Günahkâr Bir Gencin Samimi Tövbesi
"Ey Ebâ Türab! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefât etti. Hak teâlâ onu saâdete kavuşturdu..."
Aslen Horasanlı olan Ebû Türab Nahşebi hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Asıl adı Asker bin Hüseyn olduğu hâlde "Ebû Türâb" künyesi ile meşhur olmuştur. Maveraünnehir civarında Nahşeb'de doğduğu için "Nahşebî" nisbesi ile anılır. 245 (m. 859) senesinde Basra'da vefât etti... Bu mübarek zat, bizzat kendisinin şahit olduğu ibretlik bir hadiseyi şöyle anlatır:
Bir gün caddede yürüyordum. Mahalle halkının, bir kadınla münakaşa ettiklerini gördüm. Kadın beni görünce dedi ki:
-Ey Ebâ Türab! Fasık, günahkâr bir oğlum var. Dün gece yine şarap içmek istedi. Akşamdan sonra, Allahü teâlâ ona bir hastalık verdi. Şimdi yatıyor. Ancak oğlumu mahalleden atmak istiyorlar. Ne olur bize yardım edin!
Kalabalıktan rica ettim, hemen dağıldılar. Sonra gencin evine gittim. Genç beni görür görmez dedi ki:
-Hoş geldiniz yâ Ebâ Türab. Seher vaktinde; “Yâ Rabbi! Sabahleyin bana Ebû Türab hazretlerini görmeyi ve tövbe-i nasuh etmeyi nasip eyle!” diye dua ettim. Tövbem kabul olur mu acaba?
-Ey genç! Allahü teâlâ ziyadesi ile tövbeleri kabul edici ve mağfiret edicidir.
Genç, gözyaşları içinde tövbe etti ve ben de oradan ayrıldım. Daha sonra genç, annesine demiş ki:
-Anneciğim sana vasiyetimdir. Beni bu yataktan, mezellet toprağına indir. Anlıyorum ki, benim ölümüm bu hastalıktan olacak.
Annesi, onu yere indirmiş. Genç de şöyle duâ etmiş:
“Yâ Rabbi! Dertlilerin dayanağı, muhtaçların sığınağı sensin! Toprakla bir olmuş şu kuluna sevdiklerinin hürmetine merhamet eyle!”
Genç, o gece vefât etmiş. Aynı gece Resûlullah Efendimizi rüyada gördüm. Yanında iki yaşlı kimse vardı. Sağ tarafındakinin İbrahim aleyhisselâm, diğer tarafındakinin ise, Musa aleyhisselâm olduğunu söylediler. Resûlullah Efendimiz bana buyurdu ki:
-Ey Ebâ Türab! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefât etti. Hak teâlâ onu saâdete kavuşturdu. O gence izzet gözü ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun!
Hemen uyandım ve kendi kendime dedim ki:
“Yâ Rabbi! Ne kadar kerimsin ki, daha dün kötülüğü yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri günahkârı samimi bir tövbe ile bu dereceye kavuşturdun!”
Bütün şehir halkıyla gencin cenaze namazını kıldık ve defnettik. Meğer herkese rüyasında bu tövbekâr gencin vefat ettiği ve cenazesine katılanların affedileceği müjdesi verilmiş!..
Ahmet Demirbaş.