* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kabir azabından Kurtulmak İçin  (Okunma sayısı 179 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Kabir azabından Kurtulmak İçin
« : Mayıs 25, 2020, 06:32:01 ÖÖ »
Kabir azabından Kurtulmak İçin

"Kabir azâbından kurtulmak isteyen, namaza devam etmeli, sadaka vermeli, dedikodudan ve üzerine idrar sıçratmaktan kaçınmalıdır..."
 
Ehl-i sünnet âlimleri, kabir hayatının ahiret hayatından olduğunu, kabir azabının da ahiret azaplarından olduğunu bildirmişlerdir.
İmam-ı Rabbani hazretleri kabir hayatı hakkında buyuruyor ki:

"Kabirde azap yapılacağı sahîh ve meşhur hadîslerle, hattâ Kur'ân-ı kerîmdeki âyetlerle bildirilmiş iken, çok kimsenin bunda şüphe ettiği, hattâ inanmadığı, böyle şey olmaz dediği görülüyor. 'Ölüye azap yapılsaydı, dirilerde olduğu gibi, çırpınır, hareket ederdi' diyorlar. Ölülerin hâli, dünyadaki dirilerin hayatı gibi değildir. Dünyanın nizâmı için buradaki hayatta hem his, hem de irâde ile hareket vardır. Kabir hayatında, ölülerin azap ve elem duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. Kabirde rûhun bedene bağlanması, diri iken bağlanmasının yarısı kadardır. İşte bunun için ölüler, azâbı duydukları hâlde, hareket etmez ve kıpırdayamazlar..."

Meyyit, kabre konulunca, ne kadar sâlih olsa da kabir onu sıkar. Kabir sıkması, kâfirlere azap müminlere ikrâm içindir. Meselâ bir anne kaybolan çocuğunu bulsa, sevinçten onu nasıl bağrına bastırırsa, kabir de sâlihleri böyle sıkar.
Ebülleys-i Semerkandî hazretleri buyurdu ki:
"Kabir azâbından kurtulmak isteyen, namaza devam etmeli, sadaka vermeli, Kur'ân-ı kerîm okumalı, Allahü teâlâyı çok tesbih etmeli; hainlikten, dedikodudan ve üzerine idrar sıçratmaktan kaçınmalıdır..."
           
Bir kadıncağız, kocasına devamlı diyor ki: "Efendi, senin hocan Abdullah-ı Dehlevi hazretleri 'Yolumuzu ve bu yolun büyüklerini sevene kabir azabı olmaz' buyurmuşlar. Ben o mübarek zatı çok seviyorum, bunu kendisine söyler misin?" Adam, "Söylerim hanım" diyor, ancak unutuyor!..

Ertesi gün bir daha... "Söyledin mi?" "Aaa vallahi unuttum." "Nasıl unuttun?" "Öyle bir sohbet vardı ki aklıma gelmedi yahu." "Bari bugün söyle!"

"Söylerim, evelallah" diyor ancak gene unutuyor... Akşam eve geliyor, "Söyledin mi?" "Hıııı. Anaam gene unuttum!" derken, kadıncağız o gece vefat ediyor...

Sabah olunca Abdullah-ı Dehlevi hazretlerine haber veriliyor. Mübarek, buyuruyor ki: "Haydin cenaze namazına gidiyoruz..." Gidiyorlar, cenaze namazını kılıyorlar ve defnediyorlar.

Ertesi gün bu saliha kadını kaç kişi birden rüyalarında neşeli bir hâlde görüyor. Diyorlar ki:

-Allahü teala sana ne muamele etti?

O da şöyle cevap veriyor:

-Bizim bey unuttu fakat bu yolun büyükleri unutmuyor! Allahü teala Abdullah-ı Dehlevi hazretlerine olan sevgim sebebiyle beni kabir azabından korudu!..

Ahmet Demirbaş.