* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Müslüman Gençler İçin Eleştiri Ahlakı  (Okunma sayısı 212 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Müslüman Gençler İçin Eleştiri Ahlakı
« : Ağustos 13, 2020, 05:29:53 ÖÖ »
Müslüman Gençler İçin Eleştiri Ahlakı

Niyet:

Eleştiride de temel niyet Allah’ın rızası olmak zorundadır. Yani eleştiri, ya Allah’ın bir yasağı ihlal edildiği için ya da Allah’ın bir emri terk edildiği için yapılmalıdır. Allah rızası taşımayan her eleştiri gıybet, kulis, fitne, tartışma ve kardeşlik bağlarının kopması olarak eleştirene geri dönecektir. Niyet Allah rızası değilse günaha düşmemek mümkün değildir. Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki, “Ameller niyetlere göredir.” (Buhari)

Kişilere değil, işlere eleştiri:

Eleştiri, şahısları değil yapılan yanlış işleri hedef almalıdır. Çünkü şahısları direkt olarak hedef almak nefisleri ortaya çıkarır. Nefsin hâkimiyeti ele geçirdiği bir tartışmadan da küskünlük, kırgınlık ve dağınıklıktan başka bir şey ortaya çıkmaz. Efendimiz’in (s.a.s) en önemli sünnetlerinden birisi de asla bir Müslüman’ı toplum içerisinde isim vererek eleştirmemesidir. Eğer bir uyarı gerekiyorsa Efendimiz (s.a.s) hep “Bazılarınıza ne oluyor ki, şöyle şöyle yapıyorlar” diyerek şahıslar üzerinden değil, yapılan işler üzerinden mesaj vermiştir.

Önce şahsın kendisine nasihat:

İslam’a aykırı ve uyarı gerektiren bir durum görüldüğünde bir Müslümanlık ve kardeşlik vazifesi olarak ilk önce şahsın kendisi uyarılır. Ancak bu uyarı toplum içinde veya sosyal medyada ifşa edilerek yapılmaz. Eğer uyarı hedefine ulaşmaz ve yanlışlar devam ederse yine şahısları hedef almadan yetkililere yapılan yanlışın etkileri, sonuçları ve vebali aktarılır.

Eğer bu da etki etmez ise şahısların ismi verilmeden yanlış işlerin Kur’an ve sünnete aykırılığı ilmi delillerle genel çerçevede topluma anlatılarak bu yanlışlara başkalarının da düşmesi önlenir. Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki, “Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle düzeltiniz, gücünüz yetmezse dilinizle düzeltiniz, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz (tavır koyunuz).” (Tirmizi)

Yanlıştan dönme imkânı tanımak:

Eleştiride en önemli ilke ıslahtır. Yani hata yapanı hatadan döndürmektir. Kışkırtıcı bir üslup kullanarak hata yapanı hatasını savunmak zorunda bırakmak, ezmek, rezil etmek, itibarsızlaştırmak ve geriye dönüş kapılarını tümden kapatmak değildir. Hepimiz hata yaparız, önemli olan ise hatalarımızdan dönebilmektir.

Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Her insan hata eder. Hata edenlerin en hayırlıları hatalarından dönenlerdir.” (Tirmizi)

İfşa etmemek:

Eleştiride bir diğer prensip de ifşa etmemektir. Yani hata yapanı sosyal medyada ya da toplum içinde küçük düşürmemektir. Unutmayalım ki, özellikle sosyal medyadan eleştirdiğimiz insanların da bir işleri, eşleri, aileleri, çocukları ve hayatları var. Eğer eleştiri yapacağım diye Müslüman kardeşimizi isim verip, küçük düşürüp, hakaret edip tahkir edersek sadece onu değil, bütün ailesini ve çevresini de etkilemiş oluruz ki; bu da büyük bir vebaldir. Büyük bir haksızlık, adaletsizlik ve günahtır. Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki, “Müslüman kardeşini hor/hakir/küçük görmesi kişiye kötülük olarak yeter.” (Müslim)

Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına da yapmamak:

Eleştiride en uygun metot biz hata yaptığımız zaman insanlar bizi nasıl uyarsın istiyorsak başkalarını da o şekilde uyarmaktır. Yani kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkalarına da yapmamaktır.

Çünkü Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Sizden biriniz kendisi için arzuladığı şeyi din kardeşi için de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.” (Buhari)

Unutmayalım!

Efendimiz (s.a.s) insanlarının hatalarını asla bir tarafa not etmedi, asla başkalarının yanlışları ile ilgili dosya tutmadı, hata yapanların üstünü çizmedi, kimseyi harcamadı, kimseyi ifşa etmedi. Ama söz konusu Allah’ın emirleri olduğunda söylenmesi ve yapılması gereken neyse yapmaktan da çekinmedi. Temel mesele İslam’ın ölçülerini aşmamaktır.

Abdülaziz Kıranşal.