En büyük Felaket İmansız Ölmektir
"Doğru iman ederek, çok büyük nimete kavuştuk. Eğer bu imanımız olmasaydı, hiçbir hizmete gidemezdik..."
Müslümanlık nimetlerinin ortadan kalkmasına sebep bunların kıymetinin bilinmemesidir. Elimizden alan Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın âdet-i ilahiyesi şöyledir ki, iyi işleri sevdiği kullarına, kötü işleri düşmanlarına yaptırır. Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde mealen, "Nimetlerimin kıymetini bilir şükrederseniz onları arttırırım. Kıymetini bilmez, nankörlük ederseniz, elinizden alır, şiddetli azap ederim" buyuruyor. Her nimet için de böyledir.
Şükretmek, o nimeti izin verildiği ve emredildiği yerde kullanmak demektir... Çok kıymetli imanın elden gitmemesi için, yapılan şükür hakkında bir din büyüğümüz şöyle buyuruyor:
"Doğru iman ederek, çok büyük nimete kavuştuk. Eğer bu imanımız olmasaydı, hiçbir hizmete gidemezdik. Bizi hizmetlere koşturan imanımızdır. İman nimetinin şükrü yapılmazsa elden gider.
Allahü teâlâ, bu nimetin şükrünün, ancak Müslümanların birbirini Allah rızası için sevmesiyle mümkün olacağını bildiriyor. Eğer birbirimizi severek, iman nimetinin şükrünü eda edersek, Allah bizden bu iman nimetini almaz. İman nimeti olduğu müddetçe de, insan ne dünyada, ne de âhirette sıkıntıya uğrar. Çünkü iman ediyorum demek, (Rabbime inanıyorum, Ona güveniyorum, Onun emrindeyim, Ona ibadet eder, Ondan isterim) demektir. Allahü teâlâ, kendisinden isteyeni boş çevirmez."
Bir gün Ebu Cehil, Peygamber efendimize bir tuzak hazırlayarak evinin önüne bir kuyu kazdırır. Ve sonra Resulullahı evine davet eder.
Peygamber efendimiz davet üzerine Ebu Cehil'in evine doğru yola çıkar. Eve yaklaştığında, Cebrail aleyhisselam gelip, Ebu Cehil'in, evinin önünde tuzak için bir kuyu kazdığını söyler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz kendi evlerine döner. Ebu Cehil ise, geri dönmesine bir mana veremeyerek kendisine sormak için arkasından koştuğunda, kapının önündeki kuyuyu unutarak, adımını atar atmaz kendi eliyle kazdığı kuyuya düşer.
Çıkarmak için ip uzattıklarında, bir türlü ipe kavuşamaz. İpler uzadıkça kuyu derinleşir. Bu hâl üzerine Ebu Cehil karanlık kuyuda çıldıracak gibi olur. Resulullaha haber verilerek kendisinin çıkarılmasını ister. Durumu Peygamber efendimize bildirirler. Hemen kuyu başına gelerek seslenir:
-Seni kuyudan çıkarırsam iman eder misin?
-Ederim, deyince Peygamber efendimiz mübarek ellerini uzatarak onu kuyudan çıkarır... Ebu Cehil kuyudan çıkınca;
-Hayatımda senin kadar güçlü sihirbaza rastlamadım, der ve yine iman etmez.
"Elverişli değilse, iyiliğe bir kimse,/İstifade edemez, Peygamberi de görse" buyuruluyor.
En büyük felaket imansız ölmektir. Allahü teala cümlemizi imansız ölmekten muhafaza buyursun.
Ahmet Demirbaş.