* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HRİSTİYANLIK VE İSLAM  (Okunma sayısı 392 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
HRİSTİYANLIK VE İSLAM
« : Kasım 06, 2021, 08:49:46 ÖÖ »
HRİSTİYANLIK VE İSLAM

Hristiyanlık (Îsevîlik); Hazret-i İsa’nın tebliğ ettiği, Tek Allah inancına dayanan semavî, hak bir dindir. Kitabı, İncil’dir. Ancak Hristiyanlık, sonradan kendi din adamlarının eliyle değiştirilmiş ve hak din olma hüviyetini kaybetmiştir.
Hazret-i İsa, 30 yaşında peygamber olmuş, 3 sene, 3 ay kadar peygamberlik yapmıştır. Annesi, Hazret-i Meryem’dir.

İslâm dinine göre, Hazret-i Meryem, temiz, iffetli bir kadın olup, evlenmeden İsa’yı doğurmuştur. İsa Mesih’in babasız dünyaya gelişi; dünyayı yoktan var eden, Hazret-i Âdem’i anasız-babasız yaratan yüce Allah’ın “ol” emriyle olmuştur (Al-i İmrân, 59).

İsa aleyhisselâm; değiştirilmiş, bozulmuş olan Yahudi dinini ıslah etmek için gelmiş ve bunu açıkça ifade etmiştir. İnsanları, Tek Allah’a inanmaya ve ibadet etmeye çağırmıştır.

Fakat Yahudiler, onun bu kudsî davetini kabul etmediler, hatta onu öldürmeye, çarmığa germeye kalktılar. Bu husus, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle açıklanmaktadır:

Onlar onu öldürmediler, onu asmadılar da. Fakat (öldürülen ve asılan kişi) kendilerine (İsa) gibi gösterildi. Gerçekten (İsa ve onun öldürülmesi) hakkında kendileri de ihtilâfa düştüler. (Bu konuda) kesin bir şüphe içindedirler. Onların bunda hiçbir bilgileri yoktur. Ancak (kupkuru bir) zanna uymaktadırlar. Onu yakînen öldürmemişlerdir. Bilâkis Allah onu (diri olarak göğe) yükseltip himayesine almıştır. Allah, mutlak galip, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir (Nisa,157-158).
İsa peygambere Yüce Allah tarafından İncil tebliğ edildi. Böylece Tevrat’ın hükümleri yürürlükten kalkmış oldu. Zaten Hazret-i Musa’ya gönderilen Tevrat kendi din adamları tarafından değiştirilmiş ve bozulmuştu. Hazret-i İsa da bunun için gönderilmişti.

İsa peygambere inanan İseviler, Hazret-i İsa’nın sağlığında ve göğe kaldırıldıktan sonra çok zulüm ve sıkıntılarla karşılaştılar. İçlerinde münafıklar da vardı. Hakiki İncil değiştirildi. Münafık olan Pavlus, “İsa’nın haça gerilmesi; hikmet, adalet ve kurtuluştur. Çünkü Allah, insanların günahlarını affetmek için, 'kendi oğlunu' öldürtmüştür” diyerek bir iftira ortaya attı. Bu iftira, bugünkü Hristiyanlığın temel felsefesini oluşturdu.

İslam dinine göre Hazret-i İsa, hiçbir zaman, insanların günahkâr olarak doğduğunu söylemedi ve yüce Allah’a oğul isnat etmedi.
 
Temel İlkeleri
 
Bugünkü Hristiyanlıkta temel ilkeler, şöyle sıralanabilir:

Hristiyanlık dinine göre;

. İnsanlar günahkâr olarak doğarlar. Çünkü ilk insan Hazret-i Âdem, Allah’ın sözünü tutmamış ve bundan dolayı cennetten kovulmuştur.

. Âdem peygamberden sonra gelen bütün insanlar bu günahı taşırlar.

. Hazret-i İsa, insanları bu günahtan kurtarmak için, dünyaya gelmiş olan Allah’ın oğludur.

. Cenab-ı Hak, insanların günahını affetmek için, kendi oğlunu haça göndermiştir.

. Dünya, bir çile yeridir. Dünyada zevk ve safa yasaktır. İnsanlar çile çekmek ve ibadet etmek için yaratılmışlardır.
. İnsanlar, doğrudan Allah ile temas edemezler. Allah’tan bir şey isteyemezler. Ancak rahipler, insanların yerine, Allah’a yalvarabilir ve onların günahlarını affedebilirler.

. Hristiyanların başında (Katolik mezhebine göre) Papa  bulunur. Papa günahsızdır. Onun her yaptığı iş doğrudur.
Bu durumda Hristiyanlıkta inanç sistemi, üç esasa dayanmaktadır:

 Teslis akidesi (trinity): Baba İlâh, Oğul İlâh (İsa) ve Ruhu’l-Kudüs İlâh.

 Hazret-i İsa’nın, insanlığı kurtarmak için haça gerilmesi ve kabrinden kalkıp göğe çıkması.

 Hazret-i İsa’nın, ölü ve dirileri hesaba çekmesi.

Bütün bunlar, İslam dinine göre bozulmuş olan Hristiyanlığın yanlış ve batıl itikatlarıdır.
 
İbadetleri
 
İslam’a göre bozulmuş olan Hristiyanlıktaki ibadetler, şu başlıklar altında toplanabilir:

. Dua.

. İstavroz (haç) çıkarmak. Bu teslisi anmak içindir.

. Vaftiz ve Communion (komünyon) ayinleri.

Vaftiz, kutsal bir farizadır. Vaftizde, Baba, Oğul, Ruhu’l-Kudüs adına yıkanmak emrolunur. Böylece ruhlar, İsa Mesih’in kanıyla günah kirlerinden arınır. Vaftiz olma, açıkça, Baba, Oğul ve Ruhu’l-Kudüs’e tanrı ve mabut olarak itaatın ilânıdır. Vaftiz olana şarapla ekmek verilir.

Communion (komünyon) âyini de, İsa Mesih’in kendisini teslim ettiği gece bıraktığı bir uygulamadır. Bir parça ekmek ve şarap ile icra olunur. 

. Nikâh kıymak. Katoliklerde boşanmak câiz değildir.

Bunlar, Hazret-i İsa’nın tebliğ ettiği Tek Allah itikadından sapan, din adamlarınca değiştirilen Hristiyanlığın kendi inançlarına göre yaptıkları ibadetlerdir.
 
İnciller
 
Hristiyanlarca muteber sayılan inciller dört tanedir:

Matta, Markus, Luka ve Yuhanna.

Bir rivayete göre 4 bin adet incil yazılmıştır. Ancak yukarıda isimleri geçen dördü, muteber sayılmıştır. Bu inciller, teslis akidesini (üç ilâh inancını) kabul etmiştir. Bu arada Barnabas incili, teslise yer vermediği için, papazlar tarafından yasaklanmıştır.

İncil, Kitab-ı Mukaddes’in Ahd-i Cedid kısmıdır.
 
Hristiyanlık ve İslâmiyet Karşılaştırması
 
Hristiyanlıktaki ilke ve ibadetlerle, İslâmiyetin bazı esas ve ibadetleri karşılaştırılacak olursa, şunlar görülür:
. Hristiyanlıkta Tanrı inancı komplekstir, karışıktır: Üç tanrı vardır ve bu üç tanrı, bir Tanrı’ya eşittir. Peygamber, ulûhiyyet taşımaktadır.

. İslâmiyette ise, temiz, basit ve sade bir Allah inancı vardır: Allah birdir; benzeri ve ortağı yoktur. Doğmamıştır ve doğurmamıştır (İhlâs, 3). Peygamber, insandır (Kehf,110); ilâhlıkla ilgisi yoktur.

. Hristiyanlıkta, Tanrılar çoğaltılmıştır. Kiliselerde, Haç ile Hazret-i Meryem ve Hazret-i İsa’nın resimleri bulunur. Haç şekline tapılır.

. İslâmiyette ise, ibadet, ancak Tek Allah’a yapılır (Fatiha, 5). Putlara tapmak, yasaklanmıştır.

. Hristiyanlar, kiliselerine istedikleri şekilde girebilmektedirler.

. Müslümanlar ise, camiye, mutlaka boy abdestli olarak girerler.

. Hristiyanlıkta, kimse doğrudan doğruya Cenab-ı Hak’tan af ve merhamet isteyemez. Arada rahip olmazsa, günahlar affolunmaz. Din adamları, ruhban sınıfını teşkil ederler. Ruhban sınıfının, büyük mevki ve imtiyazları vardır. Hristiyan halkın günahlarını affeder; para karşılığında cennetin anahtarlarını satar. Kilise usulüne aykırı hareket edenlere ceza verir; engizisyon mahkemeleri kurar; hatta, dinden tard edip lânet ederler.

. İslâmiyet ise, hiçbir zaman bir insana başkasının günahını affetmek yetkisini vermez. Günahları affetmek, ancak Hak taâlâya mahsustur. Onun için Müslüman, doğrudan doğruya Allah’ından merhamet ve af diler. Allah’ın kendisini gördüğünü bilir ve eğer kötü huylarından vazgeçer, bir daha günah işlememek için tevbe ve istiğfar ederse, Cenab-ı Hakk’ın onu affedeceğine inanır.

. Hristiyanlıkta, birbirinden farklı dört Kitap (incil) bulunmaktadır. İncil’de Hazret-i İsa, havariler gibi insanlar tarafından ilave edilen sözler vardır.

. İslâmiyette ise, Kitap birdir; o da Kur’ân-ı Kerim’dir. İçinde Hazret-i Muhammed de dâhil, insanlar tarafından ilave edilen bir söz yoktur; hepsi yüce Allah’ın kelâmıdır, sözüdür.

Buradan da anlaşılıyor ki, Hazret-i İsa’ya gönderilen İncil, sonradan değiştirilmiş, dört adet olmuştur. Böylece Allah’ın kitabı olmaktan çıkmıştır.

Hristiyanlıkta Peygamber ulûhiyyet/ilâhlık taşıdığı hâlde çarmıha gerilebilmiştir. Tanrı’nın her şeye gücü yetmesi gerekirken, Hristiyanlarca Tanrı’nın oğlu olduğu söylenen Hazret-i İsa, kendisini ölümden kurtaramamıştır. Bu mantığa göre Tanrı’nın, nasıl öldüğünü, ölebileceğini açıklamak, kolay olmasa gerektir!
 
Kur’ân-ı Kerim’e Göre Hristiyanlar
 
Hristiyanların bazı sıfatları Kur’ân-ı Kerim’de şöyle açıklanmıştır:

. “İsa, Allah’tır ve Allah üçün üçüncüsüdür” dedikleri için kâfir olmuşlardır:

“Meryem oğlu Mesih, gerçekten Allah’ın kendisidir” diyenler, kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih (şöyle) demişti: “Ey İsrail oğulları, benim Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Çünkü kim Allah’a şirk koşarsa, şüphesiz Allah, ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateştir (cehennemdir). Zalimlerin yardımcıları da yoktur" (Maide, 72).

Allah üçün (üç ilâhın) biridir, diyenler, kâfir olmuşlardır. Hâlbuki bir ilâhtan başka, ilâh yoktur (Maide,73).
“İsa Mesih, Allah’ın oğludur” demişlerdir:

Hıristiyanlar da, “Mesîh (İsa) Allah’ın oğludur” dediler (Tevbe, 30).
 
Hristiyanların Yahudilerle birlikte sıfatları
 
. Hazret-i Muhammed’i öz oğullları gibi tanıdıkları halde, kıskançlıklarından ve maddî çıkarlarından dolayı, Kur’an-ı Kerim’e inanmamışlardır:

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi (sıfatlarını bilir ve) tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler (Bakara, 146).

. Allah’a iftira etmişlerdir:

Söyledikleri Allah katından olmadığı hâlde: “Bu Allah katındandır” derler. Onlar bile bile Allah’a iftira ediyorlar (Al-i İmran,78).

. Onlar, bilginlerini, rahiplerini rabler edinmişlerdir:

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (Hristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (İsa’yı) rabler edindiler. Hâlbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilâh yoktur. O (Allah), bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır (Tevbe, 31).

. “Allah’ın oğullarıyız” demişlerdir:

Yahudiler ve Hristiyanlar “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz” dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O’nun yarattığı insanlardansınız (Maide, 18).

. “Allah, kendine çocuk edindi” iftirasında bulunmuşlardır:

(Ehl-i kitap) “Allah çocuk edindi” dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir, uzaktır. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur, hepsi O’na boyun eğmiştir (Bakara, 116).

. Allah’ın âyetlerini inkâr etmişlerdir:

Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah’ın âyetlerini inkâr edersiniz (Âl-i İmran, 70-98)?
. Yahudi ve Hristiyanların, birbirinin dostları oldukları beyan edilmiştir:

Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları (inançlarını ve ibadetlerini beğenerek ve kendi kimliğinizi bırakarak) dost edinmeyin. Çünkü onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları (inanç ve ibadet bakımından üstün tutarak) dost edinenler, onlardandır (onlardan olur). Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez (Maide, 51).

. “Resûlüm; ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar, sen onların dinine uyuncaya kadar, senden asla hoşnut olmazlar” gerçeği bildirilmiştir:

Dinlerine uymadıkça, Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın (Kur’ân’da bildirdiği) yoludur (Bakara, 120).
 
Sonuç
 
Şu anda yürürlükte olan Yahudilik, hak din olmadığı gibi Hristiyanlık da hak din değildir. Her ikisi de sonradan din adamları eliyle değiştirilmiştir. Her ikisi de yüce Allah’a oğul isnat etmiştir. Hristiyanlar, Hazret-i İsa’yı ilâh derecesine yükseltmişlerdir. Tek olan İncil, dörde çıkarılmıştır. Bir dinin ilâhi Kitab’ı değiştirilince, o kitaba dayanan iman ve ibadetlerin de vahyî ve ilâhi olamayacağı çok açıktır.

Onun için Ehl-i kitap, vakit geçirmeden son Peygamber Hazret-i Muhammed’e tabi olup İslam ile şereflenirlerse, gerçek Mü’minler olarak dünya ve Ahiret saadetine kavuşmuş olurlar.

Dr. C. Ahmet Akışık.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Ynt: YAHUDİLİK, SİYONİZM VE İSLAM
« Yanıtla #1 : Kasım 06, 2021, 08:52:22 ÖÖ »
YAHUDİLİK, SİYONİZM VE İSLAM

Hazret-i İbrahim’in, İsmail ve İshak isminde iki oğlu oldu. Sonra bunlara, peygamberlik verildi. Hazret-i İsmâil, Hicaz'daki Arapların; Hazret-i İshak da, İbranîlerin Filistin ve çevresinde yaşayan ve Sâmi kavimlerinden biri olan Yahudilerin ceddi oldu...

Annesi Sâre olan Hazret-i İshak’ın Eys ve Ya’kûb adında iki oğlu dünyaya geldi. Ya’kub’un diğer bir adı veya lâkabı İsrâil idi.

Peygamber olan Hazret-i Ya’kub’un 12 evlâdı ve torunlarına Benî İsrâil (İsrâiloğulları) denir. Benî İsrâil peygamberlerinden bazıları; Yûsuf, Mûsa, (kardeşi) Hârun, Yûşa, Dâvud, (oğlu) Süleyman, İlyas, Elyesa’, Yûnus, Zülkifl, Danyal, Zekeriyya, (oğlu) Yahya ve İsa aleyhimü’s-selâm’dır.

Süleyman peygamberden sonra Yahudiler, iki kola ayrılmışlar; biri Yahuda devletini, diğeri de İsrâil devletini kurmuştur.

Yahudi dini, yalnız bir peygamberin değil, birçok peygamberin bildirdiği bir dindir. Bununla beraber, Hazret-i Musa’ya gönderilen Mûsevîlik, âdeta Yahudilikle eş anlamlı kabul edilmiştir.
 
İnanış
 
Yahudilikte bir Tek Allah inancı vardır. Kendiliğinden vardır. Doğmamıştır ve doğurmaz. Her şeyi görür ve bilir. Affetmek veya cezalandırmak, ancak onun irade ve kudretindedir.
 
İbadet ve Kutsallık
 
Yahudi dinine göre Yahudi olmayan milletler, putperest (puta tapan) sayılır. Bunlardan uzak durmalıdır. Yabancılarla mümkün olduğu kadar, ilişkiyi kesmelidir. Kanlı veya kansız kurban kesilmelidir. Zamanla tuzsuz ekmekten yapılan çöreklerle hamursuz adı verilen pideler de kurban yerine geçti. Bunları dağıtmak, kansız kurban kesmek sayıldı.
Kısasa karşı kısas yapılır. Bir kötülük yapana, aynı şekilde mukabele edilir. Erkek çocuklar, haham (Yahudi din adamı) tarafından sünnet edilir.

Eti yenilecek hayvanlar, kesilerek yenilir; başka şekilde öldürülen hayvan eti yenmez. Domuz eti yemek haramdır. İbadetleri birçok usüle bağlıdır.

Kutsal gün Cumartesidir. Bu günde iş görülmez ve ateş yakılmaz.

Dinî esasları özetlenecek olursa, şöyle denilebilir:

. Namaz. Günde üç defa: Sabah, öğleden sonra ve akşam.

. Oruç. Akşamdan ertesi akşama kadar sürer.

. Bazı günlerin kutsal kabul edilip bayram olarak kutlanması.

. Cumartesi’yi takdis.

İbadetten önce yıkanıp temizlenirler. Kıbleleri Kudüs’tür. Dua ve Tevrat okurlar. İbadetlerini cemaat hâlinde yaparlar. Allah’ın huzurunda öne doğru eğilerek rukû ederler. İbadet yerlerine sinagog ve havra denir.
 
Ahlâk/On emir
 
Ahlâk esasları, on kutsal emirdir. İnsanların bu on kutsal emre, harfi harfine uyması gerekir. İnsanın bedeni ayrı, ruhu ayrıdır. Ruh ölmez. İkinci âlemdeki hayata inanmak gerekir.

On emir, şunlardır:

. İsrail oğullarının Allah’ı birdir. Başka ilâhları olmayacaktır.

. Göklerde, yerde ve yer altında hiçbir şeyin putunu yapmayacak ve ona tapmayacaklardır.

. Allah’ın ismini beyhude, yani uygun olmayan yerlerde anmayacaklardır.

. Haftanın altı gününde çalışıp, cumartesi gününde istirahat edeceklerdir.

. Ana babaya hürmet ve itaat edeceklerdir.

. İnsan öldürmeyeceklerdir.

. Zina etmeyeceklerdir.

. Hırsızlık yapmayacaklardır.

. Komşusunun aleyhine yalan şehadette bulunmayacaklardır.

. Komşusunun; karısına, evine, tarlasına, kölesine, cariyesine, öküzüne ve hiçbir şeyine tamah etmeyeceklerdir.
 
Tevrat
 
Tevrat, Hazret-i Musa’ya indirilen ilâhi bir kitaptır. Bütün Müslümanlar, Hazret-i Musa’nın yüce Allah tarafından gönderilen Peygamber olduğuna ve ona indirilen Tevrat’ın hak olduğuna inanırlar. Ancak Kur’ân-ı kerim geldikten sonra Tevrat’ın da İncil’in de hükümleri yürürlükten kalkmıştır. Bu durumda bugünkü Yahudiler, “biz, Peygamberimiz Musa’nın getirdiği dine göre inanıyor ve ibadet ediyoruz” deseler, bu iman ve ibadetler onlardan asla kabul olunmaz. Çünkü inandıkları o Allah, iman ve ibadet esaslarını değiştirdiğini ilan etmiştir. Âyet-i kerimede buyruluyor:

Kim İslâm’dan başka bir din arar (ve ona uyar)sa, o din, asla kendisinden kabul olunmaz (Al-i İmran, 85).

Hazret-i Musa’dan sonra Benî İsrâil, Filistin’de ara sıra istilâlara maruz kalmıştır. Bunların içinde en felâketlisi, 70 sene süren Bâbil esaretidir. İstilâlar zamanında Tevrat nüshaları yakılmış, yok edilmiştir. Bu esaretten sonra, ezberlerde kalan Tevrat, rivayet yoluyla toplanmıştır. Böylece Tevrat’ın hükümleri, yeniden tespit edilmiş; ancak bu esnada tahrife uğramış, değiştirilmiştir.
 
Mezhepler
 
Yahudi mezhepleri arasında Şomronîm veya Şamerîm bulunmaktadır. Ancak bu, bir mezhep olmaktan ziyade, müstakil bir din hüviyetindedir. İtizalî bir harekettir.

Genelde Yahudi mezhepleri, Muhafazakâr, Ortodoks ve Reformist olmak üzere üç grupta toplanabilir.
 
Siyonizm
 
Siyon, Kitab-ı Mukaddes’in Ahd-i Atîk kısmında Hazret-i Dâvûd tarafından fethedilip devletin merkezi yapılan Kudüs şehrine verilen bir isimdir. Zamanla kapsamı genişletilerek bütün İsrail topraklarını (Arz-ı Mev’ûd’u) içine alacak şekilde kullanılmaya başlamıştır.

Arz-ı Mev’ûd, Musevilikte ilâh Yehova tarafından İsrailoğulları'na va’dedilmiş topraklardır.
Siyon kelimesine dayanan Siyonizm, Yahudi halkının dinden kaynaklanan “tarihî yurtlarına dönüşü”nü anlatan Filistin’de Yahudi Devleti kurmayı hedefleyen uluslararası siyasî ve ırkî bir hareketi ifade eder. 1897’de İsviçre’nin Basel şehrinde Theodore Herzl’in topladığı Dünya Siyonist Kongresi ile tarih sahnesine çıktı.

Siyonist kongreler 1901’e kadar her yıl ve daha sonra iki yılda bir toplandı. Osmanlı hükûmeti (Sultan 2. Abdülhamid Han) Herzl’in Filistin’e özerklik verilmesi talebini reddetti, fakat Büyük Britanya bu projeyi üstlendi. Daha sonra İngilizler, ABD ile birlikte Siyonistlere tam destek verdi. 14 Mayıs 1948’de Arapların muhalefetine rağmen İsrail Devleti kuruldu.

Ancak, bu durum bölgede sürekli bir gerginlik ve uzlaşmazlık havası doğurdu, dört kez Arap-İsrail savaşlarına yol açtı (1948, 1956, 1967 ve 1973).

Bugün İsrail devlet yönetiminin, Filistin halkına yaptığı zulüm ve insanlık dışı muamele, bütün dünyaca bilinmekte ve nefretle karşılanmaktadır. Hatta bundan dolayı Türkiye, İsrail’i “soykırım yaptığını ve Siyonist davrandığını ileri sürerek” terör devleti ilan etmiştir (2018). Zaten 1975te Birleşmiş Milletler, bir karar çıkartarak Siyonizm’i ırkçılık saymıştır.

Elbette bu tutum, Antisemitizm kavramının doğmasına sebep oldu. Antisemitizm, Yahudilere karşı ön yargılı olma, onlara karşı düşmanlık besleme anlamına gelir.

Bütün dünya Yahudileri arasında yayılan Siyonizm’in siyasî, sosyal, kültürel, revizyonist ve dinî-mesîhî olmak üzere çeşitli açılımları ortaya çıkmış, aynı zamanda karşıtları arasında günümüze kadar uzanan süreçte anti-siyonist, a-siyonist ve post-siyonist diye isimlendirilen gruplaşmalar doğmuştur.

Siyonizm, kısaca ırkî bağı esas alan Yahudi milliyetçiliğidir. Yahudi tarihinde bugünkü anlamda bir Siyonizm olmadığı gibi, her Yahudi de Siyonist değildir. Hatta İsrail devletini reddeden Ortodoks Yahudiler de vardır. Bunlar, yaklaşık iki bin yıl önce Kutsal Topraklar’dan sürgün edilmelerinin ilahi bir yazgının bir parçası olduğuna ve normal kişilerin değil, ancak Mesih’in Yahudi devletini yeniden kurabileceğine inanmaktadırlar.
 
Kur’ân-ı Kerim’e Göre Yahudiler
 
Kur’ân-ı kerimde, Yahudilerden çok bahsedilir. Âyet-i kerimelerde kendilerinden, Benî İsrâil, Hûd, Yehûd, Yehudiyy şeklinde ayrı olarak zikredildiği gibi, Ehlü’l-kitâb (Yehudiler ve Hristiyanlar) terkibiyle de söz edilir.

Yahudilerin Kur’an-ı Kerim’de açıklanan sıfatlarından bazıları şunlardır:

Tevrat’ı değiştirmişlerdir:

Şimdi (ey müminler!) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Hâlbuki onlardan (Yehudilerden) bir zümre, Allah’ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi (Bakara, 75).

Âyetleri inkâr etmişlerdir:

...Bu musibetler (onların başına), Allah’ın âyetlerini inkâra devam etmeleri ... yüzünden geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir (Bakara, 61).

Haksız olarak peygamberleri öldürmüşlerdir:

Sözlerinden dönmeleri, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ... sebebiyle (onları lânetledik, onlara türlü belâlar verdik) (Bakara, 61).

Fesat çıkarmışlardır:

Yahudiler ... ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitne çıkarmışlarsa), Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde fesat çıkarıp bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez (Maide, 64).

İnsanlar içinde, Müslümanlara “en çok düşman olanlar” içinde yer almışlardır:

İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile şirk koşanları bulacaksın (Maide, 82).

Hazret-i Üzeyr’e “Allah’ın oğlu” demişlerdir:

Yahudiler, “Uzeyr, Allah’ın oğludur” dediler... Bu, daha önce kâfirlerin sözlerine benzeterek ağızlarıyla geveledikleri sözdür. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar (Tevbe, 30)!

Allah’a “cimridir” isnadında bulunmuşlardır:

Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır)” dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah’ın elleri (rızkı herkese) açıktır, dilediği gibi verir (Tevbe, 30).

Hazret-i Meryem’e iftira etmişlerdir:

Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem’in üzerine büyük bir iftira atmalarından (dolayı Yahudileri lânetledik) (Nisa,156).
Hazret-i Mûsa’ya, “Allah’ı açıktan bize göster” demişlerdir:

(Rasûlüm) Ehl-i kitap senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Onlar Musa’dan, bunun daha büyüğünü istemişler de, “Bize Allah’ı apaçık göster” demişlerdi (Nisa,156).

Gazaba uğramışlardır:

... Allah’ın gazabına uğradılar (Bakara, 61).

Hazret-i İsa’yı öldürmeye teşebbüs etmişler; fakat o, öldürülmemiş ve çarmıha çekilmemiştir. Ancak benzeri haça gerilmiştir; İsa peygamber de, yüce Allah tarafından göğe kaldırılmıştır:

Ve “biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük” demeleri yüzünden (onları lânetledik). Hâlbuki (Yahudiler) onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler, bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

Bilâkis Allah, onu (İsa’yı) kendi katına (göğe) kaldırmıştır. Allah, izzet ve hikmet sahibidir (Nisa, 157-158).
Alay ve inkâr ederek haddi/sınırı aştıklarından dolayı lânete uğramışlardır:

(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) “Kalplerimiz perdelidir” dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. Onların pek azı inanır.

Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap (Kur’ân) geldi. Onlar bundan önceleri kâfirlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerken, bildikleri gelince onu inkâr ettiler. İşte Allah’ın lâneti inkâr edenlerin üzerine olsun (Bakara, 88-89)!

... Pek azı müstesna artık iman etmezler (Bakara, 100).
 
Sonuç
 
Yahudilerin bütün bu olumsuz sıfatlarına rağmen, her zaman İslâm dinine girip Müslüman olmaları mümkündür.

Çünkü İslâmiyet, ırk esasına dayanan bir din değildir. İslâmî iman, her türlü kötülüğü, küfür ve günahı ortadan kaldırmaktadır. Onun çağrısı, evrenseldir. Abullah bin Selâm ve Ka’bu’l-Ahbar gibi nice Yahudi âlimi, iman ederek İslâm dairesine girmişler, ilme ve insanlığa hizmet etmişlerdir.

Dr. C. Ahmet Akışık.