ALLAH'IN SEVDİĞİ KULLARIN ÖZELLİKLERİ
بَلَى مَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ وَاتَّقَى فَإِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ
Hayır, öyle değil; ahdini yerine getiren ve günahtan sakınan bilsin ki, Allah şüphesiz Takva sahiplerini sever.
(Âl-i İmrân; 76)
Allah Celle Celaluhu’ya inanmak İslam esaslarının ilkini oluşturur. Allah’a inanmanın gereğide onu sevmektir. Bir müslümanın itikadında Allah sevgisi bütün sevgilerin üstündedir. Allah’ı seven kulun ona karşı olan kulluğu da istek ve sevgi ile olur. İslam’da bütün ibadetlerin temelinde Allah sevgisi bulunur. Bu esas olmadığında imanın varlığından söz edilebilmesi mümkün değildir. Allah inancına ve sevgisine dayanmayan ibadet ve ahlak gibi davranışlar İslâmi açıdan hiçbir şey ifade etmez.
Allah’ı seven, O’nun kelamı olan Kuran’ı ve elçisi olan Hz. Peygamber aleyhisselâm’ı özetle O’nun sevdiğini bildirdiği herkesi ve her şeyi sever.
Nitekim Allah sevgisi Kur’an’da üzerinde önemle durulan hususlardandır. Tevbe sûresi 24. ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”
Bu ayete göre bir müslümanın öncelikle Allah-u Teâlâ’yı ve Allah’ın sevmesini emrettiği her şeyi sevmesi diğer bütün sevgilerden daha önceliklidir.
Buhârî’nin el-Eymân ve’n-Nüzûr bölümünde Hz. Ömer’den rivayet ettiği şu hadis de buna işaret etmektedir:
Abdullah b. Hişâm’ın Hz. Ömer’den rivayet ettiğine göre Hz. Ömer, Hz. Peygamber’e: “Ey Allah’ın Rasulü! Yemin ederim ki sen bana kendi canım dışındaki her şeyden daha sevgilisin” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Hayır, Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki sana kendi canından da daha sevgili olmadıkça olmaz”. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: “Vallahi şu anda sen bana kendi canımdan da daha sevgilisin.” Hz. Peygamber ona: “İşte şimdi oldu Ömer!” buyurdu.
İnsanın Allah-u Teâlâ’yı sevmesi Allah’ın da kulunu daha fazla sevmesine vesile olur. Nitekim Enes radıyallahu anh’dan rivayet edilen bir hadisi şerifte; Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in, Rabbi Azze ve Celle’den rivayet ettiğine göre Allah Celle Celaluhu şöyle buyurdu:
“Kul bana bir karış yaklaşırsa, ben de ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa ben de ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelecek olursa ona koşarak giderim. Buhârî (7536).
Ve yine Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan, rivayet edilen bir hadiste, kulun Allah-u Teâlâ’ya nasıl yakınlaşabileceği ve bu yakınlaşmanın nasıl devamlı kalabileceği bizlere bildirilmiştir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yüce Allah buyurdu ki: Kim benim bir dostuma (velime) düşmanlık ederse, ben ona savaş ilân ederim. Kulum üzerine farz kıldığım şeyden daha çok sevdiğim herhangi bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafilelerle bana yaklaşmayı sürdürür; sonunda ben de onu severim. Onu sevdim mi, artık kendisiyle işittiği kulağı, kendisiyle gördüğü gözü, kendisiyle yakaladığı eli, kendisiyle yürüdüğü ayağı olurum. Eğer benden bir şey dileyecek olursa andolsun ki ona veririm. Ve andolsun ki, bana sığınacak olursa, şüphesiz ki ben de onu himayeme alırım”. Buhari, VII, 190, (Rikak 38)
Hz. Peygambere itaat etmek Allah’a itaat etmek anlamına geldiği gibi, onu sevmek de Allah’ın sevgisini kazandırır. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurur
Kim Rasûl’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. (Nisa: 80)
De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.“ (Âl-i İmran; 31)
Burada anlatılanlar dışında Kuran’ı Kerim’de ve hadisi şeriflerde Allah’ın sevdiğini bildirdiği başka kimseler daha vardır ki biz bunlardan bir kısmını zikredeceğiz.
KURAN’I KERİM’DEN ÖRNEKLER
1. Tevbe edenler
Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever. (Bakara; 222)
2. Takva sahipleri
Hayır, öyle değil; ahdini yerine getiren ve günahtan sakınan bilsin ki, Allah şüphesiz Takva sahiplerini sever. (Âl-i İmran; 76)
3. Sabredenler
Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmran; 146)
4. Muhsin (Güzel davranan, iyilik sahibi, dürüst) kişiler
Allah Muhsinleri (güzel davrananları) sever. (Âl-i İmran; 148)
Allah (güzel davrananları, iyilikte bulunanları) sever. (Maide; 13, 93)
5. Tevekkül edenler
Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri (kendine dayanıp güvenenleri) sever. (Âl-i İmran; 159)
6. Temiz kimseler
Allah da çok temizlenenleri sever. (Tevbe; 108)
7. Adaletli olanlar
Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever. (Hucurat; 9)
HADİSİ ŞERİFLERDEN BAZI ÖRNEKLER
1. İyi huylu kimseler
Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimselerdir…” (Tirmizî, Birr 71)
2. Kardeşlerini ziyaret edenler
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek: Nereye gidiyorsun? dedi. Adam, şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum, cevabını verdi. Melek: O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var? dedi. Adam: Yok hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyaretine gidiyorum, dedi. Bunun üzerine melek: Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.” (Müslim, Birr 38)
3. Sadaka verip iyilik edenler
Ebû İdris el-Havlânî rahimehullah’dan şöyle dediği nakledilmiştir:
Dımaşk mescidine girmiştim. Bir de ne göreyim, güleç yüzlü bir delikanlı ve başına toplanmış bir grup insan. Bunlar bir konuda görüş ayrılığına düştüler mi hemen o delikanlıya başvuruyor ve fikrini kabulleniyorlardı. Bu gencin kim olduğunu sordum. “Bu Muâz İbni Cebel radıyallahu anh’tır” dediler.
Ertesi gün erkenden mescide koştum. Baktım ki o genç benden evvel gelmiş namaz kılıyor. Namazını bitirinceye kadar bekledim sonra önüne geçerek selâm verdim ve:
– Allah’a yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedim.
– Allah için mi seviyorsun? dedi.
– Evet, Allah için, dedim. O yine:
– (Gerçekten )Allah için mi seviyorsun? dedi. Ben de:
– Evet,( gerçekten) Allah için seviyorum, dedim.
Bunun üzerine elbisemden tutarak beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi.
– Kutlarım seni. Zira ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:
“Allah-u Teâlâ, “Sırf benim için birbirini seven, benim rızam için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızam için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hak ederler” buyurmuştur.” (Muvatta’, Şa’r 16)
4. Misafirine ikram edenler
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek:
– Ben açım, dedi. Allah’ın Rasûlü hanımlarından birine haber salarak yiyecek bir şey göndermesini istedi. O da:
– Seni peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, evde sudan başka bir şey yok, dedi. Hz. Peygamber bir başka hanımından yiyecek bir şeyler istedi. O da aynı cevabı verdi. Daha sonra Rasûl-i Ekrem’in öteki hanımları da: Seni peygamber olarak gönderene yemin ederim ki, evde sudan başka bir şey yok, diye haber gönderince, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ashâbına dönerek:
– “Bu gece bu şahsı kim misafir etmek ister?” diye sordu.
Ensardan biri: – Ben misafir ederim, yâ Rasûlallah, diyerek o yoksulu alıp evine götürdü. Eve varınca karısına: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in misafirini ağırla, dedi.
Bir başka rivayete göre karısına: – Evde yiyecek bir şey var mı? diye sordu.
Hanımı:
– Hayır, sadece çocuklarımın yiyeceği kadar bir şey var, dedi.
Sahâbî:
– Öyleyse çocukları oyala. Sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misafirimiz içeri girince de lambayı söndür. Sofrada biz de yiyormuş gibi yapalım, dedi.
Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu; onlar da aç yattılar. Sabahleyin o sahâbî Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gitti. Onu gören Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Bu gece misafirinize yaptıklarınızdan Allah Teâlâ memnun oldu.” (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr 10, Tefsîru sûre (59), 6; Müslim, Eşribe 172)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yüce Allah buyurdu ki: Kim benim bir dostuma (velime) düşmanlık ederse, ben ona savaş ilân ederim. Kulum üzerine farz kıldığım şeyden daha çok sevdiğim herhangi bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafilelerle bana yaklaşmayı sürdürür; sonunda ben de onu severim. Onu sevdim mi, artık kendisiyle işittiği kulağı, kendisiyle gördüğü gözü, kendisiyle yakaladığı eli, kendisiyle yürüdüğü ayağı olurum. Eğer benden bir şey dileyecek olursa andolsun ki ona veririm. Ve andolsun ki, bana sığınacak olursa, şüphesiz ki ben de onu himayeme alırım”.
5. Dünya ve dünyalıklardan yüz çevirenler
Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’in söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:
– Yâ Rasûlallah! Bana, yaptığım zaman hem Allah’ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem:
– “Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sevsin; halkın elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sevsin” buyurdu. (İbni Mâce, Zühd 1)
6. Yumuşak huylu olanlar
İbni Abbas radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Abdülkaysoğullarından Eşecc’e:
“Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve ihtiyatkârlık” buyurdu. (Müslim, Îmân 25, 26. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 149; Tirmizî, Birr 66; İbn; Mâce, Zühd 18)
7. İnsanlara kolaylık gösterenler
Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ kullarına lütufkârdır. Onlara kolaylık gösterilmesine memnun olur. Zorluk çıkaranlara ve başkalarına vermediği başarıyı ve sevabı, kolaylık gösterenlere verir.” (Müslim, Birr 77. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10; İbni Mâce, Edeb 9)
Bu sebeple her Müslüman Allah’ın sevgisini kazanmak için bu hususları yerine getirmeye özen gösterir. Allah’ın sevgisini kazanmak için de bunların zıddı olan hususlardan şiddetle sakınır.
Yine Kur’an’da Allah’ın sevmediğini bildirdiği kimseler de şunlardır.
a. Küfür ehli ve günahkâr kişiler
Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. (Bakara; 276)
b. Hıyanet edenler
Çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez. (Nisa; 107)
Bozguncular (İfsad ehli olanlar)
Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide; 64)
c. Haddi aşan ve aşırı gidenler
Allah sınırı aşanları sevmez. (Maide; 87)
d. İsraf edenler
Çünkü Allah israf edenleri sevmez. (Araf; 31)
e. Zalimler
Doğrusu O, zalimleri sevmez. (Şura; 40)
f. Kendini beğenip böbürlenen kimseler
Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. (Hadid; 23)
Müslüman kişi bu zikredilen ayetleri ibret nazarıyla düşünür ve Allah’ın sevmediği kullardan olmamak için bu özellikteki kişilerden olmamaya gayret eder.
Allah-u Teâlâ’nın sevgisini kazandıracak yollar tabi ki bunlarla sınırlı değildir. Bunları tamamıyla incelemek bu kısa ve özet çalışmamızda mümkün değildir. Bunlar hakkında daha fazla bilgi elde edebilmek için tafsilatlı kitapların incelenmesi gerekir. Rabbim cümlemizi kendi rızası ve sevgisine hak kazanan müttaki, muvahhid ve mümin kullarından eylesin.
AMİN.