* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Bir Gün Gelecek  (Okunma sayısı 846 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Bir Gün Gelecek
« : Nisan 19, 2018, 02:03:25 ÖS »
Bir Gün Gelecek

Kıyametin cuma günü kopacak olduğunu haber verirken Cebrail (a.s) ile Rasûlullâh (s.a.s) arasında şöyle bir konuşma geçmişti.

Cibril (a.s), rivayet olunduğuna göre Rasûlullâh’a (s.a.s) gelince, yanında bir ayna bulunuyordu. Kendisine ayna ve üzerindeki büyükçe bir nokta halindeki kabartının ne olduğu sorulmuştu. O da cevaben, aynanın cuma günü olduğu, siyah noktanın da işlenin günahlar sebebiyle olduğunu beyanla, ‘günahlar işlendikçe bu nokta büyüyecek ve tamamını kuşattığı zamanda kıyamet kopacaktır’ diye buyrulmuştur.

Bugün insanlık arkalarına bakmadan günahlara süratle koşuyor. Semavî ve arazî afetlere -ki bunlar birer ikazdan ibarettir- kimse aldırmıyor. Şu kısacık dünya hayatını ebedi olan ahiret hayatına tercih ediyor.

Ne kadar yazık!

Ayetlerde ve hadislerde geçmiş milletlerin helak oluşlarından haber verilmiştir. İşte Lût peygamber (a.s) kavminden kendisine bir tek kişi bile iman etmemişti. Hatta en yakını olan hanımı bile. Helak oluşlarına ait yapılan günah malum. Helak oluşlarını anlatan geniş malumatı muhtelif kitaplarda bulabiliriz.

Birçok peygamber hakkında Kur’ân-ı Kerim’de kısa ve öz bilgiler verilmiştir.

Hz. Musa (a.s) kavmiyle çok uğraşmıştır. Enbiyâ sûresinde diğer surelerin hiç birinde olmadığı kadarıyla, yaklaşık 17 peygamberden bahsolunurken; “Hani o babasına ve kavmine:‘Şu ibadet edip durduğunuz heykeller nedir?’ demişti. Dediler ki: ‘Biz babalarımızı onlara ibadet ederken bulduk.” (Enbiyâ, 52-53) İşte körü körüne putlara tapmanın sebebi buymuş! Babalarını, atalarını taklit ediyorlar. Ve Hz. İbrahim’in (a.s) ölünceye kadar mücadelesi “Onu (İbrahim’i) ve Lut’u âlemler için mübarek kıldığımız yere hicret ettirerek kurtardık.“ (Enbiyâ, 71) Tefsircilere göre hicret ettirilen yer Şam ve Filistin bölgesidir. İbrahim’e (a.s) İshak’ı (a.s) ve torun olarak da Yakub’u (a.s) vermiştir. Derken Nuh (a.s) ve diğerleri… (salavâtullâhi aleyhim ecma‘în)

Onların hayatlarına bakıldığında hepsinin büyük bir mücadele verdikleri görülmektedir. Onların yükleri ağır ve imtihanları da çok ağırdı.

Din kisvesi adı altında ne olduğu belli olmayanların Kur’ânı, hadisleri inkâr edişlerine şaşılmamalıdır. Onların hidayetten nasipleri yoktur. Kıyametin kopuşu ile ilgili ayetler ve hadisler ve özellikle hadislerle alâmetlerin neler olacağı ortada iken topyekûn bunları inkâr etmek ancak yapanlarını dinden çıkarır, kâfir yapar.

Akşam kâfir sabah müslüman, akşam mümin sabaha kâfir olarak, bukalemun gibi renk değiştirenler dinlerini dünya metaına satıyorlar. Kıyamet günü için Rasûlullâh (s.a.s) buyuruyor:

“On işaret görülmedikten sonra kıyamet kopmaz; güneşin batıdan doğuşu, duhân, dâbbe, ye’cûc ve me’cûcün çıkışı, Meryem oğlu İsâ’nın gelişi, Deccâl ve doğuda batıda ve bir de cezîretu’l-Arab’ta olmak üzere üç yerin yere batışı.” Ve bir de insanları önüne katıp sürükleyen, Aden’in tam merkezinden çıkacak bir ateş ki, bu ateş halkı mahşere kadar sürükleyecektir. Öyle ki bu ateş onlar nerede gecelerlerse orada, gündüzlerlerse orada kendilerini takip edecektir. (Muhtasar Tefsir-i İbn-i Kesîr, thk. Muhammed Ali es-Sabûni, cilt 3, sayfa 300, Beyrut 1981)

Akıl etmiyorlar mı?

En iyi bir edebiyatçı olsa bile, istikbalde olacak bir olayı nasıl düşünüp yazabilir! Bu mümkün mü?

Bunlar ancak ve ancak vahye dayalı olan bir peygamberin sözleridir, hadis-i şeriflerdir. Bu hadislerin ravileri de; “Men kezebe” hadisinin ne manaya geldiğini gayet iyi biliyorlardı.

“Benim söylemediğimi, bana, söyledi diye yalan söyleyenler… CEHENNEMDEKİ YERİNİ HAZIRLASINLAR!”(Buhârî, İlim/38)

Peki, o halde söylediklerini inkâr edenler, kabul etmeyenler?

O’na (s.a.s) tabi olmayı, O’nu (s.a.s) sevmeyi, itaat etmeyi kabul etmeyenler?

Onlar da, dünden, bir an önce hazırlıklı olsunlar…

Abdullah  Demircioğlu.