Sizin Taptığınız Benim Ayağımın Altındadır
Yavuz Sultan Selim Han Muhyiddin-i Arabi hazretlerinin kabrini buldurdu. Üzerine bir türbe, yanına da bir cami ve imaret yaptırdı.
Şeyh-i ekber Muhyiddin-i Arabi hazretleri, Endülüs’te doğdu, 1240 yılında 78 yaşında Şam’da vefat etti. Zahir ve batın ilimlerinde kâmil idi. Fıkıh ve kelam ilimlerinde müctehid idi. Zekâsı pek çok, hafızası harikulade idi.
Sultanlardan, valilerden, beylerden çok saygı görür, pek çok hediye gelirdi. Hepsini muhtaçlara dağıtırdı. Beş yüze yakın kitap yazmıştır. Yazılarını anlayabilmek için, âlim olmak lazımdır. Cahiller, buna zındık dedi. İbni Teymiye gibiler kâfir dedi. Âlimler, ârifler ise, veliy-yi kâmil olduğunu anladı...
Abdülgani Nablüsi hazretleri, İbni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduğunu, bunların başında İbni Teymiye’nin geldiğini bildirmektedir. (Hadika)
Ehl-i sünnet âlimleri, Vehhabilerin ortaya çıkacaklarını, keramet olarak bilmişler, bunlara, yıllarca önce cevaplar yazmışlardır.
İşte bu âlimlerin başında, Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi, Celaleddin-i Rumi, Seyyid Ahmed Bedevi ve İmam-ı Rabbani hazretleri gibi veliler gelmektedir...
İbni Arabi hazretleri, Vehhabilerin Arabistan’da türeyeceğini ve bozuk yolda olacaklarını haber verdiği için, Vehhabiler onu asla sevmez, "Şeyh-i ekber" değil, "Şeyh-i ekfer" [en büyük kâfir] diye hakaret ederler!..
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, Şam'da, kalbi para sevgisiyle dolu bir grup kimseye; "Sizin taptığınız, benim ayağımın altındadır" dedi.
Orada bulunanlar bu sözü anlayamadılar. Rabbimize -hâşâ- hakaret etti sandılar. Epey kimse aleyhinde konuşmaya başladı.
Vefat ettiğinde de Şam halkı, kabrinin üzerine çöp döktüler. Ancak vefatından sonra onun ne mübarek bir zat olduğu meydana çıktı...
İbni Arabi hazretleri "Sin, Şın'a gelince, Muhyiddin'in kabri meydana çıkar ve muradı anlaşılır" buyurmuştu. Yavuz Sultan Selim Han Şam'a geldiğinde; bu sözün ne demek olduğunu firasetiyle anladı. [Sin'den murad Selim, Şın'dan murad Şam'dır.]
Kabrini araştırıp buldurdu. Çöpleri temizleterek, kabrin üzerine güzel bir türbe, yanına bir cami ve imaret yaptırdı. Ayrıca Muhyiddin-i Arabi'nin vefatından önce ayağını yere vurarak, "Sizin taptığınız, benim ayağımın altındadır" buyurduğu yeri tespit ettirip, orayı kazdırdı. Orada küp içinde altınlar çıktı. Bundan, "Siz, paraya tapıyorsunuz" demek istediği anlaşıldı.
Vefatından sonra, Muhyiddin-i Arabî hazretlerini rüyada nimetler içinde görmüşler. "Efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz?" diye sorunca buyurmuş ki:
"Dünyada beni gıybet edenler, bana iftira yapan düşmanlar çok fazla. Onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor."
Ahmet Demirbaş.