MÜSLÜMAN BÜROKRATLARA
İbadet bilincini kaybetme:Namazlarını cemaatle kıl. Sabah ve yatsı namazlarında muhakkak mescitteki yerini al. Kendini kurum mescidine hapsetme.
İbadet bilincini kaybetme:
Namazlarını cemaatle kıl. Sabah ve yatsı namazlarında muhakkak mescitteki yerini al. Kendini kurum mescidine hapsetme. Mahalle mescidine giderek makam sahiplerinin de muttaki birer mümin olabileceği konusunda örnek ol. Her zaman sahabe efendilerimizi örnek al. Açlıktan karınlarına taş bağladıkları zamanlarda da dünyanın önlerinde diz çöküp, mal ve makam sahibi oldukları zamanlarda da sabah namazına camiye gittiklerini sakın unutma.
Kimsenin adamı olma:
Kula kulluk etme. Kimsenin adamı olma. Kendi kardeşin, cemaatin, tarikatın, başkanın, şeyhin bile olsa asla torpil, iltimas, adam kayırma çukuruna yuvarlanma. Ehliyet ve liyakatten ödün verme.
Elitleşme:
Eski dostlarını, dava kardeşlerini, akrabalarını asla ihmal etme. Bürokratik yoğunluklarını bahane ederek kardeşlerinin telefonlarını açmamazlık etme. Davana ve geçmişine vefasızlık etme.
Ahiret hesabını unutma:
Kimseye zulüm etme. Müstekbirleşme. Kul hakkı yeme.
Seni o makama getiren Allah’ın, eline tutuşturulacak bir evrakla tüm itibarını, makamını ve koltuğunu yerle bir edebileceğini hiç aklından çıkarma. Makamını ve koltuğunu intikam, itibar ve riya için kullanma. Kamu gücünü kullanarak dünyalık mal toplama.
Haram lokma yeme:
Kamu malına el uzatma. İhale takipçiliği yapma. Bir kravat dahi olsa hediye kabul etme. Yemek yediğinde kimseye ödetme. Ödemeyeceğin yemeği yeme.
Kimsenin seni bedava tatillerde, yurt dışı seyahatlerde ağırlamasına izin verme. Ve hatta bedava umreye bile gitme. Kul hakkına bulaşmadan akşam kendi evine gitmenin kamu imkânlarıyla Allah’ın evine gitmekten daha hayırlı olduğunu sakın unutma.
Harama vesile olma:
Haram imza atma. Gerektiğinde sizin bu haram düzeninize payanda olmaktansa mağarada bile yaşarım diyen Ashab-ı Kehf gibi ceketini alıp çıkabilecek imanını, cesaretini, heyecanını muhafaza etmesini bil. Koltukların kullanıp attığı koca bir neslin kul hakları, veballer ve pişmanlıkla dolu hazin hikâyesine dâhil olma.
Özünü ve kimliğini kaybetme:
İslami hedef ve ideallerinden asla taviz verme. Yoğun toplantıların, dağ gibi evrakların, sonu gelmez taleplerin, bürokratik koşuşturmaların, mesai saatlerinin arasında yok olup gitme. Kendini kaybetme.
Kirlenme, harama bulaşma, yalana alışma. Bu yoğunlukta ve karmaşada bile görüldüğünde Allah’ı hatırlatan müminlerden ol.
Manevi disiplinini kaybetme:
Masanda her daim bir Kur’an bulundur. Cebinden tespihini ve takkeni eksik etme. Bunlar sana kamusal alanda da kulluğunu hatırlatacaktır. Günlük Kur’an ve zikir virtlerini, nafile namazlarını ihmal etme. Kasa, masa, nisa, servet, şehvet ve şöhret karşısında ancak ve ancak sağlam bir ahlak ve güçlü bir maneviyatla durulabileceğini sakın unutma!
İslami prensiplerden taviz verme:
Prensipli Müslüman ol. Protokol Müslüman’ı olma. Kamusal alanda da Müslüman olduğunu sakın unutma. Haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerinden asla taviz verme. Karşı cinsle münasebetlerine, esprilerine, konuşmalarına dikkat et. Gevşeme. Gereksiz birlikteliklerden uzak dur. Bürokratik zaruretlerin seni kimliğinden uzaklaştırmasına izin verme.
Sohbet ve nasihati ihmal etme:
Haftalık sohbetleri, dersleri, ilmi çalışmaları, kitap tahlillerini ihmal etme. Sakın sadece bürokratların ve makam sahiplerinin katıldığı sohbetleri arama. Sadece zenginlere, bürokratlara ve makam sahiplerine özel, elit sohbet meclislerinin bu dine vurulmuş en büyük darbelerden biri olduğunu sakın unutma. Allah’ımızın Efendimize (S.A.V.) bile sakın ola yanındaki garipleri uzaklaştırma diye emrettiğini hiç aklında çıkarma.
Aileni ihmal etme:
Eşini ve çocuklarını ihmal etme. Malının ve makamının onların gözünü kör etmesine izin verme. Makamını kaybedince eşi ve çocukları bunalıma girenlerden olma.
Kamu imkânlarıyla aileni mutlu etme. Makam aracını, yakıtını, yemeğini ve hatta kâğıdını, kalemini ve bir iğnesini bile ailen için kullanma.
Abdülaziz Kıranşal.