* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Adab-ı muaşeret - Davranışlarımız  (Okunma sayısı 456 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Adab-ı muaşeret - Davranışlarımız
« : Eylül 18, 2022, 11:34:52 ÖÖ »
Adab-ı muaşeret - Davranışlarımız

بِسْمِ للهِ الْرَحْمنِ الْرَحِيِم
وَلاَ تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلاَ السَّيِّئَةُ ٱدْفَعْ بِالَّتِي ھِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَة كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ

Bismillahirrahmanirrahim

“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğe en güzel şekilde davranarak karşılık ver. O zaman görürsün ki aranızda düşmanlık olan kişi candan bir dost oluvermiştir”
Fussilet, ayet 34

Adab-ı muaşeret, toplum içinde yaşayan insanların, birlikte bulunduğu diğer insanlarla uyum içinde yaşamasını sağlayan nezaket kurallarına, hayatın günlük akışı içinde, insanların uymaları gereken davranış şekillerine, güzel ahlâk kurallarına verilen isimdir. Her toplumun kendi sosyal yapısına göre adab anlayışı vardır. İslamda adabın temelini Allah'ın koyduğu ölçüler ve Peygamber Efendimizin sünneti oluşturur. Bu ölçülere aykırı olarak adab geliştirilemez.

Her durumda karşımızdakine iyi davranmamız dinimizin bize emrettiği bir adab-ı muaşeret ilkesidir. Kur’an-ı kerimde “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğe en güzel şekilde davranarak karşılık ver. O zaman görürsün ki aranızda düşmanlık olan kişi candan bir dost oluvermiştir” [1] buyurulmaktadır.

Güzel söz söylemek, konuşurken kırıcı olmamak güzel geçimin temel şartıdır. Güzel ahlak sahibi bir kimse, herkesle iyi geçinir, başkalarıyla konuşurken yumuşak söz söyler, sert ve kırıcı davranmaz. Allahu Teâlâ, Hz. Musa ile Hz. Harun'u Firavun'a gönderirken "Ona yumuşak konuşun; belki öğüt alıp hakikati hatırlar veya korkar." [2] buyurarak en katı ve zorba insanlara karşı bile nezaket kurallarından vazgeçmemenin önemine ve tatlı dille söylenen sözün olası gücüne vurgu yapmıştır. “Güzel bir söz, peşinden incitme gelen bir sadakadan daha hayırlıdır” [3] anlamındaki ayet-i kerime de güzel ve kibar sözün değerinin yanı sıra iyilik yapmanın ardından sergilenecek olan minnet altına alma davranışının ne kadar kaba ve çirkin bir şey olduğuna dikkat çekmektedir.

İnsanların gizli hallerini araştırmamak, hatta kusurlarını örtmek de insanlar arası ilişkilerde önemli bir ahlaki değerdir. Bu sebeple iki kişi arasındaki özel konuşmaları dinlemek, kişilerin özel hayatlarını öğrenmeye çalışmak haram kılınmıştır. Peygamber Efendimiz “Kim bir müslümanın bir ayıbını örterse Allah da onun kıyamette bir ayıbını örter” [4] buyurmuşlardır.

Kur’an-ı Kerimde ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hadisi şeriflerinde vurgulanan bazı adab-ı muaşeret kuralları şunlardır: tatlı dilli güler yüzlü olmak, sert davranışlı ve kaba sözlü olmamak, boş yere konuşmamak, ya hayır konuşmak ya da susmak, konuşan kişiyi ilgiyle dinlemek, yüzünü ona dönmek, sözünü kesmemek, kişilerin hoşlanmayacağı lakap takmamak, hoşlanmayacağı şeyi kişinin arkasından konuşmamak, kişilerin hatalarını söylerken onurlarını rencide etmeden söylemek, yaptığı iyiliği başa kakmamak, iyilik yaptığı kişiden kendisine iltifat etmesini ve övmesini beklememek, hediyeleşmek, hediyeye teşekkür etmek, imkanı varsa hediyeye hediye ile karşılık vermek, başkalarıyla birlikte yerken kendi önünden yemek ve yemekten normal büyüklükte parçalar almak, başkalarını sofrasına davet etmek, yemeğe davet edildiğinde yemek ayırımı yapmamak ve yapılan ikramı beğendiğini ikram edene hissettirmek, karşılıklı ziyaretleşmek, ancak bu ziyareti uygun zamanlarda önceden haber vererek gerçekleştirmek, başkalarının evine girmeden izin almak, basılan zillere ve aranan telefonlara cevap verilmediği zaman ısrar etmemek, girdiği yere selam vererek girmek, ziyarete gittiği yerde kendisine gösterilen yere oturmak

En üstün ahlak üzere ve güzel ahlakı tamamlamak ve tesis etmek üzere gönderilen Peygamber Efendimizin bize tebliğ ve tavsiye ettiği muaşeret kurallarıyla hayatımızı süslemek, bizi herkes tarafından sevilen nezaket sahibi kişiler yapacaktır. Dünyada sevilen, sayılan, ahirette de ebedi mutluluğa erişen bir kişi olmak onun ahlakıyla ahlaklanmaktan geçmektedir.

-----------------------------------------------------------------

[1] Fussilet, 34.

[2] Taha, 44.

[3] Bakara, 263.

[4] Buhari, Mezalim, 3. III, 98

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap