* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Habil’in Kabul Olan Kurbanı ve Kâbil  (Okunma sayısı 139 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Habil’in Kabul Olan Kurbanı ve Kâbil
« : Ağustos 01, 2020, 07:30:30 ÖÖ »
Habil’in Kabul Olan Kurbanı ve Kâbil

Hâbil ve Kâbil, Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir gün ikisi arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen anlaşmazlığa son vermiyordu!..
 
 Bugün Kurban Bayramı'nın ikinci gününü idrak ediyoruz… Böyle bir günde size Âdem aleyhisselâmın oğulları Hâbil ve Kâbil'in adak kurbanından bahsetmek istedim; çünkü gerçekten ibretlik bir hadise...

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Hayra delalet eden [yol gösteren, sebep olan, önderlik eden] o hayrı yapan gibi sevaba kavuşur. İyi bir çığır açana, onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap yazılır. Kötü bir çığır açana da, onun günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah yazılır."

Hâbil ve Kâbil, ilk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir arada büyüdüler. Ancak, bir gün ikisi arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen anlaşmazlığa son vermiyordu.

Babaları nasihat etti ise de Kâbil iknâ olmadı. Bunun üzerine Hazreti Âdem; “Mâdem bu ihtilâfa son vermiyorsunuz, Allahü teâlâ her şeyi en iyi bilendir. Bu işi halletmek üzere her biriniz Allah için birer kurban adasın” dedi... Babalarının bu sözünü kabul ettiler.

Hâbil’in mesleği çobanlıktı. Koyunların arasından en iyisini alıp getirdi. Kâbil ise çiftçilik yapmaktaydı. Biçtiği buğdayların arasından en cılızlarını, kötülerini ayırıp bir demet getirdi. Böylece her ikisi de kendi adaklarını bir tepenin üzerine koydular. Âdem aleyhisselâm duâ etti.
Gökten bir parça ateş düştü ve Hâbil’in koyununu bir iz bırakacak kadar yaktı. O zamanki şeriate göre ilâhî bir hikmetle Allahü teâlâ kabul buyurduğu kurban üzerine bir ateş gönderir ateş onu yakıp yok ederdi. Kabul olmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı. Böylece Hâbil’in haklı olduğu anlaşıldı. Fakat Kâbil’in niyeti temiz olmadığından bu anlaşmayı kabul etmedi. İşi daha da ileriye götürerek Hâbil’i öldürmekle tehdit etti. Hâbil; “Bana elini kaldırırsan, sana karşılık vermeyeceğim. Böyle bir şey yaparsan, yerin Cehennem olur” dedi.

Kâbil kininden vazgeçmedi. Bir gün ıssız bir yerde Hâbil’in başına vurarak öldürdü. Hâbil’in cesedini ne yapacağını düşünüyordu. Etrafına bakınırken bir karganın bir kargayı öldürdüğünü ve leşini toprakla kapattığını gördü. O da Hâbil’in cesedini toprağa gömdü ve oradan ayrıldı. Fakat huzuru kaçtı. Çok kötü bir iş yaptığından ve büyük bir günâh işlediğinden dolayı çok bedbahttı...

Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" Kâbil hakkında “Zulüm ile öldürülen her insanın kanından (günâhından) hazreti Âdem’in birinci oğlu Kâbil’e bir pay ayrılır. Çünkü cinâyeti âdet edenlerin önderi oldu” buyurdu.

Ahmet Demirbaş.