* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Cemaatle Kılınan Namaz  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Cemaatle Kılınan Namaz
« : Aralık 15, 2021, 04:12:59 ÖS »
Cemaatle Kılınan Namaz

Cemaatle Kılınan Namaz Yirmi Yedi Derece Daha Üstündür

صَلاَةُ الْجَمَاعَةِ أفْضَلُ مِنْ صَلاَةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْرينَ دَرَجَةً، وَرُوِيَ بِخَمْسٍ وَعِشْرِينَ.

İbnu Ömer (r. anhümâ) anlatıyor: “Rasûlullah (a.s) buyurdular ki:

“Cemaatle kılınan namaz  münferid kılınan namazdan  yirmi yedi derece üstündür.” -“Yirmi beş derece” diye de rivayet edildi.-” [Buharî, Ezan 30, 31; Müslim, Mesacid 249, (650); Tirmizî, Salat 161, (215); Nesâî, İmamet 42.]

Namazı imamla birlikte kılan topluluğa cemaat adı verilir. Dinimizde namazların cemaatle kılınması teşvik edilerek, cemaatle kılınan namaza verilecek sevabın tek başına kılınacak namazın sevabından yirmi beş veya yirmi yedi kat daha fazla olduğu ve cemaate gitmek için atılacak her adımın mükâfatlandırılacağı bildirilmiş, ayrıca cemaate katılacakların sayısı artıkça kılınan namazın sevabının da artacağı haber verilmiş, bazı ibadetler için ise cemaat şart koşulmuştur.

Müslümanlar arasındaki manevi bağların en önemli tezahürlerinden biri de namazların cemaatle kılınmasıdır.

Namazların cemaatle kılınması, Müslümanların birbirleriyle görüşüp hallerinden haberdar olmalarına, bilgi alışverişinde bulunmalarına, aralarında disiplin, sevgi ve düzenin yerleşmesine ve ibadetlerini severek yapmalarına vesile olur.

Hz. Peygamber’in hayatı boyunca cemaate namaz kıldırması, hastalandığında da namazını yalnız başına değil de Hz. Ebû Bekir’in arkasında kılmış olması, konunun dinimizdeki yerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

صَلاةُ الرَّجُلِ في جَمَاعَةٍ تُضعَّفُ عَلى صَلاتِهِ في بَيْتِهِ وَفي سُوقِهِ خَمْساً وَعِشْرِينَ ضِعْفاً، وَذلِكَ أَنَّة إذَا تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ الْوُضُوءَ، ثُمَّ خَرَجَ إلى المَسْجِدِ، لا يُخْرِجُه إلاَّ الصَّلاةُ، لَمْ يَخْطُ خَطْوَةً إلاَّ رُفِعَتْ لَه بهَا دَرَجَةٌ، وَحُطَّتْ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةٌ، فَإذا صَلَّى لَمْ تَزَلِ المَلائِكَة تُصَلِّي عَلَيْهِ مَا دَامَ في مُصَلاَّه، ما لم يُحْدِثْ تقولُ اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَيْهِ، اللَّهُمَّ ارحَمْهُ. وَلاَ يَزَالُ في صَلاةٍ مَا انْتَظَرَ الصَّلاةَ

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona: Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir. ” ( Buhârî, Ezân 30)

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، لَقَدْ هَمَمَتُ أَن آمُرَ بِحَطَبٍ فَيُحْتَطَبَ، ثمَّ آمُرَ بالصَلاةِ فَيُؤَذَّنَ لَها، ثمَّ آمُرَ رَجُلاً فَيَؤُمَ النَّاسَ، ثمَّ أخَالِفَ إلى رِجَالٍ فَأُحَرِّقَ عَلَيْهِمْ بيوتَهمْ

Ebû Hüreyre(r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederek söylüyorum, içimden öyle geçiyor ki, odun toplamayı emredeyim, odun yığılsın. Sonra namazı emredeyim, ezan okunsun. Daha sonra bir adama cemaate imam olmasını emredeyim. En sonunda cemaate gelmeyen adamlara gidip onlar içindeyken evlerini yakayım. ” (Buhârî, Ahkâm 52)

ما مِن ثَلاثَة في قَرْيَةٍ وَلا بَدْوٍ لا تُقَامُ فِيهِمُ الصَلاةُ إلاَّ قَدِ اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ. فَعَلَيْكُمْ بِالجَمَاعَةِ، فَإنَّمَا يَأْكُلُ الذِّئْبُ مِنَ الغَنمِ القاصِيَةَ

Ebu’d–Derdâ (r.a) şöyle dedi: Resûlullah sallallahu (s.a.v)’i: “Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kuşatıp yener. Şu halde cemaate devam ediniz. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer”buyururken işittim. (Ebû Dâvûd, Salât 46)

مَنْ صَلَّى العِشَاءَ في جَمَاعَةٍ، فَكَأَنَّمَا قامَ نِصْفَ اللَّيْلِ، وَمَنْ صلَّى الصُّبْحَ في جَمَاعَةٍ، فَكَأَنَّمَا صَلَّى اللَّيْلَ كُلَّهُ.

Osman İbn Affân (r.a) şöyle dedi: Resûlullah (s.a.v)’i: “Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir”. (Müslim, Mesâcid 260)

وَلَوْ يَعْلَمُونَ مَا في العَتَمَةِ وَالصبْحِ لأَتَوْهُما وَلَو حَبْواً

Ebû Hüreyre (r.a)den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi. ” (Buhârî, Ezân 9)

لَيْسَ صَلاةٌ أَثْقَلَ عَلى المُنافِقِينَ مِنْ صَلاةِ الفَجْرِ وَالعِشَاءِ وَلَو يَعْلَمُونَ ما فِيهما لأتوْهُما وَلَوْ حَبْواً.

Ebû Hüreyre (r.a)‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu (s.a.v) şöyle buyurdu:“Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi. ” (Buhârî, Mevâkît 20)

Cemaatle namaz kılmanın önemine dair bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyetlerden hareketle Hanbelîler, cemaatle namaz kılmanın erkekler için farz-ı ayın, Şâfiîler de farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîler’e göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. Kadınların, hastaların, çok yaşlı kimselerin ve kötürümlerin ise cemaatle namaz kılmak için mescide gitmesi gerekmez. Hanefî ve Şâfiîler’e göre, cemaatin en az sayısı imam ve ona uyan olmak üzere iki kişidir. Hatta uyan kişi çocuk da olabilir.

Cemaatle namaz kılmanın bireysel ve toplumsal yararları nelerdir?

Namaz konusundaki yanlış bilgilerimizi düzeltme olanağımız olur.

Başka insanlarla tanışma ve dost olma durumu ortay çıkar.

Topluluk içinde yaşama ve birlikte hareket etme bilincimiz artar.

Farklı düşünce ve görüşteki insanlarla birlikte yaşama ve hoşgörü anlayışı kazanırız.

İnsan olma yönünden bütün insanların Allah katında eşit olduklarını kavrarız.

Toplulukla birlikte olmak bize güven verir.

Toplumdan uzaklaşmamızı ve kopmamızı önler.

CEMAATE İŞTİRAK EDEMEME SEBEBLERİ:

Dini bilgilerinin zayıf, cemaatle kılınan namazın faziletlerinin ne olduğunu bilmemeleri.

Bazı din görevlilerinin bizzat kendisinin örnek olma vasfından yoksun olması,

Yine televizyonlarda yayınlanan yerli filmlerde “hoca” rollerinin hep düzenbaz, üçkağıtçı, hilekar olarak lanse edilip halkımızın,bilhassa gençlerimizin bilinç altlarına kötü örnek olarak yerleşmesi,

Camilerin devamlı cemaati olan yaşlı,hacı kardeşlerimizin bazılarının örnek olma,kucaklama,birleştirme,kaynaştırma vasfından yoksun olmaları.

Hanımların da İslâm cahili olup, eşlerini cemaate gitmelerine mani olmaları

İş saatlerinin ibadet saatlerine denk gelmesi.

Görsel ve yazılı Medyada Camiyi ve cemaati özendirici, programlarının az hatta hiç olmaması,

Yayınlanan dini içerikli programlarının zamanlarının halkımızın istifade edeceği saatlerde olmaması,

Dini konulardaki tartışma programlarının, öğretici ve eğitici olmaktan ziyade kafa karıştırıcı,itikad bozucu şekilde yapılması

İman zayıflığı v.b sebepler sıralanabilir

NAMAZIN İNSANA KAZANDIRDIKLARI

Kıyamet Günü İlk Soru Namazdan Olacaktır

İnsanlar öldükten sonra dirilecekler ve Allah’ın huzurunda dünyada yaptıklarının hesabını vereceklerdir. O gün ibadetlerden ilk sorgulama namazdan olacaktır. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur;

 إِنَّ أَوَّلَ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ عَمَلِهِ صَلاَتُهُ فَإِنْ صَلُحَتْ فَقَدْ أَفْلَحَ وَأَنْجَحَ وَإِنْ فَسَدَتْ فَقَدْ خَابَ وَخَسِرَ

“Kulun kıyamet gününde, hesabı ilk önce sorulacak ameli namazdır. Eğer namazı dürüst çıkarsa kurtulmuş ve kazanmıştır. Eğer namazı düzgün çıkmazsa kaybetmiştir.” (Tirmizî, Salât, 305)

Namaz Günahlara Kefarettir.

Namaz öyle faziletli bir ibadettir ki, iki namaz arasında işlenen günahların silinmesine vesile olur.

Peygamberimiz (a.s) bu konuda buyuruyor ki;

الصَّلاَةُ الْخَمْسُ وَالْجُمُعَةُ إِلَى الْجُمُعَةِ كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ مَا لَمْ تُغْشَ الْكَبَائِرُ .

“Beş vakit namaz ve Cuma namazı, namaz vakitleri ve iki Cuma arasında işlenen küçük günahlara -büyük günahlar işlenmedikçe- keffarettir.” (Müslim, Tahare, 5)

Beş vakit namazını kılan kimse günde beş defa bir nehirde yıkanan kimse gibidir:

أرَأيْتُمْ لَوْ أنَّ نَهْراً بِبَابِ أحَدِكُمْ يَغْتَسلُ فِيهِ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسَ مَرَّاتٍ مَا تَقُولُونَ يُبْقِى ذلِكَ مِنْ دَرَنِهِ شَيْئاً؟ قالُوا: َﻻ يُبْقِى ذلِكَ مِنْ دَرَنِهِ شَيْئاً. قالَ: فذلِكَ مَثَلُ الصَّلَواتِ الخَمْس، يَمْحُوا اللّهُ بِهَا الخَطَايَا

“Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir ırmak olsa ve burada günde beş defa  yıkansa bu kimsede hiç kir kalır mı? (Sahabenin); ‘Hayır  hiç bir kir kalmaz’ diye cevap vermeleri üzerine “İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah, bu sebeple günahları temizler, yok eder” ( Nesâî, Salât 7,)

يَتَعاقَبُونَ فِيكُمْ ﻣﻼئِكَةٌ بِاللَّيْلِ وﻣﻼئِكَةٌ بِالنَّهَارِ، وَيَجْتَمِعُونَ في اﻟﺼﻼةِ الْفَجْرِ وَ اﻟﺼﻼةِ الْعَصْرِ ثُمَّ يَعْرُجُ الَّذِينَ بَاتُوا فىكُمْ فيَسْألُهُمْ، وَهُوَ أعْلَمُ بِكُمْ، كَيْفَ تَرَكْتُمْ عِبَادِى فَيَقُولُونَ: تَرَكْنَاهُمْ وَهُمْ يُصَلُّونَ وَأتَيْنَاهُمْ وَهُمْ يُصَلُّونَ.

 “Gece ve gündüz melekleri sizi takip ederler. Sabah ve ikindi namazlarında toplanırlar. Sonra sizinle geceleyen melekler, ilâhî huzura çıkarlar. Rab’leri onlara, “-onları en iyi bir şekilde bildiği halde- kullarımı nasıl terk ettiniz?” diye sorar. Melekler, “onları namaz kılarken terk ettik ve namaz kılarken bulduk” cevabını verirler” (Buharî, Mevâkitu’s-Salat 16)

Kısaca namazın bazı yararlarına işaret edelim.

Namaz Allah’ı Hatırlatır

Namaz Dinin Direğidir

Namaz Verilen Nimetlere Karşı Allah’a Bir Teşekkürdür

Namaz Vaktin Kıymetini Öğretir

Namaz İnsanların Eşit Olduğunu Hatırlatır

Namaz Müminin Mîracıdır

Namaz Sağlığı Olumlu Şekilde Etkiler

Kıyamet Günü İlk Soru Namazdan Olacaktır

Namaz Günahlara Kefarettir.

Namazı Kılmamak Büyük Günahtır

Namaz, imandan sonra gelen en büyük hakikattir

Namaz kılmak, bir tesbih, bir ta’zim ve bir şükürdür

Namaz kılmak hem çok kolay hem de çok kârlı bir ticarettir

Namazdaki secde, kulun Allah’a en yakın olduğu andır

Namaz, günde beş defa Allah’a hesap vermenin adıdır

Namaz, insanı bütün fuhşiyata ve kötülüklere karşı koruyan bir siperdir

وَاْمُرْ أَهْلَكَ باِالصَّلاَةِ وَاصْطَبِرْعَلَيْهاَ

“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.”( Taha suresi: 132)

Namaz kılan bir fert olmak yetmez, namaz kılan bir aile olmalıyız . Taha,132 ayeti geldikten sonra Peygamberimiz (s.a.s) altı ay süre ile evli olan kızı Fatıma’nın kapısına giderek “es-salat,es-salat” diye seslenmiştir. Allah Resulü, bu hususta bizim gözetmemiz gereken hassasiyeti bize göstermek istemiştir .Çünkü O bizim için MODEL insan idi.