01. Makale: VAZİFE
Allah-ü Taala’ya ve Hz. Rasulallah’a iman eden şu üç şeyi yapmakla vazifelidir:
1- Allah’ın emirlerini tutmak....
2- Yasak ettiği şeyleri yapmamak...
3- Kimsenin elindekine göz dikmemek, doğru çalışmak, haline razı olmak....
İnsan, hayatı boyunca, emir, yasak ve kader çizgisi içindedir. Hiçbir zaman bunların
dışına çıkamaz. Dışını Hakkın emirlerine uydurduktan sonra, iç alemi için 3 vazife
başlar:
1- İnsan öz varlığı olan kalbine, iç alemine dönmeli...
2- Ruh, iyilik taraftarı olarak, kötülüğe meyilli duran nefsini muhasebe etmeli...
3- Böylece bütün gidişatını, yolunu Allah yolunun hakiki yolcularına uydurmalıdır...
02. Makale: HAYRI TAVSİYE
Allah’ın ve Hz. Rasulallah’ın emirlerine uyun; şahsi arzularınıza ve hissiyatınıza
mağlup olarak bid’at yoluna sapmayın ! İtaat edin; türlü ve bozuk yollara
ayrılmayın!... Allah’ı tevhid edin; hiçbir zaman şirk koşmayın!... Hakkı tenzih edin;
itham etmeyin... Doğruluk karşısında şüpheye düşmeyin; tasdik edin. Hep birden
kardeş olun, aranıza düşmanlık sokmayın. Doğruluktan nefret etmeyin, daima Hak
yolu ve yolcularını arayın, usanmayın... Sonuna kadar çalışın; bekleyin ümitsizliğe
düşmeyin... Daima doğru yolda toplanın, sevişin aranıza sevimsizlik girmesin...
Yaptığınız kötülükleri bırakın; tövbe edin; bir defa yaptığınız hatayı ikinci defa
yapmayın!.. İçinizi dışınızı temiz tutun. Uğursuz, çıkmaz, karanlık bataklıklara
düşmeyin... Rabbınızın taatı ile ruhunuzu bezeyin. O’nun kapısından ayrılmayın.
Ondan yüz çevirmeyin. Tövbenizi bozmayın... Gece gündüz Allah’a yalvarmaktan
bıkmayın. Çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır. Hakiki saadeti buyolda
bulmanız mümkündür. Şu bataklık aleminden ulvi ruhani aleme bu yoldan gitmeniz
mümkündür. Hak’ka vuslat bu yoldadır. Rahat, huzur ve selamet evine buradan
girilir. Öyle bir selamet evi ki, her çeşit binek orada, gözün görmediği her türlü
hoşluk oradadır... Bu nimetlerden bıkmaz, usanmaz, bol bol yer içersiniz. O yerde
sizin arkadaşlarınız Peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler olur.. Allah
cümlemize nasib etsin...
03. Makale: İPTİLA
İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... Muvaffak
olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...
Padişahlara gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine
gider; dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da
kurtulamayacağını anlayınca, Allah’a döner.
Eğer kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi,
Hak’ka dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka
yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder. İhtiyaçlarını
teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da reddolunmaktan
korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek sevinir...
Son, bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu
kerre dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar... Bu
kez kader-i İlahi (Allah’ın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur... Herşeyde
Allah’ın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa, ondan olduğunu
anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik, darlık, ölmek, dirilmek,
izzet, zillet, bunların hepsinin Hak’tan geldiğini mana gözü ile görür...
Bu halleri görür... Ve bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı
elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar... Velhasıl,
bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun gibi renkten renge
geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket yapmaz... Hakkın işinden
başka şey görmez. Gözü O’ nu görür, kulağı O’nu işitir. Başka şey görse veya işitse,
O’nun için görür veya O’nun için işitir. O’nun nimeti ile beslenir ve O’na yakın
olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir... Bununla hoş olur... Sakinleşir...
Her halde Hak’la mutmain olur. O’nun sözü ile ünsiyet peyda eder. O’ndan başka
her şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima O’nun zikrine koşar... Ve öylece kalmak
ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Hak’tan alır. O’na tevekkül
eder. Yolunu O’nun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır. Böylece
Hak’kın çeşitli ilimlerini öğrenir. O’nun kudreti ile şereflenir. O’ndan işitir. O’na
yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...