Allahü Teâlâ İle Kul Arasındaki Perde
“Allah bâki ve kâfidir. O’ndan başkası boştur. O’ndan gayri her şeyden nefsini uzak eyle!”
Ebü’l-Abbas Seyyârî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Ebû Bekr-i Vasıtî’nin en büyük talebesi idi. Birçok büyük zâtlarla görüşüp, kendilerinden ilim ve edeb öğrendi. 340 (m. 951) senesinde Merv şehrinde vefât etti. Tövbe etmeden önce zengin idi. Babasından kendisine çok mîrâs kalmıştı. Servetinin hepsini vererek, Resûlullah efendimizin iki tel mübârek Sakal-i şerîfini satın aldı. Allahü teâlâ, Sakal-i şeriflerin bereketi ile ona tövbeyi nasîb eyledi. Ebû Bekr-i Vasıtî’nin sohbetiyle şereflendi. Yüksek derecelere kavuştu. Vefât ettiği zaman, vasiyeti üzerine, mübârek Sakal-i şerîfleri kabrine koydular.
Kendisine sordular ki: “Allah yolunda yürüyen bir kimse hangi ameli işlemelidir ki, onun gönlü Cennet bahçesi misali çok güzel olsun?” Cevâbında “Allahü teâlânın emirlerini yapmaya ve yasaklarından sakınmaya sabırla devam etmek, sâlihlerle beraber olup, sohbetlerinde bulunmak ve dostlarına hizmet etmekle” buyurdu. Yine, “Bu yolda ilerlemek nasıl mümkün ve kolay olur?” diye sorulunca, “Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet etmek ve sâlihlerin sohbetine devam etmekle” buyurdu.
Ebü’l-Abbâs Seyyârî buyurdu ki: “Bir kimse, hayatında İslâmiyete uymakta ne kadar hassas dikkatli ve ince davranır, İslâmiyete uygun olmayan bir iş yapmamak için ne kadar gayret ederse, âhirette, sırat köprüsünden geçerken, sırat köprüsü ona, dünyada İslâmiyete uymak için olan gayreti nisbetinde geniş, ferah ve rahat olur. Yine bir kimse, dünyâda emirlere uymakta gayet gevşek ve geniş davranır, İslâmiyete tam uymak için çalışanlara, 'O kadar da çok inceleme' derse, âhirette sırat köprüsünden geçerken, sırat köprüsü o kimse için, dünyâda İslâmiyete uymaktaki gevşekliği nisbetinde daralır.”
“Bir kimse, mutlaka haklı olduğu hâlde, kendisini suçlu kabûl edip, karşısındakine (Sen haklısın, ben kabahatliyim) derse, âhirette bütün sıkıntı ve meşakkatlerden emîn olur.”
“Bir dostundan, bir uygunsuzluk görürsen hemen onu tenkid etme. Mümkündür ki, kendisini tenkid ederken sana, önce yaptığı uygunsuzluktan daha zor ve ağır gelecek bir söz söyleyebilir."
“Tasavvuf; başındaki sevdayı atmak, elindeki dünyâyı dağıtmak ve vâki olanda karar kılmaktır.”
“Allah bâki ve kâfidir. O’ndan başkası boştur. O’ndan gayri her şeyden nefsini uzak eyle!”
“Allahü teâlâ ile kul arasında perde, yer ve gök değildir. Arş ve Kürsî de değildir. Perde, insanın benliğidir. Bu aradan kaldırılırsa Allaha kavuşulur.”