Şahsiyetli Bir Müslüman Olmak İçin Nebevi Prensipler
Elbette ilim sahibi olacağız ancak unutmayacağız ki, şahsiyet yoksa ilim fayda etmez. Elbette bilgiye önem vereceğiz ama unutmayacağız ki, bilinç/şuur yoksa bilgi de fayda etmez. Tebliğden de asla vazgeçmeyeceğiz ama bileceğiz ki, temsil yani örnek bir şahsiyet yoksa tebliğ fayda etmez.
Muhakkak dava sahibi bir Müslüman olacağız ama hiç aklımızdan çıkarmayacağız ki şahsiyet olmadan dava da bir işe yaramaz.
Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak Efendimiz’in (S.A.S.) emrettiği şu dokuz prensibi kendimizde huy haline getirmeye gayret edelim.
Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
“Rabbim bana dokuz şey emretti: Gizli halde de açık halde de Allah’tan korkmak, öfke halinde de rıza halinde de adaletli olmak, fakirlikte de zenginlikte de iktisatlı olmak, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmak, beni mahrum edip bir şey vermeyene de vermek, bana zulmedeni bile affedebilmek, susma halimin tefekkür olması, konuşma halimin zikir olması, bakışımın ibret olmasını ve sürekli marufu (doğru ve güzel olanı) emretmek.” (Mişkatü’l-Mesâbih, 4/1639, 1640)
Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanlarla olan ilişkilerimizde şu altı nebevi prensibi uygulamaya gayret edelim.
Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: “Siz kendi adınıza bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Vaat ettiğiniz zaman vadinizi yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete riayet edin. İffetinizi koruyun.
Harama bakmaktan sakının ve elinizi haramdan çekin.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/323)
Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanları bizden uzaklaştıracak, yaptığımız güzel işleri mahvedecek ve bize Allah’ın rızasını kaybettirecek şu altı kötü huydan uzak duralım.
Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: “Altı şey amelleri mahveder: İnsanların ayıp ve kusurları ile meşgul olmak, kalp katılığı, dünya sevgisi, utanmazlık ve hayasızlık, uzun emel (dünyevileşme), zulme devam etmek.” (Kenzü’l-Ummâl, 44023)
Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak şu sekiz sınıftan biri olmayalım ve bu sınıftakilerin özelliklerini ve belirtilerini taşıyanlardan da uzak duralım.
Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: “Şu sekiz sınıf insan kıyamet günü yaratıklar içerisinde Allah’ın en çok buğz ettiği kimselerdir:
Yalancılar, kibirliler, Müslüman kardeşine karşı göğüslerinde kin biriktirenler, onlarla karşılaştıklarında ise içlerinde sakladıklarının tersi bir tavır takınanlar, Allah ve Rasulüne itaata çağrıldıklarında ağırdan alıp, şeytan ve emirlerine davet edildiklerinde ise hızla koşanlar, hiçbir şekilde hakları olmadığı halde, en ufak bir dünyalık dahi gözlerine çarpar çarpmaz yeminle ona sahiplenenler, söz götürüp getirenler, dostların arasını ayıranlar, suçsuz kimselerin ayağını kaydırmak isteyenler.” (Camiussağir, 891)
Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak Allah’ın razı olduğu şu üç ilkeye sarılalım, Allah’ın razı olmadığı şu üç kötü ahlaktan da uzak duralım.
Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: “Allah, sizin üç şeyinizden hoşlanır, üç şeyinizden de nefret eder. Hoşlandığı şeyler: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan O’na ibâdet etmeniz.
Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanız ye ayrılığa düşmemeniz, Allah’ın idarenizi eline verdiği kimselerin (İslam’i emirlere göre idare eden idarecilerin) hayır ve iyiliğini dilemeniz.
Sevmediği şeyler ise şunlardır: Dedikodu etmeniz, yerli yersiz çok soru sormanız ve faydasız yere malınızı zayi etmeniz.” (Camiussağir, 1908)
Abdülaziz Kıranşal.