* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: MODERN İNSANIN ACILARLA İMTİHANI  (Okunma sayısı 1302 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MODERN İNSANIN ACILARLA İMTİHANI
« : Ekim 21, 2019, 09:12:14 ÖS »
MODERN İNSANIN ACILARLA İMTİHANI

Bir yanımız yüzlerce şehit, binlerce gazi ve destansı bir direniş.

Bir yanımız patlamalar, hain örgütlerin kan kusan saldırıları, yarım kalan hayatlar ve hayaller..

Bir yanımız bütün bunlara kayıtsız kalan, sınırsız eğlenceler ve çok sesli düğünler..

Neyi kutluyoruz bilmiyorum. Elbette ki başımız dik, elbette ki evlilik, düğün gibi törenler hayatın bir gerçeği. Fakat fıtratından uzaklaşan, yakınındaki şehit ailesini düşünmeyen, hep kendine yaşayan ego cumhuriyetinin bireyleri adına, endişeleniyorum. Sınırsızlık insanın yaratılış kodlarına aykırıdır. Bir sınırı olmalı eğlencenin, sevincin, sevginin ve dahi aşkın.. Yeryüzünde başkalarının derdi sizi ilgilendiriyorsa işte o zaman sınırlarınızı çizebilir, yürek devletinizde merhamet devrimi yapabilirsiniz..

Bir direniş bilincine ihtiyacımız var. Meydanları selfie çılgınlığına dönüştürmek, nöbette olduğunu her akşam sosyal medyadan paylaşmak ve başa çıkamadığımız görünme tutkusudur insanı ruhsuzlaştıran.. Olan bitenden habersiz, dünyanın peşinden koşmaktan yorulmayan genç zihinler dünyaya sahip olmaya değil şahid olmaya geldiklerini fark etmeliler. Giderek artan boşanma oranlarını tartışırken israf çılgınlığına dönüşen düğünlerden de bahsetmeliyiz. Bu cümleyi okuduktan sonra aklınıza falanca kişinin düğünü gelebilir. Siz de zamanında eleştirmiş olabilirsiniz. Fakat nedense mütevazı bir düğün isterken ‘el ne der’ kaygısıyla her türlü gereksiz harcamaları yapmaktan kaçınmıyor aileler. Türkiye zor günlerden geçerken, gencecik fidanlar tankların altında şehit olurken düğünden fedakârlık etmek, onurlu bir duruştur. Böylesi bir zamanda sizin kadar mutlu olamayan başkalarının da varlığını kabullenmelisiniz. Aslında o şeytani teselli hep duruyor bir köşede: Bir kere evleniliyor..!

Toplum olarak derin bir cinnet haliyle karşılaştık, asker üniforması giyen katiller namlusunu halka çeviren tanklarla yüzlerce adanmış yiğitleri, gençleri ve kadınları öldürdü. Başkasının acısını kendi yüreğimizde hissetmek çağın unutulan bir değeri. Zira her şeyin tozpembe olduğu bir coğrafyada yaşamıyoruz. Hemen her gün okurken yutkunamadığımız acılara şahit oluyoruz.

Şehit polis eşinin feryatlarını unutamıyorum günlerdir. “O gün çok heyecanlıydı. Akşam yeni üniformalarına baktık. Biz birbirimize kıyamazken, ona kıymışlar. Hala inanamıyorum. Eşimin olmadığını ben idrak edememişken, bebeğime bunu nasıl açıklayacağımı bilemediğim için hüzünleniyorum.." diyor..

Utku henüz beş yaşındaydı.. Polis babasıyla birlikte Diyarbakır’daki saldırıda şehit oldular. Annesinin sözlerinin ardından sadece üç nokta koyabildim: “İkisini bir koyun ne olur, benim yavrum korkar, korkar benim kuzum annesiz..!”

Ve Ümran.. O da beş yaşında. Halep’te rejimin hava saldırısı sonucu yaralandı. Bakışlarında korku, acı ve hüzün var.. Tüm insanlığa kırgın, sebebini bilmediği bir savaşın ortasında suçsuz, tedirgin ve bir o kadar da metanetli..

Kalemin kahrını çeken kelimelerim hüzün mevsimine girmemişti henüz. Güz renkli acıları yazarken kendi hayatlarımızdaki kayıtsızlığı sorgulamadan, vicdanlarımızla yüzleşmeden hatırlayamazdık bir kalbimizin olduğunu.. Ne acı ki eli kanlı siyasiler bütün bunlara rağmen hâlâ halay videosu paylaşabiliyor, Türkiye’nin geleceğini tehdit edebiliyor. Görünen o ki meydanlarda yazılan direniş şiirleri ve adını bilmediğimiz kahramanlar birilerini rahatsız etmiş. Şüphesiz ki darbe girişimine direnen milletimiz terör örgütlerine karşı dik duruşundan da asla taviz vermeyecektir..

Suriye’de her üç saniyede bir mülteci çocuk ölüyor. Sadece Halep’te Ümran gibi yüz binin üzerinde çocuk olduğu açıklandı. Belki fotoğrafları manşet oluyor dünya basınında fakat hemen unutuluyor, hiçbir şey değişmiyor. Vicdanlarını rafa kaldıran beş daimi üyeler, sözde ‘birleşmiş’ milletler kınayıcı açıklamalarını, dini, dili, ırkı bir kenara bırakıp insan olduklarını sorgulamalılar..

Ümran’ın gözlerine iyi bakın ey terörden yana olan kalpsizler! Mültecilere tepeden bakan, onları hor gören, suçlayan içimizdeki kibir abideleri de iyi baksın o gözlere.. Aylan’ın fotoğraflarını görmezden geldiniz belki ama bu sessizliği, bu çaresizliği ve saçları kanlı, üzeri tozlu çocuğun suskunluğunu asla unutmayın.. Onlar cennet kuşu.. Onlar yeryüzünün masum yüzü.. Ve unutmayın; acı bir gün sizi de vurur..

Ahmet Polat.