı asıl hayat değildir, bir imtihan yurdudur. Geçici dünyada bize düşen Allah'ın verdiği her imkânla Allah'ın rızasını kazanmaktır.

Bunun yanında insanın kaderindeki nimet ve imkânlar, kişinin önüne gelen fırsatların kıymetini bilmesi, çalışıp gayret etmesi, iyi niyetli olmasıyla bereketlenir, gelişir. Ne yazık ki birçok kişi önüne çıkan kısmetlerini tepiyor, iş beğenmiyor, kendini dev aynasında görüp aşırı beklentiye giriyor. Sonra da başkalarının elindekine göz dikip kendi nasibine itiraz ediyor.

Bu sırada karşısına çıkan hurafelere inanıp, “Kısmetim bağlanmış, büyü yapılmış,” diyerek suçu başkasını üzerine atmak insanın hiçbir sorununu çözmüyor. Şimdiye kadar üfürükçüler, büyücülerin kapısında gezip de hali daha iyiye gitmiş kimseyi gören olmamıştır.

İslam’da nazar, büyü ve cin inançları vardır ama insanın kaderini bunlar belirlemez. Kurşun dökmek de bunların bir çözümü değildir. Eğer insan bir manevi sıkıntı yaşadığına inanıyorsa, Allah'ın ayetlerini okuyarak O’nun yardımına sığınmalıdır. Kudret ve kuvvet Allah'a aittir, O dilemedikçe hiç kimse fayda ve zarar veremez

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

 


* BENZER KONULAR

Yahudiler ve Yahudilik 30 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:40 ÖÖ]


İnandığınız Gibi Yaşamazsanız - Yaşadığınız Gibi İnanmaya Başlarsınız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:26 ÖÖ]


Zihniyet Göçü ve Çöküşü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:35 ÖÖ]


Kur'an’ı Kerim'i Okumak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:18 ÖÖ]


Davetimiz Umut Olsun: Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:37 ÖÖ]


Kur'ân-ı Kerim Okunmayan Ev Kabir Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:08 ÖÖ]


Saygı Sevgiyi Ayakta Tutan Harçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:48:01 ÖS]


Her İnsan Karar Plan, Program Sahibi Olmalıdır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:42:34 ÖS]


İnsan Zayıf Yaratılmıştır Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:35:08 ÖS]


Kızlarımızı Tesettüre Nasıl Alıştıralım Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:29:00 ÖS]


Ölümünü Unutanın Hayatı Heba Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:25:19 ÖS]


Kendini Yetiştirmek Hususunda Gençlere Öneriler Gönderen: KOYLU
[Dün, 09:21:59 ÖS]


Yalan 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:14 ÖÖ]


Mutluluk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:45:10 ÖÖ]


Hayatın Cazibesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:24 ÖÖ]


Dünyahayatı İlgili Ayet ve Hadisler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Allah’ın Terbiyesinden Çıkmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:08 ÖÖ]


Helal Lokma Yiyenin Kalbi Nurlanır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:31 ÖÖ]


Biz De Denesek mi Acaba Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:53 ÖÖ]


Hayat Arkadaşınızı Şeçerken Gönderen: melek
[Kasım 12, 2024, 08:47:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48