* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Namazını Hiç Bırakmayan Günahkâr Komşu  (Okunma sayısı 95 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Namazını Hiç Bırakmayan Günahkâr Komşu
« : Şubat 12, 2022, 10:00:08 ÖÖ »
Namazını Hiç Bırakmayan Günahkâr Komşu

Salih bir zatın her akşam içen ve her gece gürültü yapan bir komşusu vardı. Gün geldi ve bu günahkâr komşu her fâni gibi vefat etti...
 
 İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran şey namazdır. Namaz kılmak, huzur-u ilahiye çıkmak demektir. Namazda, Allahü teâlânın huzurunda olduğumuzu bilerek okumalıyız. Namazı, ne olduğunu bilerek kılmalıyız!

Din büyüklerimiz buyuruyor ki: "İçki içmek büyük günahtır, içki içen namaz kılmamalı" deniyor. Bu yanlıştır. Namaz ayrı içki ayrıdır.

Çok büyük günahlar işlense de, namazı asla ihmal etmemelidir. Âlimlerimiz, "Namazın bereketiyle, diğer günahların bırakılması kolay olur" buyuruyorlar.

Ankebût suresinin 45. âyetinde mealen, (Doğru kılınan namaz, insanı pis, çirkin ve yasak işleri işlemekten korur) buyuruldu.

İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir. Görünüşte namazdır. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır...

Büyük âlim ve velî Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdu ki: “Bir vakit namazım kazâya kalacağına, bin kere ölmeyi tercih ederim!..”
         
Salih bir zatın pazarcılık yapan komşusu, işten eve gelince "çilingir sofrası"nı kurarak her gece gürültü yapar. Salih zat, komşusunun gürültüsünden rahatsız olduğu için, başka bir eve taşınır, birkaç gün sonra da bu komşunun vefat etmesi üzerine tekrar eski evine taşınır.

Bir gün kapı çalınır, kapıyı açıp bakar ki karşısında çok uzun boylu bir kimse durmaktadır. Ne istediğini sorunca, adam der ki:

-Kazmayı al benimle gel!

-Sen kimsin, beni nereye götüreceksin, bana ne yapacaksın?

-Sus, kazmayı al benimle gel!

Kazmayı alır beraber giderler, mezarlığa gelirler. Bir mezarı göstererek, burayı kaz der. Mübarek zat gösterilen mezarı kazar. Oradan bir kerpiç çıkarmasını söyler. O da çıkarır.

Açılan delikten mezarın içine bak der, bakar ki, komşusu Cennette ve üstelik tahtta oturuyor.

Mübarek zat şaşırır, bu benim vefat eden komşum der. Bu nasıl olur? Peki, ben nerede hata yaptım? der.

O zat da der ki:

-Vefat eden komşun çok günah işlerdi; fakat namazını hiç bırakmazdı ve namazın arkasından da şöyle dua ederdi:

"Ya Rabbi biliyorum günahım çok; fakat Peygamber efendimizi, Ehl-i beytini, aralarındaki savaşlar ne sebeple olursa olsun, Eshab-ı kiramı ve onların yolunda olanları seviyorum, onların hatırına günahlarımı affet, bana Cennetini ihsan et" diye dua ederdi.

Namazlarını ve bu duayı hiç bırakmazdı. Bu hasleti onun kurtulmasına sebep oldu...

Ahmet Demirbaş.