* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ölüm Gelmeden Önce Eşinizle Helalleşin  (Okunma sayısı 321 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ölüm Gelmeden Önce Eşinizle Helalleşin
« : Aralık 23, 2018, 05:39:17 ÖS »
Ölüm Gelmeden Önce Eşinizle Helalleşin

Ömür boyu en fazla kiminle vakit geçirdiysek, en çok kiminle insani münasebetler kurduysak, en fazla kiminle oturup kalktıysak, kiminle yaşadıysak ona dair kalın bir kul hakkı dosyası ile karşılaşmaya da hazır olalım.

İşte bu nedenle kul hakkı denilince şuurlu bir Müslümanın aklına herkesten önce yıllarını beraber geçirdiği eşi gelmelidir. Koca bir ömrü gece, gündüz beraber geçirdiğimiz otuz, kırk yıllık eşlerimizle oluşan kul hakları başka hiçbir hakka bezemeyecektir.

Otuz yıllık, kırk yıllık, elli yıllık evlilik demek aynı zamanda kıyamet günü karşımıza çıkacak oldukça kalın bir kul hakkı dosyası demektir. Ama maalesef kul hakkı denilince aklımıza en son eşlerimiz gelmektedir.

Hâlbuki Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki, “Kıyamet gününde ilk olarak erkekle karısı davalaşacaktır.

Vallahi kadının dili konuşmayacak ama el ve ayakları kocasına karşı yaptığı fesat ve bozgunculuk hususunda aleyhinde şahitlik yapacaklardır. Kocanın da elleri ve ayakları, karısına yaptıkları hususunda onun aleyhinde şahitlik yapacaklardır. Sonra adamla hizmetçileri aynı şekilde çağırılır. Sonra çarşı-pazar halkı çağırılır. (Muhakeme olunurlar. Haksızlık yaptıkları tespit edilenlerden) dirhemler geçmez. Aksine onların iyilikleri alınarak, haksızlık yapmış oldukları kimselere verilir. Mağdurların da günahları alınarak, kendilerine haksızlık yapmış olanların defterlerine kaydedilir. Sonra zorbalar, demir tokmaklarla dövülerek getirilir ve ‘Bunları cehenneme sevk edin!’ denir.” (Heysemi)

Efendimiz (S.A.S.) bu uyarılarıyla Müslüman eşlere dünyadayken ve henüz vakit varken helalleşin diyor. Helalleşin ki yıllarca süren evliliğiniz Allah’ın huzurunda birbirinizin ayıplarını, kusurlarını sayıp dökerek büyük bir rezaletle sona ermesin.

Helalleşin ki yarın kıyamet günü onca derdin sıkıntının içinde bir de eşler olarak birbirinizin başının belası olmayın. Aksine cennete yolcuğunda birbirinize en önemli şahitler olun.

Helalleşin ve bilin ki hak sahipleri arasında yapılan samimi bir helalleşmenin silemeyeceği kul hakkı günahı, kapatamayacağı kul hakkı dosyası, bitiremeyeceği kul hakkı davası yoktur.

Efendimiz buyuruyor ki, “Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm (bir kul hakkı) varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı (paranın geçmeyeceği) kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm (kul hakkı) miktârınca sevaplarından alınır, (hak sâhibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhâri)

Bu uyarısıyla Efendimiz (S.A.S.) bizi, bin bir zorluk ve sıkıntıyla biriktirdiğimiz amellerimizin insani ilişkilerimizdeki sorunlar ve kul hakları dolayısıyla kıyamet günü elimizden alınıp başkalarına verilme tehlikesine karşı uyarıyor.

Yine Efendimiz, (S.A.S.) kıyamet günü kul haklarından kurtulup, helalleşmek için eğer elimizde karşı tarafa verebilecek iyiliklerimiz yoksa başkalarına ait günah kirlerinin omuzlarımıza yüklenerek bizi de kirletebileceğine dair büyük bir uyarıda daha bulunuyor.

Efendimiz, (S.A.S.) “Kul ile cennet arasında yedi sarp yokuş vardır. Bunların en kolay geçileni ölümdür. En zor olanı ise, zulme uğrayan kişinin zâlimin yakasına yapıştığı günde, (Kul haklarından dolayı) hesap vermek için Allah’ın huzurunda dikilmektir”  (Camiussağir) buyurarak cennetle aramızdaki en büyük engelleri kul haklarının oluşturacağını bildiriyor.

Omuzlarımızda birikerek cennetle aramızda sarp yokuşlar inşa eden bu kul hakkı dosyalarının oluşmasının en önemli sebeplerinden birisi insani münasebetlerimizdeki özensizliğimiz, nezaketsizliğimiz, ciddiyetsizliğimiz ve dikkatsizliğimizdir.

Abdülaziz Kıranşal.