BİR TOPLUM HUZUR VE BEREKETİ NASIL KAYBEDER
Namazsızlık: Bir toplum, sabah namazını terk ederse, babalar, sabah namazı kılmadan işe giderlerse, anneler, çocuklarını sabah namazı kılmadan uğurlar sonra da sabah namazı kılmadan geri uyurlarsa, gençler, sabah namazı kılmadan okula giderlerse, esnaflar, sabah namazı kılmadan kepenk açarlarsa, memurlar, sabah namazı kılmadan işe başlarlarsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Haram lokma: Bir toplum haramdan gelen gelirlere milli gelir demeye başlamışsa, bütçesine, yatırımlarına ve maaşlarına faiz gelirleri, zina gelirleri, kumar gelirleri, içki gelirleri, turizm adı altında çıplaklık ve günah gelirleri, haksız zam gelirleri, haksız vergi gelirleri karıştırmaya başlamışsa, toplumun yıllık bütçesi bu kalemlerden yapılmaya başlanmışsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Şükürsüzlük: Bir toplum şükürsüzlük hastalığına yakalanmışsa, o toplumda kimse halinden memnun değilse, zengin de fakir de şikâyet ediyorsa, herkes evini, işini, ailesini, yaşantısını TV dizlerindeki hayatla kıyaslıyorsa, kimse elindeki nimetlerin kıymetini bilmiyorsa, herkes maddi olarak kendisinden üst tabakadakine bakıp hırslanıyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Batılın işgali: Bir toplumun evleri dizilerle işgal edilmişse, çocukları internetle işgal edilmişse, cepleri kredi kartları ile işgal edilmişse, toprakları bankalarla işgal edilmişse, coğrafyası İncirlik ve NATO üsleriyle işgal edilmişse, kardeşliği taassup, ırkçılık ve particilikle işgal edilmişse o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Dertsizlik: Bir toplum, kul hakkını ve haram lokmayı dert etmemeye başlamışsa, hanımlar, yıllardır alnı secdeye gitmeyen kocalarını dert edinmiyorsa, kocalar, namaz kılmayan eşlerini dert edinmiyorsa, anne-babalar, delikanlı olmasına rağmen cumaya bile gitmeyen oğullarını, tesettürden habersiz büyüttükleri kızlarını dert edinmiyorlarsa, toplumun fertleri, etrafında olup bitenleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri dert edinmiyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Besmelesizlik: Bir toplum besmeleyi önemsemiyorsa, işlerine Allah’ın ismini anarak başlamıyorlarsa, sabah yataktan kalkarken güne bismillah diyerek uyanmıyorlarsa, anneler, eşleri ve çocukları için yemek hazırlarken besmele çekmiyorlarsa, babalar dükkânlarını açarken, araçlarına binerken, bürolarına girerken, siftah yaparken bismillah demiyorlarsa o toplum, bereketi kaybetmiş demektir.
Önceliklerin değişmesi: Bir toplumun öncelikleri değişmişse, bir toplum, evlerinin lüks olmasına huzurlu olmasından daha çok önem veriyorsa, kazançlarının çok olmasına helal olmasından büyük önem gösteriyorsa, evlatlarının diplomalarına, maaşlarına hayırlı, ahlaklı ve ibadetleri olmalarından daha çok seviniyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Selamsızlık: Bir toplumda selam terk ediliyorsa, eve girerken kimse selam vermiyorsa, dükkânlara, kamu kurumlarına, toplu taşıma araçlarına binerken selam verilmiyorsa, siyasetçiler, bürokratlar selamı terk ediyorlarsa, sadece tanıdıklara selam veriliyorsa, gençler selamdan habersiz yaşıyorlarsa, telefon konuşmaları selamsız başlıyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Afiyetsizlik: Bir toplum her şeye sahip olduğu halde afiyeti yitirmişse, o toplumun fertleri lüks evleri olduğu halde huzurla oturamıyorlarsa, bol paraları olduğu halde ağız tadıyla yiyemiyorlarsa, genç nesilleri ve evlatları olduğu halde hayrını göremiyorlarsa, son model arabaları olduğu halde gönül huzuruyla binemiyorlarsa, her şeyleri olduğu halde sıkıntıdan, huzursuzluktan ve kargaşadan kurtulamıyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Çözümü yanlış yerde arama: Bir toplum sürekli yaşadığı siyasi, ahlaki, ailevi krizlere rağmen çözüm ve kurtuluş olarak İslam’ı, Kur’an’ı, sünneti mevzu bahis dahi etmiyorsa, başına gelen bunca bela ve musibete rağmen halen İslam’ı bir çıkış yolu olarak görmüyor ve gündeme dahi getirmiyorsa o toplum, huzur ve bereketi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır…
Abdülaziz Kıranşal.